Yolculukta Tekbir Ve Tesbih |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yolculukta Tekbir Ve TesbihYolculukta tekbir ve tesbih YOLCULUKTA TEKBİR VE TESBİH YOLCUNUN TEPELERE VE BENZERİ YÜKSEK YERLERE ÇIKTIKCA ALLAHÜEKBER, VADİLERE VE BENZERİ DÜZ YERLERE İNDİKCE SÜBHÂNELLAH DEMESİ, TEKBİR VE TESBİH GETİRİRKEN YÜKSEK SESLE BAĞIRMAKTAN KAÇINMASI Hadisler 977Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahüekber; iniş indiğimizde de sübhânellah derdik Buhârî, Cihâd 132,133 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Cihâd 72 981 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır ` 978İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile askerleri tepelere çıktıklarında Allahüekber derler, düzlüklere indiklerinde de sübhânellah diye tesbih ederlerdi Ebû Dâvûd, Cihâd 72 981 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır 979 Yine İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hac veya umreden dönerken her yokuş veya yüksek yere çıktığında üç kere “Allahüekber” der sonra: - ‘Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun ortağı yoktur Mülk O’nundur, hamd O’na hastır O, her şeye gücü yetendir Biz yolculuktan dönen, tövbe eden, kulluk yapan ve Rabbimiz‘e hamd eden kişileriz Allah verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve o toplulukları hezimete uğratıp perişan etti’ buyururdu” Buhârî, Cihâd 158; Müslim, Hac 428 Müslim’in bir rivayetinde (Hac 428) “büyük, küçük harplerden ve çatışmalardan, hac ve umreden döndüğünde” kaydı yer almaktadır 981 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır 980 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Hz Peygamber’e: - Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak istiyorum, bana öğüt ver, dedi Hz Peygamber ona: - “Allah’a karşı saygılı ol ve her tepeye çıktığında Allahü ekber de! buyurdu Adam gittikten sonra arkasından: - “Allahım, ona uzakları yakın et ve bu seferi ona kolay kıl” diye dua etti Tirmizî, Daavât 45; İbni Mâce, Cihâd 8 Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır 981 Ebû Musâ el-Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi: Biz bir yolculukta Hz Peygamber ile birlikte idik Tepelere çıktıkça Allahüekber, lâ ilâhe illallah diye yüksek sesle tekbir ve tehlil getirdik Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: - “Ey müslümanlar! Kendinizi zorlamayınız Zira siz sağıra veya burada olmayan birine seslenmiyorsunuz Allah daima sizinle beraberdir, işitir ve size sizden daha yakındır” buyurdu Buhârî, Cihâd 131, Meğazî 38, Daavât 51, Tevhîd 9; Müslim, Zikr 44 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Vitr 26 Açıklamalar Yolculuk sırasında yükseklere çıkıldıkca Allahü ekber, düzlüklere inildikce sübhânellah demek ve bu sırada sesi çok fazla yükseltmemekle ilgili olarak beş hadis okuduk Birinci hadiste Câbir radıyallahu anh, sahâbîlerin konuya ait genel tavırlarını ve uygulamalarını haber vermektedir İkinci hadiste İbn Ömer, Câbir radıyallahu anh’ın verdiği habere bizzat Hz Peygamber’in de dahil olduğunu, onun da yükseklere çıktıkça tekbir getirdiğini, düzlüklere indikçe sübhânellah dediğini ilâve etmekte, sahâbîlerin bunları Hz Peygamber’den öğrendiklerini göstermektedir Üçüncü hadiste yine İbn Ömer radıyallahu anhümâ, Hz Peygamber’in hac ve umre gibi ibadet yolculuğu ve gazve gibi cihad yolculuğu dönüşlerinde de aynı şeyleri yaptığını, ilâve olarak ‘Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun ortağı yoktur Mülk O’nundur, hamd O’na hastır O, herşeye gücü yetendir Dönüyoruz, günahlarımızdan tevbe ediyoruz, kulluk ediyoruz, secde ediyoruz ve Rabbimize hamd ediyoruz Allah verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve o toplulukları hezimete uğratıp perişan etti’ dediğini haber vermekte, konuyu biraz daha açmaktadır Dördüncü hadiste, Hz Ebû Hüreyre, yolculuğa çıkmak isteyen bir müslümanın Hz Peygamber’e gelerek kendisine tavsiyede bulunmasını istemesi üzerine, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in ona Allah’a karşı saygılı olmasını ve yükseklere çıktıkça tekbir getirmesini tavsiye ettiğini bildirmektedir Yani Hz Peygamber’in bizzat yaptığı ile tavsiyesi arasındaki uyumu ortaya koymaktadır Hz Peygamber, kendisine gelip dua isteyen kişinin bu tavrından memnun olmuş, yolculuğunun kolay geçmesi için ona arkasından dua etmiştir Beşinci hadiste de konuyla ilgili bir tecrübesini nakleden Ebû Musâ el-Eş’arî radıyallahu anh, heyecana kapılıp tekbir ve tesbihleri yüksek sesle söylediklerini, bunun üzerine Hz Peygamber’in kendilerini sükûnete davet ettiğini ve Allah’ın, daima yanlarında, kendilerine öz canlarından daha yakın olduğunu, bu sebeple vakar ve sekînet içinde bulunmaları gerektiğini, gırtlaklarını zorlamaya gerek olmadığını hatırlattığını anlatmaktadır Böylece bu beş hadiste yolculukta getirilecek tekbir ve tesbihlerle ilgili bilinmesi gerekli hususlar ortaya konulmaktadır Böyle bir uygulamaya neden ihtiyaç duyulduğu sorulabilir Akla takılması çok normal olan bu sorunun cevabı da şöyle verilebilir: Her tepe veya yüksek bir yere çıkınca tekbir getirmek, fizikî ve maddî yükseklikten, mânevî ve ulvî yüksekliğe intikal etmek ve Allahü ekber demek, hisler ve duygulardaki yüksekliğin ifadesi olmaktadır Böylece maddî konum ile mânevî duygu arasında uyum sağlanmış olmaktadır Düzlüklere inilince sübhânellah diyerek Allah Tealâ’yı, zâtına yakışmayan birtakım noksanlıklardan tenzih etmek de aynı şekilde fizikî alçaklığın duygularda bir düşüşe sebep olmadığını bildirmek demektir Her hal ü kârda Allah’ı ululamak ve noksanlıklardan uzak olarak anmak, müslümanı belli bir irtifâ ve belli bir kulluk seviyesinde tutacak yegâne haldir Daima Allah’a tevekkül edip dayanmış olan müslümanın, yeryüzündeki engebeler vesilesi ile o güvenini ve inancını açığa vurması, her şeyden önce kendisini güçlü hissetmesine vesile olur Hadislerden Öğrendiklerimiz 1 Yolculukta tekbir ve tesbih hoş görülmüştür 2 Hz Peygamber ashâbının daima Allah’ı anmasını isterdi 3 Dua, tekbir ve tesbihte sesi aşırı derecede yükseltmek doğru değildir Çünkü Allah, bize şah damarımızdan daha yakındır Riyazüs Salihin |
|