Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
namazlık, saltanat

Bir Namazlık Saltanat

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Namazlık Saltanat






Bir namazlık saltanat
BİR NAMAZLIK SALTANAT



Herkesin sevdiği bir şiir vardır hayatında Kişi, duygularına tercüman olan bu şiiri diğerlerine nazaran daha çok sever, ötekilerden ayırır Hatta her zaman yanında bulunması için ezberler Benim de en çok sevdiğim şiirlerin başında gelir Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş Şiiri” Çok sevdiğim için de ezberlerim arasında yer alır Yaşım 25 (1986), bu şiiri çok seviyorum Otuz beş yaşa az kaldığı için midir nedir bilinmez Ne diyordu bu şiirde Cahit Sıtkı:

“ Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?”

Zaman nasıl da değiştiriyor insanı Çocukluk, ilk gençlik, orta yaşlılık ve ihtiyarlık dönemleri birbirine hiç benzemiyor Yüzümüz ve bedenimiz devamlı bir değişim hâlinde Bir günümüz ötekine uymuyor Belli bir yaştan sonra insanın aynalara bakası da gelmiyor Aynalar mı yalan söylüyor, yoksa biz mi yalanız? Çözümü zor bir bilmece bu Şirin son beşliğinde şair Cahit Sıtkı Tarancı, sözlerini şu ibretlik dizelerle bitiriyor:

“ Neylersin ölüm herkesin başında
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında

İnsan belli bir zaman sonra kabulleniyor yaşlandığını Çünkü geriye dönüşü yoktur bu yolculuğun Albümdeki resimleri ve Haşim’in güneş rengi bir yığın yaprak olarak nitelendirdiği anıları saymazsak, gençliğimize dair elimizde hiçbir delil yoktur Yaşamın bu safhasında, elde var hüzün Bunun sağlamasını da yapsanız, çıkacağı budur

Cahit Sıtkı'nın dediği gibi, ölüm herkesin kapısını çalacak En enteresan olanı da, ne zaman çalacağının belli olmaması Aslında böylesi daha iyi bence Ölümün vakti belli olsaydı, hayat acı bir lokma gibi boğazımızda düğümlenirdi Oysa şimdi; yaşlısı da, genci de, ölümü hem uzaklarda, hem de çok yakında görüyor Azrail, hiç ummadığınız bir anda, kapınızı çalıp emaneti geri istiyor Bu noktadan sonra sizin rızanız sorulmuyor Teslim oluyorsunuz bu davetsiz misafire

Dünyada size değer verenler de, vermeyenler de, taht misali o musalla taşında, ellerini bağlayıp size olan saygılarını ifade ederek, saltanatınızı ilan ediyorlar Fakat bu sultanlığın ömrü, iki rekâtlık bir namazın süresinden öteye gitmiyor Birkaç dakikalık saltanat, cemaatin iki tarafa selâm vermesiyle son buluyor Bir kelebeğin ömründen çok daha kısa olan böyle bir saltanatı neyleyim Saltanatın uhrevî hayatında da ebedî olmasını istiyorsan, dünyada Hakk’a karşı köle olmasını bilmeli ve onun rızası üzere yaşamalısın!

Ölümün ne zaman ne şekilde geleceği belli değil Onun için Resulullah Efendimiz (sav) “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın” diyor Bu demektir ki dünya ile ahiret hazırlığını dengeli yürütmemiz lâzımdır Ecel her an gelmeye hazır… Ömür ne bir dakika uzatılabilir, ne de bir dakika kısaltılabilir Nerede, hangi sebeple öleceğimiz, levh-i mahfuzda yazılıdır Bununla ilgili olarak anlatılan bir kıssa vardır Bunu, ilginç olması hasebiyle sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Hazret-i Süleyman Aleyhisselam'ın yanında bir zat oturuyordu Ölüm meleği geldi ve o kimseye öyle bir baktı ki, kendisine korku ve ürperme geldi Bu gelenin kim olduğunu Süleyman Aleyhisselam’dan sordu Ve ölüm meleği olduğunu öğrenince:
‘Ey Allah’ın peygamberi, ben ondan çok korktum Beni Çin’e gönder de, ondan uzakta olayım’ dedi
Hazret-i Süleyman Aleyhisselam, rüzgâra emrederek o kimseyi Çin’e gönderdi Biraz sonra ölüm meleği tekrar yanına geldi ve Süleyman Aleyhisselam ölüm meleğine sordu:
‘Biraz önce buraya geldin, baktın ve gittin Bu meraklı bakış ve aniden gidişinin sebebi neydi?’
Ölüm meleği cevap verdi: ‘Burada, yanınızda oturan bir kimsenin ruhunu, Çin’de almakla emrolundum Hâlbuki, onu sizin yanınızda Kudüs’te görünce, gayet şaşırdım ve hayret ettim Oysa o kimse, sizden Çin’e gönderilmesini istedi ve siz de bu isteği kabul ederek onu Çin’e gönderdiniz Böylece, ben de aldığım emir gereğince Çin’e giderek, onun ruhunu aldım’”

Bazı şeyleri birbirine karıştırmamak lâzımdır İnsanın ne zaman, nerede, hangi sebeple öleceğinin Allah (cc) katında belli olması, insanın amellerindeki özgür iradesini ortadan kaldırmıyor Ömrü uzatıp kısaltamazsınız, ama gelecekte yaşayacağınız yerin Cennet mi, Cehennem mi olacağını, işlediğiniz amellerle belirleyebilirsiniz İyilerin ve kötülerin görecekleri muameleyi kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim açıkça izah ediyor Onun için hiç kimse bu konuda elinin bağlı olduğunu söyleyip çaresizliğini ilân edemez; etse de bu Allah (cc) katında geçerli bir mazeret olamaz Kendi kendimizi kandırmayalım Her şeyin bizde başlayıp bizde bittiğini bilelim

Bir namazlık saltanatımızın olduğunu aklımızdan çıkarmayalım?

Yazar: Mustafa Enes Gündüz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.