Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devrinin, goncaları, gül, hasanhüseyin

Gül Devrinin Goncaları (Hasan-Hüseyin)

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gül Devrinin Goncaları (Hasan-Hüseyin)






Gül Devrinin Goncaları (Hasan-Hüseyin)
Gül Devrinin Goncaları

Elvida ÜNLÜ



Onlar, Rasul'ün goncaları, yavru kuşları

Açmayı O'ndan öğrendiler

Uçmayı O'ndan öğrendiler

O'nun kanatları altında büyüdüler

Bedevî bir Arap, Efendimiz sav'e gelerek sorar:

- Ya Rasulallah ! Siz çocuklarınızı sever, öper misiniz? Biz çocuklarımızı öpüp okşamayız

Rasul-i Ekrem sav bedeviye şöyle der:

- Allah senin gönlünden merhamet ve şefkati çekip çıkarmış, ben ne yapabilirim?

Yine bir gün, sahabilerden Akra bin Habis ra , Rasulullah sav'ın torunu Hz Hasan'ı öptüğünü gördü Ve şöyle dedi:

- Benim on tane çocuğum var, hiçbirini öpmedim

Bunun üzerine Rasulullah sav şöyle buyurdu:

- Merhamet etmeyene, merhamet edilmez



Allah Rasulü sav'in huzuruna esirler getirilmişti Esirlerin içinde emzikli bir kadın da vardı Lâkin çocuğunu kaybetmişti Sütünü başka çocuklara içiriyordu

Bu arada çocuğunu buldu Hemen sinesine bastı ve derin bir şefkatle çocuğunu emzirmeye başladı Bu şefkat halini görünce, Rasulullah sav ashabına sordu:

- Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını düşünür müsünüz?

Dediler ki:

- Hayır Atmamaya gücü yettiği müddetçe atmaz

Rasulullah sav buyurdular:

- İşte , Allah Tealâ kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir



Bir sahabi Hz Peygamber sav'e gelerek sordu:

- Ya Rasulallah , kime iyilik yapayım?

Peygamber sav :

- Annene ve babana iyilikte bulun, dedi Sahabi :

- Anne ve babam yok, dedi Peygamber sav :

- O halde evladınıza ikram edin Çünkü anne ve babanızın sizde hakkı olduğu gibi, evladınızın da üzerinizde hakkı vardır Allah Tealâ o babaya rahmet etsin ki, çocuğuna iyilik etmesi hususunda yardımcı olur



Onlar, Devr -i Saadet çocuklarıdır

Saadetin küçük tanıklarıdır

Küçücük gözleriyle Rasul'ü gören, küçük yürekleriyle O'nu sevip dağlar kadar büyüyenlerdir

Babaları olmasa ne gam…



Ebu Cehil bir yetimin vâsisiydi Çocuğun bütün malı ondaydı, fakat o çocuğu bu mala yaklaştırmıyordu

Bir gün çocuk aç ve çıplak olarak Ebu Cehil'e geldi ve bir şeyler istedi Ebu Cehil çocuğu yanından kovdu Kureyş'in ileri gelenleri alay ederek, “Muhammed'e git de sana yardımcı olsun” dediler

Çocuk saf ve masum bir halde Allah Rasulü sav'in yanına geldi, halini arz etti Allah Rasulü çocuğu alarak Ebu Cehil'e gitti, yetime hakkını vermesini söyledi Efendimiz sav'i karşısında gören Ebu Cehil itiraz etmeden yetimin malını iade etti



Güzel bir bayram günü

Bayramlar bayram

Sahabiler Allah Rasulü sav'in ardında bayram namazlarını kılmışlar, neşeyle evlerine dağılıyorlar

Efendimiz sav de mescidden çıkıyor Çocukları görüyor Neşe, sevinç içinde, rengârenk, yepyeni bayramlıklarıyla oyunlar oynuyor çocuklar

O en merhametli insan…

O hayatı en ince, en dikkatli yaşayan…

Neşeler, sevinçler, gülücükler içinde, bir bayram gününde O, mahzun bir çocuğu fark ediyor

Çocuk bir duvarın dibine çömelmiş, elbiseleri perişan

Ağlamaklı

Çocuğun yanına varıyor Soruyor:

- Yavrum neyin var, neden böyle üzgünsün? Niçin arkadaşlarınla birlikte oynamıyorsun?

Ve, çocuğun Uhud şehidi bir babanın yetimi olduğunu öğreniyor Gözleri doluyor, gönlü Uhud gününe akıyor…

Çocuğun ellerinden tutuyor, başını okşuyor, gönlünü alıyor Sevindirici bir haber veriyor:

- Ağlama Ben baban olayım Aişe annen, Fatıma kardeşin olsun İstemez misin?

Çocuk sevincinden uçacak gibidir

- Nasıl razı olmam, nasıl istemem?

Efendimiz sav çocuğu alır, evine götürür Yedirir, içirir, üstünü başını giydirir Çocuğun ismi Buceyr'dir Efendimiz sav bu ismi değiştirerek ona Beşir ismini verir Artık karnı tok, güvende olan Beşir güle oynaya arkadaşlarının yanına gider Arkadaşları sorar:

- Biraz önce ağlayıp duruyordun Şimdi ne oldu?

Beşir cevap verir

- Açtım , doydum; çıplaktım, giyindim; yetimdim, Rasulullah babam, Aişe annem oldu

Bunun üzerine diğer çocuklar ona gıpta ederek, “Keşke bizim babamız da Uhud'da şehit olaydı da, biz de böyle bir babaya kavuşmuş olsaydık” derler

Beşir bin Akra ra Efendimiz sav'in vefatına kadar O'nun yanında kaldı O vefat ettiğinde asıl yetimliği başlamıştı Şöyle ağlar dururdu:

- İşte şimdi yetim kaldım İşte şimdi garip oldum



Rasulullah sav şehit eşi Ümmü Seleme ile evlenmeyi dilemişti Ümmü Seleme'nin yetim kalmış beş evladı vardı Çocuklarını bahane eden Ümmü Seleme'ye , çocukların çocuklarımdır, demiş, onları öz babalarını aratmayacak şefkatle büyütmü ştür

Ve Efendimiz sav kendisine gelerek kalbinin katılığından şikayet eden birisine şu tavsiyede bulunmu ştur:

- Kalbinin yumuşak olmasını ve ihtiyacın olan şeylere kavuşmayı ister misin? Öyleyse yetime şefkat göster, yetimin başını okşa Yediğinden ona yedir ki kalbin yumuşasın ve muhtaç olduğun şeylere kavu şasın



Müslüman olsun, olmasın fark etmezdi

Devrin tüm çocukları Rasulullah sav'in himayesi altındaydı

Yahudi bir çocuk O'na hizmet ederdi Bir ara hastalandı Rasulullah sav çocuğu ziyaret etti Başucunda oturdu ve duada bulunduktan sonra ona müslüman olmasını teklif etti O da babasına baktı Babası:

- Oğlum , Ebu'l Kasım'a itaat et, dedi, çocuk müslüman oldu

Rasul -i Ekrem sav çocuğun yanından çıkınca,

- Şu genci cehennem azabından kurtaran Cenab -ı Hakk'a senalar olsun, dedi



Kız çocukları hangi suçtan dolayı, diri diri toprağa gömülürdü?

Devrinin tüm günahlarını yüklenirdi de gömülürdü

Sanki aklanırlardı

Devir gerçekten aklandı da…

Bir gün iki kızı ile bir kadın Hz Aişe ra'a geldi O sırada Hz Aişe'nin önünde yalnızca bir hurma vardı O hurmayı kadına verdi Kadın hurmayı iki kızı arasında taksim etti, kendisi yemedi Sonra kalkıp çıkıp gitti

Peşinden Hz Ai şe ra'ın yanına Nebi sav geldi Hz Aişe bu hadiseyi anlattı Nebi sav buyurdu:

- Kadın -erkek herhangi bir mümin, şu kız çocukları yüzünden ne surette sıkıntı çekerse, bunu hayır bilsin Çünkü kız çocukları, onlar için cehennem ateşinden koruyan birer perde olurlar

Ve Efendimiz sav Allah nezdindeki üç büyük günaha karşı bizleri uyardı:

Bizi yaratan Allah Tealâ'ya ortak koşmak,

Rızkımıza ortak olup ve geçimimizi daraltacak diye çocuklarımızı öldürmek,

Komşumuzun namusuna gölge düşürmek



Allah'ın Rasulü sav dokunulmaz değildi

Yetimdi, yetimlerle birlikteydi; garipti, gariplerle beraberdi

Ve çocuklarla

Allah Rasulü sav namaz kılarken secdeye varırdı, Hasan ile Hüseyin gelirler sırtına tırmanırlardı Çocukları engellemek isteyen biri çıktığında ilişmemelerini işaret buyurur, namazı bitince torunlarını dizlerine oturtur, sinesine basarak severdi

- Beni seven bu ikisini sevsin, buyururdu

Bazen Hasan veya Hüseyin sırtına tırmandığında secdeyi uzatır da uzatırdı Namazdan sonra cemaat sorardı:

- Ya Rasulallah , secdeyi uzattın, sebebi ne ki?

Efendimiz sav cevap verirdi:

- Oğlum beni binek yaptı, onu çabucak indirmek istemedim



Allah Rasulü sav , bakacak kimse olmadığı için küçük bir kız olan Ümame'yi omuzunda taşıyarak namaz kılar ve kıldırır; secdeye vardıkça Ümame'yi bırakır, secdeden kalktıkça da tekrar binmesine izin verirdi

Ve buyururlardı:

- Çok kere ben namaza kıraati uzatmak niyetiyle dururum da, geriden bir çocuğun ağladığını duyunca anasına meşakkat ve zahmet getirmeyeyim diye kısa keserim



Namazlarımıza neler neleri ortak ederiz de, sırtımızda bir çocukla secdeye varmışlığımız var mıdır?

Bir çocuğun yalap-şalap abdest alışını en son ne zaman tebessümlerle seyrettik?

Küçük avuçlarda su nasıl durur?

Belki gafletteyizdir de surelerimiz uçar gider Secdelerimiz silinir

Merhametimiz yazılır

Tebessümümüz kalır

O masumlar secdelerimize şahitlik eder de, sayılırız

Allah'ın Rasulü sav her haliyle niyazda, yakarıştaydı

Duaları çocuklarına idi, torunlarına idi

Devrinin goncalarına idi, bizlere idi

O, Zeyd ra' ın oğlu Üsame'yi alır bir dizine oturturdu Torunu Hasan ra'ı da diğer dizine oturturdu Sonra onları sinesine basar, öpüp koklar ve şöyle niyazda bulunurdu: “ Allahım ! Bu çocuklara rahmet ve saadet nasip buyur Çünkü ben senden bu çocukların hayır ve saadetlerini temenni ediyorum



Bir gün Kaynuka çarşısına kadar yürüdü Sonra oradan dönüp Hz Fatıma ra' ın evinin önünde bir kenara oturdu Ve Hz Hasan'ı kastederek: “Küçük orada mısın, küçük orada mısın?” diye seslendi

Hz Fatıma ra muhtemelen üstünü başını düzeltmek için çocuğun dışarı çıkışını biraz geciktirdi Sonra Hz Hasan koşarak geldi Allah Rasulü sav çocuğu kucakladı, öpüp kokladı ve “ Allahım , sen bu çocuğu sev, bunu seveni de sev” diye dua etti



Birisi Abdullah bin Mübarek ra'a gelerek çocuğundan şikayetçi olur Abdullah ra sorar:

- Çocuğuna hiç beddua ettin mi?

O zat:

- Evet , ettim, der Abdullah b Mübarek der ki:

- Çocuğunun ahlâkını sen bozmuşsun!



Dualarımızda olsun çocuklarımız

Âsilik onlarda olsa, şefkat ve anlayış büyüklerde olsun

Hiddet onlarda olsa, yumuşaklık, hilm büyüklerde olsun

Onlar anne-babalara, bizlere emanetler

Bir zamanlar ne kadar küçüktüler, ne kadar çaresizdiler

Hâlâ öyleler

Hâlâ küçükler ve çaresizler…



Onlar, Rasulullah sav'in eline doğanlardı

İlk lokmalarını annelerinden önce Rasulullah sav' dan alanlardı

Sahabe yeni doğan bebeklerini Rasulullah sav'a götürürler, bebeğin midesine anne sütü inmeden, bereket vesilesi olması için Rasul -i Ekrem sav'in hurma çiğnemini emdirirlerdi

Bir süre muhacirlerin çocukları olmamıştı Yahudiler de: “Size büyü yaptık Bundan sonra neslinizden erkek çocuk doğmayacak!” diyorlardı

Ve Hz Ebu Bekir'in kızı Hz Esma'nın oğlu Abdullah dünyaya geldi O hicretten sonra doğan ilk bebekti Onun doğuşuyla muhacirler son derece ferahladılar O, müjdelerle geldi

Hz Esma ra oğlunu Rasulullah sav'e getirdi Rasul -i Ekrem sav çocuğu aldı, sonra bir hurma istedi Verilen hurmayı çiğneyip tatlısından çocuğun ağzına çaldı Bu suretle çocuğun ağzına giren ilk şey Allah Rasulü sav'in hurma çiğnemi oldu



Gül devriydi

Çocuklar Medine sokaklarında koşturur, oynar, Allah'ın Rasulü sav çocukların arasına karışırdı

Medine sokakları gül kokardı

O gül yüzünde güller açarak çocuklara latifeler ederdi Enes ra' ın küçük kardeşinin bir kuşu vardı Ona, “ Ebu Umeyr , nügayr ne oldu?” diyerek latife ederdi ( Nügayr küçük kuş demektir)

Hz Enes ra şöyle der: “Ben çocukken, arkadaşlarımla oynadığım bir sırada Peygamber bize geldi ve selam verdikten sonra elimden tuttu, bir vazife ile beni bir yere gönderdi Dönünceye kadar da beni bir duvarın gölgesinde çocukları izleyerek bekledi

Yine Efendimiz sav Enes ra ile yürür, gezerken çocuklara rastlar, onlara selam verirdi



Çocuklar, çocuklarımız…

Bir bakıyoruz küçücükler

Bir bakıyoruz büyümüşler

Ne zaman büyüdüler?

Ne güzel nimetler, bir güzel nimetler Varlıkları nimet, yoklukları nimet Her nimet gibi onlar da imtihanımız elbet Varlıklarıyla, yokluklarıyla…



Bir gün nasihat isteyen hanımlara Rasulullah sav , “Üç evladı ölen her kadın için ölmüş evlatları ateşten koruyan birer perde olacaktır” diyordu

Hanımlardan biri soruyordu: “İki evladı da ölse öyle mi?”

Rasulullah sav “Evet! İki evladı da ölse, öyle” buyuruyordu

Merhamet etmeyene merhamet edilmiyor Merhamet görmeyenler, şefkatle büyütülmeyenler merhamet etmiyor Ve bugün dünya, merhamet görmeyenlerin elinde ki, her tarafta zulüm kol geziyor

İsyanla büyütülenlerin elinde ki, devir Yaradanına âsi

Oysa şefkat, üst üste kilitler vurduğumuz gönüllerimizdedir Kilitleri bir kırsak…

Camide bir o yana, bir bu yana koşturan çocukların arasına karışsak…

Çocuklar her devirde çocuk

Göz ucuyla bizi süzerek namaz kılacaklar

Yanılacaklar güleceğiz Düşecekler tutacağız

Dualarımızı, hayatımızı süsleyecekler

Çocuklar şakıdıkça, mutlu-mesut oldukça, devir Saadet Devri olacak her daim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.