|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
dilimiz, diyor, dönüp, kalbimize, lehü’lmülk, mülk, o’nun, soralım |
![]() |
Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor?Dilimiz lehü’l-mülk diyor yani mülk O’nun bir de dönüp kalbimize soralım, o ne diyor? Müslümanlar olarak özellikle son bir iki yüzyıldır din-dünya ilişkisine bakışımızda temelli değişiklikler meydana geldi ![]() Önceleri dünyaya ancak “ahiretin tarlası” olduğu için kıymet verirken, şimdilerde dünyayı ahiretin önüne geçirdiğimizi gösteren tavır ve davranışlar içindeyiz ![]() Müslüman elbette dünyaya hükmetmeli, güzel yaşamalı, güzel yaşatmalı ![]() ![]() Dilimiz “lehü’l-mülk” diyor ![]() ![]() “Gelişme ve kalkınma yolunda ilerlemek”, “dünya ile bütünleşmek”, “evrensel standartları yakalamak” gibi tabirlerin dilimize hiç olmadığı kadar yerleştiği bir zaman diliminde yaşıyoruz ![]() ![]() Gelişmiş/kalkınmış olduğu söylenen ülkelerle aramızdaki mesafeyi kapatmaya çalıştıkça “dünyevîleşme” dediğimiz hali daha yoğun hissetmeye ve yaşamaya başladık ![]() ![]() ![]() Acımasız şartların hakim olduğu ekonomik piyasada küçükler, ekonomik olarak daha güçlü olanlarla rekabet edebilmek ve onlar karşısında ayakta kalabilmek için, büyükler de piyasada elde ettikleri payı korumak için sürekli daha çok çalışmak, daha fazla üretmek ve durmadan büyümek zorunda ![]() Kimin geliri daha fazlaysa onun daha çok itibar gördüğü, insanların ne kadar fazla tükettiklerine bakılarak değerlendirildiği bir dünyadayız ![]() ![]() Evet, nereye gidiyoruz? ‘Dünya hayat’ Yüce Kitabımız’da onlarca kere tekrarlanan bir tabir var: “el-hayâtu’d-dünyâ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Dünya hayat” ile “dünya hayatı” arasında nasıl bir fark vardır diye baktığımızda şunu görürüz: “Dünya” kelimesinin, biri “en yakın” diğeri “pek alçak/değersiz” olmak üzere iki anlamı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Halen yaşamakta olduğumuz hayat “dünya” (değersiz) bir hayat olduğuna göre, onun bizim için değer ifade eden yanı, sonucu uhrevî akıbetimizi belirleyecek olan bir “imtihan” ortamı olmasıdır ![]() Dünyanın “aldatıcılık” vasfı herkeste aynı şekilde tezahür etmez ![]() ![]() ![]() Bizler bu dünyada ahireti hedefleyerek yaşarız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ayet-i kerimedeki anlatım dikkatimizi bir noktaya çekmeli: Allah Tealâ’nın lütfu keremiyle zengin kıldığı müminlerin ellerinde bulundurdukları malla ilişkisi, öncelikli olarak malları vasıtasıyla ahiret yurdunu elde etmeye bakmak şeklinde olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Mal sahibi mülk sahibi Konuya giriş mahiyetinde yukarıda söylediklerimiz, “dünya hayat”ın olmazsa olmazlarından birisiyle ilişkimizin nasıl olması gerektiği meselesine de zemin teşkil etmektedir: Mal mülk anlayışımızdan bahsediyoruz ![]() Sekülerleşme (dünyevîleşme) denen durum, her şeyin dünya merkezli olarak ele alınıp değerlendirildiği bir süreci ifade ediyor ![]() ![]() ![]() İnsanı sadece maddi yanıyla ele alan seküler pozitivist ideolojilerin mal mülk ve servet meselesine bakışı da çarpıktır ![]() ![]() İslâm’ın bu iki körlükten birisine eklemlenmesini de üçüncü ve en büyük körlük olarak işaretlememiz gerekiyor ![]() İfrat ve tefrit Mal ve servet edinme konusunda biraz sonra üzerinde duracağımız iki tabir, meselenin mahiyetini oldukça güzel özetlemektedir ![]() ![]() Konu hakkındaki ifrat tavır şöyle ortaya çıkıyor: Dinimiz çalışıp kazanmayı emretmiş, özel mülkiyete dokunmayı yasaklamış ve kişinin, dilediği kadar kazanıp dilediği gibi harcamasına kimsenin müdahale edemeyeceğini bildirmiştir ![]() ![]() ![]() Nitekim Rasul-i Ekrem s ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tavır, bir adım sonrasında sahibini “mülkünün mutlak sahibi olduğu” vehmine sürüklüyor ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm mülk edinmeyi yasaklamaz |
![]() |
![]() |
![]() |
Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor? |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor?Tefrit tavır ise, mal biriktirmenin ve servet edinmenin İslâm’ın onayladığı bir davranış olmadığını söyler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu fikri taşıyanlar da diğerleri gibi, dünyanın bir “imtihan” yurdu olduğu gerçeğini ıskalıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Kuteybe, el-Ma’ârif adlı eserinde ileri gelen sahabilerin sanat ve mesleklerini zikretmiştir ![]() ![]() ![]() Hem Ebu Bekir hem Ebu Zerr Yukarıda iki “körlük” olarak ifade ettiğimiz ifrat ve tefrit tavır, kendisine Kur’an ayetlerinden, hadis-i şeriflerden ve Sahabe’den gerekçeler temin etmeyi de ihmal etmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa, “madem ki Ebu Zerr r ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bu çerçevede halk arasında çok meşhur olmuş -sahih olmayan- bir “Sa’lebe kıssası” vardır ![]() Rivayete göre Ensar’dan, Bedir savaşına da katılmış bulunan Sa’lebe b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’lebe çok pişman oldu ve zekâtını getirip vermek istediyse de Efendimiz s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısaca arz ettiğimiz bu kıssanın sahih olmadığını Hadis ilminin mütehassısları ortaya koymuştur ![]() ![]() ![]() Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye bizi, sahibini azdırmış zenginlikten de, sahibini azdırmış fakirlikten de sakındırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Teşri” ve “tevcih” Çağımız İslâm mütefekkirleri son derece isabetli bir şekilde, kazanmanın ve harcamanın ilkesini ve sınırlarını bu iki tabirle ifade etmiştir ![]() ![]() İmam Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kişinin, ihtiyaçlarını karşılayacak ve gerek kendisini gerekse ehlü ıyalini başkasına muhtaç etmeyecek kadar çalışıp kazanması farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışıp kazanma, mal mülk, servet edinme ve kazancı üzerinde tasarrufta bulunma konusunda Yüce Dinimiz müminlere herhangi bir sınırlama getirmemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim Yüce Kitabımız’da Efendimiz s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahip değil vekil “Tevcih” yönüne gelince, Allah Tealâ şöyle buyurur: “Allah’a ve Rasulü’ne iman (etmekte sebat) edin ![]() ![]() ![]() Bu ayet-i kerime, mal ve servetin insanlara emanet olarak verildiğini, onu elinde bulunduranların aslında onun “sahibi” değil, “vekili” olduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Rasul-i Ekrem s ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bunu yaparken dengenin muhafaza edilmesine büyük hassasiyet göstermiş, mal mülkün insanı yoldan çıkarıcı özelliğine de sıklıkla vurgu yapmıştır ![]() Bir keresinde Aşere-i Mübeşşere’den Ebu Ubeyde b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor? |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dilimiz Lehü’L-Mülk Diyor Yani Mülk O’Nun Bir De Dönüp Kalbimize Soralım, O Ne Diyor?“Size müjdelenen şeyle sevinin ve ondan fayda bekleyin ![]() ![]() ![]() Mülkün iki tehlikesi Dünyanın Yüce Kitabımız’da sıklıkla “aldatıcı” olarak nitelendirilmesinde şüphesiz bizim için büyük bir uyarı vardır ![]() ![]() Zira dünyaya bağlılık ve düşkünlük bulaşıcı hastalık gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() Mülkün iki tehlikesinden biri budur ![]() ![]() ![]() ![]() Kur’an’da şöyle buyurulur: “Allah’ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mülkün diğer tehlikesi ise, eline emanet olarak verildiği insanlar üzerinde “saptırıcı” bir etki yapmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Servet bir emanet Küçük çaplı bireysel girişimlerin pek bir işe yaramadığı, liberal ekonomik düzenin kaçınılmaz gereği olan acımasız rekabeti sürdürebilmek için şirketlerin birleşip holdingleri, tröstleri oluşturduğu bir dünyada yaşıyoruz ![]() İslâm hem bireyi hem de toplumu bu iki tehlikeye karşı muhafaza altına almanın yollarını göstermekte, ifrata ve tefrite meyletmeden, insan fıtratının özelliklerini de dikkate alarak orta yolu göstermektedir ![]() Senin Her Varlığın Hakir Hz ![]() ![]() ![]() “Ey dünya! Senin yapmacık süslerin iyiler (ebrar) katında hiçbir kıymet ifade etmez ![]() ![]() ![]() ![]() Seni daha ilk yarattığım zaman kimse için devamlı olmamanı ve kimsenin sende daimî kalıcı olmamasını takdir ettim ![]() İçlerinden bana iman eden, beni tasdik eden ve istikamet üzere bulunan salihlere müjdeler olsun ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() “Dünyayı kendinize efendi (rab) edinmeyin ki, o da sizi kendisine köle (kul) edinmesin ![]() ![]() ![]() ![]() Yine şöyle demiştir: “Ey havarilerim! Sizin için dünyayı ben yüz üstü yere vurdum ![]() ![]() ![]() ![]() Zenginlik Allah’ın Fazlu Keremindendir Muhacirlerin fakirleri bir gün Efendimiz s ![]() ![]() ![]() – Ey Allah’ın Rasulü! Varlık sahipleri yüksek dereceleri ve daimî nimetleri alıp gittiler, diye şikayetlendiler ![]() ![]() ![]() ![]() – Neymiş o, diye sordu ![]() – Onlar da bizim kıldığımız gibi namaz kılıyor, bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyor ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Efendimiz s ![]() ![]() ![]() – Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geride bırakırsınız ![]() ![]() Muhacirler: – Buyurun ey Allah’ın Rasulü (öğretin), dediler ![]() ![]() ![]() ![]() – Her namazdan sonra otuz üç kere “Sübhânallah”, otuz üç kere “Elhamdülillâh”, otuz üç kere de “Allahu Ekber” dersiniz,” buyurdu ![]() Fakir muhacirler sevinerek Efendimiz s ![]() ![]() ![]() ![]() – Mal mülk sahibi kardeşlerimiz bizim (sizden öğrenerek) yaptığımız ameli öğrenmişler ![]() ![]() Bunun üzerine Efendimiz s ![]() ![]() ![]() – Bu, Allah’ın fazlu keremidir; dilediğine verir ![]() Ebubekir Sifil SEMERKAND - Haziran 2010 |
![]() |
![]() |
|