Türk-Yunan Münasebetleri |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk-Yunan MünasebetleriTürk-Yunan Münasebetleri Nedir - Türk-Yunan Antlaşmaları - Türk-Yunan Dostluğu 1960-1980 arasındaki Türk-Yunan münasebetlerini, 1974 öncesi ve 1974 sonrası diye iki kısımda ele almak gerekir 1974 öncesindeki münasebetler hemen tamamen Kıbrıs meselesi etrafında dönmüş ve Batı Trakya Türkleri, Ege adalarının silahlandırılması gibi meseleler daha geri planda kalmış iken, 1974 sonrası Türk-Yunan münasebetlerinin meseleleri Kıbrıstan uzaklaşmış ve esas itibariyle Ege Denizi üzerinde yoğunlaşmıştır Bunlar da kıt'a sahanlığı, karasularının genişliği, hava kontrol sahası gibi meselelerdir Keza, Lozan Antlaşmasına aykırı olarak Yunanistanın Ege adalarını silahlandırmış olması da, Türkiye'nin daima üzerinde durduğu ve duracağı bir başka meseledir 1954-1959 arasındaki Kıbrıs meselesi, Türk-Yunan münasebetlerini bir hayli sarsmış ise de, bilhassa NATO'nun aracılığı ile gerçekleştirilen 1959 Londra ve Zürich anlaşmaları ve Kıbrısın bağımsız bir cumhuriyet olarak ortaya çıkışı, havayı tekrar yumuşatmıştır Şüphesiz, bu münasebetler 1954'den önceki şekline dönmüş değildir Fakat, aradaki soğukluk bir hayli ortadan kalkmış ve iki devlet NATO'nun güney-doğu kanadı olarak yeniden bir işbirliği havası içine girmişlerdir Fakat 1963-1964 Kıbrıs buhranı ile beraber, Türk-Yunan münasebetleri yeniden ve eskisinden daha şiddetli bir gerginlik dönemine girmiştir Bu buhran sırasında Makarios ve Kıbrıs rumlarının insanlık-dışı saldırıları karşısında Yunanistan, bu saldırıların önlenmesi ve krizin yokedilmesi için yardımcı olacağı yerde, aksine bu saldırıların destekçisi olmuştur Çünkü, bu buhran süresince Yunanistanın ümidi, Enosis'in gerçekleşmesi, yani adanın bir bütün olarak Yunanistanın eline geçmesi idi Enosis hayali ile Yunanistan, Türkiye ile dostluğun ve yakın münasebetlerin getirebileceği bütün avantajları bir kenara itivermiştir 1967-1974 arasındaki Yunan cuntası ise, Türk-Yunan münasebetleri konusunda, kendinden önceki sivil hükümetlerden çok daha düşüncesiz çıkmıştır Cunta, kendi siyasi iktidarını Enosis ile perçinlemekten başka bir şey düşünmemiştir Bu yüzden de Türkiye ile münasebetlerini bozmaktan çekinmemiştir Fakat bu politikasında tam bir başarısızlığa uğramıştır 1967 Enosis teşebbüsü sonunda, Kıbrıs'taki 12000 yunan askerini geri çekmek zorunda kaldığı gibi, 1974 Enosis teşebbüsü ise, cuntanın kendi başını yemiştir Ne var ki, 1974 Kıbrıs buhranından Türk-Yunan münasebetleri, bir harabe halinde çıkmış ve Türkiye ile olan münasebetlerindeki yıkıntıları bugüne kadar tamir etmek de mümkün olmamıştır Çünkü bu yıkıntıların üzerine, 1974'den sonra yeni meseleler yığılmıştır Şimdi, yığılmış olan bu meseleleri anahatları ile ele alalım Kaynak : Fahir ARMAĞANOĞLU - 20Yüzyılın Siyasi Tarihi |
|