Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bitki

Bitki Nedir

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bitki Nedir



bitkinin tanımı - bitkilerin sınıflandırılması - bitkiler dünyası - çiçekli bitkiler - ilkel tohumlu bitkilerBitkiler yeryüzünde yaşamın ve yaşamanın anahtarlarıdır Bitkiler olmasaydı, pek çok canlı organizma yaşamlarını sürdüremezdi; çünkü üstün yapılı yaratıklar, yaşam biçimleriyle, besinlerini doğrudan ya da dolaylı sağladıkları bitkilere bağımlıdırlar Oysa pek çok bitki, güneş ışığından yararlanarak, besinlerini kendileri yapmaktadırlar Bitkiler iki temel öbekte (altşubede) toplanır Çiçekli bitkiler, yani ?kapalıtohumlular?, gerçek çiçekler üretirler Karayosunları, eğreltiotları, atkuyrukları ve ciğeryosunları gibi ?ilkel? bitkiler ve sekoyalar gibi ?kozalaklı bitkiler?in bitki öbeği ?açıktohumlular? ise (çiçeksiz bitkiler) çiçek üretmezler Günümüzde karlarla kaplı dağların yamaçlarından tutun da, çorak çöllere kadar her yerde, iki yüz elli milyona yakın çiçekli bitki türü yetişmektedir


Bitkilerin Sınıflandırılması


Türler arasındaki ayrımlar öylesine belirgindir ki, incelenmeleri için sorunun temeline yönelik sorular ortaya atmak gerekmez Eski bitkibilimcilerin başlıca amacı, bir katalog hazırlamak, bitki türlerinin dökümünü yapmak, içinde en çok bilginin verildiği kitaplar yazmaktı Daha sonra, türlerin belli öbekler halinde toplamak gerekti; bunun sonucunda da sistemler oluşturuldu Çok geçmeden de bitkiler ikiye ayrıldı: Otlar; ağaçlar


XVIII yüzyılın sonunda Linnaeus, bitkileri başka temellere dayanarak sınıflandırmayı önerdi Kendinden önceki bilginlerin önemli çalışmalarından yararlanarak ve kendi gözlemlerine dayanarak, çiçek yapısı düzeninin, türlerin tamamının sıralanmasına olanak verebileceğini düşündü Eşeysel öğeleri temel alarak, grupları her çiçekte rastlanan erkek organ ve meyve yaprağı sayısına göre ayırdı Başlıca bölümleri düzenledikten sonra, taç, çanak yapraklar vb?ne ilişkin öbür özelliklerden yararlandı Ama hareket noktası yanlıştı Ve türlerin gerçek yakınlığını yansıtmayan çok katı bir çerçeve benimsemişti Buna göre görünüşte birbirine yakın olan bazı türler aralarından biri zamanla birkaç erkek organını yitirdiği için birbirinden ayrılmış oluyordu Bu sınıflamaya hemen tepki gösterildi ve ?doğal? aileler halinde yeni sınıflandırmalar önerildi


Linnaeus, bitkilerin tümünü sistemleştirmeye çalışırken aynı zamanda betimlenmelerini ve adlandırılmalarını da belli kurallara bağlamaya çalıştı Kendinden önce bu konuda çalışmış olan bilginlerin aşağı yukarı tümü türleri belirtmek için tanınmalarına yarımcı olan özellikleri belirten tümceleri alt alta yazarak bir liste oluşturuyorlardı Linnaeus?un bu özelliklerin sayısını ikiye indirmesi yalnızca iki özelliğin aşamalı olarak kullanılmasına dayanan bir adlar dizisinin düzenlenmesine ve buna dayanılarak da cins ve tür kavramlarının hazırlanmasına yol açtı (Linnaeus?un çalışmalarının en önemlilerinden biri, bu ?ikili adlandırma?dır)


Bitkilerin sınıflandırılmasına diğer bir pencereden bakacak olursak şunu görürüz ki, bitkiler dünyası, bir çok evrensel dala, şubeye bölünebilir


En yalın bitkilerde (protofitler), organizma tek hücreden oluşur Bu açıdan bakılınca, bakteriler ve mavi suyosunları tam bir hücreden yoksun görünmektedir; çünkü hücre çekirdekleri bile farklılaşmıştır


Bakteriler, hücre çeperinde genellikle selüloz bulunmayan, mitokondriden yoksun, özgün mikroorganizmalardır Bunlardan bir bölümü, ışılbireşim yapar; bir bölümü, gerekli enerjiyi madensel bileşiklerin oksitlenmesinden elde eder (azot çevrimi gibi daha büyük çevrimlerde rol oynayan ?kimyasal beslek? bakteriler); bazısı, organik bileşikleri oksitler (allotrof bakteriler); bazısı da, asalak bir yaşam sürer Sayıları pek yüksek olmayan (birkaç yüz tür) bu sonuçlar hayvanlarda ve insanlarda görülen bulaşıcı hastalıkların büyük bir bölümüne (veba, kolera, verem, tetanos, cüzam, kuşpalazı, tifo, vb) yol açarlar


Mavi suyosunları klorofilli oldukları için, aşağı yukarı tümü kendibeslektir (mavi renk, bir boya maddesinden ileri gelir) Denizlerde ve bataklıklarda bol olan bu yosunlar, biraz nemli olan her yerde bulunurlar Yeryüzünde beliren ilk organizmalardandırlar ve Prekambriyen?den bu yana evrim geçirmemişlerdir Çoğunlukla topluluklar ya da karmakarışık iplikler halinde bulunurlar


Asıl suyosunlarıyla, gerçek çekirdekliler dünyasına girilir; bunların hücrelerinde iyice belirgin bir çekirdek bulunur; özellikle talli bitkiler grubunda, yani köksüz, yapraksız ve iletim damarsız yaşatkan aygıtı bulunan bitkilerde durum böyledir Bir ya da ikisi dışında bütün suyosunlarında klorofil bulunduğu gibi, başka boya maddeleri (karoten, ksantofil) de bulunur; kendibeslektirler Bunlar çeşitli öbeklere ayrılırlar Kırmızı suyosunları; yeşil suyosunları; sarı suyosunları; yaldızlı suyosunları; esmer suyosunları


Mantarlar da, az çok buna denk bir evrim aşaması gösterirler ve ?klorofilsiz suyosunu? diye tanımlanabilirler Gerçekten mantarlar, karbon açısından dışbeslektirler Çünkü bu elementi, organik yoldan elde etmek zorundadırlar; bu da onları özgün bir beslenme biçimine zorlar Çürükçüller, ölü organik maddeleri, özellikle orman hümüsünü çözüp parçalarlar Asalak mantarlar, karşılıklı yarar gösteren bir işbirliği içindedirler Söz gelimi, bir suyosunu ile bir mantarın birliğinden bir liken ortaya çıkar; bir mantar ile bir üstün yapılı bitki kökünün kaynaşması, bir mantarkök oluşturur


Karayosunlarıyla, evrim basamağında bir derece yukarı çıkılır Bu kol, talli bitkiler ile üstün yapılı bitkiler arasında bir tür geçiş halkası sayılabilir Gerçekten, her karayosunu bir yandan suyosununa ve mantara benzer (çünkü yaşatkan yapısı iletim damarları olmayan bir talden oluşur); öte yandan, üstün yapılı bitkilere yaklaşır (çünkü dişi üreme sistemi tipik bir arkeogondur, ?oosfer? denen bir dişi gamet oluşturur)


Eğreltiler, bir yandan henüz çiçeksiz (ya da tohumsuz) bitki, öte yandansa, üstün yapılıdırlar (çünkü iletim damarları, kökleri, sapları ve belirgin yaprakları vardır) Silüryen?de ortaya çıkmaları, Devonyen?de ve Karbon döneminde gelişip yayılmaları, bütün bitkiler dünyasının evrimini temelinden ve yeniden yönlendirmiştir Bugün bu koldan ancak birkaç canlı fosili (kibritotu, atkuyruğu, vb) ve dinamik eğreltiler sınıfı kalmıştır


Çiçekli bitkiler ya da tohumlu bitkiler, prokaryotlarla (ilkel çekirdekliler) başlayan çok uzun bir evrim sürecinin sonucudur Zaman içinde art arda çekirdek zarı, tal, arkegon, kökler, saplar, yapraklar ve iletim damarları belirmiştir En sonunda, özgül bir biçim kazanan bazı yapraklar, çiçeğe dönüşmüştür


En ilkel tohumlu bitkiler, yumurtacıkları ve taneleri çıplak olan açıktohumlulardır Açıktohumlular, büyük yapraklılar, kozalaklılar, vb kollara ayrılır


Tohumun bir meyve içinde bulunduğu kapalı tohumlular kesin olarak Jura çağında ortaya çıkmışlardır Günümüzde 200000?in üzerinde tür içerirler Tohumlu bitkiler, birçenekliler (tohum, tek çeneklidir) ve ikiçenekliler kendi içlerinde odunsu bitkiler ve otsu bitkiler olmak üzere ikiye ayrılırlar


Ayrıca, botanikçiler bitkiler alemini iki büyük bölüme ayırırlar: En ilkel ve basit yapılı bitkileri içeren karayosunları ile daha üstün yapılı bitkileri içeren damarlı bitkiler Her iki bölümdeki bitkiler de aralarındaki yapısal ve işlevsel benzerlikler göz önünde bulundurularak kendi içlerinde yeniden gruplandırılır Karayosunlarının iki büyük grubundan biri yaprakyosunları, öbürü ciğeryosunlarıdır Damarlı bitkiler bölümü ise atkuyrukları, kibrikotları gibi görece ilkel bitkilerin ve eğreltiotları gibi daha gelişmiş bitkilerin yanı sıra, yer yüzündeki bitki örtüsünün çok büyük bir bölümünü oluşturan açıktohumlular ve kapalıtohumlular gibi en üstün yapılı bitkileri içerir


Çok önemli yerlerde yetişen yaprakyosunları, ciğeryosunaları, atkuyrukları, kibritotları ve eğreltiotları sporlu bitkilerdir Yaprakyosunları ve ciğeryosunlarının kabaca kök, gövde ve yaprağı andıran bölümleri, biraz daha gelişmiş olan eğreltiotlarında giderek üstün yapılı bitkilerin gerçek kök, gövde ve yapraklarına dönüşür Ama spor denilen üreme hücreleriyle eşeysiz olarak çoğalan bu bitkilerden hiçbirinin çiçekleri ve tohumları yoktur (Atkuyruğu, eğreltiot, kibritotu, yosunlar) Oysa açık tohumlular ve kapalı tohumlular gibi tohumlu bitkiler hem tohumları aracılığıyla eşeyli olarak ürer hem de hepsinin ayrı ayrı görevleri olan kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi özelleşmiş organları vardır Kökler bir yandan topraktan su ve mineralleri emerken, bir yandan da bitkinin toprağa sıkıca tutunmasına yardımcı olur Gövdenin görevi yaprakları yukarı doğru yükselterek güneş ışığını daha çok almalarını sağlamaktır; ayrıca su ve besin maddelerinin kökler ile yapraklar arasında taşınmasını sağlayan iletimdoku sisteminin temel ekseni de gövdededir Fotosentez olayının gerçekleştiği yapraklar, bitkinin besin üretim merkezidir


Çiçekler ise tohum üreterek bitkinin çoğalmasını ve soyunu sürdürmesini sağlar

Yukarıda da özetlendiği gibi, tohumu üreten çiçek olduğuna göre bütün tohumlu bitkilerin çiçeği vardır Ama açıktohumlu bitkilerin çiçekleri bildiğimiz tipik çiçek yapısında olmadığı için çiçekli bitkiler terimi özellikle kapalıtohumlular için kullanılır


Çok kalabalık bir grup olan çiçekli bitkilerin bütün türleri bir birinden öylesine farklıdır ki, aralarından tipik bir örnek seçmek neredeyse olanaksızdır Kökü, gövdesi, yaprakları, çiçekleri ve meyveleriyle tam bir çiçekli bitki olan düğünçüçeği gene de en iyi örnek sayılabilir Düğün çiçeğinin bir çok türü saçak köklü, bazıları şişkin yumru köklüdür Gövdenin altından çıkarak toprak altında yayılan beyaz saçak kökler, tüy gibi incecik uzantılarıyla topraktaki suyu emer Toprağın üstünde dallanarak yükselen ince, uzun gövde de belirli aralıklarla yerleşmiş küçük boğum yerleri vardır Her boğumdan bir ya da birkaç boğum çıkar Yaprakların koltuğundan yan gövdeye birleştiği yerden de her zaman ya bir çiçek tohumcuğu ya da bir yan dal gelişir Yaprakların kısa bir sapı ve genellikle parçalı genişçe bir ayası vardır


Gövdenin ve dalların ucunda tek tek ya da küçük kümeler halinde açan sarı çiçekler bulunur Her çiçek yeşil renkli beş çanak yapraktan, parlak sarı renkli beş taç yapraktan ve çok sayıda erkek organ ile dişi organdan oluşur Erkek organlardan her birinin bir ipçiği ve sarı çiçek tozlarını üreten bir başçığı vardır Çiçeğin tam ortasında çok sayıda yeşil meyve yaprağından oluşan dişi organlar bulunur Dişi organlardan her birinin bir tepeciğiyle bir yumurtalığı vardır Tepecik yapışkan yüzeyi ile çiçek tozlarını toplar; şişkince bir bölüm olan yumurtalık ise sonradan yumurtaya dönüşecek olan tohum taslağını barındırır (Tozlaşma) Çiçeklerin tepeciği genellikle boyuncuk denen ince uzun bir bölümle yumurtalığa bağlanır Tozlaşmadan sonra çanak yapraklar, taç yapraklar ve erkek organlar dökülürken, her birinin içinde tek bir tohum bulunan şişkin yumurtalıklar birleşerek yumurtalığa dönüşür Düğünçiçeğinin meyvesi, elma, armut, kiraz, şeftali gibi yakından tanıdığımız meyvelerden farklıdır Ama botanik açısından, içinden tohumu ya da tohumları barındıran olgunlaşmış her yumurtalık bir meyve sayılır


Bitkiler, yeşil renkli klorofil pigmenti içeren ve fotosentez ile kendi besinini kendisi üretebilen canlılardır Hayvanlar gibi hareken organları olmadığı için bulundukları yere bağlı olarak yaşarlar Hüce duvarları selülozlu, bu nedenle oldukça serttir Yaklaşık 300000 kadar türü olan bitkiler benzer yapısal özelliklerine göre sınıflandır:


Ciğeryosunalrı ve yaprakyosunları:


Sporlarla üreyen ve toprak yüzeyinde yastık gibi bir örtü oluşturan küçük, yeşil, çiçeksiz kara bitkileridir Yaprakyosunlarının yaprakları sivriuçlu, ciğeryosunlarınınki etli ve lopludur (25000 tür)


Aşağıdaki bütün bitkilerin iletimdoku sistemi vardır; iletimdoku, suyu taşıyan odun doku (ksilem) ile besin maddelerini taşıyan soymuk dokudan (floem) oluşur


Kibritotları:

Sporlarla üreyen, iğnemsi yaprakları ve sporkesesi başaklarıyla (strobil) dev yaprakyosunlarını andıran çiçeksiz kara bitkileridir (400 tür)


Atkuyrukları:


İçi boydan boya oyuk, eklemli ve boğumlu gövdeli olan bitkilerdir Her boğumdan çıkan uzun sivri uçlu ve dikensi yapraklar gövdeyi çepeçevre sarar Sporlar, kozalağı andıran sporkesesi başaklarınca üretilir (30 tür)


Eğreltiotları:


Genellikle parçalı olan yaprakları büyükçe bir yelpaze gibi açılan kara bitkileridir Sporlar yaprakların alt yüzündeki sporkeselerince üretilir (10000 tür)


Açıktohumlular:


Meyvenin içinde saklı olmayan tohumlarla üreyen odunsu bitkilerdir İğne yapraklılar (kozalaklılar) yalancı sagupalmiyesi ile cycadales takımının öbür üyeleri ve mabetağacı bu gruptandır (700 tür)


Kapalıtohumlular:


Belirgin yaprakları, gövdeleri, kökleri ve çiçekleri olan otsu ya da odunsu bitkilerdir Kapalıtohumlular tohum çeneklerinin (çimyapraklarının) sayısına göre iki sınıfa ayrılır Bir çeneklilerde tek bir çenek bulunur Buğdaygiller, sazlar, zambak, süsen, orkide ve palmiyeler bu sınıftandır (55000 tür) İki çeneklilerin iki tane çeneği vardır Nilüferler, kaktüsler, çalılar ve ağaçlar gibi çiçekli bitkilerin çoğu bu sınıftandır (200000 tür)


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.