|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
akıl, ateşböceği, güneşine, vahyin, yetişemez |
![]() |
Ateşböceği Akıl, Vahyin Güneşine Yetişemez! |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ateşböceği Akıl, Vahyin Güneşine Yetişemez!Ateşböceği akıl, vahyin güneşine yetişemez! Ateşböceği akıl, vahyin güneşine yetişemez! Mehmet KÖROĞLU m ![]() ![]() Hazret-i Peygamber (asm)’ın risâleti vahye dayanır ![]() ![]() Vahiy ise iki kısımdır: a) Vahy-i Sarihî: Resûl-i Ekrem (asm)’ın sahsî hiçbir müdâhalesinin bulunmayıp sırf tercümanı olduğu, hem lafzı, hem mânâsı itibarıyla, vahiyle aldığını aynen tebliğ etmiş olduğu Kur’ân-ı Kerim âyetleri ve bazı kudsî hadîslerdir ![]() b) Vahy-i Zımnî: Özü ve esası itibarıyla vahye ve ilhama dayanmakla beraber, Hazret-i Peygamber (asm)’ın ifade ve tasvir ettiği, yani mânası Cenâb-ı Hakk’a, ifade ve tasviri Peygamber (asm)’a âit olan bazı hadîs-i şeriflerdir ![]() Hazret-i Peygamber (asm) ise, mânası ve esası itibarıyla kendisine vahyen bildirilen bir hakîkati; - Ya yine vahiy ve ilhama mazhar olarak, - Ya da kendi ferâsetiyle tasvir eder ![]() Kendi ferâseti ve içtihadıyla yaptığı tasvirlerde; - Ya risâlet vazifesi cihetinden gelen ulvî ve kutsî bir kuvvetle, - Veyahut beşeriyet noktasında örf, âdet ve umum halkın anlayış seviyesini dikkate alarak beyan eder ![]() Evet, Resûlullah (asm)’ın mübarek lisanından vahye muhalif hiçbir kelam südûr etmemekle beraber, her bir hadîs-i şerife, her cihetle vahiy nazarıyla bakılmaz ![]() ![]() ![]() Halkın idrak ve anlayış seviyesine göre yaptığı bir tasvirde ve kullandığı bir ifadede zâhirî bir kusur görünse, o kusur hadîs-i şerife değil, halkın o yanlış anlayışına aittir ![]() ![]() ![]() HADİSLERE HÜRMET ŞARTTIR! Bu hususta birkaç noktaya dikkat edilmelidir: Birincisi, âyet-i kerimede herhangi bir ayrım yapılmadan, Resûlullâh (asm) “her neyi getirdiyse almamız, neyi yasakladıysa da kaçınmamız”2 emredilmiştir ![]() ![]() İkincisi, mânası itibariyle vahiy olup, Resûlullah (asm)’ın kendi ferâseti ve ictihadıyla tasvir ettiği bir hadîs-i şerifte kendi dar aklımıza sığmayan bir ifade gördügümüzde hemen inkâr edemeyiz ![]() ![]() Zekâ seviyesini ölçen uzmanların tespitlerine göre, mesela orta zekâlı bir kişi, ileri zekâ sahibi birisinin yaptığı ince bir espriyi anlayamayabilir ve içindeki nükteleri fark edemeyebilir ![]() ![]() Anlamaması veya kastedilenden başka ve yanlış bir mâna anlaması, o şahsın zekâ seviyesi ile alakalıdır ![]() “Madem anlamıyorum, o halde mânası yoktur; bir yanlışlık görüyorum, o halde bir yanlışlık vardır” diyemez ![]() ![]() Hâlbuki bütün peygamberler gibi Resûlullah (asm) da ferâset ve fetânet, yani yüksek bir anlayış ve idrak sahibidir ![]() ![]() Haydi onun risâlet mertebesindeki kuvvetli imanından hâsıl olan o kutsî ferâsetinden sarf-ı nazar edip, sırf onun fetânet ve zekâvetine göre muhakeme etsek yine onun tasvir ettiği bir hakikati her insan anlayamayabilir ![]() Anlayamadım, o halde mânası yoktur; bir yanlışlık gördüm, o halde hakikaten yanlıştır diyemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Heyhat! Yerdeki küçük bir ateşböceği misali senin ve benim aklım nerede? ![]() ![]() ![]() Âlemi aydınlatan gökteki koca güneş misali ulvî bir ferâset ve yüksek bir fetânet sahibi risâlet nûru nerede? ![]() ![]() ![]() “İdrâk-i meâli bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez ![]() ŞEFAATİ İNKÂR EDEMEYİZ! Akıllarına fazlaca güvenen bazı şahıslar, boyunu aşan işlere girişip bazen muhkem bir meseleyi inkâr ederler ![]() ![]() Biz de deriz: Kimse böyle bir şefaati iddia etmiyor ki! Bu anlayış senin kendi zihnine âittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hal böyleyken, sırf kendi zihinlerinde ürettikleri bir şefaat anlayışını inkâr ederken, bir de buna dayanarak şefaat hususundaki onlarca âyeti te’vil etmeye ve yüzlerce hadîs-i şerifi de kökten inkâra kalkıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Kaderi inkâr eden, sünnet-i seniyyeye burun kıvıran, mezhepleri beğenmeyen şahıslardaki en yaygın hastalık budur ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hakk bizleri, haddini aşmaktan muhafaza etsin, kendi kısır aklını esas alıp nübüvvetin nûrundan mahrum kalanlardan eylemesin! (Âmin!) Âyet-i kerimede herhangi bir ayrım yapılmadan, Resûlullâh (asm) “her neyi getirdiyse almamız, neyi yasakladıysa da kaçınmamız” emredilmiştir ![]() Kaynaklar: Necm Sûresi, 3-4 Haşr Sûresi, 7 Bakara Sûresi, 26 |
![]() |
![]() |
|