Prof. Dr. Sinsi
|
Zariyat Süresi Meali
zariyat süresi meali Mumine Sitesi
051-ez-ZÂRİYÂT 51-ez-ZÂRİYÂT
Mekke'de inmiştir 53(elliüç) âyettir İlk âyette geçen ve "rüzgârlar" anlamına gelen "zâriyât" kelimesi, sûrenin adı olmuştur
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla
1 Tozdurup savuranlara,
2 Yükünü yüklenenlere,
3 Kolayca süzülenlere,
4 İşleri ayıranlara andolsun ki,
5 Size vâdedilen, kesinlikle doğrudur
6 Ve ceza mutlaka vuku bulacaktır
Burada kendilerine yemin edilenler, rüzgarlar, bulutlar, gemiler veya meleklerdir
7 İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki,
8 Siz çelişkili sözler söylüyorsunuz
9 Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez)
Gerçekten Kureyş, Hz Peygamber ve Kur’an hakkında farklı şeyler söylüyorlardı Peygamber ve Kur’an hakkında, sahir ve sihir, şair ve şiir, kahin ve kehanet iddiasında bulunmuşlardı
10 Kahrolsun o koyu yalancılar!
11 Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir
12 Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar
13 O gün onlar ateşe sokulacaklardır
14 Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir )
15 Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar
16 Rablerinin kendilerine verdiğini alarak Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı
17 Geceleri pek az uyurlardı
18 Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi
19 Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı
20 Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır
Yeryüzünün dağlarında, denizlerinde, ağaçlarında, bitkilerinde, madenlerinde ve canlılarında Cenab-ı Hakk’ın kudret, irade ve birliğine delalet eden alametler açıkça sergilenmektedir
21 Kendi nefislerinizde de öyle Görmüyor musunuz?
22 Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır
23 Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir
Buna göre insan kendi konuşmasının kendisine ait olmasından nasıl şüphe etmezse, Allah’ın bildirdiği şeylerden de öylece şüphe etmemelidir
24 İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi )
25 Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti
26 Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
27 Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti
28 Derken onlardan korkmaya başladı "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler
Bu, İshak (a s )dı
29 Karısı çığlık atarak geldi Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi
30 Onlar: "Bu böyledir Rabbin söylemiştir O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler
Hz İbrahim’in yaşlı karısı Sare, ayette belirtildiği gibi çocuk haberini alınca, şaşkınlık içinde elini yüzüne vurarak, yaşlılığını ifade etmişti
31 (İbrahim O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi
32 "Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik "
33 "Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik) "
34 (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır)
35 Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık
36 Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık
37 Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık
38 Musa'da da (ibretler vardır) Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik
39 Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demişti
40 Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu
Firavun, inkar ve inadında, peygamberi yalanlamasından ve tanrılık davasına kalkışmasından dolayı kendini kınıyordu
41 Ad kavminde de (ibretler vardır) Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik
42 Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu
43 Semûd kavminde de (ibretler vardır) Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti
44 Rablerinin emrine karşı geldiler Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi
45 Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı
46 Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler
47 Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz
Galaksilerin ve bir galakside bulunan yıldızların devamlı birbirinden uzaklaşmasını ifade eden “genişleme teorisi”ne işaret vardır
48 Yeri de döşedik (Bak) ne güzel döşeyiciyiz!
49 Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız
50 O halde Allah'a koşun Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım
51 Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım
52 İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler
53 Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur
54 Artık onlara aldırma (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin
Çünkü Hz Peygamber sürekli olarak hakka davet etmiş ve bu yolda her çabayı göstermiştir
55 Sen yine de öğüt ver Çünkü öğüt müminlere fayda verir
56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım
57 Ben onlardan rızık istemiyorum Beni doyurmalarını da istemiyorum
58 Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır
Rızkı veren ve besleyen Allah’tır Durum böyle olunca, Allah’ın insanlara ve cinlere ihtiyacı yoktur Üstelik kendilerinin de, başkalarının da rızıklarını o karşılamaktadır
59 Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
Mekkeliler gibi küfür ve inkara saparak Hz Peygamber’i yalanlayanlara, önceden yok edilen kavimlerin başına gelen azap gelecektir Öncekiler azaptan nasiplerini aldıkları gibi bunlar da alacaklardır
60 Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!
|