Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ikinci, mahmud, sultan

Sultan İkinci Mahmud

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İkinci Mahmud



SULTAN İKİNCİ MAHMUD
1808 - 1839

Babası : Sultan Birinci Abdulhamid
Annesi : Nakşidil Valide Sultan
Doğumu : 20 Temmuz 1785
Ölümü : 01 Temmuz 1839
Saltanatı : 28 Temmuz 1808 - 1839

HAYATI

Sultan İkinci Mahmud, 20 Temmuz 1785 tarihinde İstanbul'da doğdu Babası Sultan Birinci Abdülhamid, annesi Nakşidil Valide Sultan'dır Orta boylu, geniş omuzlu, beyaz sakallı, zarif ve sevimli yüzlüydü Diğer Osmanlı padişahları gibi kuvvetli bir tahsil gördü Öğrenimi ile Sultan Üçüncü Selim padişahlığı sırasında bizzat meşgul olmuştu

Cesur, temkinli, sabırlı ve azimli bir kişiliğe sahip olan Sultan İkinci Mahmud, Alemdar Mustafa Olayı sonrasında, 28 Temmuz 1808 tarihinde tahta çıktığında 23 yaşındaydı Zeki ve bilgili bir insan olan Sultan İkinci Mahmud, Avrupa'daki yenileşme hareketlerini benimsemişti Adalet işlerine gereken önemi verdi, yeni kanun ve tüzükler hazırlattı ve bu sebeple kendisine "Adli" sanı verildi

Şiiri, edebiyatı ve bilimi seven, halk arasında dolaşmayı ve onların dertlerini dinlemeyi gerekli gören Sultan İkinci Mahmud, Osmanlı İmparatorluğu'nu gerek sosyal bakımdan, gerekse uygarlık açısından ileri bir ülke yapmaya çalıştı Sultan İkinci Mahmud yakalandığı verem hastalığından kurtulamayarak, 1 Temmuz 1839 günü dinlenmek için gittiği kardeşi Esma Sultan'ın Çamlıca'daki köşkünde, 54 yaşında vefat etti Büyük bir cenaze töreni ile halkın gözyaşları arasında Divan Yolu'ndaki türbesine defnedildi

Erkek Çocukları: Abdülmecid, Abdülaziz, dört tane Ahmed isimli Şehzade, Bayezid, Abdülhamit, Süleyman, Mehmed, Murad, Nizameddin, Mehmed, Abdullah, Osman
Kız Çocukları: Emine Sultan, Hamide Sultan, Hayriye Sultan, Şah Sultan, Saliha Sultan, Ayşe Sultan, Atike Sultan, Fatma Sultan, Münire Sultan, Fatma Sultan, Mihrimah Sultan, Adile Sultan



OSMANLI - RUS İLİŞKİLERİ

Sultan İkinci Mahmud tahta geçtiği zaman Osmanlılar Ruslarla savaş halindeydi İngiltere ile 1809'da yapılan antlaşma sonucu Ruslarla savaşa devam kararı alındı Rusların Fransa ile olan sorunları, Osmanlı Devleti ordularının yıllarca süren savaştan yorgun düşmesi yüzünden iki devlet de barış imzalamaya mecbur kaldılar

28 Eylül 1812 tarihinde imzalanan Bükreş Antlaşması ile Rusya, Eflak ve Boğdan'dan çekilecek, Baserabya bölgesi ise Ruslara bırakılacaktı Osmanlılar Bosna ve Eflak'dan iki yıl vergi almayacak, Sırplar kendi içlerinde serbest kalacaktı Tuna nehrinde hem Osmanlı, hem de Rus gemileri serbestçe dolaşabilecekti Prut ve Tuna nehirlerinin sol sahilleri iki ülke arasında sınır kabul edilecekti


SIRP İSYANI

Fatih zamanında fethedilen Sırbistan, Osmanlının adaletli ve hoşgörülü yönetiminden çok memnundu Ancak Rusya ve Avusturya'nın kışkırtmaları, 17yy'da Osmanlı yönetimindeki otorite zayıflığı, yeniçerilerin halka iyi davranmaması ve Fransız İhtilalinden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımları sonucu Sırp isyanı çıktı 1804 yılında Kara Yorgi'nin başlattığı Sırp isyanını Rusya desteklemişti Osmanlı Devleti Rus savaşı ile meşgul olduğu için, Sırp isyanı 1812'den sonra ancak bastırılabildi Osmanlı ve Rusya arasında imzalanan Bükreş antlaşması ile Sırplara bazı imtiyazlar verildi

Sırbistan'daki ikinci isyanı Miloş Obronoviç çıkardı Osmanlı Devleti Miloş'u Sırp Prensi olarak kabul etti 1828-29 yılları arasında yapılan Edirne antlaşması ile Sırbistan yarı bağımsız hale geldi


NAVARİN OLAYI

Çok uluslu bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu'nda, Yunanlılar da Fransız İhtilali'nin etkisi altında kalmışlardı Rusya ve Avrupa devletlerinin kışkırtmaları ile birlikte, Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin çalışmaları sonucu Yunanlılar Osmanlı Devleti'ne karşı harekete geçtiler Etniki Eterya cemiyetinin amacı Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmaktı Rus Çarının yaveri Alexander İpsilanti'nin kurduğu bu cemiyet Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa'nın varlığından dolayı rahat hareket edemiyorlardı Tepedelenli Ali Paşa'nın Osmanlı yönetimine karşı isyan etmesini fırsat bilen Yunanlılar ayaklandılar Eflak'da başlayan bu ayaklanma kısa bir sürede bastırıldı

İkinci isyan Mora'da çıktı Kısa sürede genişleyen bu isyanı bastırması için, başarılı olduğu takdirde Mora ve Girit valilikleri vaad edilen Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa görevlendirildi Kavalalı Mehmed Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetli bir ordu ve donanmayı Mora'ya gönderdi ve isyanın bastırılmasını sağladı Yunan İsyanın bastırılması Avrupa'da büyük üzüntü yarattı

Ayrıca Mora ve Girit'in Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın eline geçmesi İngitere'nin işine gelmemişti Zayıf bir Yunan Devleti'nin kurulması İngiltere ve Rusya'nın çıkarlarına daha uygundu

İngiltere, Rusya ve Fransa aralarında bir antlaşma yaparak Yunanistan'a bağımsızlık verilmesini istediler Sultan İkinci Mahmud'un bu isteği reddetmesi üzerine Mora'nın Navarin Limanında demirlemiş olan Osmanlı donanması yakıldı



EDİRNE ANTLAŞMASI

Rusya, Sultan İkinci Mahmud'un Navarin'de Osmanlı donanmasının yakılması ile sonuçlanan olaylardan dolayı savaş tazminatı istemesi üzerine, Osmanlı Devleti'ne karşı savaş açtı

Sultan İkinci Mahmud bu arada Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmış, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye isimli yeni bir askeri teşkilat kurmuştu Teşkilatlanmasını henüz tamamlayamamış olan bu ordu Rus kuvvetleri karşısında önemli bir varlık gösteremedi Eflak ve Boğdan'ı işgal eden Ruslar, Tuna'ya kadar indiler Balkanları aşan Rusya, batıda Edirne, doğuda ise Erzurum'a kadar ilerledi Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti barış istedi Ruslarla yapılan Edirne Antlaşması sonunda, Yunanistan'a bağımsızlık verildi Eflak, Boğdan ve Sırbistan'a imtiyazlar tanındı Ruslar işgal ettikleri yerleri geri verdiler Rus ticaret gemilerine boğazlarda geçiş hakkı tanındı Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödemeyi kabul etti


KAVALALI İSYANI

Kavalalı Mehmed Ali Paşa Napolyon tarafından işgal edilen Mısır'ı kurtarmak için Mısır giden gönüllülerdendi Okur yazar değil fakat zeki bir kimseydi Askeri yeteneklere de sahip olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa Kahire'de başı bozuk askerin belli bir disiplin altına alınmasını sağlamış, gösterdiği başarılardan sonra Mısır'a vali olmuştu (1804)

Kavalalı Mehmed Ali Paşa valililiği sırasında önemli hizmetleri bulunan değerli bir devlet adamıydı Kölemen beylerini ortadan kaldırmıştı Fransızların desteğiyle kuvvetli bir ordu ve donanma kurmuş, sulama kanalları açarak tarıma önem vermiş ve Mısır'ın kalkınmasını sağlamıştı

Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Mora isyanı sırasında Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesi şartıyla Sultan İkinci Mahmud'a yardım etmişti Mora isyanını bastıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Osmanlı Rus savaşlarında Osmanlı Devleti'nin yardım istemesine rağmen kuvvet göndermedi Mora valiliği yerine Suriye valiliğini isteyen Kavalalı Mehmed Ali Paşa, bu isteğinin reddedilmesi üzerine Suriye'yi işgal etti Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu olan İbrahim Paşa, isyan sırasında Suriye'yi aldı Torosları geçen İbrahim Paşa Adana ve Konya'da Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğrattı

Bu başarılardan sonra Mehmet Ali Paşa kuvvetlerini İstanbul'a kadar durdurabilecek herhangi bir güç kalmamıştı Sultan İkinci Mahmud Ruslardan yardım istedi Rus donanmasının İstanbul'a gelmesinden tedirgin olan İngilizler ve Fransızlar, Mısır ile Osmanlı Devleti arasında bir barış antlaşması imzalanmasını sağladılar Osmanlı Devleti ile Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa arasında imzalanan Kütahya antlaşmasına göre, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya Mora ve Girit valiliklerinin yanı sıra Suriye valiliği, Oğlu İbrahim Paşa'ya da Cidde valiliğine olarak Adana Valiliği de verildi

Mısır'da güçlü bir yönetimin bulunması İngilizlerin işine gelmemişti Çünkü Mehmet Ali Paşa İngilizlerin bu bölgede ticaret yapmalarını engelliyordu Bu sorunun o bölgede tekrar Osmanlı Devleti'nin hakim olmasıyla çözüleceğine inanan İngiltere, Sultan İkinci Mahmud'u Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya karşı kışkırttı Nizip'te Osmanlı ordusu ile yapılan savaşta Osmanlı ordusu bir kez daha yenildi Kaptan-ı Derya Ahmet Paşa Osmanlı donanmasını Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya teslim etti (1839) Artık Osmanlı Devleti'nin, kendi valisine karşı yaptığı savaşlar sonunda ne ordusu, ne donanması kalmıştı Bu gelişmelerin yaşandığı günlerde Sultan İkinci Mahmud öldü, yerine oğlu Abdülmecid Osmanlı padişahı oldu


BOĞAZLAR

Sultan İkinci Mahmud Mehmed Ali Paşa isyanı sırasında boğazlara gelen Ruslarla, Hünkar İskelesi Antlaşmasını imzaladı (1833) İmzalan bu antlaşma ile aşağıdaki maddeler kabul edildi;

1- Hem Osmanlı Devleti, hem de Rusya herhangi bir savaşa girdiğinde birbirlerine yardım edeceklerdi

2- Osmanlı Devleti, savaş tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı zaman Rusya, Osmanlı Devleti'ne kuvvet gönderecekti

3- Rusya'ya karşı bir saldırı olduğu zaman, Osmanlı Devleti Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını kapatarak diğer ülke donanmalarının Karadeniz'e açılmalarına engel olacak ve Rusya bu sayede güneyden deniz yoluyla gelecek saldırılarla uğraşmak zorunda kalmayacaktı

4- Bu antlaşma sekiz yıl boyunca yürürlükte kalacaktı

Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını kullanarak imzaladığı son antlaşmadır Ayrıca Ruslar bu antlaşma sayesinde Karadeniz'de güvenliklerini sağlamış oluyorlardı


ISLAHAT HAREKETLERİ

Sultan Üçüncü Selimin yanında yetişmiş olan Sultan İkinci Mahmud ondan etkilenmiş, padişahlığı döneminde de ıslahatlar yapmanın gerekliliğine inanmıştı Askeri ve İdari alanda ıslahatlar yapmaya çalışan Sultan İkinci Mahmud, Sekban-ı Cedit adı verilen yeni bir askeri teşkilat kurdu (14 Ekim 1808) Ancak yeniçeriler kendilerine tehlike olabilecek alternatif bir askeri kuvvet istemiyorlardı Ayaklanarak Sekban-ı Cedit'in kaldırılmasını sağladılar

Eşkinci adı verilen yeni bir askeri teşkilat kuran Sultan İkinci Mahmud'a karşı yeni bir yeniçeri ayaklanması oldu Sultan İkinci Mahmud, artık Osmanlı Devleti için kanayan bir yara haline gelen yeniçeri ocaklarını Vaka-i Hayriye adı verilen olayla ortadan kaldırıldı (15 Haziran 1826) Yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra, onun yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adı verilen yeni bir askeri teşkilat oluşturuldu

Yapılan yeniliklerin merkezden uzakta bulunan valiler ve idareciler tarafından da benimsenmesi gerektiğine inan Alemdar Mustafa Paşa, Sultan Mahmud döneminde Ayanlarla Sened-i İttifak'ı imzaladı Buna göre ayanlar merkeze sadık kalacak ve yenilik hareketlerini destekleyecek, padişahlar da ayanların elde etmiş oldukları hakları tanıyacaktı Sened-i İttifak ile ayanlar padişahın mutlak otoritesine karşı siyasi bir meşruiyet kazanmış oluyorlardı Padişah otoritesinin başka herhangi bir güçle ortaklık kabul etmesi mümkün değildi ve Osmanlı idari yapısının hem ruhuna, hem de tabiatına aykırıydı Bu sebeple zaten ölü doğan Sened-i İttifak çok uzun ömürlü olmadı Kısa bir süre sonra Sultan İkinci Mahmud, idareyi tamamen eline alarak ayanları bir bir ortadan kaldırarak merkezi otoriteyi güçlendirmeye çalışmıştır

Sadece askeri alandaki yeniliklerle bir yere varılamayacağını düşünen Sultan İkinci Mahmud, Divan Teşkilatı'nı kaldırarak onun yerine Bakanlıklar (nazırlık) kurdu 30 Mart 1838'de Sadrazamlık makamına "Başvekalet", Sadrazama "Başvekil" denilmesi kararlaştırıldı Ölen ya da azledilen devlet memurlarının mallarına el konması anlamına gelen "Müsadere" usulünü kaldırdı Ayrıca devlete ıslahat hareketlerinde yardımcı olmak, yeni teklifler getirmek, memurların terfi ve yargılanmasıyla uğraşmak üzere Darü'ş Şuray-ı Bab-ı Ali kuruldu

Sosyal alanda da bazı yenileşme hareketlerine ve ıslahatlara girişen Sultan İkinci Mahmud, 3 Mart 1929'da kıyafet değişikliği hakkında bir ferman yayınlandı İlk Türk gazetesi Takvim-i Vekayi yayın hayatına başladı (1 Kasım 1831) Medreselerin yanında Avrupalı tarz eğitim veren yeni okullar açıldı ve Avrupa'ya öğrenciler gönderildi

Posta teşkilatının kurulması ve Karantina uygulaması da yine Sultan İkinci Mahmud döneminde gerçekleştirildi Avrupalı tüccarlarla rekabet edebilmeleri için Türk tüccarlara gümrük kolaylıkları getirildi İlk nüfus sayımı yapıldı Bu sayım sonucunda Anadolu'da 2500000'dan fazla, Rumeli'de de 1500000 erkek vatandaşın yaşadığı tespit edildi

Ülke içinde ve dışında yapılacak seyahatlar için, bazı esaslar kabul edildi Buna göre ülke içinde seyahat yapacak yurttaşlar Mürur Tezkiresi (geçiş belgesi) taşıyacaklar, ülke dışına çıkacak yurttaşlar da Hariciye Nezaretinden (Dış İşleri Bakanlığı) pasaport alacaklardı


MİMARİ ESERLER

Sultan İkinci Mahmud döneminde, mimari alanda da yeni bir gelişmenin başladığı görülür İmparatorluğun değişik bölgelerinde birbirinden güzel yapılar inşa edildi Sultan İkinci Mahmud'un yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır;
Rodos Süleymaniye Camii,
İzmir Bıyıklıoğlu Mahmud Camii,
hayatını kurtaran Cevri Kalfa'nın adını verdiği mektep,
Nusretiye Camii,
İstanbul Kocamustafapaşa Küçük Efendi Camii ve Külliyesi,
Taş Kışla,
Gülhane Parkı girişindeki Alay Köşkü

Sultan İkinci Mahmud ayrıca, İstanbul'daki bütün büyük camilerin tamirini de yaptırdı
Unkapanı köprüsü yine onun zamanında yapıldı
Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptırdı ve
Mescid-i Aksa'yı tamir ettirdi

Aynı zamanda hattat, bestekar ve şair olan Sultan İkinci Mahmud yazdığı şiirlerde Adli mahlasını kullandı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.