07-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Riyazü's Salihin - &Quot;Allah Ve Filanca Dilerse&Quot; Demenin Mekruh Oluşu
Riyazü's Salihin - "Allah ve Filanca Dilerse" Demenin Mekruh Oluşu
hadis icinde Riyazü's Salihin - "Allah ve Filanca Dilerse" Demenin Mekruh Oluşu konusu , Riyazü's Salihin - "Allah ve Filanca Dilerse" Demenin Mekruh Oluşu
"ALLAH VE FİLANCA DİLERSE"
DEMENİN MEKRUH OLUŞU
Hadis
1749- عنْ حُذَيْفَةَ بْنِ اليَمَانِ رَضِيَ اللَّه عَنْه عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : « لا تَقُولوا : ماشاءَ اللَّه وشاءَ فُلانٌ ، ولكِنْ قُولوا : مَا شَاءَ اللَّه ، ثُمَّ شَاءَ فُلانٌ » رواه أبو داود بإِسنادٍ صحيح
1749 Huzeyfe İbni Yemân radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Siz, dilerse ve filanca dilerse demeyiniz Fakat, dilerse sonra filanca dilerse deyiniz "
Ebû Dâvûd, Edeb 84
Açıklamalar
Söz söylemek, konuşmak insanın en önemli özelliğidir İnsanın saâdeti de felâketi de öncelikle diline bağlıdır Bu sebeple dinimiz konuşmalarımız için önemli kurallar koymuştur Bu kurallara uymak, hata ve kusurlarımızı en aşağı seviyeye indirmemize vesile olur Her dilin kendine has ifade özellikleri vardır Arap dilinde "vav" atıf harfi, bir işte birlik ve müşterekliği ifade eder Dilimizde "ve" bağlacı olarak kullandığımız bu harf, Türkçe'de de aynı işlevi görür " dilerse ve filanca dilerse" denildiği zaman, Teâlâ ile yaratıklarından biri âdeta denk tutulmuş ve ortak kılınmış olur ki bu câiz değildir; çünkü 'ın dilemesinin bir başlangıcı ve sonu yoktur; yani O'nun dilemesi kadîm ve ezelîdir; dilediği her şey, O dilediği anda olur Kulun dilemesi ise başı ve sonu belirli ve imkân dahilinde olan bir arzu ve temenniden ibarettir; olması ya da olmaması 'ın gücü ve kudreti dahilindedir O'nun dilediği olur dilemediği olmaz Dolayısıyla her ikisini bir görerek birbiri üzerine atfetmek, bağlamak câiz değildir Böyle bir ifade kullanılacaksa, atfı "vav" harfi ile değil, Arapça'da başka bir atıf edatı olan "sümme" ile yapmak gerekir " dilerse sonra filanca dilerse deyiniz" buyurulmasının sebebi budur Çünkü sonra anlamına gelen "sümme" atıfta birlikteliği ve müşterekliği değil, farklılığı, zaman aralığını, tertibi ve sıralamayı ifade eder Peygamber Efendimiz bu hadisleriyle sahâbîlere ve ümmete söz söyleme edebini öğretmiş olmaktadırlar Hatta Efendimiz, bizzat kendisini söz konusu ederek " dilerse ve Muhammed de dilerse demeyiniz; fakat dilerse sonra Muhammed de dilerse deyiniz" buyurmuştur (İbni Mâce, Keffârât 13; Dârimî, İsti'zân 63; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 72, 393)
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Bir istek, dilek ve temennide Teâlâ ile O'nun yaratıklarını birlikte ve müşterek anmak câiz değildir
2 Teâlâ bir şeyin olmasını dilerse, o şey dilediği anda olur; olmasını dilemediği bir şey ise ebediyen olmaz
3 Bir şey kulun dilemesiyle değil; Cenâb-ı Hakk'ın dilemesiyle olur
4 Dinimizde her şeyin olduğu gibi, konuşmanın ve söz söylemenin de bir edebi vardır İnsan söz söylerken ve konuşurken çok dikkatli olmalı ve yanlış yapmamaya özen göstermelidir
|
|
|