Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadoluyu, asyadan, çıkıp, edinmek, istemelerinin, orta, sebepleri, türklerin, yurt

Türklerin Orta Asyadan Çıkıp Anadoluyu Yurt Edinmek İstemelerinin Sebepleri

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türklerin Orta Asyadan Çıkıp Anadoluyu Yurt Edinmek İstemelerinin Sebepleri




araştır araştır kafayı yicem türkler orta asyadan çıkıp anadoluyu yurt edinmek istemelerinin sebepleri ne bilen lütfen yazsın yalvarıyorum

Alıntı Yaparak Cevapla

Türklerin Orta Asyadan Çıkıp Anadoluyu Yurt Edinmek İstemelerinin Sebepleri

Eski 07-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türklerin Orta Asyadan Çıkıp Anadoluyu Yurt Edinmek İstemelerinin Sebepleri




1- Göçlerin sebepleri
2- Türklerin yayıldıkları bölgeler


Türklerin tarih içerisinde çok geniş bir coğrafyaya yayıldıkları ve göç ettikleri bölgede güçlü devletler kurduklarını biliyoruz Bu Türk göçleri, atalarımızın ilkel göçebe bir toplum yapısına sahip oldukları gibi, yanlış ve haksız bir iddianın da mesnedi olarak gösterilmeye çalışılmıştır Halbuki bu göçlerin sebep ve sonuçları göz önüne alındığında, Türklerin ilkel göçebe bir anlayışla değil, aksine, kendine has yüksek bir kültür ve medeniyetin sahibi ve yayıcısı olarak göç ettikleri görülür Dünya üzerinde atı ilk kez ehlileştiren ve onu binek hayvanı olarak kullanan Türkler, atın sağladığı hız ile yüksek devlet ve toplum telâkkilerini geniş coğrafyalar üzerinde hâkim kılmıştır Konar göçer, atlı yaşantının temelinde büyük oranda hayvancılık ve kendine yeterli bir ziraat kültürü yer alır Dolayısıyla, Türk göçleri bu yaşantıya uygun olan sahalara doğru olmuştur Hem Türk tarihi hem de Dünya tarihi üzerinde çok büyük tesirleri olan bu göçlerin birçok sebepleri vardır Bu sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

1-GÖÇLERİN SEBEPLERİ
İktisadî ve Sosyal Sebepler: Daha çok hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Türkler, kuraklık, salgın gibi tabiî olayların etkisiyle göç etmek zorunda kalmışlardır Otlakların yetersiz kalması veya nüfusun artması, Türkleri, iklimi ve coğrafyası müsait yeni bölgelere sevk etmiştir MSIV yüzyıldaki Hun göçlerinde, Orta Asya'da hüküm süren kuraklığın etkili olduğunu biliyoruz Toprağın artan nüfusu besleyemez hâle gelmesi veya hayvanlar için yeterli otlakların kalmaması, iktisadî düzeni sarstığı zaman, Türkler, kendi yaşantılarına uygun, tabiatın zengin ve nispeten nüfusun az olduğu bölgelere yönelmişlerdir Selçuk Bey ve Arslan Yabgu'ya bağlı Türkmenlerin Horasan ve Harezm'e göçmeleri veya XI-XII yüzyıllarda, Anadolu'nun Selçuklular tarafından fethinde bu durumu görebiliriz Siyasî Sebepler: Yabancı kavimlerin baskısı veya kendi aralarındaki hâkimiyet mücadelesi göçlerin diğer bir sebebidir Meselâ XI yüzyıldaki Kitanlar'ın hücumu Türklerin batıya göçlerini beraberinde getirmiştir Orhun-Yenisey'deki Uygur Devleti'nin 840 yılında yine bir Türk kavmi olan Kırgızlar tarafından ortadan kaldırılması, Kutlu yurt Ötügen'in elden çıkmasıyla neticelenmiş ve Uygurlar, Turfan, Kan su, Tarım Havzası gibi daha güneydeki bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır Belki de Uygurların meşhur "Göç" destanı bu olayın hatırasını taşımaktadır Destanda vatanı sembol eden "Kutlu Dağ"ın Çinlilere verilmesi ve Çinliler tarafından dağın parçalanarak Çin'e ***ürülmesi, ülkede felâket ve kuraklığa sebep olur ve bütün canlı cansız mahlûkat "göç, göç" diye inler Bu ilâhî emre uyan Uygurlar, Beşbalığ'ın olduğu yere gelerek beş ayrı şehir kurarlar İlkel göçebelerde görülmeyen bu mukaddes vatan anlayışı, istiklâl ile perçinlenmektedir Türkler, istiklâlini kaybetmektense göç etmeyi yeğlemişler ve kendilerine yeni vatan aramışlardır Türklerdeki bu güçlü vatan oluşturma ve devlet kurma geleneği, atalarımızı yeni fetihlere sürükleyen diğer önemli bir sebeptir Zaman içerisinde, dünyayı huzur ve sükûna kavuşturmayı, insanları adalet ve eşitlik içinde yönetmeyi töresinin bir hususiyeti olarak hedefleyen bu fütuhat anlayışı, Türklerde, "Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi"nin doğmasını sağlamıştır Dolayısıyla Türk göçleri ilkel göçebe anlayışından farklıdır Göçebeler vatan kavramını tanımayan, nerede duracağı belli olmayan ilkel topluluklardır Türkler ise vatan kabul ettikleri ülkede, belirli yaylak ve kışlaklar arasında yaşayan "töreli" bir millettir Türkler tarih sahnesine çıktıkları günlerden itibaren şehirler kurmuşsa da genel olarak konar göçer bir hayat yaşamaktaydılar


2-TÜRKLERİN YAYILDIKLARI BÖLGELER
Milâttan Önce Türklerin Yayıldıkları Sahalar: Altay-Sayan dağlarının kuzey-batı kesimlerinde yaşayan Andronovo kültürü insanı, MÖ1700'lü yıllarda Altay, Tanrı dağları ve Maverâünnehir' e kadar olan bölgelere uzanmaktaydı MÖ 1100 yıllarında aynı kültür Çin'in kuzeyindeki Ordos ve Kansu bölgesinde görülmekteydi MÖ IV yüzyıldan itibaren Hazar ve güney Rusya da Türklerin yaşadıkları bölgeler arasına girmiştir Bu duruma en iyi örnek mühim bir kısmını Türk kabilelerinin oluşturduğu, konar göçer, atlı kültüre sahip bir kavimler topluluğu olan İskitlerdir (Sakalar) İskitler, MÖ VIII yüzyılda, Orta Asya'nın Tanrı dağları ile Hazar denizi arasında kalan geniş bozkırlarında yaşarlarken, daha sonra göç ederek, Karadeniz'in kuzeyinde, İtil ve Tuna nehirleri arasındaki düzlüklere yayılmışlardır MÖ VI-IV yüzyıllarda Dnyeper ve Dnyester sahasındaki bazı Slâv zümrelerini hâkimiyetleri altına alan İskitler, Karadeniz'in kuzeyinde varlıklarını MÖII yüzyıla kadar devam ettirmişlerdir Aynı sahada bulunan ve MS II yüzyıla kadar Don ve Tuna boylarına kadar uzandıkları bilinen Sarmatlar ile onların içinden çıkan Roksalan ve Yazığların da en azından yönetici sınıflarının Türk olduğu da iddia edilir Bu kavimler Slâv ve Cermen zümreleri üzerinde derin tesirler bırakmıştır Bozkır medeniyeti diye adlandırılan atlı-nomad yaşayışın öncüleri İskitler olmuşlardır Hun sanatıyla büyük benzerlik gösteren, geometrik şekiller ve hayvan figürlerinin dikkat çektiği İskit sanatı, MIV ve III yüzyıllarda doruk noktasına ulaşmıştır Milâttan sonra Türklerin yayıldıkları sahalar: Türk göçleri bu dönemde batı yönünde gelişmeye başlamıştır Hunlar Orta Asya'dan, Hindistan'ın kuzeyine ve güney Rusya'ya kadar genişlediler Bir kısmı Orta Avrupa'ya kadar ilerledi Sabar, Avar, Bulgar, Peçenek, Uz ve Kuman boyları Hazar ve Karadeniz'in kuzeyi ile Orta Avrupa ve Balkanlara kadar uzandılar Kalabalık Oğuz boyları X -XI yüzyıllarda Maverâünnehir üzerinden İran, Irak, Azerbaycan ve nihayet Anadolu'ya hâkim oldular Türk Göçleri, tarih boyunca doğudan batıya doğru gerçekleşmiştir Bu istikamet içerisinde bazı Türk kavimleri Hazar'ın kuzeyinden Avrupa'nın içlerine kadar yönelirken-Bulgar-Kuman-Kıpçak ve Çağatay dil grubu-, bir kısmı da İran üzerinden Anadolu ve Orta Doğuya göç etmişlerdir- daha çok batı Türkleri'nden Oğuz boyları- Bu iki göç yolu üzerinde değişik dil, din ve medeniyetten topluluklarla temasa geçen Türk kavimleri yüzyıllar boyu bu coğrafyalarda varlığını sürdürmüştür Türk bünyesine uymayan inanç sistemlerinin, hayat tarzlarının benimsendiği ya da zaman içerisinde nüfus bakımından beslenemediği yerlerde bulunan bazı Türk kavim ve boyları tarih sahnesinden çekilmişlerdir Çin'deki Tabgaç'lar, Orta Avrupa'daki Hunlar ve Balkanlardaki Bulgarlar buna örnektir Ancak bu olumsuzluklardan etkilenmeyen Türk toplulukları büyük bir coğrafyada varlıklarını devam ettirmektedirler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.