Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
daveti, ruh

Davet-İ Ruh

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Davet-İ Ruh






Davet-i Ruh
“Bedene yapışan her yük, ruhu daraltırmış aslında Beden, olduğu boyutlarda kalsa da; ruhun hacmi daralırmış zamanla


Bugün tüm hüzünlerimden arındım ben, bütün yüklerimi bir kenara savurdum Kürtlüğümü, Türklüğümü, ismimi, cismimi; fiziksel boyuta ait ne varsa; hepsini bir kenara attım Tüm dışsallıklardan, yüzeyselliklerden ve bütün zoraki aidiyetliklerden soyutlandım Ruhumu azat ettim adeta!


“Mazide, bir ruh vardı bedende; şimdi, bir beden var ruhumda”


Eskiden bakan bir çift göze sahipti bu beden; şimdi ruhumun her zerresidir gören Duyan kulaklarım vardı benim; şimdi ise işiten ruhum Bakıyordum, duyuyordum, tutuyordum önceleri; şu an görüyorum, işitiyorum ve nihayet hissediyorum Her şeyi hissediyorum, her şeyi… Kuşları, baharı, güneşi, çocukları, gülüşleri, hatta ruhumu bile hissediyorum


“Son radde değil midir; kendi ruhunu hissedilmek?”


Beynin iradesinden, stratejiden, bilinçten, zihniyetten; kısacası faydacılık üzerinde temellenen ne varsa yıkıp, her şeyi kalp minvalinde şekillendirebilmek, ruh deryasında harmanlayabilmek… Şimdi sen, beni davet ediyorsun ya? Bedenimi değil güzelim; ruhumu davet etmelisin, ruhumu Fiziksel cazibeyle değil üstelik ruhani çekicilikle cezp etmelisin beni


“Çıplak bedeninle değil, çırılçıplak ruhunla davet etmelisin beni


Öyle cezp etmelisin ki, gelmekten başka alternatifim, senden başka seçeneğim kalmamalı Öyle bir cezp etmelisin ki mesela; Tarık bin Ziyad olabilmeliyim, bütün gemileri yakabilmeli, tüm geri dönüş yollarını kapatabilmeliyim


“Ya sen diyebilmeliyim; ya da sen!


Çağırdığında önce ruhum koşabilmeli sana, ilk adımı ayaklarım değil, kalbim atmalı Zihinmiş, bilinçmiş, iradeymiş, olanakmış… Öyle davet etmelisin ki beni; tüm bunlar manasız, bütün hepsi kifayetsiz kalmalı… Duyular yanıltabilir, fizik vazgeçebilir, beyin aldatabilir belki, ruh ve kalp ise; asla Ruhumu çağırmalı davetin; ruhumu bir de kalbimi…


Ve kutsal olmalı davetin; kutsal Öyle kutsal olmalı ki, pılımı pırtımı toplayıp gelebilmeliyim; hatta pılısız pırtısız bile koşabilmeliyim sana Öyle gelebilmeliyim ki hem, sadece ruhumla gelebilmeli; diğer bütün ‘ben’lerimi bir tarafa bırakabilmeliyim Tüm egolarımdan geçebilmeli, bir senden geçememeliyim; bir kalbimden, bir de ruhumdan…


“Öyle davet etmelisin ki beni; namaza davet eder gibi, ezanın davet ettiği gibi…”




Ezan gibi olmalı davetin, doğduğumda da sen okunmalısın bana; öldüğümde de… Doğaya da medyan okuyabilmeli; fizik kuralları da alt üst edebilmeli Sabah ezanı gibi olmalı mesela, tüm bedeni hazlara inat; sımsıcak yatağımdan doğrultabilmeli beni… Sımsıcak yatağımdan uyanabilmeli, buz gibi suyu tenime dokundurabilmeliyim






Kaynak:


yoledebiyat

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.