[KAPLAN]
|
Camiayı Anlama Egzersizleri I
 I Başlangıç:
Nostaljiye düşmemeye çalışarak camiaya bir ayna tutmak arzusu güden bu yazıda eleştirdiğim noktalara örnek olarak zikredilen olay ve davranışların yönetim ve yöneticileri toptan mahkûm eden veriler olarak değil, olumlu ve olumsuz aksiyon ve reaksiyonların numûneleri olarak kabul edilmelerini isterim Bu yazıda en sevdiğim yöneticilerin yanlışları kadar en hazzetmediğim başkan ve yöneticilerin takdir ettiğim fikirlerine, eylem söylemelerine de rastlayabilirsiniz Neticede bir camia ne tek başına yönetim ve yöneticilerden ne de sporcu ve taraftarlardan ibarettir O hepsini içinde barındıran ama tam olarak hiçbirine indirgenemeyen çok daha geniş kapsamlı bir bütünlüğü ifade eder Parça bütünün özelliklerini tam olarak aksettiremese de ondan izler taşır Bazı küçük ayrıntılar ise bütünün tebellür etmiş bir minyatürü olacak kadar istidatlıdırlar ve onun neredeyse her özelliğini belli bir ölçüde yansıtırlar Bu seri yazı boyunca verdiğim örnekleri mümkün mertebe bu tip seçmeye çalıştım okuyacakların da öyle ele almasını isterim
II Trabzonspor Hakkında Bir Tanım Denemesi:
Camiamız mensuplarından “Trabzonspor sizce nedir?” sorusunu ilk kez duyan herkes değilse bile pek çok kişi muhtemelen ömrünün en saçma sorusuyla karşılaştığını düşünür Muhtemelen Trabzonspor’un herkes için aynı anlam ve değere sahip olduğunu zannettiği için ilk bakışta haksız da sayılmaz Ama hakikatte Trabzonspor, yönetici, aday yönetici, hoca, aday hoca veya taraftar olarak kendisi ile ilgilenen herkes için çok farklı anlam ve değere sahiptir O yüzden Trabzonspor’u yeniden ve bütün bu farklılıkları göz önüne alarak tanımlamak icap edeceğinden ortaya üzerinde herkesin ittifak edeceği genel geçer bir tanım değil, birbirinden az ya da çok farklıklar arz eden, kimi zaman da birbirinin tam tersi olan değişik tanımlar ortaya çıkar Tıpkı Mevlana’nın, fili tarif etmesi istenen ama tamamını göremediği için sadece dokunabildiği uzuvlardan hareketle filin tamamını tarif ettiğini zanneden körlerin durumunu anlattığı hikâyesinde olduğu gibi bir durumla karşı karşıyayız Pozitif bilimlerde bile mutlak kesinliğin olamayacağını öğrendiğimizden beri Trabzonspor gibi, değişmez ölçülerden çok tutku derecesine varan sevginin, hırs ve heyecanın, özdeşleşmenin, hâsılı her nevi duygunun zirvede olduğu alabildiğine sübjektif karakterli bir realiteye bunca farklı yaklaşımın olmasını da tabiî karşılamak icap eder Şimdi pek çok nüansın dışarıda kalacağını unutmamak kaydıyla Trabzonspor hakkında yapılabilecek tanımları sıralamaya geçebiliriz:
1 Trabzonspor, iyi ile kötü arasındaki ezelî mücadelede iyinin tarafını tutanların futbol arenasındaki sembolü haline gelmiş, bunu da sayısız zaferle taçlandırarak hak etmiş büyük bir misyonun mutlak remzidir Hakiki Trabzonspor taraftarı futbolun sadece futbol olmadığını; sahadaki sergilenmiş sayısız örnekle bir hüner, sanat, tutku, başkaldırı, yaşama biçimi, isyan ve bütün bunları bünyesinde barındıran bir aksiyon olduğunu bilen nadir şanslı taraftarlardandır O yüzden gâh yel değirmenleriyle savaşan Don Kişot misali gâh Hz İbrahim’in atılacağı ateşe su taşıyarak tarafını belli eden karınca misali karşısındakinin gücüne aldırmadan doğruyu temsil ettiğine inandığı bordo mavili renklere gönül vermiştir
2 Trabzonspor, Türk futbolunda her şeyin sütliman gittiği, saf ve sınıfların belli olduğu, hiyerarşinin zerrece sarsılmadan yürüdüğü bir dönemde ortaya çıkıp bütün yerleşik hüküm ve kurumları yerle bir etmiş gerçek bir asi, halis bir oyunbozan ve tam bir baş belasıdır Her zaman tehlike arz ettiği için güçsüzleştirilmesi kâfi görülmemeli, tez elden imha edilmeli ve tekrar ortaya çıkmasına fırsat verilmemelidir Üç İstanbul takımından birinin yöneticisi ya da taraftarı olsaydım herhalde böyle şeyler düşünürdüm
3 Trabzonspor, iyi bir medâr-ı maişet kapısı mümbit bir servet, şöhret, itibar ve reklâm kaynağıdır Binlerce, yüz binlerce USD reklâm harcaması yapmaktansa Trabzonspor'a yönetici olup gerekli olsun olmasın ikide bir görüntülü medyada arz-ı endam etmek daha kârlı olsa gerektir
4 Trabzonspor teknik adamlık için ideal bir stajyerlik okulu, başarılı olunup büyük takımlara gitmeyi sağlayan, çok defa sağlayamayan, bir sıçrama tahtasıdır Kimleri kastettiğimi izah etmeme sanırım gerek yok
5 Trabzonspor, kendisinde doğuştan büyük teknik adamlık vehmeden, ikinci ve üçüncü liglerde, hatta amatör kümede çalıştırdığı takımları rezil etse dahi zerrece şüpheye düşmeden bu inancını muhafaza eden, futbolu dünyada en iyi bilen kişilerden olduğu için, kendini yetiştirme, geliştirme ve değiştirmeye hiçbir zaman ihtiyaç duymayan yerlinin yerlisi öz evlatlar ve onların uygun gördüğü kişiler için istihdam alanıdır Bu tıynet ve zihniyetteki kişiler hasbelkader Trabzonspor’da teknik adam olarak görev yapmış ve eşine az rastlanır başarısız sonuçlara imza atmış olsalar dahi başarısızlığı tamamen dış amillere, kulübün başarısını istemeyen güç odaklarına, elverişsiz hava şartları gibi harici sebeplere bağlar kendilerinde zerrece kusur görmezler Bu ruh hali yüzündendir ki ne kadar sürmüş olursa olsun, bir kez görev yapmış olmakla yetinmez, bir gün sıranın yine kendilerine geleceği ümit ve inancıyla kuyruğunun sonuna geçip beklemekten ve arada bir göreve hazır oldukları, bu takımın tek ilacının kendileri olduğunu hatırlatmaktan geri kalmazlar Kaderin garip bir tecellisi olarak genellikle bu beklentilerinde yanılmazlar Sıra er ya da geç kendilerine gelir Bu taife mensuplarının bir diğer özelliği de hariçten gelen bir teknik adamın öz evlatlar uğuruna defterini dürmeye çalışırken başta öz evlat bulunduğu zaman aynı şeyleri bu sefer itiraf etmeseler de kendileri için yapmalarıdır
6 Trabzonspor, son yıllarında istenen kıvama gelmiş kaliteli yıldızlarını satıp eldeki döküntüleri fahiş fiyatlarla satın alan bir arka bahçe, ayrıca şampiyonluk mücadelesi veren rakiplere mümkün mertebe çelme takmaya çalışan “düşmanın düşmanı” türünden bir müttefiktir Üç İstanbul takımın taraftar ve yöneticisi olsam muhtemelen böyle de düşünebilirdim
7 Trabzonspor, hiç kimsenin erişemediği bir mertebeye erişmiş, bir bilek ve bir yürekle nice saltanatın yıkılabileceğini, bütün devlerin yenilebileceğini, bizzat gerçekleştirmek suretiyle cümle âleme gösterdiği için fena halde kıskanılan ve dimdik ayakta durdukça aşağılık kompleksi aşılayan, bunun için de tez elden hâk ile yeksân edilmesi gereken bir dev, bir kahramandır Bazı Anadolu kulüplerinin yönetici ve taraftarlarından böyle düşünenlerin sayısı sizce az mıdır?
8 Trabzonspor geçmişteki başarılarında bir şekilde pay sahibi olan birçok insana göre kendisine has bir nüfûz, itibar, şan, şöhret ve servet alanıdır Hangi vasıfla olursa olsun bir başkasının girmesi bu ayrıcalıklı kesimin imtiyazına halel getireceği için her halükârda bu nazenin taife “öz evlat” ve “yerlinin yerlisi” söylemlerine sıkı sıkıya bağlıdır Herhangi birini bir defa dinlemeniz kâfidir Hepsi şampiyon olunan zamanlarda takımda on bir Trabzonlu olduğundan falan bahsederler Yerine göre yönetici, yerine göre teknik direktör ya da taraftar olarak karşınıza çıkabilirler ki bu camianın istikbali açısından en tehlikeli unsurlar arasındadırlar
9 Trabzonspor genelde popüler ve zirvedeyken tercih edilmeyen ama ıskartaya çıkıp kapı önüne konulduktan sonra; “Trabzonspor beni daha önce de transfer etmek istemiş ama nasip olmamıştı Kısmet bugüneymiş ” denilerek imza atılan ve akla hayale gelmeyen paraların, üstelik futbol oynanmadan kazanılabileceği bir hayır kurumudur
10 Trabzonspor vasıfsız futbolcuların en kolay pazarlanabileceği kulüptür Bazı menajerlerin marifetlerini hatırlamanız kâfi
Bu tanımlar artırmak, azaltmak birleştirmek ya da tek bir başlık altında toplamak elbette mümkündür Ama böyle daha iyi anlaşılacağını düşündüm Tabiî ki anlamaya niyeti olanlarca
Sonuçta herkesin Trabzonspor’u kendisine!
Devamı Haftaya  
Poetricus
BordoMavi Net
|