Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
deliberate, force, operasyonu

Deliberate Force Operasyonu

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deliberate Force Operasyonu



Deliberate Force Operasyonu Nedir - Amerikan Savaşları - Deliberate Force Operasyonu Tarihi

Deliberate Force Operasyonu ya da Kararlı Güç Harekatı, BM Acil Mukabele Gücü ile NATO'nun Sırp Cumhuriyeti'ne karşı yürüttüğü kapsamlı askeri operasyonudur Bosna Sırp askeri ve sivil hedeflerine yönelik NATO bombardımanı için gerekçe olarak Srebrenitza katliamı ve Markale Pazarındaki patlama gösterildi

Tarihsel Geri Plan


Soğuk Savaş'ın bitiminden beri Yugoslavya’nın parçalanması planları yapan ABD, İngiliz ITN televizyonunun 6 Ağustos 1992'de gösterdiği Trnopolye 'ölüm kampı'ndan görüntüler dolayısıyla Balkanlara askeri müdahalede hazırlama çalışmalarını başlattı[5] 29 Kasım 1992'te, ABD Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Michael J Dugan, The New York Times gazetesinde ABD'nin Sırplara saldırı hazırlığı içinde olduğunu bildirmişti 'Balkan Fırtınası' adlı bir plana göre, Pentagon Bosnalı Sırpların askeri hedeflerine ve Sırbistan'daki elektrik santralılara, fabrikalara, depolara ve ulaşım yollarına bombardımana uğramak niyetindeydi[6] George H W Bush'tan sonra iktidara gelen Bill Clinton, bu planların uygulanmasında kesin bir rol oynadı


ABD'nin baskısı altında bulunan BM GK'i, 31 Mart 1993'te, Bosna-Hersek üzerindeki uçuş yasağını ihlâl eden Sırp uçaklarının belirli şartlarda düşürülmesini öngören 816 sayılı kararı çıkarttı Ve 12 Nisan günü, BM 816 no'lu kararı uyarınca NATO'ya bağlı savaş uçakları Deny Flight (Uçuş Yasağı) Harekatı başlattı Mart ve Nisan 1993'teki Srebrenica krizi üzerine, BM Güvenlik Konseyi, Körfez Savaşı’nda Irak’taki Kürt bölgeler için kullandığı 'Güvenli Bölge' formülünü benimsemiş ve 16 Nisan 1993’de çıkardığı 819 sayılı karar ile Srebrenica’yı 'güvenli bölge' olarak ilan etmiştir Buna ek olarak BM, 6 Mayıs 1993’de çıkardığı 824 sayılı karar ile Jepa, Tuzla, Saraybosna, Gorajde ve Bihaç’ı 'güvenli bölge' kapsamına dahil ederek, güvenli bölge sayısını altıya çıkartmıştır ABD'nin amacı, 'güvenli bölgeler'deki Boşnaklara sivil Sırplara saldırması için yeşil ışık yakmak ve olası misilleme durumunda, Sırplara da karşı kuvvet kullanmaktı NATO uçakları, Bosna-Hersek üzerindeki 'uçuşa yasak bölge'nin ve 'güvenli bölgeler'in korunması gerekçesiyle 28 Şubat, 10-11 Nisan, 5 Ağustos, 22 Eylül, 21-23 Kasım 1994 ve 25-26 Mayıs, 11 Temmuz, 4 Ağustos 1995 tarihlerinde Sırplara yönelik saldırılar gerçekleşti Buna aynı zamanda anti-Sırp koalisyonu, Krayina Sırp Cumhuriyeti'ne ve Sırp Cumhuriyeti'ne ait bölgelerde keşif yaparak büyük operasyon hazırlıkları devam etti Batı ve Müslüman ülkelerinden UNPROFOR askerleri, Krayina ve Bosna Sırp Ordularının teşkilat ve mevcudu hakkında bilgi topladıktan ve Sırp askeri hedeflerinin koordinatları belirledikten sonra bu bilgiler NATO'ya, Hırvatlara ve Boşnaklara gönderdi Hatta, CIA, 1994'te Arnavutluk'ta ve Braç Adası'nda, yeni bir üsler kurdu ve bölgedeki 'potansiyel hedefleri' belirlemeye başladı Ambargoyu denetlemek için Adriyatik denizine 1991'de yerleştirilen NATO filosu yeni gemilerle filosunu da sürekli güçlendiriyordu Bu amaçla Adriyatik Denizine uçak gemileri, güdümlü roket kruvazörleri ve denizaltılar bile gönderildi


Srebrenica'nın düşmesi, Bosna Savaşında önemli bir dönüm noktasını oluşturdu 21 Temmuz 1995 tarihinde Londra Konferansı'na katılan 16 ülke dışişleri ve savunma bakanları, Sırp Cumhuriyeti'ne karşı sadece "esaslı ve kararlı bir tutum izleme" konusunda karara vardılar Aynı gün NATO'nun BM ile yaptığı gizli anlaşma taslağı ortaya çıktı Bu anlaşmanın hukuk dışı olmasına rağmen Rusya Dışişleri Bakanı Andrey Kozırev, Batı'nın Rusya'nın Çeçenya politikaları üzerindeki baskısını hafifletmesi karşılığında NATO ile BM arasındaki gizli anlaşmayı kabul etmiştir Diğer deyişle, Andrey Kozırev, Sırp Cumhuriyeti'ne saldırmaları için NATO'ya açık kart verdi


24-25 Temmuz ve 1 Ağustos 1995 tarihlerinde NATO Konseyi Brüksel'de yaptığı toplantıda, ABD casus uydularının, CIA'ye ait pilotsuz keşif uçaklarının ve BM görevlilerin verilerine dayanarak, hava bombardımanı için seçilmiş Bosna Sırp hedeflerin listesini tutmuş ve Sırp Cumhuriyeti'ne saldırı planı onaylamıştır Bundan hemen sonra, 26 Temmuz'da BM Genel Sekreteri Butros Gali, NATO'nun Sırplara karşı düzenlemesi olası hava operasyonları için karar verme yetkisini, Bernard Janvier'e devretti 4-8 Ağustos 1995 tarihleri arasında Hırvatistan Ordusu, NATO ve Boşnak 5 Kolordu, büyük bir operasyonla Krayina Sırp Cumhuriyeti'ni ve Batı Bosna Cumhuriyeti'ni yıkmıştı Fırtına Harekâtı, MPRI tarafından planlanmış ve kısa sürede çok başarılı olarak, bölgedeki askeri güç dengesini ABD müttefikleri Hırvatlar ve Boşnaklar’ın lehine değiştirmiştir Fırtına Harekatından hemen sonra, 10 Ağustos 1995'te Zagreb'deki Pleso Havaalanında Eski Yugoslavya'daki UNPROFOR'un Komutanı Fransız General Bernard Janvier ve NATO Güney Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Amerikan Amiral Leighton W Smith 'karşılıklı anlayış muhtırası'nı imzaladılar[7][8] BM Anayasasına aykırı bir şekilde yapılan bu gizli anlaşma, "dual-key" ("iki anahtar") düzenlemesini ortadan kaldırmış ve NATO'ya Eski Yugoslavya'da askeri güç kullanımı konusunda sınırsız ve süresiz yetki vermiştir


28 Ağustos 1995’de bir bombanın Saraybosna’da bir pazar yerine düşerek 37 sivilin ölümüne, 90 kişinin de yaralanmasına yol açması, Deliberate Force operasyonunu tetikledi Bosna-Hersek'te UNPROFOR Komutanı İngiliz General Rupert Smith hiçbir araştırma ve soruşturma yapmadan, bombalı katliamdan Bosnalı Sırpları sorumlu tuttu ve korkunç saldırıya "güçlü bir şekilde karşılık verileceğini" bildirdi[9] Ve 29 Ağustos akşamı Amerikan Amiral Leighton W Smith Sırp Cumhuriyeti'ne saldırı emrini verdi

Saldırı

Hava Harekatı


30 Ağustos günü saat 0200'te İtalya’daki üslerden ve Adriyatik’teki USS Theodore Roosevelt ve USS America uçak gemilerinden havalanan 60’ı aşkın uçağın, Saraybosna çevresindeki Bosna Sırp mevzilerini vurulmasıyla başlayan yoğun bombardıman 12 gün sürdü Pentagon, Irak'ın askerî potansiyelinin tamamen imhasıyla sonuçlanan Çöl Fırtınası hava harekatında kullandığı özellikleri göz önünde tutularak Sırp Cumhuriyeti Ordusunu zayıflatmak amacını gütmüştür Bunun dışında, Fırtına Harekâtıyla Krayina'yı bozguna uğratan Hırvat-Boşnak güçleri, Amerikan-İngiliz-Kuveyt-Suudi kara birlikleri rolünü oynayacaktı


NATO'nun saldırılarında Nevesinje'de, Bijeljina'da, Saraybosna'da (Sırpların çoğunlukta olduğu Hadžići, Ilidža, Ilijaš, Novi Grad ve Vogošća), Pale'de, Lukovica'da, Čajniče'de, Foča'da, Vişegrad'de, Han Pijesak'ta, Rogatica'da, Vlasenica'da, Miliçi'de, Sokolac'ta, Kalinovik'te, Lisina'da, Banya Luka'da, Kasindol'da, Pavlovac'ta, Crna-Rijeka'da, Svinjara'da, Doboj'da, Pecanje'de, Kozara, Majevica, Ozren ve Jahorina dağlarında, Gorajde ve Tuzla yakınlarında çok sayıda askeri ve sivil hedef vuruldu Hava saldırıları sonucunda hava savunma sistemleri, radar ve haberleşme sistemleri, iletişim ve komando merkezleri, ağır silahların mevzileri, silah depoları, askeri üsler, kışlalar, silah fabrikaları, uçaksavar topları, köprüler, televizyon vericileri, radyo istasyonları ve su kuleleri tahrip edilmiştir Bu da Bosna Sırp birliklerinde ağır bir zayiata sebebiyet verdi ve ordu düzeni bozulup maneviyatı kırıldı Ezici bir üstünlük sağlayan Hırvat ve Boşnak güçleri, Bihaç-Una nehri, Drvar-Mlinişte-Vigorog-Donji Vakuf ve Maglaj-Vozuća-Orahovica cephe hatlarını yarmayı ve Sırp Cumhuriyetine ait 4000 kilometrekarelik topraklarını işgal etmeyi başardılar (bakınız: NATO destekli etnik temizlikler)


Uluslararası camianın olanlar karşısındaki tepkisizliği NATO'culara cezasızlığın tadını vermiştir Bütün dünya kamuoyunun gözünün önünde bombalar sivil hedeflere (cephe hattından 100 kilometre uzaklıktaki şehirler ve köyler dahil olmak üzere) isabet ediyor ve çok sayıda insan yıkıntılar altında gömülü terkediyordu Batı'da gelişen aşırı Sırp düşmanlığı boyutları o kadar ileri gitmiş ki, kendi Sırplar Sırp sivilleri öldürmek ve zarara uğratmakla da suçlandı Özgür Avrupa Radyosu yorumcusunun sözleri ise Batı'nın tutumunu açıkça ortaya koymaktadır: "NATO Sırp mevzilerine darbeyi umutsuzluk anlarında indiriyordu"[kaynak belirtilmeli][10]


NATO'cular 'misilleme harekatı' başlatarak ilk fırsatta Radovan Karaciç'i öldürmek amacını gütmüşlerdir Harekatı ilk günü Sırp Cumhuriyeti başkenti Pale birkaç kez havadan bombardımana uğramıştı, idare binaları ve Karaciç'in ikametgahı tahrip edilmişti Bunlarla birlikte NATO, Karaciç'in Saraybosna'da bulunduğu haberi sebebiyle Sırp Saraybosnasını en yoğun bir bombardımana tabi tuttu Üç günlük bombardımanlar sonucu Haciçi'de evlerin 100'den fazlası, su kalesi, benzin istasyonu tahrip edilip Ortodoks Mezarlığı hasar gördü Uşivak'taki 40 ton kimyasal maddenin bulunduğu bir depo da hasar gördü[11]


30 Ağustos günü NATO tarafından Rogatica'ya atılan 1000 kg'lık bomba, on kişinin ölmesine, beş insanın da kalıcı yaralar edinmesine neden oldu Aynı gün Kasindol hastanesi hasar gördü, Nevesinje Belediye Sarayı, Majevica Dağındaki Sırp köyleri ve Lukavica Teknik Üniversitesi vuruldu 250 sivil Üniversitesi'nin mahzenlerinde siperlendiler Çarşamba sabahı NATO, Kmur Tepesindeki verici ve Çayniçe'nin çevresindeki sivil hedeflerini de vurdu Podrinje bombalamaları sürdürülürken, Srbinje ile Gorajde arasındaki Ustikolina köyüne atılan füzeler ve ağır bombalar nedeniyle evlerin birçoğu yakıldı[12] 31 Ağustos günü NATO tarafından Ozren Dağı yakınındaki Kalauzoviçi ve Komar köylerinin bombalanması sonucunda birçok sivil öldü[13]


5 Eylül günü NATO, Sırp ağır silahlarını Sırp Saraybosnasının dışına çekmeme bahanesi kullanarak hava akınlarını tekrar başlattı Karaciç'in muhtemel barınağı bulunduğu Haciçi'nin ve VRS karargâhı yerleştiği Han-Pijesak'ın temel hedefler olduğundan bu kasabalara 5-11 Eylül arası adet ve misket bombası dışında 5800 uranyumlu füze ve bomba atıldı Han-Pijesak'ta mülteci kampları, çiftlikler, su tesisleri gibi unsurlar temel saldırı hedefleri oldu Kent elektriksiz ve susuz kaldı, nüfus sığınaklara kaçtı Haciçi'ye, Lukavica'ya, Pavlovac'a, Vraçe'ye, Pale'ye ve İgman Dağındaki köylere saldırıları sonucu onlarca konut, üç transformatör merkezi, iki su kulesi, dört erzak deposu, hamamçamaşırhane ve Teknik Onarım Fabrikası (Tehnički remontni zavod Hadžići) kırıldı, Sırp Saraybosnasında elektrik ve su kesildi Hedefini şaşıran bombalar Sırp Saraybosnasındaki Rus UNPROFOR Taburu mevzilerine düştü, 1 Rus askeri hafif yaralandı


Ayrıca, Güney-Doğu Bosna ve Doğu Hersek şehirlerine hava akınları artmaya başlamıştı 6 Eylül (saat 1600-1700) tarihindeki Vişegrad Bombardımanı 110 kV'luk enerji nakil hattını kesti 5-6 Eylül günlerinde, Nevesinje'ye atılan onlarca füze ve 1000 kg'lık bomba büyük maddi hasara ve sivil kayıpların bilinmeyen sayısına neden oldu 9 Eylül sabahı ise, NATO Nevesinje radyo televizyon kulesine vurdu, 2 kişi öldü, birkaç kişi de yaralandı Ratko Mladiç'in doğum yeri olan Kalinovik kenti bombardımanı en barbar şekilde uygulandı Şehir merkezindeki bütün evler, vericiler, su tesisleri ve Kızılhaç deposu tahrip edildi Srbinje'de büyük binalar, depolar, posta-telefon-telgrafhane, maden işletmesi, köprüler vuruldu Kalinovik ve Srbinje elektriksiz ve susuz kaldı Nüfusu civar ormanlara ve mağaralara kaçıp açık havada ve soğuk yerlerde vakit geçirmek zorunda kaldı Srbinje mülteci kampına ve Mostar yakınındaki Zivlje köyüne karşı NATO'nun düzenlediği bombardımanlarda 11 kişi öldü, 17 kişi de yaralandı Praçe, Sutjeska, Ilova va Bistrica nehirleri üzerindeki köprüler bombardımanlarla yıkıldığından yaralıları hastaneye götüremedi Bir hamile ve bir hasta hastanelere gelirken öldüler[14]


Fransız uçağı (SEPECAT Jaguar), Majevica Dağındaki İletişim Merkezine 1000 kg'lık bomba attıktan sonra Sırp Cumhuriyeti başkenti Pale ile telefon bağlantısı kesildi 7 Eylül günü Doboj'a 1000 kg'lık bomba da atılmış, yıkıntıların altından çıkarılan sivil sayısının 15 olduğunu ve 5 yaşından önceki 4 çocukun da dahil olduğunu tespit edilmiştir


9 Eylül Cumartesi günü NATO, operasyonu genişleterek Banya Luka, Bosanska Krupa, Gradişka, Sanski Most, Sanica, Klyuç, Petrovac, Drvar, Prnyavor, Tesliç, Sırp Saraybosnası, Pavlovac, Srbinje ve Kozara (verici istasyonu tahrip edildi), Majevica, Jahorina, Igman dağları gibi Sırp Cumhuriyeti’nde hedeflere bir vuruş yaptılar[16] Tesliç yakınındaki Gornja Radonja'nın vurulması sonucu 4 Sırp evin tahrip edildiğini, 2 kişinin yıkıntılar altında kaldığını, 1 kadın ve 3 çocuk yaralandığını bildirildi[17] 9 Eylül saat 20:30'da Semizovac-Srednje yolundaki Ljubina nehri üzerinde köprüden geçen arabaya roket saldırısı 26-yaşındaki kız Radmila Galinac ve kardeşi Radenko Galinac'ın ölümüne yol açtı[17][18] Onun ikiz kardeşi Radovan Galinac 27 Ağustos'ta Boşnaklar tarafından öldürüldü


10 Eylül sabahının erken saatlerinde Amerikan kruvazörü USS Normandy'den fırlatılan 13 Tomahawk füzesi Lisina’da (Banya Luka) Bosna Sırp askeri hedefleri vurdu Akşam Tomahawk'lı saldırı ardından Banya Luka'ya yoğun hava akınları başladı NATO savaş uçakları, iletişim merkeleri, radyotelevizyon vericileri, elektrik ve su tesislerinin üstüne 250, 500 ve 1000 kg'lık bombalar atıyordu[19] Pazar günü NATO, Srbinje, Han-Pijesak, Gorajde yakınındaki Trovrh, Sekoviçi, Majevica, Kalesija, Vişegrad, Bosanska Krupa (aynı zamanda Una nehrinin Batı kıyısındaki Boşnaklar Krupa'yı top ateşine tuttu ), Jasenica'yı da bombalıyordu Bir bomba Prnjavor'un 12 km güneyindeki Donji Vijacani köyünde kilise ile okul arasında yere düştü, ama patlamadı (Pentagon, eski silah ve cephanenin imha işlemine para harcamamak için kullanım süresi geçmiş bombalar ve füzeler kullandı)


11 Eylül saldırıları yeniden Mladiç'in doğum yeri olan Kalinovik'e karşı gerçekleştirdi Bu saldırıda şehir fiilen tamamen yıkıldı ve birçok sivil (kadın ve çocuk dahil) yaralandı Voçani köyü (balık çiftliği, okul ve su boru hattı hasar gördü), Srbinje (1 sivil öldü, birkaç kadın ve çocuk yaralandı) ve Banya Luka pazartesi günü NATO da kurbanı oldu


12 Eylül günü Doboj'da Usora sanayi merkezindeki binalar alevler içindeydi, 2 kişi öldü, birkaç kişi de yaralandı Ayrıca, Boşnak birlikleri, Vozuça'yı kuşattıkça Doboj'u ateşe tutmaya başlatmıştı[8] 13 Eylül tarihindeki Doboj'a uyumlu NATO-Boşnak saldırısı sonucu 5 kişi öldü ve 10'dan fazlası yaralandı


Çarşamba günü NATO, Banya Luka'yı ve Sırp Saraybosnası'nı bombalamaya devam ediyordu Sırp Saraybosnası salgın hastalıkların tehdidi altında bulunduğunu belirtildi Çünkü hava akınları öylesine sık sık ki, cesetler gömülemiyor ve birkaç gün boyunca yıkıntılar altında kalıyordu


Sırp Cumhuriyeti Başkomutanı Ratko Mladiç, 26 Eylül 1995'te düzenlediği basın toplantısında, NATO'nun Sırp Cumhuriyeti'ne 10000 ton patlayıcı attığını bildirdi[20] 60-yaşındaki Sırp kadını, bu hava akınlarının çocukluk döneminde yaşadıkları Faşist bombardımanlarına benzediğini söyledi

Kara Harekatı


23-25 Temmuz 1995'te 19th Regiment Royal Artillery'ne mensup 400 asker[23] Saraybosna'da stratejik öneme sahip İgman Dağı'nı ele geçirdi Daha sonra İngilizlere 1300 Fransız[23] ve 170 Hollandalı[24] da katıldı İgman Dağına yerleştiren BM Acil Mukabele Gücü (UN Rapid Reaction Force) 105mm'lik hafif toplara, 155mm'lik AMX 30 AuF1 tanklara ve 120mm'lik havanlara sahipti


30 Ağustos günü saat 0430'te hava akınlarının hemen ardından BM Acil Mukabele Gücü topçu birlikleri, Bosnalı Sırp hedeflerini dövdü Bosnalı Sırplara saldırı emri İngiliz General Rupert Smith'ten aldı 30 Ağustos-13 Eylül arasında İngiliz-Fransız-Hollanda birliği, Sırp top bataryalarını, tanklarını, havan mevzilerini ve NATO uçaklarını vurabilecek uçaksavar toplarını susturuyordu Harekâtın ilk gününde Sırp Saraybosnasına atılan mermi sayısı 600'dü Bundan sonra BM Acil Mukabele Gücü hergün 1000 top/havan atışı yaptı Kara harekatını diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise, harekatın, MPRI askeri danışmanlarının Boşnak Ordusu Saraybosna Karargâhı'nda bulundukları sırada gerçekleştirilmiş olmasıdır BM Acil Mukabele Gücü, NATO ve Boşnak Ordusu uyumlu eylemlerde bulunarak aynı Sırp hedeflerini bombaladı Bu yüzden Boşnaklar Grbavica bir bölgesindeki birkaç mevzileri ele geçirebildiler


Müslüman Saraybosnasının batısındaki ve güneyindeki Sırp kasabaları ve köyleri de, hergün İgman Dağından bombardımanına uğruyordu BM Acil Mukabele Gücü tarafından top ve havan ateşinin Sırp Saraybosnasında konutları ve otobüs durağını tahrip ettiği, onlarca sivili hayatını kaybettirdiği kaydedildi Hava bombardımanı sonucu yangını söndürmeye çalışan itfaiye arabaları da top atışına tutuldu 8 Eylül günü ise Fransız topçusunun[kaynak belirtilmeli] fırlattığı mermi Blažuj hastanesini vurmuş, 10 hasta ve hemşireyi öldürmüş, 22 kişiyi de yaralamış

Ateşkes


Sırpların ağır silahlarını 20 km'lik kapalı alanın dışına çekmediğini bahane eden NATO 30 Ağustos – 1 Eylül, 5 Eylül – 13 Eylül tarihlerinde Bosna Sırp hedeflerini bombaladı 5-20 Eylül içinde Bosnalı Sırplar, ağır silahlarını ve 250 tankı Saraybosna'dan çekmek zorunda kaldılar Bunun üzerine Bernard Janvier ve Leighton W Smith tarafından alınan karar doğrultusunda yapılan ortak açıklamada, Sırpların Saraybosna etrafındaki ağır silahlarını çekme konusunda BM şartlarına uyduğu, bu nedenle şu an için yeni bir hava operasyonuna gerek olmadığı yolunda görüş birliğine varıldığı kaydedildi

Ekim 1995 Saldırıları


4 Ekim 1995'te NATO savaş uçakları, Bosnalı Sırpların füze bataryalarına üç ayrı hava akını düzenledi NATO Sözcüsü Binbaşı Dag Christensen yaptığı açıklamada, hava akınlarını doğrularken, Bosnalı Sırplar'ın radarlarının, Bosna üzerindeki uçuş yasağını denetleyen NATO uçaklarına kilitlendiğini, bunun üzerine NATO uçaklarının kendilerini savunmak amacıyla Sırp füze bataryalarına HARM füzeleri fırlattığını söyledi


8 Ekim 1995'te Boşnaklar, NATO hava desteğini sağlamak için Tuzla yakınındaki Živinice mülteci kampını bombaladılar Saldırı sonucu 9 kişinin öldüğü, 30 kişinin de yaralandığı bildirildi Bu olay üzerine harekete geçen NATO uçakları, Sırp kontrol ve komuta merkezlerini tahrip ettiler

NATO destekli kurtarma operasyonu


8 Eylül-10 Ekim arasında Hırvat ve Boşnak güçleri, NATO'dan aldığı askeri destekle, "Maestral", "Uragan 95", "Una 95", "Sana 95" ve "Južni potez" harekâtları düzenleyerek çoğunlukla müslüman halkın yaşadığı Šipovo, Jajce, Donji Vakuf, Drvar, Vozuća, Bosanski Petrovac, Ključ, Bosanska Krupa, Mrkonjić Grad ve Sanski Most şehirlerini sırp işgalinden kurtardılar

Saraybosna etnik temizliği


'Balkan Sendromu'


4 Eylül 1995'te Ratko Mladiç, Eski Yugoslavya'daki UNPROFOR'un Komutanı Fransız General Bernard Janvier'e gönderdiği mesajda, NATO'yu ve BM Acil Mukabele Gücü'yü Sırplara karşı saldırılarında zayıflatılmış uranyum içeren bombalar ve mermileri kullanmakla suçlayarak bu doğrultuda özel komisyonu kurmak istedi[27] Daha sonra Mladiç, Sırp Saraybosnası'na 1000 atık uranyumlu merminin İngiliz-Fransız-Hollanda birliği tarafından atıldığını açıkladı[15] Bu olayları Bernard Janvier görmezden geldi


1996 yılında Bosna-Hersek Sırp Cumhuriyeti'ni işgal eden NATO'cularca kukla bir hükümet kuruldu Bilyana Plavşiç kukla hükümeti, doğal felaketin boyutlarını gizlemek için elinden geleni yaptı Bu maksatla Plavşiç, kanser hastalıkların artış nedenleri incelemek muhalefet girişimleri sertçe bastırıyordu Bosna-Hersek'te radyoaktif silah kullanılması, beş yıl boyunca en fazla gizlenmeye çalışılan konulardan birisiydi Ancak 2001 yılı Ocak ayında patlayan 'Balkan Sendromu' skandalı sessizlik perdesini yırttı Dünya kamuoyu, Kosova'da görev yapmış bir NATO askerleri arasındaki kanserden ölümler ve 1999 yılındaki uranyumlu füzeleri ve bombaları kullanması haberlerini aldıktan sonra Bosna-Hersek sorunlarıyla da ilgilendi


Belgrad Askeri Hastanesi Adli Tıp Başkanı Dr Zoran Stankoviç, Bosna-Hersek'te kullandığı zayıflatılmış uranyum içeren bombalardan dolayı, toplumun yüzde 10'luk kısmının ölümle karşı karşıya olduğunu ileri sürdü[28] Hava bombardımanlar yüzünden en büyük zarar Sırp Saraybosnası (özellikle Hadžići) gördü Hadžići'den ayrılmak zorunda kalan mültecilerde ağırlıklı olarak akciğer, karaciğer ve böbrek kanseri görülüyor Ve geçen 5 yılda yaklaşık 400 kişinin de kanserden ölmüştü[29][30] Uranyumlu bombaların kurbanları olan 300 Sırp mülteci Doğu Bosna'nın Bratunac mezarlığında gömülmüştür Radyoaktif tozu çekme veya radyoaktif maddelere dokunma sonucu ölen Saraybosnalı Sırpların kesin sayısı bilinmiyor Çünkü Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine göçü tercih eden Sırp mültecileri hakkında istatistik tutulmuyor Zaten, nakledilen 8000 Saraybosnalıların kaybolup durumunun kamuoyundan gizlendiği tahmin edilmektedir[31]


NATO bombardımanları nedeniyle Saraybosna ile birlikte Miliçi, Vlasenica, Han Pijesak, Sokolac, Pale, Rogatica, Nevesinje, Srbinje (Foča), Kalinovik, Doboj bölgelerinin radyasyon tehdidi altında olduğu ortaya çıktı Bu bölgelerde yaşayan Sırp nüfus bağışıklık sisteminin azalması, sık baş ağrısı, zatürre, sedef hastalığı, alerji, uykusuzluk, dozlaklık, habis tümörleri, Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası saldırısını yaşamış olan Japonlar arasında en sık görülen beyin kanseri bir türü gösterirler Hasta olmadan da sağlıklı insanlar bilinmeyen nedenlerle ani ölümün kurbanı olmaktadırlar Ölü olarak doğan çocuk ve düşük vakaları arttı Dünyaya gelen çocuklar ise kansızlık ve solunum hastalıklara müptela oluyor


Zayıflatılmış uranyum da hayvanlar ve bitkiler alemi üzerinde olumsuz etki yaptı Çeşitli eksik organları eksik olarak doğmuş veya mutasyona uğramış danaların ömrünün uzun olmaz[32] 1996-1997 yıllarında Majevica ve Ozren dağlarında otlar kurur ve sararırken, ağaçların çiçeklenmesi dururken, göçmen kuşlar ve yırtıcı hayvanlar ortadan kaybolurken, yeni bir sivrisinek ve sıçan türleri çok ürediler ve çabuk çoğaldılar


Pentagon, Bosna-Hersek'te 10 bin 800[33] uranyumlu bomba atıldığı kabul etmek zorunda kaldı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.