07-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Müjdesi: ‘Mümin Ebedi Azapta Kalmaz'
Peygamber müjdesi: ‘Mümin ebedi azapta kalmaz'
Peygamber müjdesi: ‘Mümin ebedi azapta kalmaz'
EBU Hureyre (ra) anlatıyor: Bir gün arkadaşlarımızla oturuyorduk Sohbetin sonunda peygamberimizi sorduk
İçimizden kimse O'nu görmemişti Aradık ama bulamadık Merak etmeye başladık Acaba nereye gitmişti Ben, Hz Ebubekir ve Hz Ömer üç ayrı yöne gittik Sonunda Hz Peygamber'i ben buldum O (sav) Medineli bir sahabenin bahçesindeydi Cüppemi toparlayıp bahçenin ortasına fırladım Dikkat ettim Tek başınaydı Yanına yanaştım Beni görünce: “Nereden geliyorsun Ebu Hirr (kediciğin babası)” diye sordu Ben: Ey Allah'ın Resulü seni bulamadık Merak ettik Her birimiz bir yöne dağıldık, Medine sizi arıyor ey Allah'ın Resulü, dedim Resulullah (sav) döndü ve bana şöyle buyurdu: “Ebu Hureyre insanlara dön ve onlara şunu duyur: Kim Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim O'nun peygamberi olduğuma ihlaslı bir şekilde kalbiyle iman ederse cennete girer ” (Müslim, İman, 10 hd: 31-52)
Peygamberimizin verdiği müjdeyi duyan Ebu Hureyre (ra) bahçeden fırlayarak çıktı Halka bu müjdeyi verebilmek için Medine'ye doğru süratle koşuyordu Birazdan yolda Hz Ömer (ra) ile karşılaştı Ebu Hureyre (ra), Hz Peygamberi (sav) bir bahçede bulduğunu ve ondan önemli bir müjde aldığını söyleyince Hz Ömer (ra) müjdeyi sorgulamaya başladı Ebu Hureyre (ra) ‘Allah'ın bir olduğunu ve Hz Muhammed (sav)'in O'nun Resulü olduğunu kalbiyle söyleyen kişi cennette olur' müjdesiydi cevabını verdi
Bunu duyan Hz Ömer (ra): Git, Hz Peygambere (sav) şöyle söyle; Ey Allah'ın elçisi, Ömer insanların bu sözü işitince tembelliğe düşeceğinden korkuyor Bu müjdeyi saklasak olmaz mı, diye soruyor Bunu üzerine geri döndüler Ebu Hureyre (ra) arkasında Hz Ömer (ra) olduğu halde Hz Peygamberin huzuruna ulaştılar Hz Ebu Hureyre (ra) birazda ağlamaklı bir sesle Peygamberimize Hz Ömer'in onu geri çevirdiğini, müjdeyi halka ulaştırmasına engel olduğunu anlatmaya çalıştı Hz Peygamber (sav) arkadaki Hz Ömer'e bakıp: “Nedir bu hal Ömer! Neden engel oldun?” diye sorunca, Hz Ömer kendini şöyle savundu: “Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar bu müjdeyi duyarlarsa buna güvenip rahatlarlar Ben bundan korktum Bırakınız ibadet yapmaya devam etsinler Ey Allah'ın Elçisi, benim söylemeye çalıştığım budur işte ” Hz Peygamber (sav) biraz duraksadı, tebessüm etti ve sonra usulca şöyle fısıldadı: “Peki, bırakın ibadet etsinler ”
Bu tavrıyla Hz Peygamber (sav) Hz Ömer'in endişesine kısmen hak veriyor ve müjdeyi bir an için erteliyordu Bu müjde farklı kanallardan yine de bize ulaştı Bu bilgiyi aldık ve kabul ettik Bu olaydaki Hz Ömer'in sertliğinin sebebi Müslümanların ‘daha ihtiyatlı' davranmaları endişesidir Halkın özdeyişiyle her yiğidin yoğurt yiyişi başkadır Hz Ebu Bekir daha orta çizgide Hz Ömer; “Ben yokuş olmazsa yürüyüşü sevmem Sağımda çakmasa, şimşeği sevmem” diyen bir karakter İslami davetin tabir yerindeyse ‘şahinlerinden' Hz Peygamber (sav) ise her zamanki gibi mutedil olanı
Ama bir nokta var ki, bütün çizgiler orada kesişiyor: Oda ‘iman' konusudur Allah'ın birliğine, ortağının olmadığına ve Hz Muhammed (sav)'in O'nun elçisi olduğuna iman etmek Burası işin kırmızı çizgisi Burada tolerans yok İman meselesi pazarlık konusu edilemiyor Ameldeki yetersizlik, eksiklik, azlık-çokluk, bütün bunlar olabilir şeylerdir Ama iman olmak koşuluyla İman olmayınca bunların hiçbirinin kıymeti yok İmansız bir amel -ibadet- veya iyilik Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle ahirette havaya saçıp savrulacak, yani bir sonuç devşiremeyecektir Günahlar, ibadetten uzaklık, hatalar, bütün bunlar ne kadar çok olursa olsun kişiyi İslam'ın dışına çıkarmıyor Müslüman kimliğini kaybettirmiyor Bir kişi defalarca zina etse de, namazdan tamamen uzaklaşsa da yaptıklarını meşru saymadıkça- Müslümandır, tevhit ehlidir
Fakat diyelim ki her an elinde tespih olsa yüzlerce kez hacca gitse, alnı secdeden kalkmasa bütün bunların yanı başında imanın bu iki temelinden birini ret ederse, çizginin dışına taşmış olur İslamı terk etmiş olur Büyük günahlar kişiyi dinden çıkarmaz ama asi ve günahkâr yapar Günah ne kadar büyük olursa olsun
Hz Peygamberin (sav) dostu Ebu Hureyre'nin (ra) kulağına fısıldadığı işte bu noktaydı
Evet, Allah'ın birliğine ve Hz Muhammed (sav)'in O'nun son elçisi olduğuna iman etmek ahiretteki kurtuluş için yeterlidir Bu prensibe iman eden kişi ebedi azaptan kurtulur Ama manen ve vicdanen ben cenneti ve kurtuluşu doyasıya hak ettim diyebilecek mi? Bunun cevabını sizlere bırakıyorum
Nihat HATİPOĞLU
|
|
|