Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
nebevi, tıbbi

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi






Tıbb-ı Nebevi
Tıbb-ı Nebevi

Dr Asaf ATASEVEN


Kur'ân-ı Kerim, her biri batılı İlim adamları tarafından araştırma konusu yapılan tıp, astronomi, jeoloji, botanik gibi çeşitli bilim dallarına temel teşkil edecek bilgiler veriyor(1), Özellikle insan sağlığını ilgilendiren tıbbî konular önemli bir yer tutuyor(2) Aynı şekilde Peygamberimiz (sav)'in de sağlıkla ilgili pek çok hadis-i şerifleri var İşte tıbb-ı Nebevi bunlardan oluşuyor
Aslında biz müslümanlar, Hz Muhammed (sav)'i tabîb-i kulûb, yani inançsızlıktan ruhları ve dünyaları kararmış insanlara hayat bahşeden, gönül aydınlığı ve ebedî kurtuluş getiren "kalblerin tabibi" olarak tanırız
Hz Peygamber (sav)'in tıbba dair hadisleri tabib gözü ile ele alınırsa bir bölümünün genel tıp konularına, fakat pek çoğunun koruyucu hekimliğe, bir kısmının da tedavi edici hekimliğe ait ilaç tariflerinden ibaret olduğu görülür Bunlar tıbbî tavsiye, öğüt ve reçeteler de olarak özetlenebilir Bu hadisler bugünkü tıbbi telakkilerimize uygunluk göstermesinden başka, Arap yarımadasındaki tıbbi uygulamaları düzeltmek ve tababete ilmi bir hüviyet kazandırmak gibi önemli bir rol oynamış ve ortaçağa hakim olan bir İslâm tababetinin doğmasına sebep olmuştur(3) Gerçekten o devirde Araplar tababet konusunda çeşitli yanlış telakki ve uygulamalara sahip bulunuyorlardı Bu konuda şu örnekler verilebilir(4,5):
Araplar beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inanırlar; yılan sokmuş bir kimseyi yılanın zehiri vücutta yayılmasın diye uyutmaz, üstüne başına ziller takarlardı Korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirirlerdi Çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanırlar, şaşılığı değirmen taşına baktırarak tedavi ederler, yaraları kızgın demirle dağlar, vebadan korunmak için merkep gibi anırırlar, hastaları kâhinlere götürür, sihir yapar, tapınaklara kurban keser, böylece hastaların içine girmiş şeytanların çıkacağına inanırlardı Hz Peygamber (sav) yukarıda zikredilen batıl ve ilmî değeri olmayan bu uygulamaları kaldırmış, tababete yeni bir anlayış getirmiştir Şöyle ki, tabib olmayanların hasta tedavi ettikleri takdirde verdikleri zararın ödetilmesi, tabiblerin alacağı ücretin meşru olduğu, bulaşıcı hastalıklara karşı korunma, salgının bulunduğu yere girmemek ve bu yerde bulunuyorsa dışarı çıkmamak (karantina), vücut temizliği, yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, yiyecek ve içeceklerde itidali muhafaza etmek, hastalanınca tedavi olmak ve tedaviye inançla bağlanmak, hastalıklarda çeşitli tedavi usulleri tarif ederek bir ilaç telakkisi oluşturmak, haram nesnelerle tedavi yapılmaması gibi tavsiyeler yanında, hastalık anında hazık (mütehassıs) hekime müracaat etmek, cahil tabiblerden uzak durmak gibi çok önemli konulara temas buyurmuşlardır


Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



Bu konuda pek çok örnekler verilebilir (3,4,5,6,11)


1) "Kim bilgisi olmadığı halde hekimlik yapmaya kalkışırsa, sebeb olacağı zararı öder" (Ebu Davud, Diyat 23; Nesai, Kasame 41; İbni Mace, Tıb 16)
2) Sad İbn Vakkas hastalanmış Hz Peygamber (sas) ziyaretine gitmiş Sad'ı evinde hasta yatar görünce Haris bin Kelde'yi çağırın, O iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin" buyurmuştur (Ebu Davud, Tıb 12)
3)"Allah derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmıştır Bu sebeble tedaviye devam ediniz Fakat haramla tedavi etmeyiniz" (Ebu Davud, Tıb 11)
4) "Allah şifanızı sarhoşluk veren şeylerde yaratmamıştır" (Buhari, Eşribe 15)
5) "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit" (Buhari, Rikak 1; Tirmizi, Zühd 1; İbn Mace, Zühd 15)
6) "Lanetlenmiş iki şeyden sakının:
- Ya Rasulallah o iki şey nedir?" dediler Peygamber Efendimiz (sas):
-"İnsanların gelip geçtiği yola ve gölgelendiği yere abdest bozmaktır" buyurdu (Müslim, Taharet 68; Ebu Davud, Taharet 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 2/372)
7) "Sizden biriniz durgun suya bevl etmesin" (Buhari, Vudu 68; Müslim, Taharet 94; 96; Ebu Davud, Taharet 36)
8) "Hastayı üç gün geçmeden yoklamayınız" (Ramuz'el-Ehadis 2/489)
9) "Bir yerde veba olduğunu işitirseniz oraya girmeyiniz Bulunduğunuz yerde veba vukua gelirse oradan ayrılmayınız" (Buhari, Tıb 30; Müslim, Selam 92, 93, 94, 98, 100)
10) Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız" (Buhari, Merda 19; A Bin Hanbel, Müsned, 2/443)
11) "Cüzzamlıyla aranızda bir mızrak boyu mesafe olduğu halde konuşunuz" (Ramuz el-Ehadis 2/471)
12) "Köpek bir kabı yalarsa onu yedi defa yıkayın O yedinin birinde toprakla temizleyin" (Buhari, Vudu 33; Davud, Taharet 37; Tirmizi, Taharet 68)
13)"Size ne oluyor ki, dişleriniz sararmış olduğu halde yanıma geliyorsunuz Misvak kullanınız" (A b Hanbel, Müsned 1/214)
14) "Misvak hakkında tavsiyelerimi size çok tekrarladım" (Buhari, cuma 8; Nesai, Taharet 5; Ab Hanbel, Müsned 3/143; Darimi, Vudu 18)
15) "Allah temizdir, temizi sever Etrafınızı temizleyiniz" (Tirmizi, Edeb 41)
16) "Temizlik imanın yarısıdır" (Müslim, Taharet, 1; Tirmizi, Daavat 86; Ab Hanbel Müsned 4/260, 5/342, 343, 344, 363, 370, 372; Darimi, vudu 2)
17) "Her müslümanın yedi günde bir yıkanması Allah'ın onun üzerinde hakkıdır" (Müslim, Cuma 9)
18) "Yiyecek ve içeceklerinizin kaplarının ağzını açık bırakmayınız" (Müslim, Eşribe 96, 98; Ebu Davud, Eşribe 22; Tirmizi Et'ime 15)
19) "Efendimizin en çok sevdiği elbise hiberadır" (Hibera Yemende yapılan yeşil, pamuklu bir hırkadır) (Ab Hanbel, Müsned 3/292; Değişik bir lafızla Ebu Davud, Libas 12)
20) "İçkide şifa yoktur" (Darimi, Eşribe 6)
21) "Sarhoşluk veren her içki haramdır" (Buhari, Edeb 80; Müslim Eşribe 73, 75; Ebu Davud Eşribe 5)
22) "İçkiden sakının Zira o her kötülüğün anahtarıdır" (Hakim, Müstedrek; Beyhaki, Şiabül-İman; Ramuz el-ehadis, 1/212)
23) "Kadınlaşan erkeklere, erkekleşen kadınlara Allah lanet eder" (Feyzül Kadir 5/271)
24) "Size denk olan kadınlarla evleniniz" (İbn Mace, Nikah 47)
25) "Ey gençler topluluğu, evlenmeye gücü yeten evlensin Çünkü gözü korur Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun" (Buhari, Nikah 3,60)
26) "Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız" (Feyzül Kadir 4/212)
27) "İnsanlar madenler gibidir Eğer dinde anlayışını derinleştirebilirse cahiliyede hayırlı olan İslam’da da hayırlıdır" (Buhari, Enbiya 19)
28) "Budala (dini diyaneti iyi olmayan) kadınlara çocuklarınızı emzirtmeyiniz Zira tesir eder" (Kenzül-İrfan)
29) "Seyahate çıkınız, sıhhat bulursunuz" (Taberanî)
30) "Beş şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, kasık kıllarını tıraş etmek, koltuk altı kıllarını yolmak, tırnakları kesmek ve sünnet olmak" (Buhari, Libas 63, 64; Müslim, Taharet 49, 50)
Şimdiye kadar zikredilen hadis-i şerifler genel tababet ve koruyucu hekimliğe dair seçtiklerimizdir Biraz da tedavi konusunda örnekler verelim
Hz Peygamber (sas) kendisine müracaat eden kimselere ya bir ilaç tavsiye eder ya da hekime gönderirdi
1) "İsmid (sürme taşı) çekin O gözü açar ve kirpikleri besler" (Tirmizi Libas 23; Ahmet bin Hanbel, Müsned 3/476)
2) "Gözü ağrıyan birisine Hz Peygamber Efendimiz (sas) "Sabur ile tedavi et" buyurdu" (Müslim, Hac 89, 90)
3) Çörek otu ölümden başka her derde devadır (Buhari, Tıb 7)
4) Şifa üç şeydedir: Bal şerbeti içmek, hacamat vurmak, dağlamak {Dağlama daha sonra men edilmiştir) (Buhari, Tıb 3; Ahmed bin Hanbel, Müsned 1/246)
5) "Ud-u hindi (kustu hindi) kullanmaya devam ediniz Onda yedi türlü şifa vardır Uzre, (bademcik iltihabında) boğaza üflenir Zatülcenbde hastaya içirilir" {Buhari, Tıb 10; Müslim, Selam 86,87; İbn Mace, Tıb 12, 17)
6) "Umeys'in kızı Esma müshil olarak şubrun kullanıyordu Hz Peygamber Efendimiz (sas) keskin ve ağırdır buyurdu Sonra Esma sena otu kullandı" (Tirmizi, Tıb 30)
7) "Peygamber Efendimiz (sas) baş ağrısından şikâyet eden bir kimseye kan aldırmasını tavsiye etti" (Müslim, Selam 71)
8)" Resulullah (sav)'in kanının durdurulması şu şekilde yapıldı Hz Ali kalkanın içinde su getirdi Hz Fatıma O'nun kanını yıkadı, sonra bir hasır yakıldı Ve onun külü ile yara kapatıldı (Buhari, Vudu 72; Tirmizi, Tıb 34, İbn Mace, Tıb 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 5/330, 334)
9) "Hz Peygamber ateşli bir kadının su ile serinletilmesini tavsiye etti" (Müslim, Selam 82)
10) Hz Peygamber (sas) dövme (tatuağe) yaptırmayı yasaklamıştır" (Buhari Tıb 26, Libas 86; Ebu Davud Libas 8)
11) "Peygamber Efendimiz (sas) kesilmiş burnun tamiri mülahazasıyla altından burun yapılmasına müsaade etmiştir" {Tirmizi, Libas 31)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



Hz Peygamber (sas)'in tıp ile ilgili hadisleri ta başlangıçtan itibaren dikkati çekmiş, muhaddisler tarafından meşhur altı hadis kitabı (kütub-i sitte)’nın müellifleri, eserleri arasında tıbb-ı Nebevî'ye müstakil bir kitap veya bölüm ayırmışlardır Buhari kitabu't-tıb ve kitabu'l-merda, başlığı altında iki bölüm, Ebu Davud kitabu't-tıb diye bir bölüm, Tirmizi cami olarak adlandırılan eserinde tıp bölümüne yer vermiştir Keza İbni Mace, Müslim, Nesei, Ahmet Bin Hanbel, İmam Malik eserlerinde tıpla ilgili hadislere yer vermişlerdir Daha sonra müstakil olarak tıbb-ı Nebevî adını taşıyan eserler yazılmıştır İlk Tıbb-ı Nebevi H 120 yılında yaşamış Abdül-Melik B Habib tarafından yazılmıştır (7)

Brokelman ve Katip Çelebi 10'dan fazla Arapça Tıbb-ı Nebevi olduğundan bahsederler Bundan başka Farsça, Urduca ve Türkçe Tıbb-ı Nebeviler mevcuttur İstanbul kütüphanelerinde 20'nin üstünde Türkçe Tıbb-ı Nebevi’nin bulunduğunu tesbit ettik(3)

Osmanlı döneminde son yazılan Tıbbı Nebevî Dr Hüseyin Remzi Bey (1896)’e aittir(12) Cumhuriyet döneminde bu konuda Mahmut Denizkuşları tarafından Bursa İslâm Enstitüsü'nde bir doktora tezi yapılmıştır(9) Yakın zamanlara kadar İslâm ülkelerinde Tıbb-ı Nebevi kitapları bir sağlık el kitabı olarak elden ele dolaşmıştır
Bugün Hz Peygamber (sas)'in tıbbî hadisleri yukarıda ifade edildiği gibi tıbbî telakkilerimize uygunluk göstermektedir Bu hadisler, tıp sahasındaki bugünkü gelişmelerden asırlar önce ifade buyrulduğu için, bir tıbbî hikmet, hatta tıbbî mucize telakki edilmelidir Bundan böyle tıbb-ı Nebevî çalışmaları hadis âlimleri ile birlikte konu ile ilgili ihtisas dalından hekimler tarafından müştereken yapılmalıdır(13)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



KAYNAKLAR
1 Bucaille, M: La bible, le coran et la Science (çev Yıldırım, S) Silm Matbaası İzmir, 1981
2 Opitz, K: Kur'ân'da tababet (çev Uzluk FN) Ankara ÜTıp Fakültesi yayınları No: 240, AÜ Basımevi, 1971
3 Ataseven, A: Kırk tıbbı hadis Tıbb-ı Nebevi" (hazırlanıyor)
4 Corci Zeydan: İslâm Medeniyeti tarihi (terc Megamiz, Z) Cilt III İstanbul sh 35, 1876
5 Tahirül-Mevlevi: Müslümanlığın medeniyete hizmetleri (sadeleştiren Sert, A) cilt I İstanbul sh 57, 1974
6 Sarı (Akdeniz N: Tıbb-ı Nebevi, Yeni Symposium 19:65, Nisan 1981
7 Küçük, R; Tıbbı Nebevi literatürü üzerine bir deneme İlim ve Sanat sayı 3 Eylül-Ekim 1985
8 Ataseven A: Tıbbı Nebevi'den bahisler, bulaşıcı hastalıklar İslâm Mec cilt 1 sayı 1sh, 52 Temmuz 1984
9 Denizkuşları, M: Peygamberimiz ve Tıp Doğuş matbaası İst 1981
10 Ataseven A: Sünnet "Hitan" Hekimler Birliği Vakfı Kandil Matbaası Ankara, 1985
11 Aşçıoğlu, Ö: Tıbb-ı Nebevi'de Dermatoloji Gevher Nesibe Bilim haftası ve tıp günleri, sh 518, 1982
12 Dr Hüseyin Remzi: Tıbb-ı Nebevi (Osmanlıca) İstanbul, 1324/1906
13 Ataseven, A: Tıbb-ı Nebevi (Dr A Ata)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



(Tıbb-ı Nebevi'ye Yeniden Eğilmenin Gereği)


Zamanımızda tıp ilmi eski devirlere nazaran çok terakki kaydetmiştir Her geçen gün yeni gelişmelere de sahne olmaktadır Öyle gözüküyor ki, istikbalde en harika keşiflerin yapılacağı sahalardan biri tababet olacaktır
Tıbbî inkişaflar, sadece daha müessir yeni ilaçlar bulmaya, teşhis ve tedavide kullanılan yeni cihazlar keşfetmeye münhasır kalmıyor, prensip ve metodlara da şâmil oluyor Nitekim bugün ilaçla tedâvi esasına dayanan alışılmış, mutad Batı tipi tedavi metoduna temelde aykırılık arzeden yeni metodlara şahit olmaktayız Telkin, akapunktur gibi ilaçsız tedavi metodlarına ilaveten "bıçaksız ameliyat" metodları da duyulmaya, katılmaya başladı En azından yurdumuzda, bundan birkaç on yıl öncelerine kadar, Batı tipi tabâbetle bağdaşmayan her çeşit tedavi usulü kesinlikle reddedilir, safsata , hurâfe, kocakarı işi olduğu söylenirdi Halbuki bugün, aynı şeyler karşısında "halk tababeti", "şifalı otlarla tedavi" gibi daha mûnis, daha ilmi bir yaklaşım benimsenmiş bulunmaktadır Bu gelişmeler karşısında İslam âleminin geçmişte asırlarca müracaat kaynağı yaptığı ve milyonlarca insanın prensipleriyle şifaya kavuşturulduğu tıbb-ı nebevînin derin incelemelere konu edilmesi, diğer tıbbî metodlar seviyesinde geliştirilip sistematize edilmesi müslümanlara ciddî bir vazife olmaktadır
Biz bu yazımızda, tıbb-ı nebevî hakkında toplu bir bilgi verebilmek için, onun dayandığı ana prensipleri belirtmeye çalışacağız Göreceğiz ki, hakikaten tıbb-ı nebevî, nev-i şahsına münhasır tamamen orijinal bir tababet çeşididir Katı, değişmez esaslara dayanmaz İnsanlar için faydalı olan bütün metodlara sînesinde yer verir Zira insan mizacındaki farklılıkları kabul ederek, bu metod ve ilaçlardan mizaca uygun gelenin netice vereceğini kabul eder
Tıbb-ı nebevî sahasında, mütehassıslarca sistematik çalışmalar yapıldığı takdirde, insanlığa orijinal tedavi ve şifa yolları sunulabileceğine inancımız tamdır


İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/378

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



Tıbb-ı Nebevî'de Meyve 1


İslâm âlimleri, tıbb-ı nebevî’yi, “Hastaların tedavisi hakkındaki Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinden bahseden ilimdir” şeklinde tanımlamışlardır1 Tıbb-ı nebevi ile ilgili eserlerde hastaların tedavisi hakkındaki hadisler yanında şifalı bitkiler, sebzeler ve meyvelerle ilgili hadisler de yer almaktadır Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, karışık ilaçlarla (el-edviyetü’l-mürekkebe/akrabazin) tedavi edilmesi gereken ya da cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulan hastaları tedavi usullerini ve uygulamalarını bilen, alanında uzman hekimlere göndermiştir Peygamber Efendimiz, sebzelerin, şifalı otların ve meyvelerin besleyiciliklerinin yanında şifa vesilesi olduklarını belirterek, Cenab-ı Hakk’ın gıdalarda yarattığı şifa kaynağına dikkatlerimizi çekmiştir İsrafa kaçılmadığı ve doğru beslenildiği takdirde besin olarak yaratılan her bitki aynı zamanda bir şifa vesilesidir Gıdaların özellikle de meyvelerin hem beslenmede hem de sağlıklı bir hayat sürdürmede önemli yeri vardır

Dünya nimetlerinin en güzellerinden birisi meyvelerdir Nitekim geleneksel tıpta meyveye bakmanın insana mutluluk verdiği belirtilmiştir 2 Meyveler, dünya nimetlerinden olduğu kadar aynı zamanda Cennet nimetlerindendir Kur’ân-ı Kerim’de “Size orada (Cennet'te), istediğiniz şekilde yiyeceğiniz her türlü meyve vardır” (Zuhruf Sûresi, 43/73) buyrularak, cennette de inananlara çeşit çeşit meyveler ikram edileceği haber verilmiştir Bir başka âyette ise cennet nimetleri, “Orada meyve çeşitleri, salkımlarla dolu hurma ağaçları, saplı ve yapraklı hububat ve hoş kokulu bitkiler vardır” (Rahman Sûresi, 55/11) şeklinde tasvir edilmiştir 3

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



1 Peygamberimiz’in Hayatında Meyve

Bilindiği kadarıyla Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde Mekke şehrinde meyve yetişmezdi 4 Mekkeliler, Medine ve Taif gibi çevre kentlerden gelen meyveleri bilirlerdi Medine’de hurma, Taif’te ise üzüm yetiştirilmekteydi Ayrıca Mekke’ye Yemen ve Suriye gibi bölgelerden meyveler gelmekteydi Peygamber Efendimiz, Medine’ye hicret edince bütün geçimleri hurma ürününe bağlı Medinelileri hurma yetiştirmeye teşvik etmiş; meyve ağaçlarından kuşlar bile yese ağacı diken kişinin sadaka sevabı kazanacağını haber vermiş; 5 meyveli ağaçların kesilmesini yasaklamış; 6 bir işte kullanılmak üzere meyveli bir dal getirilince üzerinden meyvelerinin alınmasını emrederek, 7 meyveli dalların koparılmaması gerektiğine işaret etmiştir

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) meyve yetiştirilmesine değer vermiş; bazı meyve türlerini överek onların dikilmesini özellikle teşvik etmiştir Nitekim bir hadis-i şeriflerinde “Zeytin mübarek bir ağaçtır” buyurarak, zeytin ağacı dikilmesini teşvik etmiştir 8

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



a Dil ve Edebiyatta Meyve

Meyvelere verdiği önem Resûl-i Zişan Efendimiz’in üslubuna da yansımış, hoşlandığı güzel şeyleri meyvelere benzeterek anlatmıştır Mesela mü’minin bereketini hurma ağacının bereketine benzetmiştir Mü’mini her zaman yeşil kalan, meyvesi, yaprağı ve dalı, hâsılı her şeyinden yararlanılan hurma ağacına benzeterek, mü’minin başına gelen her hâlin onun hayrına olacağını meyveyi örnek vererek anlatmıştır 9 Keza Kur’ân okuyan mü’mini, tadı güzel, kokusu hoş ağaç kavununa (utrunç) Kur’ân okumayan mü’mini de tatlı fakat kokusuz kuru hurmaya benzeterek, mü’minleri Kur’ân okumaya teşvik etmiştir 10

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



b Hediyeleşmede Meyve

Peygamber Efendimiz’in meyveyi sevdiğini bilen sahabe-i kiram hazretleri O’na sevdiği meyveleri hediye etmek için adeta yarışırlardı Mesela Resûl-i Ekrem Efendimiz’in “barnî” türü hurmayı sevdiğini bilen Hz Bilal (ra), O’na hediye olarak barnî hurması takdim etmiştir 11 Ashab-ı kiram, ilk olgunlaşan turfanda meyveyi de Allah Resûlü’ne hediye ederlerdi Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisine ikram edilen turfanda meyveyi alır; “Allahım! Meyvelerimizi ve şehrimizi bereketlendir, ölçü ve tartımıza bereket üstüne bereket ver” diye dua eder ve huzurunda bulunan en küçük çocuğa meyveyi ikram ederdi 12

Allah Resûlü, kendisine hediye edilen meyveleri bazen huzurunda bulunan sahabîlere ikram eder, bazen de hanım sahabîlere hediye olarak gönderirdi Bir keresinde Taif’ten gönderilen üzümlerden bir salkımını genç sahabilerden Numan b Beşîr’e (ra) vererek annesine götürmesini söylemişti Numan, dayanamayıp salkımdaki üzümleri eve varıncaya kadar tek tek yolda yiyip bitirmişti Birkaç gün sonra Allah Resûlü, Numan’ı gördüğünde, ‘Üzüm salkımını annene götürdün mü?’ diye sormuş; Hz Numan, ‘Onu ben yedim’ deyince, ‘Seni vefasız, seni!’ diyerek onunla şakalaşmıştır 13

Alıntı Yaparak Cevapla

Tıbb-İ Nebevi

Eski 07-27-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tıbb-İ Nebevi



c Meyveleri Islah

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bir işin iyi ve güzel yapılmasını ister; işini iyi yapanları överdi Faydalı ve kaliteli meyveler hakkındaki övgüleri sahabîleri meyveleri ıslah etmeye teşvik etmiştir Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine’ye kendisini dinlemeye gelen heyetlere, bölgelerinde yetişen meyveler hakkında bilgi verirdi Hicri 8 yılda kendisini ziyarete gelen Abdulkays heyetine beldelerinde yetişen hurma çeşitlerini anlatmış ve, “Sizin hurmalarınızın en iyisi ve en faydalısı barnîdir” buyurmuştur Heyette bulunanlar memleketlerine döndükten sonra barnî türü hurma dikmeye önem vermişler ve bir müddet sonra bütün hurma ağaçları barnî türü olmuştur 14

Peygamber Efendimiz, istikbalde olacakları anlattığı bir hadislerinde kıyametten önceki dönemi tasvir ederken, yeryüzü bereketlenir; narlar o kadar büyük olur ki, bir tane narın gölgesinde bir grup insan gölgelenir ve onlar bir tek narı yiyip bitiremezler, şeklinde bir haber vermiştir 15 Bu hadis-i şerifte meyvelerin genetik yapılarındaki değişiklik ve ıslah neticesinde meyvelerin ne kadar büyüyebileceği vurgulanarak bir yönüyle inanan insanların bu tür çalışmalarda öncü ve rehber olmaları teşvik edilmiştir

Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) meyveler hakkındaki övgüleri insanları faydalı ve şifalı meyveleri yetiştirmeye teşvik etmiş; yetiştirmesi zor olan bazı kaliteli meyve türlerinin kaybolması bu suretle engellenmiştir Peygamber Efendimiz, özelikle Medine’de yetişen acve hurmasını çok severdi “Acve, hurması cennet yemişlerindendir” (Tirmizî, Tıbb 22; Ahmed b Hanbel, 5/346) buyurarak, acve hurmasını övmüştür O’nun övgüsü sebebiyle acve hurması tarih boyunca en çok aranan ve talep edilen hurma olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.