Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geçti, ömür

Bir Ömür Böyle Geçti

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Ömür Böyle Geçti






Bir ömür böyle geçti
Bir ömür böyle geçti
Yorgun ayakları bedenini çekemez olmuş,kısa mesafelerde bile yoruluyordu artık
Her yola çıkmak istediğinde,dizlerine vuran dünya yorgunluğu,yılgınlığını da aklına getiriyor,
vazgeçmek için yeterli sebep oluyordu kendisine
Bazen yürürken bulduğu bir kaldırım taşına oturarak belinden ayaklarına vuran
sızının acısını dindirmek için çömeliyor,geçmişte kalan dinç günlerini birazda hayıflanarak aklına getiriyordu
Bir süre oturması bile geçmişin bütün güzelliklerini gözlerinin önüne getirmeye yetiyor elem bulutları ufkunu kaplıyordu
Ne yaşlanmasına nede ağrılarına yanmıyordu,
bunlar hayatın gelen akışında zarurete binaen tezahür eden olaylardı
Aklına en çok gelen ve kendisini üzen bom boş geçirdiği bir ömrün elle tutulur bir yanın olmamasıydı
Hemen hemen bütün arkadaşları ebede göçmüş,kendisini dünyanın meydanında yalnız bırakmışlardı
Yıllarca birlikte yaşadığı vefakar eşi de gideli epey olduğundan,hayat sahnesinde tek kişilik bir role soyunmuştu adeta
Uzandığı yatağında,evin tavanına diktiği gözleriyle acılarını harmanlayıp,
sık sık eşinin namaz kıldığı seccadesine gözlerini iliştiriyordu
Bu yaşına kadar hiç merak etmediği seccadenin efsunlu yanıyle yüzleşiyor,
tespihin imamesindeki vakara gıpta ediyordu
Nasılda geçmişti yıllar hiç anlamadan,bir ikindi vakti kadar kısaydı sanki zaman
Düşünüyordu çoğu vakit şimdilerde;her ezan sesiyle birlikte ayağa kalkan eşini gördüğü halde kendisinin ne yaptığını?
Huşuu ve teslimiyetle boyun eğen secde eden kul olmaya çabalayan,secdenin ardından dakikalarca dua eden biri vardı evinde bir zamanlarBuna rağmen,kendisinin ne yaptığını düşünüyordu uzun uzun
Ezan okuyan yanık sesli müezzinin,”haydin namaza,haydin kurtuluşa”
nidasını duyduğu halde geçip giden yıllarda ne işle meşguldü acaba?Neydi kendisini bunca bağlayan isyana,
dünyaya,bütün davetlere rağmen yüz çevirmeye yönelten?
Yine ağrıları arttı,ayak parmaklarına kadar sızlıyor bütün bedeni,bir bardak su içmeye takati yok gibi
Geçmişte hoyratça harcadığı günlerinin elemi de eklenince üstüne daha bir dayanılmaz oluyor bu ağrılar nedense
Geçmesi zor olan yılların su gibi akıp gittiği gerçeğiyle en acı şekilde yüzleşmekteydi artık
Sadece mutfakta duruyordu,ne salona nede odasına gitmek istemiyor,
oda ile mutfak arası kendisine çok uzun bir yolmuş gibi geliyordu
Ama yıllar yılı aksattıkları da hiç aklından çıkmaz devamlı yaşlı beynini meşgul eder olmuştu son günlerde
Eşinden arda kalan,ilk evlendikleri yılda aldıkları bir boy aynası ve eşinin aldığı ilk seccadesiydi
Yanında yeşil tespihi,üzerinden belki de binlerce zikir çekilmiş imamesiyele duruyordu
Sabahları uykusundan uyandığında küçük pencerelerinin önünde oturmuş,
eşinin Kur’an okuyan hali,sessiz sessiz içten kıraati,şimdilerde nedense özlediği hayıflandığı en güzel zaman dilimlerinden biriydi
Uzun yıllar beraberce yaşadığı eski zaman kadınlarından olan ve güneş
doğmadan uyanan,her sabah namazında gözlerindeki yaşları sofrasına taşıyan,belki bir gün benim eşimde bana benzer
diye dua eden hali şimdilerde yüreğine sokulan bir hançer gibiydi
Saatlerce gözyaşı dökerek yaad ettiği bu muazzam tablo geri dönüşü olmayan zamanın en acımasız yanıydı
Alçak sesle kendisine, eşinin,“ Bey,artık sende biraz dönsen,vakit geçiyor”
dediğini hatırlıyor,benliğinin en ücra köşesine kadar işleyen bu sözler bütün acılarını unutturuyor,
bu kez de pişmanlığın verdiği ezilmişlik dert olarak kendisine yetiyordu
Daha önce evinin bütün her yanı kendisine açıktı,şimdi ise sadece mutfak,masa,bir sandalye ve gözlerini hiç ayırmadığı seccade,
seccadeye iliştirilmiş yarım asırlık yeşil tespih vardı kendisine ait olanBöyle düşünüyordu
Ne kadar geçte olsa,eşinin davetine icabet edebilirdi,başka da neye ihtiyacı vardı ki?
Yalnızların yakınını yanında olduktan sonra
Bir ömrü böyle geçirmişti,bir ömrü hiç geçmeyecek sanarak bitirmişti,bitirirken de çok şeyleri yitirmişti
Şimdilerde çok daha iyi anlıyor,verilemeyecek hesapların acısıyle ağlıyorduKeşke diyordu,keşke…
Ama keşkesiz bir hayatı neden yaşamadığını da düşünüp suçu üstüne alarak mecburi bir boyun eğişle gözleri yaşarıyordu
Belindeki ağrılar,dizlerindeki romatizmalar,
gözlerinin fersiz bakışı geç kalmış kulluğuna yeterince engel olmaya yetiyor,şeytanın bir ömür bırakmadığı vesvesesi hala devam ediyordu
Bir asra çeyrek kalan ömründen geçen zamanın büyülü havası başını döndürdüğünden
dolayı olsa gerek,kendisini,amelsiz defterini eline almış gibi hissediyor,
üzüntüleri daha da artıyordu Ne açlığı aklında artık nede susuzluğu
Ne acılarını hissediyor nede ağaran saçlarına bakıyor boy aynasında
Düşündüğü tek şey var şu günlerde,bir ömür böyle avare geçti diyor
Yakup DÖĞER

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.