Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dördüncü, hadiseleri, hicri, mühim, senenin

Hicrî Dördüncü Senenin Diğer Mühim Bazı Hâdiseleri

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hicrî Dördüncü Senenin Diğer Mühim Bazı Hâdiseleri






Hicrî Dördüncü Senenin Diğer Mühim Bazı Hâdiseleri
HİCRÎ DÖRDÜNCÜ SENENİN DİĞER MÜHİM BAZI HÂDİSELERİ

İçki Haram Kılındı
İçki, hicretin dördüncü yılında, Benî Nadir Yahudîlerinin yurtlarında sürgün edip çıkarıldıkları sırada haram kılınıp yasaklandı
İçki üç safhada inen âyetlerle haram kılındı
Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine`ye teşrif ettikleri zaman Müslümanlar arasında da içki içiliyor, kumar oynanıyorduPeygamber Efendimiz gelince, ondan içkinin ve kumarın hükmünü sordular O sırada Hz Ömer de, "Yâ Rabbi! İçki hakkında bize, açık ve kesin bir beyânda bulun" diye duâ etti
Bir müddet sonra, "Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar: De ki; `Onlarda büyük günâh ve hem insanlar için bazı faydalar vardır Fakat günahları, faydalarından daha büyüktür"46 meâlindeki âyet-i kerime nazil oldu
Bunun üzerine Müslümanlardan bir kısmı zararından dolayı içkiyi bıraktı, bir kısmı ise içmeye devam etti
Ancak, içenler arasında bu arada bazı nâhoş durumlar meydana geldi Hatta Ashabdan biri, akşam namazını kıldırırken, kıraâti yanlış ve ters mânâ çıkacak şekilde karıştırdı
Hz Ömer tekrar, "Allah`ım, içki hakkında bize açık ve kesin bir beyânda bulun" diye duâ etti
Çok geçmeden şu âyet-i kerime nazil oldu:
"Ey îmân edenler! Sarhoş olduğunuz zaman ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp olduğunuz zaman da eğer yolcu değilseniz, gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın"47
Bu da yasağın ikinci safhasını teşkil ediyordu
Bu âna kadar Müslümanlar arasında da bir hayli içki içen vardı Bunun üzerine Müslümanlar, "Yâ Resûlallah, biz, namaz vakti yaklaşınca içki içmeyiz" dediler
Peygamber Efendimiz, onlara cevap vermeyip sustu
Namaz kılınacağı zaman da Resûl-i Kibriyâ Efendimizin emriyle "Hiçbir sarhoş namaza yaklaşmasın" diye nidâ edilirdi
Buna rağmen Müslümanın biri akşamleyin içki içip namaza geldi
Hz Ömer tekrar, "Allah`ım, içki hakkında bize açık ve kesin bir beyânda bulun" diye duâ etti O zaman da şu âyet-i kerime nâzil oldu
"Ey îmân edenler! İçki, kumar, putlar ve kısmet çekilen fal okları hep şeytanın işinden birer pisliktir ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz
"Şüphesiz şeytan, içki ve kumarla, aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah`ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi?"48
Bundan sonra Müslümanlar, "Artık içkiden, kumardan vazgeçtik Rabbimiz" dediler
Bu da içki yasağının üçüncü safhasıydı Ve, böylece içki bütün Müslümanlara haram kılınıyordu
Bu âyetlerin nâzil olması üzerine Peygamberimizin emriyle tellal, "Haberiniz olsun ki; içki haram kılınmıştır" diyerek Medine sokaklarından nidâ etti
Bu emri duyan Müslümanlar evlerinde bulunan bütün içkileri derhal döktüler Dökülen içkiler, Medine sokaklarından sel gibi aktı
Konu ile ilgili bir kaç hadîsi de nakledelim:
"Muhakkak ki Allah, içkiye, onu yapana, yapılan yere, onu içene, içirene, taşıyana, taşıtana, satana, satın alana, onun bedelini ve kazancını yiyene lânet etmiştir"49
"Her sarhoş edici şey içkidir ve her sarhoş edici içki haramdır
"Kim dünyada devamlı içki içer ve tevbe etmeden ölürse, âhirette o kimse, âhiret şerbeti içemez!"50
"İçkiden uzak durunuz! Çünkü, o, her kötülüğün anahtarıdır"51
"İçki, bütün murdarlıkların, kötülüklerin anasıdır"
52
"Çoğu sarhoş edenin, azı da haramdır"53

Ezvâc-ı Tahirattan Hz Zeynet bint-i Huzeyme Vefât Etti
Peygamberimizin zevcesi Hz Zeynep, İslâmiyetten önceki devirde, yoksul ve muhtaçlara çok acıdığı, şefkat ve merhametli davrandığı, onlara devamlı yemekler yedirdiği ve sadakalar verdiği için ``Ümmü`l-Mesakîn (Miskinler, Düşkünler Annesi)" diye bilinir ve yâd edilirdi Resûl-i Kibriyâ Efendimizle evliliği Hicretin üçüncü yılı Ramazan ayında olmuştu Hicretin bu dördüncü yılı Rebiülâhir ayı sonunda ise otuz yaşında iken vefat etti
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, namazını kıldırdıktan sonra onu, Baki kabristanına defnetti Efendimizin hayatında Hz Hatice-i Kübrâ ile Hz Zeynep`ten başka zevcesi vefât etmemiştir!

Hz Ali`nin Vâlidesi Fâtıma Hâtun Vefât Etti
Fâtıma binti Esed, Nebiy-yi Muhterem Efendimizin amcası Ebû Talib`in zevcesi idi İlk sıralarda Müslüman olmuş ve Medine`ye hicret etmişti Peygamber Efendimize çocukluğunda büyük hizmetlerde bulunmuştu Onu çocuklarından daha çok sever ve ihtimam gösterirdi Peygamber Efendimiz de her zaman onu saygıyla anar, halini, hatırını sorar, onu ziyaret ederdi
İşte yüksek ahlâk sahibi bu İslâm kadını, hicretin bu dördüncü yılında Medine`de hakkın rahmetine kavuştu Resûl-i Ekrem Efendimiz ona olan sevgi ve saygısını, "Bugün annem, vefât etti" diyerek izhar etmiştir
Hz Ali (ra), "Annem Fâtıma binti Esed vefat ettiği zaman Resûlullah (asm), kendi gömleğini sırtından çıkarıp ona kefen olarak sardırdı ve cenaze namazını kıldırdı" demiştir
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bu mübârek ve muhterem kadının kabrine de indi ve bir müddet kabrin içinde uzandı Sonra kabirden çıktı Gözleri yaşlarla doluydu
Müslümanlar, "Yâ Resûlallah," dediler, "biz, senin buna yapmış olduğun şeyi, başkasına yaptığını görmemiştik?"
Nebiy-yi Muhterem Efendimiz şu cevabı verdi:
"Ebû Talib`den sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan bir başka kimse olmamıştır Ona, Cennet elbiselerinden giydirilsin diye gömleğimi kefen olarak giydirdim! Kabir hayatı, kendisine mülayim ve kolay gelsin diye de kabirde yanına uzandım"54
Bundan sonra da Resûl-i Zişan Efendimiz şu duâyı yaptı:
"Allah sana merhamet etsin ve hayırla mükafatlandırsın
"Allah sana rahmet etsin, ey annem!
"Sen, benim annemden sonra annem idin
"Kendin aç durur, beni doyururdun
"Kendin giymez, beni giydirirdin
"En iyi nimetlerden nefsini alıkoyar, bana tattırırdın Bunu da ancak Allah rızâsını ve âhiret yurdunu umarak yapardın
"Allah ki, diriltendir, öldürendir Hayy ve Kayyumdur, O
"Allah`ım! Annem Fâtıma binti Esed`i af ve mağfiret et
"Ona hüccet ve delilini anlat! Kabrini genişlet
"Ben Resûlünün ve benden önceki peygamberlerinin hakkı için, duâmı kabul buyur, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Allah!"

Peygamberimizin Torunu Hz Hüseyin Dünyaya Geldi
Hicretin dördüncü yılı Şaban ayında Resûl-i Ekrem Efendimizin torunu, Hz Ali`nin ikinci oğlu Hz Hüseyin Hz Fâtıma`dan dünyaya geldi
Doğumunun yedinci gününde Peygamber Efendimiz bu nur topu torunu için akika kurbanı olarak iki koç kestirdi Kulağına ezân okuyup ismini koydu ve saçını kestirdiTorunu Hz Hasan gibi, Hz Hüseyin de Nebiy-yi Muhterem Efendimize benzerdi Bu her iki torunu için Efendimiz: "Allah`ım! Ben, bunları seviyorum Sen de sev bunları"55 diyerek duâ etmiştir
Birgün Ebû Eyyûbi`l-Ensarî (ra), Resûl-i Kibriyâ Efendimizin huzuruna girdiğinde onun Hz Hasan ve Hz Hüseyin`le oynadığını gördü, "Yâ Resûlallah, sen onları çok mu seviyorsun?" diye sorunca Peygamber Efendimiz şu karşılığı vermişti:
"Nasıl sevmiyeyim ki? Bunlar, benim dünyada kokladığım iki Reyhânımdır"56
Zeyd Bin Sâbit Arap, İbrani Ve Süryani Yazısını Öğrendi
Zeyd bin Sabit (ra), Hicretten önce Evs ve Hazreç kabileleri arasında Buas günü vuku bulan çarpışmalarda babasının ölmesiyle yetim kalmıştı O sırada altı yaşında idi
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Bedir`de esir alınan Kureyş müşriklerinden malî durumu kurtuluş fidyesi ödemeye müsait olmayan herbirisinin, Ensar çocuklarından on çocuğa iyice okuma yazma öğrettiği takdirde serbest bırakılacaklarını bildirmişti İşte Zeyd bin Sabit de, o zaman okuma yazma öğrenmiş olan Ensar çocuklarındandı
Hz Zeyd bin Sabit, son derece zeki idi Hicretin bu dördüncü senesinde Peygamber Efendimiz, kendisine Yahudî yazısını, yani İbraniceyi öğrenmesini emretti ve, "Ben yazılarımı, onların değiştirmeyeceklerinden emin değilim"57 buyurdu
Bunun üzerine Hz Zeyd, 15 gün içinde İbraniceyi öğrendi, hatta onda maharet sahibi oldu Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bundan sonra Yahudîlere birşey yazacağı zaman, onu Hz Zeyd`e yazdırır, Yahudîlerden gelen yazıları da ona okuturdu58
Yine birgün Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Hz Zeyd`e, "Süryaniceyi güzelce okuyup yazabilir misin? Çünkü bana, Süryanice yazılar geliyor" dedi
Hz Zeyd cevaben, "Hayır, iyi okuyup, yazamam" deyince, Peygamber Efendimiz:
"O halde sen onu iyice öğren" buyurdu
Bu emir, üzerine Hz Zeyd bin Sâbit 17 günde de Süryaniceyi öğrendil

Hz Osman`ın oğlu Abdullah vefât etti
Hz Osman, Habeşistan`a hanımı Hz Rukiyye ile birlikte hicret etmişti Orada bir çocukları dünyaya gelmiş ve ismini Abdullah koymuşlardı
Abdullah, altı yaşında bulunduğu sırada bir horoz yüzünü gözünü gagaladı Yüzü gözü şişti Fenâ halde hastalandı Bu hastalıktan kurtulamayarak da hicretin dördüncü senesi Cemaziyelevvel ayında vefât etti
Bu torununun cenaze namazını bizzat Peygamber Efendimiz kıldırdı
Kabrine ise, babası Hz Osman indirdi60
Abdullah`ın mezar taşını diken Resûl-i Kibriyâ Efendimizin gözlerinden yaşlar döküldü Şöyle buyurdular:
"Allah Teâla, kullarından, merhametli ve yufka yürekli olanlara rahmet eder!"61

46 Bakara Sûresi, 219
47 Nisa Sûresi, 43
48 Mâide Sûresi, 90-91
49 Ebû Davud, Sünen, 2:292
50 Müslim, 5:100
51 Hakim, Müstedrek, 4:145
52 Dare Kutnî, Sünen, 4:247
53 Ebû Davud, Sünen, 2:294
54 İstiâb, 4:1891
55 Tirmizî, Sünen, 5:661
56 Age, 5:657
57 Taberî, 3:42; Müsned, 5:1856
58 Ebû Davud, Sünen, 2:286; Tirmizî, Sünen, 5:67-68
59 Müsned, 5:182
60 Tabakât, 3:53-54
61 Belazurî, Ensab, 1:401




Salih Suruç

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.