Prof. Dr. Sinsi
|
Özür Diliyorum
Özür Diliyorum Kampanyası - Ermeniler Hakkında - Ermeni Nedir - Ermeni Konu Anlatımları
Özür Diliyorum, Türkiye'de öğretim üyeleri ve gazetecilerden oluşan bir grup tarafından, kendi ifadeleriyle "1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket" ile ilgili başlatılan imza kampanyasıdır Prof Ahmet İnsel, Prof Baskın Oran, Dr Cengiz Aktar ve gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, kampanyanın öncülüğünü yaptılar Ermenilerin başına gelenlerin yıllardır konuşulmamış olunmasından dolayı kişisel olarak özür dilenmektedir Kampanya yayınlandığı ilk 24 saat içinde 5000 kişi tarafından imzalandı Kampanya, devletin birçok kurumu tarafından tepkiyle karşılandı Bu kampanyaya karşı olanlar ise yeni kampanyalar başlattılar
1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum
—İmzaya sunulan özür metni

- Özür Diliyorum resmî web sitesinin ekran
Kampanya bilgileri
Kampanyayı başlatanlar, uzun tartışmalardan sonra kampanyayla ilgili karara vardılar Aralık 2008 tarihinde internet ortamında başlatılan kampanya, Anadolu'da internet ulaşımı olmayanlardan elden bireysel olarak imza toplanmaktadır Kampanya 2009 yılı boyunca devam edecektir İmzaların alındığı web sayfası olan www ozurdiliyoruz com, 14 Aralık 2008 tarihinde açılarak imzalar alınmaya başlandı Sitede bildiri Türkçenin yanı sıra Arapça, Ermenice, Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca, Yunanca, Kürtçe, Portekizce ve İspanyolca olmak üzere, on yabancı dilde de yazıldı Kampanyayı başlatanlar, kampanyanın bireysel olduğu, siyasi hiçbir unsur taşımadığını dile getirdiler Baskın Oran, verdiği bir demeçte, kampanyaya imza verilmesi konusunu şöyle yorumladı;
"Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak özür diliyorum İsteyen diler, isteyen ‘böyle bir şey yoktur’ deyip yoluna devam eder”
— Baskın Oran
Yorumlar
Tepkiler
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenilere karşı herhangi bir suç işlenmediğini ve işlenmeyen suç için de özür dilenmeyeceğini belirtti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, kendilerini aydın olarak tanımlayan bir grubun Ermenilerden özür dilenmesi amacıyla başlatmak istedikleri `özür diliyorum` kampanyasının `yozlaşma ve çürümenin ulaştığı vahim durumu göstermesi` açısından ibret verici olduğunu söyledi
Genelkurmay, yaptığı açıklamada kampanyayı doğru bulmadığını, özür dilemenin yanlış olduğu ve zarar verici sonuçlar da doğurabilecek bir davranış olduğunu belirtti Genelkurmayın yaptığı açıklama, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Doç Dr Koray Çalışkan ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Filiz Koçali tarafından "demokrasiye müdahale" olarak değerlendirildi
TÜRKSAM Başkanı Sinan Oğan, özür metninde "Ermeni Soykırımı" adı yerine "Büyük Felaket" adının kullanılmasının Türk halkını aldatmaya yönelik bir kelime oyunu olduğunu iddia etti Oğan, Ermenice "Büyük Felaket" kavramının İsa'nın çarmıha gerilmesi için de kullanıldığını belirti Bu ismin seçiminin Holokost (Yahudi Soykırımı) örneğinde olduğu gibi Ermenilerin de kendilerine has bir soykırım adı oluşturma çabası olduğunu iddia etti Özür metninde soykırım kelimesinin kullanılmamasının amacının konu hakkında fazla bilgiye sahip olmayan Türk halkını aldatmak ve olayı basit ve masum bir özür kampanyası olarak göstererek imza toplamak ve dünyanın en büyük suçu kabul edilen soykırım suçunu Türk halkına kabul ettirmek olduğunu savundu
Kampanya özellikle Azerbaycan'da toplumun her kesiminden büyük bir tepki görmüştür Azerbaycanlı şair ve Azerbaycan Milli Meclisi (Parlamentosu) milletvekili Zelimhan Yakup, "Türk Yağıdan Özür Dilemez!" adlı şiiriyle kampanyaya oldukça sert bir tepki göstermiştir Şiirde kampanyanın bazı mihrakların oyunu olduğu iddia edilir Aynı zamanda kampanyayı başlatanların, Ermenilerden değil, Ermenilerce kırıma ve teröre maruz bırakılan insanların yakınlarından özür dilemesi gerektiğini vurgulamıştır
Destekler
DTP milletvekili Sırrı Sakık, kampanyayı başlatanlara saygı duyduğunu, dünyada birçok ülkenin katliam ve uygulamaları nedeni ile özür dilediğini söyledi
Türkiye Barış Meclisi, kampanyanın geçmişle yüzleşmenin bir parçası olduğunu, tahammülsüzlük ve ırkçı yaklaşımlar içeren tepki ve karşı kampanyalarınsa bir arada yaşamayı imkânsızlaştırdığını bildirdi
Kampanyaya destek verenler arasında Aylin Aslım, Ümit Kardaş, Lale Mansur, Bilge Contepe, Ali Nesin, Adalet Ağaoğlu, Halil Ergün, Pelin Batu gibi sanatçı, yazar ve fikir adamları da yer aldı
Tarafsızlar
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özür kampanyasıyla ilgili ilk değerlendirmesinde “Türkiye’de özgür ve demokratik bir ortam yaşanıyor, canlı bir tartışma var Bundan da memnuniyet duyarım” ifadesini kullandı Bu açıklamanın ardından bazı siyasi değerlendirmelerde Cumhurbaşkanının da bu kampanyaya destek verdiği şeklinde ifadeler yayınlanınca Köşk konunun küçük siyasi hesaplarla çarpıtıldığı ifadesine yer veren bir açıklama yayınladı
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin, kampanyanın “özel girişim” olduğunu, kampanyanın kendi kurumlarının yönlendirmesi sonucu oluşmadığını ve herhangi bir tepki vermeyeceklerini dile getirdi Özügergin, “Türkiye’de her konu rahatlıkla konuşulabilmeli ” dedi
Gelişmeler
Şişli 2 Asliye Ceza hakimi Hakkı Yalçınkaya, ’özürdiliyoruz com’ sitesinin kapatılmasını ve imza atanların da 301’den cezalandırılmasını istedi Kampanyaya destek verenlerin elektronik posta aracılığı ile tehdit mesajları aldıkları iddia edildi
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili Canan Arıtman, Abdullah Gül'ün kampanyaya dair yaptığı açıklamalar sonucu, Gül'ün annesinin Ermeni kökenli olduğunu belirtti Bu söylem sonucunda, Gül, etnik kökeniyle ilgili iddialara yönelik olarak, "Kayseri'nin yerlisi olan annem tarafından Satoğlu, babam tarafından Gül (Gülükimamı) sülalelerinden gelen ailemizin yüzyıllara uzanan kayıtlı geçmişi Müslüman ve Türk'tür" dedi Ayrıca cumhurbaşkanı, CHP'li Canan Arıtman'a 1 YTL'lik manevi tazminat davası açtı ve davanın sonuçlanmasıyla "Davacının annesinin kökeni Ermeni değildir Kuşkusuz, Ermeni olsa dahi durum değişmeyecektir " denilen gerekçeli karar sonucu Gül, davayı kazandı
Avustralya’nın Sidney şehrindeki Macquarie Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan ve Türk-Ermeni Diyalog Grubu Eşbaşkanı olan Dr Armen Gakavian'ın önderliğinde bu kampanyaya karşılık olarak Ermeni çetelerinin işlediği cinayetler ve ASALA eylemlerinden ötürü Türklerden özür dilemek için bir özür kampanyası başlatıldığı ve kampanyaya birçok Ermeni aydının destek vermesi beklendiğine ilişkin haberler Türk basınında yer aldı "Ermenilerden Özür Diliyorum Kampanyası"nın katılımcılarından Cengiz Aktar, Ali Bayramoğlu, Kezban Hatemi, Eren Keskin gibi bazı isimler bu girişimi çok sevindirici ve olumlu bulduklarını ifade ettiler
Ancak daha sonra Armen Gakavian yaptığı açıklamayla sözlerinin çarpıtıldığını ve yanlış anlaşıldığını söyledi Gakavian, "sadece dostları arasında Türkiyeli aydınlara teşekkürü içeren ve tartışılmak üzere dolaşan bir e-posta olduğunu ve 'yeterli ilgi oluştuğu durumda' bu metnin kamuya açıklanma 'olasılığı' bulunduğunu" belirtti Gakavian, yaptığı açıklamada Today's Zaman gazetesinde çıkan haberin gerçeğini yansıtmadığını, Radikal Gazetesi'nde ise haber başlığının ve kullanılan haber fotoğrafının bağlamı saptırdığını söyledi Gakavian ayrıca yaptığı röportajda "Türklerin bu özrünün sadece başlangıç olduğunu ve açıkça, Ermeni Soykırımı nedeniyle Türk devletinin özür dilemesi ve bunu tazmin edecek bir girişimde bulunması gerektiğini vurguladığını", "röportajda, hiçbir zaman diğer Ermeniler adına konuştuğumu öne sürmediğini veya Ermenilerin herhangi bir şey için özür dilemesi gerektiğinden bahsetmediğini; sadece, daha geniş bir tartışmanın parçası olarak ASALA gibi gruplarca yürütülen Ermeni terörist faaliyetlerinin ahlaken (ve uluslararası hukuka göre) meşru olmadığı şeklindeki kişisel görüşümü ifade ettiğini, malesef bu birkaç kelime bağlamından çıkartılarak verdiği röportajın vurgusunun ortadan kaldırıldığını" ve "Art arda gelen çarpıtmalar ışığında, Türk medyasına bu açıklamaları yapmış olmaktan pişman olduğunu ve gelecekte daha dikkatli davranacağını" ifade etti
Soruşturma istemi
Cumhuriyet Başsavcılığı, kampanya ile ilgili olarak "Türk milletini alenen aşağılama" suçu kapsamında soruşturma başlattı Suç duyurusunu içeren dilekçe, Ankara’da yaşayan Hasan Hüseyin Satır, Sabahat Özgür, Mehmet İnal Kolburan, Hüseyin Erdoğan, Serdar Orhaner ve Kürşat Karacabey tarafından ortak hazırlandı Yapılan soruşturma sonunda söz konusu kampanya ile ilgili olarak "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" karar verildi Fakat Sincan 1 Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Osman Kaçmaz, kampanyasıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği takipsizlik kararını kaldırdı Böylece kampanya hakkında 301'den soruşturma yolu açılmış oldu Ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının, kanun yararına bozulması talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu Verilen dilekçede "İnceleme ve soruşturma başlatılan konu suç değil ise suç olmayan bir konuyla ilgili zaten delil toplanması hukukun temel prensipleriyle bağdaşmaz" görüşüne yer verildi
|