Prof. Dr. Sinsi
|
“Kadının Adı Yok”, Peki Ya Değeri?
“Kadının adı yok”, peki ya değeri?
“Kadının adı yok”, peki ya değeri?
“Kadının adı yok”,diyerek, kadının değerini yok eden malum zihniyete bir nazire olsun diye koydum bu başlığı
Modernler kadını evden çıkartıp, evini yıktılar Kadını ikna etmek için, evini ona “Bu senin zindanın” diye tanıttırdılar Bu şeytani telkine aldanan modern kadın evi terk etti
Modern kadına ev yerine önerdikleri şey ne? Sokak, cadde, süpermarket, kulüp, dernek, fabrika, daire, dükkan, ofis vesaire… ama bunların hiçbiri evin yerine geçemedi Kadın eve düşman dışarıya hayran edildi Fakat dışarı onu korumadı Koruyamazdı da Onu dışarı çağıranlar zaten korumasız kalsın, savunmasız kalsın diye çağırmıştı Onu dışarı çağıranlar zaten korumasız kalsın diye çağırmıştı Onu dışarı çağıranlar, onu metalaştırmaya can atanlardı
Kadın onlar için süslendi, boyandı, pudralandı Onlar için harcadı parasını, zamanını, hayatını, onlar, içerden çıkarıp dışarının malı ettikleri her kadını yağlı ve bağımlı bir müşteri olarak alkışladılar Nitekim öyleydi de Kadın artık kazanmak için harcıyor, harcamak için kazanıyordu
Önce anneliğini unuttu Zira kendine yabancılaştı Zaten dışarlıklı bir hayatın yoğunluğunu hiçbir kadın annelikle birlikte kaldıramazdı O nazenin omuzlara bu ağır gelirdi Öyle de oldu Yıktıkları evin yerine pansiyonu kurdular Yıktıkları dedimse, damını duvarını yıktıklarını kastetmedim Bu mecazen bir yıkımdı Evin misyonunu yıktılar, tıpkı kadının kadınlık misyonunu yıktıkları gibi
Artık evler ki kişilik pansiyondu Baba işe anne işe çocuklar kreşe; oh ne ala memleket! Siz buna ev diyebilecek misiniz? Zaten olmadı da Önce çocuk sayını azaltmaya ikna ettiler Zaten evinden çıkardıkları kadın, buna mecburen ikna olmak zorundaydı Başka türlü yapamazdı Kendisini dışardan koparan her şey ayak bağıydı Bu çocuk içinde, hatta eşinden “hanımlık” bekleyen koca için de geçerliydi
Evsizliğin merkezi olan Batılı dünyada kadın doğurmuyordu Geçenlerde Kıbrıs Rum yönetimi her doğum için 60 bin dolar vereceğini açıkladı Biliyorum yine ikna edemeyecekler Çocuğu angarya gören bir kadını doğurmaya nasıl ikna edebilisiniz Dahası “kamu malı” haline getirilmek için içindeki anne öldürülmüş olan modern kadın, fıtratın haykıran sesini Taş kesilmiş kalple nasıl duysun?
Eline köpeğin zincirini tutuşturdular ve “çocuk yok, köpek olsun” dediler Modern kadın farkına varmadan köpeği çocuğun yerine koyu verdi Çocuğun kahrına katlanmamak için evden kaçan modern kadın köpeğin kahrına katlandı Tıpkı bir kocanın kahrına katlanmamak için evi gözden çıkaran modern kadının , kocalık sorumluluğunun hiçbirini taşımayan bir sürü sorumsuz ve iffetsiz erkeğin kahrına katlandığı gibi
Müslüman kadını önce birinci evi olan tesettürü, sonra ikinci tesettürü olan evi koruyor Bu Allah’ın kendi talimatına uyan kadına bahşettiği bir lütuftur
Evet, İslami tesettür birinci evidir Bazıları İslami tesettüre “ikinci deri” gibi bakarlar Bu ifrattır, aşırılıktır ve fıtrata aykırıdır Tesettür mümin kadının sosyal ilişkilerini düzenleyen bir talimattır Karşı cinsle ilişki kurarken dişiliğini arka plana atar ve kişiliğini ön plana çıkarır Bunu tesettür sayesinde yapar Muhatabına “Benimle kişiliğim üzerinde ilişki kur” mesajını vermiş olur
Tesettüre ikinci deri gibi gören ifrat anlayışı, onu Müslüman kadının yalnız olsun başkalarıyla olsun deri gibi ondan kopmaz bir parça olarak görür Bu ilk bakışta “hassasiyet” gibi gözükse de, derinden bakıca fıtrata zıt ve zorlama olduğu anlaşılır Fıtrata uygun olmayan her dindarlık gösterisi, mutlak ziyana yol açar Ya bunu uygulayanın tavır, davranış, ilişki ve anlayışında, ya da muhataplarının üzerinde
İlk ev olan İslami tesettür, Müslüman kadınla birlikte yürür Müslüman kadın nereye giderse gitsin, o da oraya gider İşte bu nedenle o “ev”lidir Tesettürü alınarak dışarı salınmış bir kadın, bu yüzden evi başına yıkılmış bir kadındır
“ilk evi” olan tesettürü koruyamayan, “ikinci tesettürü” olan evi koruyamaz Başta inşa edemez ki korusun İşte bu yüzden, hakkı ifa edilen bir tesettür mucizedir
Dünyanın kadın açısından gittiği yöne dikkatlice bakınız Mucize derken ne kastettiğimi o zaman anlarsınız Yine tesettürün hürriyetin sembolü olduğu geçeği, özgürlük adı altında metalaştırılan modern kadının içinde bulunduğu sıkıntılı duruma bakınca daha iyi anlaşılmaktadır
Kadın rahatsız olacaksa, değersizleştirme operasyonundan rahatsız olmalıdır Kadının adı yoksa, ona bir ad konulur Ama ya değeri yoksa ne yapılır? Değer isim gibi “koydum” demekle konulacak bir şey değil ki
Kadını değerinden koparanlar, ona “fiyat” biçiyorlar Zira kendilerinde değer yok, para çok “Parayı basarız, alırız” diye düşünüyor olmalılar
Kadın, değersizleştirme operasyonuna kurban gitmemek istiyorsa, euzü besmele çeksin Çeksin de şeytanlar ondan elini çeksin
Mustafa İSLAMOĞLU
|