Allah Teâla Bazı Şeyleri Farz Kıldı, Onları İhmal Etmeyin |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Teâla Bazı Şeyleri Farz Kıldı, Onları İhmal EtmeyinAllah Teâla bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin 1836 Ebû Sa’lebe el-Huşenî Cürsûm İbni Nâşir radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koydu, o sınırları aşmayın Bazı şeyleri haram kıldı, o haramları çiğnemeyin Bazı şeyleri de unuttuğu için değil size olan merhameti sebebiyle dile getirmedi, onları da araştırıp kurcalamayın” Dârekutnî, es-Sünen, IV, 184 Ayrıca bk Hâkim, el-Müstedrek, IV, 115 Açıklamalar Hadisimizde Cenâb-ı Hakk’ın kullarına yönelik emir ve yasakları başlıca dört ana başlık altında özetlenmiştir Bunlardan birincisi farzlardır Farz; yapanın sevap kazandığı, yapmayanın ceza gördüğü bir ibadet türüdür Zira farzların yapılması Allah tarafından kesin bir dille emredilmiştir Meselâ iman, namaz, zekât birer farzdır Resûl-i Ekrem Efendimiz farzlarason derece dikkat edilmesini, onların mutlaka yerine getirilmesini, hatta kusursuz bir şekilde ifa edilmesini tavsiye buyurmaktadır İkincisi; bazı sınırlar konularak belirlenen, yaklaşılması, aşılması, aykırı davranılması yasaklanan hususlardır Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Kur'ân-ı Kerîm’de oruç tutmak isteyen kimsenin imsâk vaktine kadar yiyip içebileceği, o andan itibaren iftar saatine kadar kesinlikle bir şey yemeyeceği, eşiyle beraber olamayacağı gibi hususlar belirtildikten sonra “Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; sakın onlara yaklaşmayın” [Bakara sûresi (2), 187] buyurulmaktadır Ayrıca Allah’ın koyduğu sınırları aşan kimselerin birer zâlim olduğu da belirtilmektedir [Bakara sûresi (2), 229] Sabah namazının farzının iki, akşamın üç, öğle, ikindi ve yatsının farzlarının dörder rek’at olarak belirlenmesi de böyle bir sınırlamadır Onun da kesinlikle delinmemesi gerekmektedir Üçüncüsü haramlardır Zina, adam öldürme, kendiliğinden ölen hayvanların etini yeme, kan içme fiilleri Allah Teâlâ tarafından kesinlikle yasaklanmış davranışlar yani haramlardır Bunlar da açıkça bellidir Dördüncüsü de Allah Teâlâ’nın bildirmeyi unuttuğu için değil, bildirdiği takdirde kullarının zorlanacağını bildiği için bu farzdır, bu helâldir, bu haramdır diye açıklamadığı hususlardır Resûl-i Ekrem Efendimiz bunların hükmünü öğrenmek için, özellikle kendisi hayatta iken ve daha sonraki devirlerde, inceden inceye araştırılıp kurcalanmasını doğru bulmamıştır Hz Peygamber hayatta iken fazla kurcalanması halinde bunların helâl iken haram kılınması veya onlara bazı sınırlamalar getirilmesi ihtimali vardı Günümüzde de, meselâ yenilmesinin helâl mi, haram mı olduğu açıkça belirtilmeyen şeyleri fazla kurcalamak yerine, “Yerde ne varsa Allah hepsini sizin için yarattı” [Bakara sûresi (2), 29] âyetini göz önünde bulundurmak suretiyle “Eşyada aslolan ibâhadır” kuralına göre hareket etmek daha uygun bir davranıştır Nevevî çok önemli gördüğü bu hadîs-i şerîfi, Kırk Hadis adlı eserine otuzuncu hadis olarak almıştır Hadisten Öğrendiklerimiz 1 Her müslüman farzları yapmak, haramlardan kaçınmak zorundadır 2 Allah Teâlâ’nın belirlediği esaslar, çizdiği sınırlar vardır; bu esaslara ve sınırlara uyulması şarttır 3 Cenâb-ı Mevlâ kullarına olan merhameti sebebiyle bazı konuları helal, haram gibi kesin şekilde belirlememiştir “Bilinçli boşluk” veya “rahmet alanı” diyebileceğimiz bu konularda ince eleyip sık dokumak uygun değildir 1837 Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber yedi gazâ yaptık O gazvelerde çekirge yedik Diğer bir rivayete göre, Resûl-i Ekrem ile beraber çekirge yedik, dedi Buhârî, Zebâih ve’s-sayd 13; Müslim, Sayd ve’z-zebâih 52 Ayrıca bk Tirmizî, Et’ime 22; Nesâî, Sayd ve’z-zebâih 37 Açıklamalar Hem hadisimizin râvisi Abdullah hem de Ebû Evfâ künyesiyle bilinen babası Alkame İbni Hâlid sahâbî oldukları için, “Allah her ikisinden de razı olsun” anlamında radıyallahu anhümâ diye ikisine de dua ettik Kısa hal tercümesini 54 numaralı hadiste verdiğimiz ve Kûfe’de 86 (705) yılında en son vefat eden sahâbî diye bildiğimiz bu aziz insan, Resûlullah Efendimiz ile birlikte yedi, bazı rivayetlere göre altı gazvede bulunduğunu ve erzakları tükendiği zaman bazan çekirge yediklerini söylemektedir Gerçekten de İslâm askerleri bu seferlerde bir çeşit komando eğitiminden geçmişlerdir Çekirge yemenin câiz olmadığına dair bazı rivayetler bulunmakla beraber, bu rivayetlerin hepsi zayıftır Bu konudaki en sağlam hadis budur Çekirgenin yenebileceğine, hatta kesilmeden yenebileceğine dair İslâm âlimlerinin fikir birliği (icmâ) vardır Yalnız Mâlikîler çekirgenin kesilmesini gerekli görmüşlerdir İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe ise çekirgeyi balık gibi kabul etmiş, onun, ölü olarak bulunsa bile yenmesinde bir sakınca olmadığını söylemiştir (Daha fazla bilgi için bk Tecrid Tercemesi, XII, 18-19) Hadisten Öğrendiklerimiz 1 Peygamber Efendimiz ashâbıyla birlikte savaşlar yapmış, bu savaşlarda bazan çekirge yenilmiştir 2 Çekirge yemek helâldir |
|