|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
adil, asli, müslümanın, olmak, peygamberimizin, sevdiği, özelliği |
![]() |
Peygamberimizin Sevdiği Müslümanın Aslî Özelliği Adil Olmak |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Peygamberimizin Sevdiği Müslümanın Aslî Özelliği Adil OlmakPeygamberimizin sevdiği müslümanın aslî özelliği Adil Olmak Prof ![]() ![]() ![]() 2009 - Mayis, Sayı: 279, Sayfa: 028 Allah Teâlâ; kullarına âdil olmayı, adaleti ayakta tutmayı emreder; kötülüğü ve haksızlığı yasaklar ![]() Hakkı korumayı, haksızlıktan kaçınmayı, haklının yanında yer almayı ister ve âdil olanları sevdiğini söyler ![]() Peygamber Efendimiz’den de şunları ister: Allah Teâlâ’nın kendisine öğrettiği gibi hüküm vermesini, hâinleri asla savunmamasını ve onların yanında yer almamasını; insanların arasında adaletle hükmetmesini ![]() Her zaman adalet İnsan sadece hüküm verirken değil, bir şeyi ölçerken, tartarken, bir konuda şâhitlik yaparken de âdil olmalıdır ![]() Öfkeli olduğu zaman da, sâkin olduğu zaman da adaletten ayrılmamalı ve böylece mânevî kurtuluşu kazanmalıdır ![]() İnsan kendisine ait olmayanı istemediği, vermesi gerekeni de engellemediği zaman âdil davranmış olur ![]() Allah Teâlâ, Dâvûd peygamberden insanlar arasında dosdoğru hüküm vermesini istemiş, ona keyfine göre davranmamasını tembih etmiş, gelip geçici arzuların insanı Allah’ın yolundan saptıracağını bildirmiştir ![]() Öyleyse adaletin yerini bulması için; adaleti dağıtacak olanları, bilgili ve üstün ahlâklı kişiler arasından seçmelidir ![]() Hâkimin Sorumluluğu Hâkimin maksadı elbette doğruyu bulmak; adaletle, yerli yerinde hüküm vermektir ![]() Bu sebeple sadece davacıyı değil, davalıyı da dinlemelidir ![]() Verdiği hüküm yerindeyse iki sevap kazanacak, değilse bir sevap kazanacaktır ![]() Onun için âdil olmaya bakmalıdır ![]() Bir kimse, Allah Teâlâ’nın kendisine verdiği bilgiyle doğru ve yerinde hüküm verebiliyor ve bildiğini başkalarına da öğretiyorsa, o imrenilecek bir şahsiyettir ![]() Bir hâkim, sadece gerçeği bulmak niyetiyle hareket ettiği halde yine de yanılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimizin belirttiğine göre, bir kimse dâvâsını çok güzel dile getirebilir ve bu özelliği sebebiyle Peygamber’i bile yanıltabilir: Peygamber de o adamın konuşmasına bakarak onun lehine hüküm verebilir ![]() “Konuşmasına bakarak, kardeşinin hakkını kendisine verdiğim kimseye, esasen cehennem ateşinden bir parça vermiş olurum; sakın onu almasın ![]() Peygamber Efendimizin belirttiğine göre hâkimler üç gruptur: Bir grubr cennette, diğerleri cehennemdedir ![]() Gerçeği bilen ve ona göre hükmeden cennettedir ![]() Doğruyu bildiği halde haksız hüküm veren ile doğruyu bilmeden hüküm veren Cehennemdedir ![]() Bilmeden hüküm verenin suçu, yeterli bilgiye sahip olmadan hâkimlik yapmasıdır ![]() Elbette hâkimlik zor bir iştir ![]() ![]() Danışmanın önemi Doğru ve yerinde karar vermek konuyu iyi bilmekle olur ![]() ![]() Allah Teâlâ Peygamber Efendimiz’e bile yapacağı işlerde ashâbına danışmasını, dünya işlerinde onların görüşünü almasını tavsiye etmiş; müminlerin de işlerini kendi aralarında danışarak, istişâre ederek halletmelerini uygun görmüştür ![]() Hz ![]() ![]() Hele verilecek karar insanın âhiretini etkileyecek kadar önemliyse, mutlaka bir bilene danışmalıdır ![]() İyi ve başarılı idareciler, kendilerine danışman olarak âlimleri seçerler ve onların görüşlerine değer verirler ![]() Adam kayırmamak İnsanlar arasında hüküm veren, haklıyı haksızdan ayıracak olan kimse taraf tutmamalıdır ![]() Vaktiyle soylu bir kadın hırsızlık yapmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Üsâme, onların bu isteğini Hz ![]() “Allah’ın koyduğu bir cezanın verilmemesini nasıl istiyorsun?” diye ona çıkıştı ![]() ![]() “Bu suçu kızım Fâtıma yapsaydı, ona da ceza verirdim ![]() Çünkü suçluyu cezalandırmamak, daha büyük haksızlıklara göz yummaktı ![]() Peygamber Efendimiz, Mekke’nin fethedildiği gün de halka bir konuşma yaptı ![]() ![]() ![]() Bir sahâbî çocuklarından birine özel bir bağışta bulunmuştu ![]() ![]() Haksızlık felâkettir Haksızlık büyük bir günahtır; cezası da pek ağırdır ![]() Allah Teâlâ’nın buyurduğuna göre; Haktan ayrılanlar Cehenneme odun olurlar ![]() Zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur ![]() Âhirette, zalimler için ne bir candan dost, ne de sözü dinlenir bir şefaatçi bulunacaktır ![]() Şimdi de bu konuda Peygamber Efendimizi dinleyelim: Allah Teâlâ bazı günahların cezasını dünyada, bazısını âhirette verir; ama zulüm ve haksızlığın cezasını hem dünyada hem de âhirette verir ![]() Haksızlık eden, kıyamet gününde zifiri karanlıklar içinde kalacak, rezil ve perişan olacaktır ![]() İşte bu sebeple, her kim din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir haksızlık yapmışsa; altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden önce o kimseyle helalleşsin ![]() Gelip geçici dünya menfaati için zulüm ve haksızlık eden, başkasına değil, sadece kendine kötülük eder ![]() Allah Teâlâ, kullarına karşı alçak gönüllü olmayı, kimseye böbürlenmemeyi, kimseye haksızlık etmemeyi emreder ![]() Haksızlık, işte böylesine ağır bir suçtur: Bu sebeple Peygamber Efendimiz sabahları evinden çıkarken “haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan” Allah’a sığınmıştır ![]() Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir: Zâlimin zulmü varsa, mazlûmun da Allah’ı vardır ![]() Allah mazlûmun hep yanındadır ![]() ![]() ![]() Peygamber Efendimiz işte bunun için mazlûmun bedduasından Allah’a sığınmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
|