Olayları Umursamamak |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Olayları UmursamamakOlayları Umursamamak Birçok insan Yüce Allah’ı, ölümü ve yakınlığını hatırlatan yüzlerce olaya karşı duyarsız kalır ve tümünün sıradan olaylar olduğunu düşünür Çevrelerindeki her varlıkta Allah’ın sonsuz gücünü ve kendilerindeki aczi görerek bağışlanma dilemek yerine bu kişiler, kendilerini oyalayacak sıradan günlük işleri ve konuşmaları tercih ederler Oysa insanın duyduğu ya da yaşadığı her olay, kusursuz yaratılmış imtihan ortamının birer parçasıdır İnsanın yaratılış amacı imtihan üzerine kuruludur ve her şey, insanın ders çıkarıp öğüt alması için yaratılır Yaşanan tüm olaylar, felaketler, kazalar, hastalıklar Allah'ın dilemesi ile meydana gelir “Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar “(Tevbe Suresi, 126) ayetiyle bildirildiği üzere hepsi Allah’ın rahmetidir ve Kendisini hatırlatmasıdır Yüce Allah gözle görülemeyen bir virüsü ya da depremi sebep kılarak, Kendisini unutan insanlara hatırlatmada bulunur ve hiç kimse bu musibetleri engellemeye güç yetiremez Rabbimiz yarattığı olaylarla insanların Kendisi'ne yönelmelerini, sınırlarını korumalarını ve sonsuz ahiret yurdunu düşünmelerini ister Bir Kur’an ayetinde bu gerçek "Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız" (Secde Suresi, 21) şeklinde bildirilir Toplumda, insanları duyarsızlaştıran oldukça fazla telkin yerleşmiştir Örneğin; yaşadığı olaydan etkilenen kişi, “boşver, aldırma, kafana takma” sözleriyle rahatlatılmaya çalışılır Oysa insan için hiçbir şey boş değildir Allah kişiye o görüntüyü izlettiriyorsa mutlaka bir nedeni vardır Ancak bu, kişiyi isyana sürükleyebilecek olan, odağında “neden ben” sorusu bulunan bir duyarlılık değildir Söz ettiğimiz, insanın başına gelen olayla ilgili, “Allah, yaptığım hangi davranışın karşılığı olarak bunu benim için yarattı” diye düşünmesi ve davranışlarını düzeltmesi gerektiğidir Dinden uzak yaşayan duyarsız kişiler yalnızca bu önemli olaylara karşı değil, etraflarındaki sayılamayacak güzelliğe karşı da ilgisiz davranırlar Güzellikleri takdir etmemek, beğendiğini belli etmemek, sevgi göstermemek bu kişilerin diğer özellikleridir Oysa içinde Allah sevgisi ve korkusu taşıyan ve vicdanını her an devrede tutan samimi insan, Rabbimiz’in yarattığı bu genelleme yaparak dahi sayılamayan nimetleri ve güzellikleri görür, Allah’ın eşsiz yaratma gücünü takdir eder İnanan insanları heyecanlandıran, mutlu eden ve şevklerini artıran olaylar, bu kimseler tarafından tepkisiz ve sakin karşılanır Kalpleri her türlü duyarlılıktan yoksun ve katılaşan bu kimseler gerçekte kendilerine zulmetmektedirler Verdiği nimetler için Rabbimiz’e şükretmek, O'nun hoşnutluğunu kazanacak salih amellerde bulunmak yerine vicdanlarını susturmaktadırlar Kur’an'da “Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı” (Bakara Suresi, 74) ayetiyle açıklandığı gibi, bu kişilerin kalpleri kaskatıdır Oysa kalplerin”… 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi?” (Hadid Suresi,16) ayetiyle bildirildiği üzere, kalplerin yumuşama zamanı çoktan gelmiştir; ‘o gün’ ise çok geç olacaktır Kur’an ahlakını yaşayan müminler ise vicdanlarını tam kapasitede kullanırlar Her şeyin bir amaçla yaratıldığını bilir, tanık oldukları olayların ardındaki hayır ve hikmetleri görmeye çalışırlar Yaşadıkları en küçük bir olayda dahi Yüce Allah'a sığınıp tevekkül ederler Kuran'da müminler, bu boyun eğici davranışlarına karşılık Rabbimiz’in rahmeti ve bağışlayıcılığı ile müjdelenirler: "Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz" Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır" (Bakara Suresi, 156-157) Önemli olaylar karşısında ibret almamak ve ders çıkarmamak, telafisi imkansız bir pişmanlığa yol açabilir Her olay inanan insan için hayırla yaratılmaktadır Tevekkülsüz davranmak, kızmak, üzülmek nasıl Allah’ın yarattığı kadere saygısızlık ise, umursamamak, duyarsız ve ilgisiz kalmak da büyük hata olacaktır Elif Alaca |
|