![]() |
Besmelenın Hayatımızdakı Önemı Ve Anlamı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Besmelenın Hayatımızdakı Önemı Ve AnlamıBesmelenın Hayatımızdakı önemı Ve Anlamı “Besmele” Arapça b- ismi-llah (Allah’ın ismi ile) demek… “Bismillahirrahmanirrahim” yani “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile” nin kısaltılmışı… Kısaca “besmele” diyoruz ![]() “Tılsım” ise “büyü” demek ![]() ![]() ![]() Ee, besmele ve tılsım? Ne alaka? diyeceksiniz… Acele etmeyin gelecek… Bu yazıda amacım besmeleden ne anlaşılması gerektiğini gösterebilmek… Fakat bunu yaparken İslam’ın aynı zamanda “tapınak dinlerini” nasıl “gerçek hayat dinine” dönüştürdüğünü, sır ve tılsım dinlerini nasıl reforma uğratarak hayatın içine çektiğini, bunun için de neden ona “dinlerden bir din” denemeyeceğini “besmele” örneği üzerinden görmüş olacağız… *** Kimi Müslümanlık ve Yahudilik tezahürleri tarihsel olarak yeryüzünde en çok birbirine düşman görünen ve fakat ilginçtir en çok da birbirine benzeyen iki dini tecrübe… Öyle ki Türkiye’deki bazı dini görünümleri, İsrail’in bir mahallesindeki dini görünümlerle karşılaştırın hayretler içinde kalabilirsiniz: Hatim kültüründen salavata, besmele çekmekten abartılı dini kıyafetlere, takke giymekten gül yağı kokularına, mehdi mesih beklemekten okunmuş dualara kadar… İslam tarihindeki Eş’arilik, Mutezililik ve Sufilikten, Yahudi tarihindeki Ferisilik, Sadukilik ve Kabbala’ya kadar… Neyse, bu ayrı bir yazı konusu ![]() ![]() ![]() Mevzudan gidelim ![]() Yahudilikte Tanrı ve Yahve (YHVH) isminin birbirinin aynısı mı gayrısı mı olduğu tartışması vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudi din adamları özellikle Babil sürgününden sonra YHVH ismini tek başına kullanmayı sokaktaki adama yasakladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İsmi kutsamak?” İsmin sırf kendisinde bir tılsım olduğunu vehmetmek? O ismin anlamsız tekrarlarını “zikr” sanmak? Bunları bir kenara not edin ![]() *** Örneğin kimi haham rivayetlerine göre Davut tapınağın temelini kazarken deniz, dünyayı basmakla tehdit edince, kırık bir çömlek parçası üzerine “ismi” yazmış ve onu denize atmış ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi kimi hahamlara göre Tanrı ile YHVV özdeş olduğu için ismin kendisi Tanrı’yı ifade ediyor ![]() ![]() ![]() İşte “tılsım”, “efsun”, “muska” dediğimiz şeyin kökü buraya dayanıyor… *** Tılsımdan medet ummanın mazisi oldukça eskilere gidiyor ![]() ![]() ![]() Eski Bâbil, Asur ve Persler’de tılsımın bir teknik olarak uygulandığı malumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Velhasıl sır ve büyü dinlerinde her zaman tılsımdan izler bulmak mümkündür… *** Yahudilikteki YHVH isminin Tanrı ile özdeş olup olmadığı tartışmasının, İslam kelam tarihine “isim-müsemma” tartışması şeklinde bulaştığını görüyoruz ![]() Kelam tartışmasına girecek değilim ![]() Gelmek istediğim nokta “besmele çekmek” tabir ettiğimiz, Süleyman Çelebi’nin Mevlidinde “cümle işte vacip oldur her kula” diye ifade ettiği, herhangi bir işe besmele çekerek başlamanın ne anlama geldiğidir ![]() Türkiye’de özellikle kimi sanatçılarda görülen “Dışarı çıkarken besmele çekmek gibi batıl inançlarım vardır” denmesinden de anlaşılacağı gibi, besmele, öteki dinlerdeki “tılsımlı ism” ile aynı kategoriye konur hale gelmiş durumda ![]() Bunun rivayet kültürümüzde de kökleri var ![]() ![]() Şu rivayetleri okuyunuz: “Besmele ile başlanmayan her önemli iş noksan kalır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tür rivayetlerde geçen “besmele” yani “Rahman”, “Rahim” ve “Allah” isimlerine aynen sır ve büyü dinlerindeki gibi “tılsım” muamelesi yapıldığını görüyoruz ![]() ![]() Kanımca işte gerçek hayat dininin, tapınak dinlerinin ritüel, ayin ve argümanlarının istilasına uğrayarak tanınmaz hale getirildiği ve onlara yenildiği yerlerden birisi de burasıdır ![]() Oysa bakın gerçek hayat dinine göre “besmele” aslında ne demek ve “her işe onunla başlamak” ne muhteşem bir şey… *** Hazırlamış olduğum Yaşayan Kur’an mealinde besmeleyi baştan sona şöyle çevirdim: “Sevgi ve Merhameti Sonsuz Allah’ın adı ile…” Şehrin öte tarafından gelen bir adam “Kur’an aşk kitabı mı? Sevgi mevgi ne işi var her surenin başında?” diye itiraz etti ![]() Ben de dedim ki: Dinle ey Ferisi! Dinle ey “yüreği sünnetsiz!” (“Ey Ferisi” İsa’nın, “Yüreği sünnetsiz” Musa’nın tabiridir ![]() ![]() Evet, “rahmet” kelimesinin geçtiği her yeri “sevgi ve merhamet” olarak çevirdim ![]() ![]() Kur’an’ın en anahtar kavramı besmele başka bir dile çevrilemez öyle mi? O zaman Kitabın evrenselliği nerede kalıyor? İnsanlık “Al dilimize çevrilemez besmeleni, oku Ortadoğu’nun çöllerinde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neyi kimden kaçırıyorsun? Rahmeti gelip senden mi alacaklar? Talep arttıkça “rahmet fiyatlarına” zam mı yapacaksın ey Ferisi! *** Oysa bak “Rahmân ve Rahîm” ne demek… Asurca, Aramice, Keldanice, İbranice, Arapça gibi tüm Sami kökenli Ortadoğu dillerinde “RHM” kökü sevgi ve merhametle ilgili… Rahmet sözlükte “sevgi, merhamet, şefkat, saygı, bağışlama, saf iyilik, güzellik saçıcılık” manasına geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevginin ve merhametin babası anlamına gelen Eb-Raham'ın bütün Sami dillerinde ve hatta Hindçe’de bile kullanıldığını görüyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Rahmet kökü Türkçe’de içinde sevgi, saygı, şefkat ve merhamet kelimelerinin yattığı “yârlığamak” kelimesini çağrıştırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() *** Öte yandan baktığımızda bizzat Kur’an’ın Rahmân’ı “Vedud” (Çok seven) olarak tefsir ettiğini görüyoruz: “Şüphesiz benim Rabbim Vedûd ve Rahîm’dir ![]() ![]() Bunun böyle olduğunu şu ayetlerden de anlıyoruz: 1- “Sor: “Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?” Cevap ver: “Sevgi ve merhameti (rahmet) kendine farz kılmış olan Allah'ındır ![]() ![]() 2- “Rabbin isteseydi bütün insanlığı bir tek ümmet yapardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- “Biz seni tüm insanlığa (alemlere) yalnızca sevgi ve merhamet (rahmet) için gönderdik ![]() ![]() Bu ayetlerin birincisi Yaratanın neyi temel amaç edindiğini, ikincisi insanoğlunun ne amaçla yaratıldığını, üçüncüsü de peygamberlerin ne amaçla gönderildiğini açıklıyor ![]() Hepsinde de aynı kelime; sevgi ve merhamet (rahmeten) ![]() ![]() ![]() Malum, Kur’an’ı açtığımızda ilk besmele ile karşılaşırız ![]() ![]() ![]() ![]() Malum, Kur’an’ın nüzul sırasına göre ilk suresi “Alak” suresidir ![]() ![]() Baktığımızda bu kelime de besmeledeki mana ile ilgili… “Alak” alaka, ilgi, asılmış, iliştirilmiş, ilgili, tutkulu sevgi demek… Rahime yapıştığı, oraya asıldığı, ona iliştiği veya tutunduğu için de kan pıhtısına “alak” denmiş… Allah insanı işte bu taşan tutkulu sevgiden, ilgiden, alakadan yarattığını söylüyor ![]() *** Şu halde… “Her işe besmele ile başlamak” yani “Rahmân ve Rahîm ismi ile başlamak” şu demek oluyor: Her işe sevgi ve merhamet ile yaklaşmak! Çünkü sevgi her buzu eritir ![]() ![]() Sevginin dili her kapıyı aralar ![]() ![]() Kur’an der ki: “Rahmân, iman edip iyilik, güzellik, doğruluk için çalışanların (amel-i salih işleyenlerin) etraflarında bir sevgi (vudd) halesi oluşturur ![]() ![]() İşte buzları eriten budur ![]() Sert kayaları çatlatan budur ![]() Kapanmış kapıları aralayan budur ![]() Düşmanlıkları yok eden budur ![]() Gönüllere giren budur ![]() Yürekleri fetheden budur ![]() Yoksa “ism” deki esrar ve tılsım değil… ** Şimdi, o rivayetler tutun ki sahih, bir de bu açıdan tekrar düşünün… Örneğin: ““Eve girerken Besmele ile girilirse, şeytan, ‘Bu eve girmeme imkan yok der’, dönüp gider…” Yani: Eve girerken eşinize ve çocuklarınıza karşı sevgi ve merhamet besleyerek girerseniz o evde kötülük olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş girmeyen eve doktorun girmesi gibi, sevginin, merhametin, iyiliğin, güzelliğin ve doğruluğun girmediği eve kötülük, düşmanlık, hırs, haset, kin, buğz yani şiddetli geçimsizlik girer ![]() ![]() Deneyin, sevgi ve merhamet dilinin (besmelenin) bütün kapıları açtığını göreceksiniz ![]() Sadece evde değil bütün her yerde; işyerinde, çarşıda, pazarda, okulda, arkadaş çevresinde, siyasette, bürokraside, devlet-millet ilişkisinde velhasıl tüm insan ilişkilerinde sevgi ve merhametle yaklaşmanın bütün buzları erittiğini, katı ilişkileri yumuşattığını, kapanmış kapıları araladığını göreceksiniz ![]() Hatta yılanı bile deliğinden çıkarttığına şahit olacaksınız ![]() Rahmân (sevgi ile dopdolu) ve Rahîm (sevgisi varlığa yayılan/merhamete dönüşen) Allah’ın adı ile başlarım” işte bu olmak icap eder… Evet, bunda bir tılsım (etki) var ![]() Bu “ölü besmele”dir ![]() Bilakis gerçek hayat dinindeki besmele her işe sevgi ve merhamet besleyerek, iyilik, güzellik ve doğrulukla muamele ederek, tatlı dil ve güler yüzle başlamadır ![]() Bu da “yaşayan besmele”dir ![]() *** Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() İşte bunun için Hz ![]() Bunun için besmele bir çilingir değil ![]() ![]() Böyle günde beş bin defa besmele çeksen ne olur? Bir kağıda yazıp, suya batırıp, okuyup üfleyip muska yapsan ne çıkar? Bu yaşayan değil; ölü besmeledir ![]() ![]() Gerçek hayat dininde besmele “yürüyen sevgi ve merhamet” olmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() *** Onun için ey Ferisi sev! İnsanı sev, eşini sev, kızını sev, oğlunu sev, anneni sev, babanı sev, kardeşini sev, arkadaşını sev, çocukları sev, çiçekleri sev, hayvanları sev, ağaçları sev, kuşları sev, doğayı sev… Hayatı sev, iyiyi sev, güzeli sev, doğruyu sev, adaleti sev, cesareti sev, mertliği sev… Sev de sev, elle tutulur, gözle görülür bir şeyi sev ![]() Şeylere merhamet nazarıyla bakmayı öğren ![]() Yalnızca zalimi sevme ![]() Yalnızca zulmü alkışlama ![]() Çünkü zalimden başkasına düşmanlık yoktur ![]() *** Besmele bize bunları öğretmeli değil mi? Süleyman Çelebi Mevlid’e besmele ile başlayarak “vacip oldur cümle işte her kula” demiş ![]() ![]() “Sevgi ve merhametle yaklaşalım evvela Böyle gerektir cümle işte her kula ![]() IHSAN ELIACIK |
![]() |
![]() |
|