Prof. Dr. Sinsi
|
Mescide Gürültü Yapmanın Kerâheti
Mescide gürültü yapmanın kerâheti
MESCİDDE GÜRÜLTÜ YAPMANIN KERÂHETİ
MESCİDDE TARTIŞMAK, YÜKSEK SESLE KONUŞMAK, YİTİK
SORUŞTURMAK, MAL ALIP SATMAK, EV KİRALAMAK GİBİ BİRTAKIM FAALİYETLERDE BULUNMANIN MEKRUH OLDUĞU
Hadisler
1700 Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
"Kim, mescidde yitiğini soruşturan bir kimseyi duyarsa, ‘Allah onu sana buldurmasın’ desin Zira mescidler yitik araştırmak için yapılmamıştır "
Müslim, Mesâcid 79 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Salât 21; İbni Mâce, Mesâcid 11
1704 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır
1701 Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Mescidde mal alıp satan kimseyi gördüğünüz zaman, ‘Allah kazandırmasın’ deyiniz Mescidde yitik soruşturanı gördüğünüzde de ‘Allah sana onu buldurmasın’ deyiniz "
Tirmizî, Büyû' 75 Ayrıca bk Muvatta', Sefer 92
1704 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır
1702 Büreyde radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam mescidde yitiğini soruşturuyor ve "Kırmızı devemi gören var mı?" diyordu Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Bulamaz ol! Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekanlardır" buyurdu
Müslim, Mesâcid 80, 81 Ayrıca bk İbni Mâce, Mesâcid 11
1704 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır
1703 Amr İbni Şuayb'ın babası aracılığı ile dedesinden rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, mescidde alış-veriş yapmaktan, yitik soruşturmaktan ve şiir okumaktan insanları menetmiştir
Ebû Dâvûd, Salât 214, Tirmizî, Büyû' 75 Ayrıca bk Nesâî, Mesâcid 22; İbni Mâce, Mesâcid 5
Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır
1704 Ashâbtan es-Sâib İbni Yezîd radıyallahu anh şöyle dedi:
Mesciddeydim, biri bana taş attı Baktım Ömer İbni'l-Hattâb radıyallahu anh Yanına varınca bana:
- Git şu iki kişiyi bana getir! dedi Gidip adamları getirdim Onlara:
- Nerelisiniz? diye sordu
- Tâifliyiz, dediler Bunun üzerine:
- Eğer Medineli olsaydınız, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidinde sesinizi yükselttiğiniz için canınızı yakmıştım, dedi
Buhârî, Salât 83
Açıklamalar
Mâbedler dünyanın en huzurlu, emniyetli ve sâkin yerleri olmalıdır Kulun Allah Teâlâ ile ruhî açıdan başbaşa olduğunun bilinci içinde ibadet edeceği bu yerlerin uhrevî havasına aykırı düşecek tavır ve işlerin oralardan uzak tutulması, mâbedlerin kendine has havası içinde kalabilmeleri bakımından son derece gereklidir Burada okuduğumuz beş hadis, cami ve mescidlerin nelerden korunması lâzım geldiği konusunda çok çarpıcı ve açık bilgi ve uyarılar ihtivâ etmektedir
Birinci hadis, kaybettiği bir mal veya eşyayı mescidin içinde yüksek sesle soruşturan kimsenin yaptığı bu münasebetsizlik ve uygunsuzluğa karşı, Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Allah onu sana buldurmasın!" diye beddua ediyor Gerekçesini de "Mescidler kayıp araştırmak için yapılmamıştır" diye açıklıyor Efendimiz bu sözüyle, dinî kurumların ve bilhassa mâbedlerin asıl kuruluş amaçları dışında kullanılmasına karşı ne kadar hassas olduğunu ve titiz davranılması gerektiğini ortaya koyuyor Bu, günlük dünya meşgalelerinin zikir, ibâdet ve ilim merkezi demek olan mescidlere biraz da hoyratça taşınmasına, oraların da sokak ve çarşı-pazar yerleri haline dönüştürülmesine karşı çıkmak demektir
Bu hadîs-i şerîf'in, Medine İslâm toplumu gibi, mescidin herşey demek olduğu bir ortamda söylendiği düşünülecek olursa, konuya ait nezâket ve hassasiyet daha iyi anlaşılır Günümüzde cuma namazlarında gördüğümüz manzara, o gün vakit namazlarında görülüyordu Yani orada yapılacak bir duyuru veya ilânın hedefine ulaşma şansı çok yüksekti Buna rağmen Efendimiz, mescidin içinde kayıp ilânlarının yapılmasını yasaklamakla, ne pahasına olursa olsun mescidlerin kendi yapım amaçları dışında kullanılmasına müsaade etmemiş olmaktadır
İkinci hadiste, cami ve mescid içinde yitik araştırma yasağına, alış-veriş yapma yasağının da ilâve edildiğini görüyoruz Mescidde ticaret yapmaya kalkışan biri görüldüğü zaman da Efendimiz, hem alan hem de satana yönelik olmak üzere "Allah kazandırmasın!" diye tepki gösterilmesini tavsiye ediyor
Üçüncü hadiste, kayıp olan kırmızı devesini gören olup olmadığını mescidde yüksek sesle soruşturan bir kişiye bizzat Sevgili Peygamberimiz'in, "Bulamaz ol!" diye tepki gösterdiğini ve mescidlerin ne için yapılmışlarsa o işlerde kullanılması gerektiğini hatırlattığını görmekteyiz Yani Efendimiz'in önceki iki hadiste ashâbına yaptığı tavsiyeyi burada bizzat ve bilfiil kendisinin yerine getirdiği görülmektedir Bu, onun sözü ile fiili arasındaki uyumun göstergesi olmanın yanında, yapılan münâsebetsizliğin affedilecek gibi olmadığını da göstermektedir Çok nâdir hallerde beddua ettiğini bildiğimiz Efendimiz'in bu olaydaki tavrı, dinin temel müessesesi camiye verilmesi gereken önemin farklı bir şekilde ortaya konulması demektir
Dördüncü hadiste, mescidlerde yapılmaması gereken yüksek sesle yitik soruşturma, alış-veriş yapma yasağına şiir okumanın da dahil edildiğini görmekteyiz Özellikle dinî içerikten yoksun şiirlerin mescid içinde yüksek sesle okunması kesinlikle doğru değildir
Bu dört hadiste sözü edilen yitik soruşturma, alış-veriş yapma ve şiir okuma faaliyetlerinde ortak olan nokta bunların genellikle yüksek sesle, bağıra - çağıra yapılan işler olmasıdır Mescidde her an namaz kılan, Kur'an okuyan, zikir ile meşgul olan insanlar bulunabilir Bu insanları rahatsız edecek şekilde gürültü yapmak yasaklanmıştır İbadetle, Kur'an okumakla meşgul olan kimse olmasa bile yine de mescidde gürültü yapmak yasaktır Çünkü mâbedler, sokak çığırtkanlıklarının sergileneceği yerler değildir
Esasen Kur'an okurken ve zikir yaparken dahi mescidde gereksiz yere sesi yükseltmek hoş karşılanmamaktadır Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mescidde itikâfta iken, sahâbilerin yüksek sesle Kur'an okuduklarını duymuş, perdeyi kaldırıp "Hepiniz Rabbinize sesleniyorsunuz Birbirinize eziyet etmeyin, sesinizi yükseltmeyin!" uyarısında bulunmuştur (bk Ebû Dâvûd, Tatavvu' 25) Bir başka rivayette de "Okurken birbirinize karşı sesinizi yükseltmeyin!" buyurmuştur (bk İbni Mâce, Mesâcid 5)
Abdullah İbni Mes'ûd radıyallahu anh de mescidde yüksek sesle salavât getirip, lâ ilahe illallah diye tehlil getiren bir gruba rastlamış ve onlara "Biz Resûlullah zamanında böyle şey yapmazdık Siz bid'atçisiniz!" diye çıkışmıştır (bk el-Menhelü'l-azbi'l-mevrûd, IV, 89)
Muhtelif fıkıh kitaplarında mescidde namaz kılmakta olanın zihnini meşgul edecek şekilde yüksek sesle Kur'an okumanın haram olduğuna bile işaret edilmektedir Hatta imamın sesini gereğinden fazla yükseltmesi bile hatalı görülmektedir
Bütün bunlar cami ve mescidlerde Kur'an okurken ihtiyaç olmadığı halde sesi yükseltmenin, yüksek sesle zikir yapmanın, bağırıp çağırmanın câiz olmadığını, bid'at olduğunu ortaya koymaktadır Hele hele büyük gruplar halinde üstelik bazı çalgı âletleri eşliğinde yüksek sesle zikir yapıyoruz diye mescidlerde gösteri yapmaya kalkışmak tamamen yersiz bir tavır ve bid'attır
Aynı şekilde gereksiz yere boğazını patlatırcasına bağıran vâizler, hatipler mevlidhanlar, korolar ve okuyucular, rahmetli bir düşünürümüzün ifadesiyle söyleyecek olursak tüm "mabed artistleri" ne yaptıklarını bir iyice düşünmek ve kendilerine kesinlikle çeki - düzen vermek zorundadırlar Murakıplık hizmetlerinin bu yönlere kaydırılması, herhalde cami hizmetlerinin mescidlere yakışır bir şekilde icra edilmesini sağlayacaktır
Saflar arasında dolaşılarak sessizce yardım toplamanın câiz olduğu genel kabul gören bir husustur Ayrıca namaz vakitleri dışında halkın genelini ilgilendiren hususların cami hoparlörü ile minareden duyurulmasında da bir beis görülmemektedir Özellikle bu durum köylerimiz gibi başkaca duyuru imkanı bulunmayan yörelerde zarûret mertebesindedir Belediye teşkilatı bulunan yerleşim birimlerinde bu tür ilân ve duyuruların belediye hoparlöründen yapılması elbette daha uygun olur
Beşinci hadiste, Hz Ömer'in mescidde yüksek sesle konuşan iki kişiyi, nasıl sorguladığını, Tâifli yani bir anlamda taşralı olduklarını öğrenince ikaz etmekle yetindiğini görmekteyiz Bu olayda iki nokta dikkat çekicidir Birincisi Hz Ömer'in, olayı bize nakleden Sâib İbni Zeyd'i, seslenerek değil, küçük bir çakıl taşı atarak yanına gelmesini sağlaması ve gidip gürültü yapan kişileri kendisine getirmesini emretmesi  Burada Hz Ömer, önce kendisi mescidin sükûnetini bozmamaya dikkat ediyor Yanına getirttiği kişileri de kısa bir soruşturmadan sonra, Medineli olmadıklarını anlayınca sözlü olarak uyarmakla yetiniyor "Eğer Medineli olsaydınız, yüksek sesle konuşmanızdan dolayı canınızı yakacaktım" demek sûretiyle, mescidde yüksek sesle tartışılmayacağını, konuşulmayacağını öğrenmiş olması gerekenlerin, bu konudaki ihmallerinin kabul edilemez olduğunu bildirmektedir
Yıllarca camiye cemaata devam edip de camiye nasıl girilir, nasıl çıkılır ve camide nasıl davranmak gerekir bunu öğrenmemiş olanların kulakları çınlasın Tabiî bu tür cemaatı olan cami imamlarının ve görevlilerinin de  
Hadislerden Öğrendiklerimiz
1 Cami ve mescidler, zikir, ibadet ve Kur'an okumak gibi tamamen dînî işler için yapılmışlardır
2 Cami ve mescidleri kuruluş amaçlarının dışında kullanmak doğru değildir
3 Cami ve mescidlerde yüksek sesle yitik soruşturmak, alış-veriş yapmak ve şiir okumak câiz değildir Bazı âlimlere göre cami içinde dilenciye sadaka vermek bile caiz değildir
4 Mescidde yapılmaması gereken işleri yapmaya kalkışanlara o yaptığı işte başarıya ulaşmaması için beddua etmek câizdir
5 Mescidlerin mâbed kutsiyeti ve sukûneti her zaman korunmalıdır
6 Cami hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında da gereksiz yere yüksek sesle bağırmak çağırmak, konuşmak ve okumak doğru değildir
7 Cami dışında yapılacak işler içeriye taşınmamalıdır
Riyazüs Salihin
|