Prof. Dr. Sinsi
|
Sünen-İ Nesai Kasame
19- ISIRMA KONUSUNDA DEĞİŞİK RİVAYETLER
4684- Ya’la ve Ümeyye (r anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlullah (s a v) ile birlikte Tebük savaşına çıkmıştık Beraberimizdeki bir arkadaşımız Müslümanlardan birisiyle kavga etti O adam bunun kolunu ısırdı o da kolunu onun ağzından kurtarmak için çekince dişi döküldü Bunun üzerine o kimse gidip Rasûlullah (s a v)’den dişinin diyetini isteyince, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Hem gidip deve gibi kardeşinin kolunu ısırıyor hem de gelip diyet istiyor, onun için diyet yoktur” böylece davayı iptal etti (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4685- Safvan b Ya’la (r a)’nın babasından rivâyet ettiğine göre; Bir adam bir adamın elini ısırmıştı o da onun ağzından elini çekince dişi döküldü Rasûlullah (s a v)’e geldiler, O da davayı iptal etti (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4686- Ya’la (r a)’dan rivâyete göre, bir adam ücretle bir işçi tutmuştu O adamla kavga edip elini ısırmıştı elini çekince dişi dökülmüştü Rasûlullah (s a v)’in huzuruna geldiler ve şikayette bulundular Rasûlullah (s a v)’de “Elini ağzında bıraksaydı da deve gibi koparsaydın öyle mi? buyurdular (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4687- Safvan b Ya’la (r a), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) ile birlikte Tebük savaşında savaşa katılmıştım bu arada da bir işçi tutmuştum Benim işçi, bir adamla kavga edip onun parmağını ısırmıştı O da elini çekince dişleri dökülmüştü Rasûlullah (s a v)’e gelip durumu anlattıklarında Peygamber (s a v)’de o davayı iptal etti (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4688- Ya’la b Ümeyye (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) ile beraber Ceyşül Usre = Tebük seferinde bulunmuştum Bu hayatımda en güvendiğim amelimdir Yanımdaki hizmetçim bir adamla kavga etti, onlardan biri diğerinin parmağını ısırdı o da parmağını kurtarmak için parmağını çekince onun ön dişini söktü ve dişi düştü Dişi düşen Rasûlullah (s a v)’e gelerek: Şikayette bulundu Rasûlullah (s a v)’de ona şöyle dedi: “Elini ağzında bıraksaydı da koparsaydın öyle mi?” (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4689- Safvan b Ya’la b Münye (r a)’den rivâyete göre, Ya’la b Münye’nin hizmetçisi başka bir kimsenin kolunu ısırmıştı, o da kolunu onun ağzından kurtarmak için çekince dişi düşmüştü Durumu Rasûlullah (s a v)’e götürdüler Rasûlullah (s a v) davayı iptal etti ve şöyle buyurdu: “Elini ağzında bıraksaydı da deve gibi elini koparsaydın öyle mi?” (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
4690- Safvan b Ya’la (r a)’dan rivâyete göre, babası Rasûlullah (s a v) ile birlikte Tebük savaşına katılmıştı Bir hizmetçi tutmuştu, o da bir adamla kavgaya tutuştu ve o adamın kolunu ısırdı o ısırmadan dolayı acı çekince elini çekti ve diğerinin dişi döküldü Durumu Rasûlullah (s a v)’e götürdüler, O da şöyle buyurdu: “Biriniz birinizi bile bile deve gibi ısıracak öyle mi?” Davayı iptal etti dökülen dişte boşa gitti (Ebû Davud, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)
20- BAZI İŞLENEN CİNAYETE KARŞI KISAS VARMIDIR?
4691- Ebu Said el Hudrî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) yanımızda iken bir şey dağıtılıyordu Bir adam daha önce almak için Rasûlullah (s a v)’in yanına yaklaştı ve oraya yüzüstü kapandı Rasûlullah (s a v)’de onu bir hurma sapı ile dürttü Adam kalkıp çıkınca Rasûlullah (s a v), adama: “Gel benden öcünü al” buyurunca, Adam: “Affettim ey Allah'ın Rasûlü” dedi (Ebû Davud, Diyat: 15)
4692- Ebu Said el Hudrî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) aramızda bir şey dağıtıyordu Bir adam dağıtılanlardan almak için oraya atıldı ve yüz üstü kapaklandı Rasûlullah (s a v)’de yanında bulunan bir hurma dalı ile onu dürttü Adam bağırınca Rasûlullah (s a v): “Gel benden öcünü al kısas yap” buyurdu Adam da: “Affettim ey Allah'ın Rasûlü” dedi (Ebû Davud, Diyat: 15)
21- TOKAT ATMADAN DOLAYI KISAS OLUR MU?
4693- İbn Abbas (r a) anlatıyor: Bir adam Abbas’ın cahiliyye’de ölen babasına sövdü Abbas’ta ona bir tokat atmıştı Bunun üzerine o adamın akrabaları gelerek şöyle dediler: “Abbas’ın vurduğu gibi o da Abbas’a vurmalıdır değilse silahlarımızla onu öldürürüz ” Durum Rasûlullah (s a v)’e ulaşınca minbere çıktı ve: “Ey İnsanlar! Allah katında en değerli insan kimdir? Biliyor musunuz” deyince, Ashab: “Sensin” dediler Rasûlullah (s a v)’de: “Abbas benim ailemden ben de onun ailesindenim, ölmüşlerimize sövmeyin ki dirilerimiz üzülmesinler ” Bunun üzerine Abbas’a karşı ayaklananlar: “Ey Allah'ın Rasûlü! Seni gücendirmekten Allah’a sığınırız Bizim için Allah’tan af dile” dediler (Müsned: 2598)
22- ÇEKMEKTEN DOLAYI İZ OLURSA KISAS GEREKİR Mİ?
4694- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mescid de Rasûlullah (s a v) ile birlikte oturuyorduk O kalkınca biz de kalkardık Bir gün kalktı biz de kalktık Mescidin ortasına varınca bir adam, Rasûlullah (s a v)’in hırkasından tuttu ve hızlıca çekti hırkası kalın kumaştan yapılmıştı sert olduğu için boynu kızarmıştı O adam Rasûlullah (s a v)’e: “Ey Muhammed şu iki deveme yiyecek yüklet çünkü Sen ne kendi malından ne de babanın malından veriyorsun” deyince Rasûlullah (s a v): “Hayır! Allah’tan bağışlanmamı isterim Boynumu kızartmandan dolayı kısas yapılmadıkça develerine bir şeyler yükletmem” buyurdu Bunun üzerine bedevi: “Hayır kıyas yaptırmam” dedi Rasûlullah (s a v) sözünü üç defa tekrarladı üçünde de bedevi: “Hayır vallahi kısas yaptırmam” diyordu Bedevinin bu ısrarını duyunca hızlıca onun üzerine yürüdük O sırada Rasûlullah (s a v) bize dönerek, şöyle buyurdu: “Sözümü işiten herkes kendisine izin vermeden yerinden kımıldamamasına karar verdim” diyerek oradakilerden birine: “Ey Filan! Bedevinin bir devesine arpa diğer devesine de hurma yükle” buyurdu Daha sonra da: “Dağılın” buyurdu (Ebû Davud, Edeb: 1)
23- DEVLET BÜYÜKLERİNE DE KISAS YAPILIR MI?
4695- Ömer (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v)’in kendisine kısas yaptırmak istediğini gördüm ” (Ebû Davud, Diyat: 15)
24- DEVLETİN İZNİ OLMADAN KISAS YAPILAMAZ
4696- Âişe (r anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v), ebu Cehm b Huzeyfe’yi zekat toplama göreviyle göndermişti Ebu Cehm gittiği yerde zekat konusunda münakaşa eden birine vurmuştu Bunun üzerine o adam arkadaşlarıyla birlikte Rasûlullah (s a v)’e geldiler ve kısas isteriz Ey Allah'ın Rasûlü! dediler Rasûlullah (s a v)’de “Kısas yerine şunu veya şunu alın” buyurdu Razı olmadılar tekrar: “Şunu ve bunu da alın” buyurunca kabul ettiler Rasûlullah (s a v) onlara: “Bu meseleyi insanlara duyuracağım” buyurdu Onlar da: “Olur” dediler Rasûlullah (s a v) şöyle konuştu: “Bu adamlar bana geldiler kısas istediler Ben de onlara şunları alın dedim razı oldular ” Demesi üzerine onlar: “Hayır kabul etmiyoruz” dediler Muhacirler o adamların üzerine yürüyeceklerdi Rasûlullah (s a v) muhacirlere: “Ellerini onlardan çekmelerini emretti onlar da ellerini çektiler, onları çağırdı ve razı mısınız?” buyurdu Onlar da: “Evet” dediler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Bu durumu insanlara duyuracağım” buyurdu Onlar da: “Konuş ve bildir” dediler Rasûlullah (s a v) yine insanlara konuşup anlattı ve o kimselere tekrar sordu: “Aldıklarınıza razı mısınız?” Onlar da: “Evet” dediler (Ebû Davud, Diyat: 13; İbn Mâce, Diyet: 10)
25- KILIÇ DIŞINDA DA KISAS UYGULAMASI OLUR MU?
4697- Enes (r a)’ten rivâyete göre, Bir Yahudi, üzerinde ziynet eşyası bulunan bir kızı görüyor ve onu taşla öldürerek ziynetlerini alıyor, ölmek üzere olan kızın yanına Rasûlullah (s a v) götürülüyor ve ona şöyle soruyor: “Seni falan kimse mi öldürdü?” -hadisin ravilerinden Şu’be başıyla işaret ederek kızın hareketini aktarıyordu- Kız, hayır diye işaret etti “Peki falan mı öldürdü?” dediklerinde -yine Şu’be başıyla anlatıyordu- Kız yine: “Hayır” dedi “Falan mı öldürdü denildiğinde -Şube yine başıyla anlattı- Kız: “Evet” işareti yaptı Rasûlullah (s a v), Yahudi’yi getirtip kafasını iki taş arasında ezdirerek öldürülmesini emretti (Ebû Davud, Diyat: 13; İbn Mâce, Diyet: 10)
4698- Kays (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) Has’am kabilesinden bir guruba karşı bir müfreze göndermişti Oradakilerden bir kısmı secde ederken Müslüman olduklarını belirterek öldürülmemelerini isteseler de çarpışma sırasında öldürüldüler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) onların diyetlerinin yarısını ödemelerini Müslümanlara emretti ve: “Ben müşrikler arasında yaşayan Müslümanlardan uzağım Müslümanlarla müşriklerin ateşleri birbirlerine görülmeyecek kadar uzak olsunlar” buyurdu (Ebû Davud, Diyat: 17; Tirmizî, Siyer: 42)
26- Bakara 178 ayetinin yorumu: “BUNUNLA BERABER KİM ÖLDÜRÜLENİN KARDEŞİ VEYA VELİLERİ TARAFINDAN AFFEDİLİRSE O ZAMAN AFFEDENİN DİNİN ÖNGÖRDÜĞÜ DİYETİ İSTEMESİ AFFEDİLENİN DE ONU GÜZELCE ÖDEMESİ GEREKİR…”
4699- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: İsrailoğulları zamanında kısas vardı, diyet vermek yoktu Bu konuda Allah, Bakara 178 ayetini indirdi: “Ey iman edenler, öldürme olaylarında adil karşılık olan kısas size farz kılındı Hüre karşı hür, köle kadın için köle kadın öldürülür Bununla beraber kim öldürülenin kardeşi veya velileri tarafından affedilirse o zaman affedenin dinin öngördüğü diyeti istemesi affedilenin de onu güzelce ödemesi gerekir…” Affetmek bilerek öldürmede diyeti kabul etmek demektir Allah’ın istediği şekilde ödemeye uymak demektir Karşı tarafta güzellikle diyeti ödemelidir Bu Rabbinizden size bir rahmet ve hafifletme demektir Ve sizden öncekilere farz kılınanlardan daha kolaydır, onlara farz kılınan sadece kısastı o zaman diyet yoktu (Buhârî, Tefsir: 19)
4700- Mücahid (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Öldürme olaylarında adil karşılık olan kısas size farz kılındı, hüre karşı hür…” (Bakara 178 ) İsrailoğullarında diyet yoktu onlara sadece kısas farz kılınmıştı Allah bu ümmete kolaylık olsun için İsrailoğullarında olmayan diyet hükmünü indirdi (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
27- KISASTA AFFETMEK TAVSİYE EDİLİR
4701- Enes (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’e kısas talebi için gelenlere affetmelerini emrederdi (Ebû Davud, Diyat: 3; İbn Mâce, Diyet: 35)
4702- Enes b Malik (r a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’e her kısas gerektiren davada kendisine gelenlere affetmelerini emrederdi (Ebû Davud, Diyat: 3; İbn Mâce, Diyet: 35)
28- ÖLDÜRÜLENİN VELİSİ KISASTAN VAZGEÇERSE BİLE BİLE ÖLDÜRENDEN DİYET ALINIR MI?
4703- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kimin bir yakını öldürülürse iki şeyden hayırlısını talep eder yani ya katile kısas yapılmasını ister veya diyet verilmesini…” (Ebû Davud, Diyat: 4; İbn Mâce, Diyet: 35)
4704- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kimin bir yakını öldürülürse iki şeyden hayırlısını talep eder yani ya katile kısas yapılmasını ister veya diyet verilmesini…” (Ebû Davud, Diyat: 4; İbn Mâce, Diyet: 35)
4705- Ebu Seleme (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kimin bir yakını öldürülürse iki durumdan birini yapmakta serbesttir Ya fidye alır ya da kısas ister ” (İbn Mâce, Diyet: 35; Ebû Davud, Diyat: 4)
29- KADIN KISASI DİYETE ÇEVİREBİLİR
4706- Âişe (r anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Öldürülen kimsenin velileri kısastan vazgeçip diyeti talep etmeliler Aralarında biri bir kadın bile olsa affederse kısas düşer diyet almaları gerekir ” (Ebû Davud, Diyat: 16)
30- TAŞLA VE KIRBAÇLA ÖLDÜRÜLENİN DİYETİ NASILDIR?
4707- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim bilinmeyen bir sebeple veya bir şey atmakla taşla, değnekle ve kırbaçla öldürülürse, onun diyeti kasıtsız hata ile öldürme diyetidir Kim bile bile öldürülürse kısas yapılır Kim katile kısas yapılmasına engel olursa Allah’ın meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerine olsun ondan ne tevbe kabul edilir ne de fidye (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4708- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kim bilinmeyen bir sebeple veya bir şey atmakla veya taşla veya kamçı ile veya değnekle öldürülürse, onun diyeti kasıtsız hata ile öldürme diyetidir Kim bile bile öldürülürse kısas yapılır Kim katile kısas yapılmasına engel olursa Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onlar üzerine olsun, ondan ne tevbe kabul edilir ne de fidye ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
31- BİLE BİLE ÖLDÜRMEYE BENZEYEN HATAEN ÖLDÜRMENİN DİYETİ NE KADARDIR?
4709- Abdullah b Amr (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Bile bile öldürmeye benzeyen hata ile öldürmede kamçı olsun değnek olsun o kimsenin diyeti yüz devedir Bu develerden kırkı da gebe olacaktır ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4710- Kasım b Rabia (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) Mekke fethi günü bir hutbe vermişti (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
32- BU KONUDAKİ DEĞİŞİK RİVAYETLER
4711- Abdullah (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin bile bile öldürmeye benzeyen hata ile öldürme kamçı ile veya değnek ile olsun diyeti yüz devedir ve kırk tanesi de gebe olacaktır ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4712- Rasûlullah (s a v)’in ashabından birinin rivâyetine göre, Rasûlullah (s a v), Mekke fethi günü hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin bile bile öldürmeye benzeyen hata ile öldürme kamçı, değnek ve taşla bile olsa diyeti yüz deve olup kırkı altı ile dokuz yaş arasında olacak ve hepsi de doğurgan olacaktır ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4713- Ukbe b Evs (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Dikkat edin! Hataen öldürülen kimsenin diyeti, kamçı ve değnekle olsun yine yüz deve olup kırk tanesi gebe durumda olacaktır ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4714- Rasûlullah (s a v)’in ashabından birinden rivâyete göre, Peygamber (s a v) feth günü Mekke’ye girdiğinde şöyle buyurdu: “Dikkat edin hata ile öldürme ve hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ile olsun ister değnekle öldürülmüş olsun diyeti kırkı gebe olan (yüz devedir) (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4715- Rasûlullah (s a v)’in ashabından bir kimsenin rivâyetine göre, Rasûlullah (s a v) fetih yılı Mekke’ye geldiğinde şöyle buyurdu: “Dikkat edin hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ister değnekle olsun fidyesi kırkı gebe olmak üzere (yüz devedir) (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4716- Rasûlullah (s a v)’in ashabından bir kimsenin rivâyetine göre, Rasûlullah (s a v) fetih yılı Mekke’ye geldiğinde şöyle buyurdu: “Dikkat edin hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ister değnekle olsun fidyesi kırkı gebe olmak üzere” (yüz devedir) (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4717- İbn Ömer (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) Mekke fethi günü Kâbe’nin merdiveninin üzerinde Allah’a hamdü sena ederek şöyle konuştu: “Vadini yerine getiren, kuluna yardım eden, tek başına düşman ordularını mağlup eden Allah’a hamd olsun Bile bile öldürmeye benzeyen ve hata ile öldürülen kırbaçla da değnekle de olsa; diyeti kırk tanesi gebe olmak şartıyla yüz devedir ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4718- Kasım b Rabia (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Hata ile öldürmek veya bile bile öldürmeye denk olan öldürmelerde diyet yüz deve olup kırk tanesi gebe olmalıdır ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4719- Amr b Şuayb (r a)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kim hata ile bir adam öldürürse diyeti yüz devedir Bu develerden otuz tanesi bir yaşında dişi, otuz tanesi de iki yaşında dişi ve otuz tanesi de dört yaşında dişi, kalan on tanesi de iki yaşında erkek olacaktır ” Rasûlullah (s a v) şehirlilere yüz deve yerine dört yüz dinar altın veya onun bedeli gümüş taktir ederdi Deve bedelleri arttıkça Rasûlullah (s a v) de altın ve gümüş nispetini artırırdı, duruma göre bu bedeli indirdiği de olurdu Rasûlullah (s a v) zamanında diyet bedeli dört yüz dinardan sekiz yüz dinara kadar ulaşmıştı veya bu bedelde gümüş miktarına ulaşmıştı Rasûlullah (s a v) inek sahiplerine diyet bedeli olarak iki yüz inek taktir etmişti Koyunda ise iki bin koyun taktir etmişti Diyet bedelinin ölen kimsenin varisleri arasında hisselerine göre paylaştırılmasını artanını da asabe denilen ölenin baba tarafından akrabalarına yüklenmesini emretti Yine Rasûlullah (s a v) katil kadının diyetini asabasına ödettirmeyi emir buyurdu Öldürülen kadının diyetinden varislere dağıtıldıktan sonra arta kalanın asabaya verilmesini, öldürülen kadının diyetinin varisler arasında bölüşülmesini, katili de onların öldürmesini emretti ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
33- HATA İLE ÖLDÜRÜLEN OLAYDA DEVELERİN YAŞLARI NE OLMALI?
4720- İbn Mes’ud (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) hata ile olan öldürmelerde diyet olarak verilmesi gereken develerin yirmi tanesinin bir yaşında dişi, yirmi tanesinin bir yaşında erkek, yirmi tanesinin iki yaşında dişi, yirmi tanesinin beş yaşında, yirmi tanesinin de beş yaşında deve olmasına hükmetti ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
34- DİYET GÜMÜŞ OLARAK VERİLECEKSE NE KADAR OLMALI?
4721- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü Rasûlullah (s a v) onun diyetini on iki bin dirhem gümüş olarak taktir etmişti Bu konuda da Tevbe sûresi 74 ayetini hatırlatmıştır: “…Allah ve Peygamberinin kendilerini zenginleştirmiş olmasından başka bir sebepleri de yoktu ” (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
4722- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) diyeti on iki bin dirhem olarak verilmesine hükmetti (Ebû Davud, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)
35- KADININ DİYETİ NE KADARDIR?
4723- Amr b Şuayb (r a), babasından ve dedesinden naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kadının diyeti aynen erkeğin diyeti gibidir Bu oran diyetin üçte birine ulaşmasına kadar böyledir ” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
36- KAFİRİN DİYETİ NE KADARDIR?
4724- Amr b Şuayb (r a) babasından ve dedesinden rivâyetle şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Zimmîlerin (Müslümanların idaresinde yaşayan Müslüman olmayan kimselerin) diyeti Müslümanların diyetinin yarısıdır O, zimmîler de: Yahudi ve Hıristiyanlardır ” (İbn Mâce, Diyet: 13; Ebû Davud, Diyat: 23)
4725- Abdullah b Amr (r a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Kafirin diyeti Müslüman’ın diyetinin yarısıdır ” (İbn Mâce, Diyet: 13; Ebû Davud, Diyat: 23)
37- MÜKÂTEB = SÖZLEŞMELİ KÖLENİN DİYETİ NE KADAR?
4726- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s a v), Mükâteb kölenin diyetinde ödediği kadar ki bedelinde hür kimsenin diyeti gibi diyet ödemesine hükmetti ” (Ebû Davud, Diyat: 23; Tirmizî, Büyü’: 35)
4727- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s a v), Mükâteb kölenin diyeti hakkında ödediği kadarki bedelinde hür kimsenin diyeti gibi diyet ödemesine hükmetti (Ebû Davud, Diyat: 23; Tirmizî, Büyü’: 35)
4728- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v), Mükâteb kölenin diyeti hakkında ödediği kadarki bedelinde hür kimsenin diyeti gibi kalan kısmında da köle diyeti gibi diyet ödenmesini emretti (Ebû Davud, Diyat: 23; Tirmizî, Büyü’: 35)
4729- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Mükâteb köle bedelinden ödediği kadar hürdür ve kendisine o nispette had uygulanır ve o nispette de mirasa iştirak eder ” (Ebû Davud, Diyat: 23; Tirmizî, Büyü’: 35)
4730- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) zamanında mükâteb bir köle öldürmüştü Rasûlullah (s a v), Mükâtebe bedelinden ödediği kısımda hür diyeti gibi diğer kısmında ise köle diyeti gibi ödenmesine emir buyurdu (Ebû Davud, Diyat: 23; Tirmizî, Büyü’: 35)
38- CENİN = ANA KARNINDAKİ ÇOCUĞUN DİYETİ
4731- Abdullah b Büreyde (r a) babasından naklederek şöyle demiştir: “Bir kadın bir kadına taş atarak karnındaki çocuğunu düşürdü Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) düşen cenine diyet olarak elli koyun verilmesini emretti O günden sonra taş atmayı yasakladı ” (Ebû Davud, Diyat: 22; Tirmizî, Nikah: 36)
4732- Abdullah b Büreyde (r a)’den rivâyete göre, Bir kadın bir kadına taş attı taş atılan kadın karnındaki çocuğu düşürdü Durum Rasûlullah (s a v)’e aktarılınca: “Düşen cenine diyet olarak beş yüz gurre verilmesini emretti O günden itibaren taş atmayı yasakladı ” Ebu Abdurrahman der ki: Beş yüz gurre verilmesi vehm dir Yüz gurre olması gerekir Yasaklama taş atma konusundadır (Ebû Davud, Diyat: 22; Tirmizî, Nikah: 36)
4733- Abdullah b Muğaffel (r a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi taş atan birini görünce ona: “Atma! Peygamber (s a v) taş atmayı yasakladı veya taş atmaktan hoşlanmazdı” dedi (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Sayd: 11)
4734- Hamel b Malik (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) ceninde diyet olarak bir gurre verilmesini hükmetti Tavus diyor ki At, gurre sayılır (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Sayd: 11)
4735- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) Lihyan oğullarından bir kadının ölü düşen çocuğuna diyet olarak bir gurre köle ve cariye verilmesine hükmetti sonra kendisine gurre verilmesini hükmedilen kadın ölünce, Rasûlullah (s a v) onun mirasını kocasının ve oğullarının almasını diyeti de asabesinin vermesini emretti (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Sayd: 11)
4736- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hüzeyl kabilesinden iki kadın kavga etmişlerdi, biri diğerine taşla vurarak (veya benzeri bir söz söyledi) kadını ve karnındaki çocuğu öldürmüştü Davalarını görmek üzere Rasûlullah (s a v)’e geldiklerinde Rasûlullah (s a v) ölen çocuğa diyet olarak bir köle veya cariye verilmesini, anasının diyetini de öldüren kadının akrabasının ödemesini katil kadına da mirasçılarının ve çocuğunun varis olmasını hükmetti Hamel b Malik b Nabiğa el Hüzelî dedi ki: Ey Allah'ın Rasûlü bir şey yapmayan, içmeyen, konuşmayan, ağlamayan bir cenine nasıl diyet ödeyeyim diyerek lafı uzattı Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Bu sözler kahin kardeşlerinin söylediği sözlerden olup secili ve kafiyeli sözlerdir ” (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Sayd: 11)
4737- Ebu Hüreyre (r a)’den rivâyete göre, Hüzeyl kabilesinden iki kadın Rasûlullah (s a v) zamanında kavga edip biri diğerine taş atarak diğerinin karnındaki çocuğunu düşürmüştü Rasûlullah (s a v) onun hakkında bir köle ve cariye verilmesine hükmetti (İbn Mâce, Sayd: 11; Ebû Davud, Diyat: 20)
4738- Said b Müseyyeb (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) anasının karnında ölen cenin için bir köle ve cariye verilmesini emretti Cezayı vermeyi gereken kimse nasıl olur da yemeyen, içmeyen, konuşmayan, ağlamayan -veya benzeri sözler söyleyerek- lafı uzattı Rasûlullah (s a v): “Bu sözler kahin sözlerindendir” buyurdu (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4739- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, bir kadın hamile olan kumasına bir çadır kazığı ile vurarak öldürmüştü, ölen o kadın da hamile idi Hüküm vermesi için Rasûlullah (s a v)’e durum getirilince, Rasûlullah (s a v) kadının asabesinin diyet ödemesini cenin için de bir gurre verilmesini emretmişti Ölen kadının asabesi durumunda olan biri şöyle demiştir Yemeyen, içmeyen, bağırıp ağlamayan bir cenine diyet mi vereceğim? Buna benzer sözlerle sözü uzattı Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Bu sözler bedevilerin kafiyeli sözleri gibidir” buyurdu (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
39- KASITSIZ ÖLDÜRMELERDE CENİNİN DİYETİNİ KİM ÖDER
4740- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kadın hamile olan kumasını çadırın kazığı ile vurup öldürüyor Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) öldüren kadının asabesinin diyet ödemesini ve karnındaki ölen cenine de bir köle ve cariye verilmesini emretmişti Katil kadının asabesi durumunda olan bir adam: “Yemeyen, içmeyen, ses çıkarmayan” -veya buna benzer sözler- söyleyerek lafı uzattı Rasûlullah (s a v)’de bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bu sözler bedevilerin kafiyeli sözlerine benziyor ve cenine diyet verilmesini emretti ” (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4741- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, iki kumadan biri diğerini çadırın kazığı ile öldürmüştü Rasûlullah (s a v)’de katilin asabesine diyet vermelerini emretti karnındaki cenin için ise bir gurre verilmesini emretti Bunun üzerine o bedevi: “Yemeyen, içmeyen, ses çıkarıp ağlamayan bir çocuk için diyet mi ödeyeceğim” diyerek sözü uzattı Rasûlullah (s a v) bu sözlere: “Cahiliyye dönemi sözleri gibi vezinli, kafiyeli sözlerdir bunlar diyerek karnındaki çocuk için bir gurre verilmesine hükmetti ” (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4742- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Lihyan oğullarından bir kadın kumasına çadır kazığıyla vurarak öldürmüştü, ölen kadının karnında çocuğu da vardı Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Katilin asabesine diyet verilmesini, karnındaki çocuğa da gurre verilmesine hükmetti ” (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4743- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, Hüzeyl kabilesinden iki kadın bir erkeğin nikahı altındaydı, biri diğerine çadırın kazığıyla vurarak diğerinin çocuğunu düşürmüştü Rasûlullah (s a v)’in huzuruna gelerek davalarının görülmesini istediler (Rasûlullah (s a v)’de gerekeni söyledi ) Bunun üzerine onlar: “Ses çıkarmayan, bağırmayan, yemeyen, içmeyen bir çocuk için nasıl fidye ödeyebiliriz” dediler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Bu sözler bedevilerin kafiyeli sözlerine benziyor” buyurdu ve kadının akılesi üzerine gurre ile hükmetmiştir (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4744- Muğire b Şube (r a)’den rivâyete göre, Hüzeyl kabilesinden bir adamın iki karısı vardı biri diğerine çadırın kazığı ile vurdu ve karnındaki çocuğunu düşürdü Denildi ki: “Yemeyen, içmeyen, bağırıp ses çıkarmayan bir çocuk hakkında ne dersin?” Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Bedevilerin kafiyeli sözleri gibi sözlerdir ” O konuda Rasûlullah (s a v) bir köle ve cariyenin verilmesini kadının akilesine emretti (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4745- İbrahim (r a)’den rivâyete göre, bir kadın bir taşla hamile olan kumasına vurarak öldürmüştü Rasûlullah (s a v) karnındaki cenine gurre verilmesini emretti Diyetinin de asabesine ödettirilmesini emretti Onlar da yemeyen, içmeyen, ses çıkarmayan bir çocuk için gurre mi vereceğiz diyerek lafı uzattı Peygamber (s a v): “Bu sözler bedevilerin vezinli, kafiyeli sözlerine benziyor; ne dedimse hüküm dediğim gibidir” buyurdular (Ebû Davud, Diyat: 21; İbn Mâce, Diyet: 11)
4746- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Aralarında kavga çıkan iki komşu kadından biri hamile olan diğer kadına taşla vurdu Saçları çıkmış olarak hamile kadın çocuğunu düşürdü ve kadının kendisi de öldü Rasûlullah (s a v) akilesine diyet ödemelerini emretti Kadının amcası: “Ey Allah'ın Rasûlü! Ayrıca saçları bitmiş bir çocuğu da düşürmüştü” dedi Bunun üzerine katilin babası dedi ki: “Bu adam yalan söylüyor, vallahi o çocuk ne ses çıkardı ne yedi ne içti” diyerek sözü uzattı Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Bu sözler cahiliyye dönemi kahinlerinin sözlerine benziyor ölen çocuk için gurre gerekir” buyurdu İbn Abbas diyor ki: Bu kadınlardan biri Müleyke olup diğeri de Ümmü Gatîf idi (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4747- Câbir (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) her karında taşıyan cenin için diyet verilmesini ve Müslüman kölesini azâd eden kimse azâdlı kölesinin izni olmadan onun velisi olamayacağını yazdı (Müsned: 14233)
4748- Amr b Şuayb (r a) babasından ve dedesinden rivâyetle şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Tıbbî bilgisi olmayan bir kimse doktorluk yapmaya kalkarsa ve bir kimseye zarar verirse, tazmin etmek mecburiyetindedir ” (İbn Mâce, Tıb: 16; Ebû Davud, Diyat: 25)
40- HİÇ BİR KİMSE BAŞKASININ SUÇUNDAN SORUMLU TUTULAMAZ
4749- Ebu Rimse (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babamla birlikte Rasûlullah (s a v)’in yanına gitmiştim, beni kastederek: “Yanındaki kim?” dedi Babam da: “Oğlumdur, oğlum olduğuna şahitlik ederim” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Ne oğlun senin işlediğin cinayetle cezalanır ne de sen onun işlediği cinayetten sorumlu tutulursun” buyurdu (İbn Mâce, Diyet: 26; Ebû Davud, Diyat: 2)
4750- Sa’lebe b Zehdem el Yerbûî (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v), Ensardan bir guruba hitap ediyordu Oradakilerden bir kaçı: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunlar Sa’lebe b Yerbu oğulları, cahiliyye döneminde falan kimseyi öldürdüler” deyince, Rasûlullah (s a v) sesini yükselterek: “Dikkat edin! Hiçbir kimse başkasının cinayetiyle suçlanıp cezalanmaz” buyurdular (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4751- Sa’lebe b Zehdem (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Beni Sa’lebe’den bir gurup Rasûlullah (s a v)’in yanına geldiler Rasûlullah (s a v) konuşuyordu O arada bir adam: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunlar beni Sa’lebe b Yerbu’dandırlar (cahiliye döneminde) Rasûlullah (s a v)’in ashabından falan kimseyi öldürdüler” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Hiçbir kimse bir başkasının cinayetiyle suçlanıp cezalandırılmaz” buyurdu (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4752- Sa’lebe b Yerbu oğullarından bir adam (r a)’dan rivâyete göre, Beni Sa’lebe’den bir gurup insan Peygamber (s a v)’e geldi O esnada bir adam: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kabileden bir gurup insan Senin ashabından falan kimseyi öldürdüler” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Bir kimse bir başkasının cinayetinden sorumlu tutulamaz” buyurdu (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4753- Esved b Hilal (r a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Beni Sa’lebe b Yerbu’dan bir gurup insan Rasûlullah (s a v)’e gelerek: “Sa’lebe oğullarından bazı kimseler Peygamber (s a v)’in ashabından bir kimseyi öldürmüştü” dediler Bunun üzerine Rasûlullah (s a v): “Hiçbir kimse hiçbir kimsenin cinayetinden dolayı sorumlu tutulup cezalandırılamaz” buyurdu Şube diyor ki: Kimse kimsenin günah yükünü çekemez, Allah en iyisini bilendir (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4754- Sa’lebe b Yerbu oğullarından bir adam (r a)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Peygamber (s a v)’e geldim konuşuyorduk Bir adam: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu Sa’lebe oğulları bir kişiyi öldürmüşlerdi” deyince, Rasûlullah (s a v): “Hiç kimse başkasının cinayetiyle cezalandırılmaz” buyurdu (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4755- Yerbu oğullarından bir adamdan (r a) rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v)’in yanına geldik, O insanlara konuşuyordu İnsanlar arasından birileri kalktı ve: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu falan oğulları filan kimseyi öldürmüşlerdi” dedi Bunun üzerine Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Bir kimse bir başkasının cinayetinden sorumlu tutulamaz ” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4756- Tarık el Muharibi (r a)’den rivâyete göre, bir adam: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu Sa’lebe oğulları falan kimseyi cahiliyye döneminde öldürmüşlerdi, onlardan intikamımızı al” deyince, Rasûlullah (s a v) koltuk altlarının beyazı gözükünceye kadar kollarını kaldırdı ve şöyle buyurdu: “Bir anne çocuğu üzerine iki sefer cinayet işlemez ” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
41- ŞAŞI GÖZ, ÇOLAK EL VE ÇÜRÜMÜŞ DİŞİN DİYETİ NE KADARDIR?
4757- Amr b Şuayb (r a) babasından ve dedesinden naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s a v): “Şaşı gözü patlatan kimseye diyetin üçte birinin verilmesine, çolak eli kesenin de yine üçte bir diyet vermesine, çürümüş dişlerin kırılmasına veya yerinden düşmesine sebeb olan kimsenin de yine üçte bir diyet vermesine hükmetti ” (Ebû Davud, Diyat: 20)
42- DİŞLERİN DİYETİ NE KADARDIR?
4758- Amr b Şuayb (r a) babasından ve dedesinden naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v): “Dişler için beş deve diyet verilir” buyurdu (Dârimi, Diyet: 15; Müsned: 2268)
4759- Amr b Şuayb (r a) babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s a v) şöyle buyurdu: “Dişler eşittir; her bir diş için beş deve diyet vardır ” (Dârimi, Diyet: 15; Müsned: 2268)
43- PARMAKLARIN DİYETİ
4760- Ebu Musa (r a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s a v): “Her bir parmak için on deve diyet vardır” buyurdu (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4761- Ebu Musa el Eşarî (r a)’den rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “Her parmak eşittir ve hepsinin diyeti onar devedir ” (Dârimi, Diyet: 15; Müsned: 2268)
4762- Ebu Musa (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v): “Parmakların hepsi eşittir, her biri için on deve diyet vardır ” (Dârimi, Diyet: 15; Müsned: 2268)
4763- Said b Müseyyib (r a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s a v)’in kendilerine yazdığını söyledikleri Amr b Hazm oğullarının elindeki mektupta şunların yazılı olduğunu buldular: “Parmaklardan her biri için onar deve diyet vardır ” (Dârimi, Diyet: 15; Müsned: 2268)
4764- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “Şu parmakla şu parmak denktir yani başparmakla küçük parmak” diyeti de denktir (Dârimi, Diyet: 15; Tirmizî, Diyet: 4)
4765- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s a v) şöyle buyurdu: “Şu parmakla şu parmak denktir yani başparmakla küçük parmak” diyeti de denktir (Dârimi, Diyat: 15; Tirmizî, Diyet: 4)
4766- İbn Abbas (r a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Parmakların diyeti onar devedir” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir )
4767- Abdullah b Amr (r a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s a v) Mekke’yi fethettiğinde verdiği hutbesinde şöyle demiştir: “Parmaklar için onar fidye vardır ” (Tirmizî, Diyet: 4; Ebû Davud, Diyat: 20)
4768- Amr b Şuayb (r a)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Peygamber (s a v), sırtını Kâbe’nin duvarına yaslamış olduğu vaziyette: “Parmakların hepsi denktir Diyetleri de denk olup on devedir” buyurdu (Tirmizî, Diyet: 4; Ebû Davud, Diyat: 20)
|