Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göz, kemeri, kırk

Kırk Göz Kemeri

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırk Göz Kemeri



Kırk Göz Kemeri Mimarı - Kırk Göz Kemeri Resimleri - Kırk Göz Kemeri Hakkında - Kırk Göz Kemeri Özellikleri



Roma döneminden kalma Limyra Köprüsü (bugünkü adıyla Kırk Göz Kemeri) dünyadaki en eski segment kemerli köprülerden biridir 360 m uzunluğundaki bu taş köprü Antalya iline bağlı Finike ilçesi yakınlarındaki antik bir Likya kenti olan Limyra'da Alakır Çayı üzerine kurulmuştur 5,3:1 ok oranındaki 26 adet kemer, köprüye oldukça yassı bir görünüm vermektedir Bu yassılık oranına köprü yapımı tarihinde daha sonra yüzyıllarca ulaşılamayıp ancak Geç Ortaçağ döneminde yapılan yapılarda ulaşılabilmiştir (bkz Ponte Vecchio) Teknik ve tarihi bakımdan olağanüstü önemine rağmen Kırk Göz Kemeri köprüsü, veya diğer adıyla Limyra Köprüsü Türkiye'de çok az bilinir Yapının gittikçe harabeye dönüşmesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nü (Almanca: Deutsches Archäologisches Institut, DAI) 1970'li yıllarda bugüne dek yapılan tek saha araştırmasını yapmaya sevketmişti


Yapılan Araştırmalar


Köprü hakkında antik dönemden kalma bilgiler bulunmamaktadır Yapının ilk tarifleri Avrupalı seyyahların 19 yüzyılda yazılan seyahatnamelerinde yer almaktadır: Charles Fellows 1940 yılının Mayıs ayında yaptığı bir seyahatinde köprünün 25 kemeri olduğunu bildirmişti Aynı bilgiler iki yıl sonra köprü hakkında bilgi veren Spratt ve Forbes'de yer almaktadır Otto Benndorf katılımıyla 1882 yılında gerçekleştirilen Avusturyalı bir heyetin saha gezisinde, yapının Limyra'yı doğusunda bulunan Antalya şehrine bağlayan antik büyük bir yolun unsuru olarak saptamıştı O tarihte köprüye ait herhangi bir plan ya da eskiz hazırlanmamıştır

Köprünün ilk ve bugüne dek yapılan tek bilimsel ölçümü Wolfgang W Wurster ve Joachim Ganzert taraflarından gerçekleştirilmiştir Bu ölçüm 1973 yılının Eylül ayında iki gün art arda yapılmış ve sonraki üç yıl içerisinde tamamlanmıştır Sonuçlar 1978 yılında DAI tarafından yayımlanan Archäologischer Anzeiger dergisinde açıklanmış ve o tarihe dek hasarsız olan köprünün artan zarar görme tehlikesine dikkatler şu şekilde çekilmiştir:

"Son zamanlarda bu verimli alüvyon topraklarında turunç bahçeleri meydana getirilmiş, tarihi köprünün doğusunda ise bugün sebze yetiştirilen seraları kurulmuştur Çevresinde gelişmeye başlayan, yoğun tarımsal faaliyetler nedeniyle köprünün varlığı ileri derecede tehlike altındadır Yıllara direnerek günümüze kadar bozulmadan gelebilen köprü sathından yerel halk inşaat malzemesi olarak taşlar çıkarmaktadır; Sulama kanallarının yapılması için kullanılan ağır iş makineleri köprünün gövdesine zarar vermekte ve paletleri ile taş döşemeyi ezmektedir"

İngiliz mühendis O'Connor, Roma dönemine ait köprü eserleri hakkında 1993 yılında kaleme aldığı İngilizce çalışmasında DAI raporunu özetleyerek aynı şekilde köprünün imar tarihi bakımından olağanüstünü önemini vurgulamıştır Antik Lymira kenti yakınındaki Kırk Göz Kemeri adlı bu köprü hakkında başka bilimsel çalışmaların varlığı bilinmemektedir


Günümüzde küçük bir dere haline gelmiş olan, köprünün 1 kemeri altından geçen Alakır Çayı

Roma dönemine ait bu köprü antik Lymira kenti harabelerinin 3,2 km (kerteriz noktası: antik tiyatro) doğusunda Alakır Çayı üzerine kurulmuş olup günümüzde Akdeniz sahilinden 3,8 km kuzeyde, Turunçova - Kumluca asfaltının yakınında bulunmaktadır Çayın antik adı bilinmemektedir Bölgenin topografik özellikleri, Finike körfezindeki düz alüvyon topraklara uzanan Toçak Dağı'nın etekleri tarafından belirlenmektedir Köprü bu geçiş bölgesinde dar akarsu yatağının geniş bir ovaya açıldığı ve yağışlı mevsimde meydana gelen taşkınlarda geçişin imkânsızlaştığı yerin biraz kuzeyine kurulmuştur Köprü doğusunda çakıl bir alana açılırken, batı ucu muhtemelen taşkınlara karşı korunabilmek için doğrudan yükselen bir kayaya dayanmaktadır Bu şekilde arazi yapısı nedeniyle güneye doğru meydana gelen keskin dönüş, caddenin gerektiğinde kapatılması için son derece uygun bir konumu oluşturmaktaydı Günümüzde, Alakır Çayı köprünün sadece 3 kemerinin altından akmakatadır (1978 yılında) Kuzeyde, sulama ve taşkınlardan koruma amacıyla yakın geçmişte Alakır Barajı inşa edilmiştir

Roma İmparatorluğundaki diğer eyaletlerden farklı olarak, Likya’daki ulaşım sistemi fazla gelişmemiştir Kuzey-güney bölgeleri arasındaki ulaşım daha ziyade bölgede az bulunan akarsu vadileri üzerinden gerçekleşmekteydi Buna karşın batı-doğu arasındaki ulaşım dağlık bölgelerden geçiyordu Bu bağlamda Limyra'dan Alakır Çayı üzerinden geçerek, komşu Pamfilya üzerinden Attaleia'ya ulaşan yolun, iki bölge ms 4 yüzyıla kadar Likya ve Pamfilya eyaletini oluşturduklarından dolayı özel bir öneme sahip olduğu sanılmaktadır İmparatorluğun diğer ana ulaşım yolları ile karşılaştırıldığında, Likya'daki yolların 3–4 m'lik genişlikle önemli oranda daha küçük boyutlu ve muhtemelen yaya ve yük hayvanlarının trafiğine mahsus olduğu söylenebilir Kırk Göz Kemeri'nin yol sathında araba izlerine rastlanmamakta olması da bu görüşü pekiştirmektedir; ayrıca köprüde korkuluk ya da parmaklık izlerine de rastlanmamaktadır
Yapısı


360 metrelik uzunluğuyla, Kırk Göz Kemeri, Likya'daki antik döneme ait günümüze kadar ayakta kalabilmiş fenni yapıların en büyüğüdür Köprünün eşit ebatlarda 26 tane kemi vardır Bunların her biri üst üste ikişer kavis biçiminde yerleştirilmiş, harçla tutturulmuş kerpiç kemerinden oluşmaktadır Köprünün doğu ucunda bir zamanlar 27 kemerin bulunduğu yerde daha sonraki bir tarihte ilave edilmiş, iki adet daha küçük, yarım daire biçimli, sadece birer kerpiç kemeri bulunan onarım kemeri bulunmaktadır Yıkılmış olan orijinal kemerin yassı yapısı hala ayakta kalmış olan sütunlardan anlaşılmaktadır

Wurster ve Ganzert, gerçekleştirdikleri arkeolojik incelemelerde köprünün kemer üzengilerine kadar nehrin getirdiği çökeltilerin altında kaldığını müşahede etmişlerdir; herhangi bir kazı yapılmamıştırKöprünün 28 kemerinden sadece iki tanesi, açık kemer genişliği ve sütun kalınlığı ölçülebilecek kadar açıkta kalmıştı Ancak toprak altında kalmamış olan kemer kısımlarından hareket ederek, tüm sütunların aralıklarını hesaplama yoluyla belirlemeyi başarmışlardır

Segmentli Kemerleri ve Sütunları


Segment kemerlerinin dayanma açıklıkları, yani sütun ortalarının arasındaki mesafeler, 11,60 ila 14,97 m arasındadır (2 ve 26 kemer) Benzer ölçülere sahip, ortalama değerleri aşağıdaki gibi olan dört kemer grubu belirlenebilir:

11,60–12,30 m (2, 3, 7 ve 21 kemer; toplam 4 adet)
12,75 m (5, 9-15, 17-19 ve 22-24 kemer; toplam 14 adet)
13,10 m (1, 4, 6 ve 8 kemer; toplam 4 adet)
13,60 m (16, 20 ve 25 kemer; toplam 3 adet)

Sütun eksenlerinin aralıklarının neden birbirlerinden farklı olduğu bilinmemektedir; Akarsu yatağı oluşumlarına uyum sağlamak amacıyla bu şekilde yerleştirilmiş olmaları açıklaması yanlıştır Dalgalanmalar, beşik tonozların yapımında kullanılan farklı boyuttaki iskelelerin birden fazla kez kullanımına işaret ediyor olabilir

Sütun genişliğini Wurster ve Ganzert sadece tek bir sütunda 2,10 m olarak belirleyebilmişlerdir (26 ve 27 kemer arasındaki sütun) Bu değer ortalama kemerin 12,75 m'lik ölçüsünden çıkarıldığında, açık aralık ölçüsü olarak 10,65 m elde edilirTüm segmentli kemerlerde yaklaşık 2 m'lik bir tonoz yüksekliği bulunduğundan dolayı, Lymira Köprüsünün açık aralık/yükseklik oranı için 5,3:1 ile oldukça düşük bir değer elde edilir Bu kadar yassı gerilmiş kemerler köprünün yapıldığı dönemde eşsiz bir özelliğe sahipti ve İtalya'da segmentli kemerler yeniden yapılmaya başladığı 14 yüzyıla kadar bir daha gerçekleştirilememiştir Hatta Kırk Göz Kemeri köprüsünün en geniş kemerinin uzunluğu, yüksekliğinin 6,4 katı dolayındadır Daha sonra onarılmış olan iki kemerin genişlik/yükseklik oranı 2,7:1 ile yarım daire veya tonoz kemerler arasında alışılmış bir düzeyde sayılır

Köprü Yüksekliği ve Seviyesi
Kemer üzengisine kadar toprak altında: 8 ve 9 kemere güneyden bakış

Köprünün toplam yüksekliği önemli oranda toprak altında kaldığından dolayı kesin olarak belirlenememiştir Buna karşın kemer üzengisi - yol sathı arasının sadece 3,25 m olduğu belirlenebilmiştir

Köprünün üst sathı neredeyse yatay bir düzlem oluşturmaktadır: Yol sathı 1 ile 20 kemer arasında deniz seviyesine oranla 20,05-20,55 m'lik bir seviyedeyken, doğu yönde geriye kalan altı kemerder hafif 19,94-19,66 m'ye kadar düşer Araştırmacılar bu dalgalamaları yapının uzunluğu göz önünde bulundurulduğunda çok düşük olarak nitelendirmektedir Yapının daha sonra çökmesine ilişkin herhangi bir işaret bulunmadığında, düzenli yüksekliği nivelman işleminin ve sütun temellerinin büyük özenle yapıldığını gösterir Buna karşın köprünün uzunlamasına ekseni, kemerden kemere kısmen belirgin bir şekilde ana yönden sapmaktadır

Statiği
Köprünün kendi ağırlığını taşıyan mukavemet çizgisinin tonoz ekseninin eğrisi ile neredeyse aynı olduğu dikkat çekmektedir Segment köprüsü üzerinde gerçekleştirilen statik inceleme sonuçları, konstrüksiyonun yüksek taşıma kapasitesini göstermiştir:

„Günümüz sınıflandırmalarına göre, yapı DIN 1072'e göre köprü sınıfı 30 ayarında bir taşıma kapasitesine sahiptir; buysa köprünün bir kemerinde 30 ton ağırlığında bir kamyonu ve ayrıca köprü sathının geri kalanında 500 kp/m²'lik bir ağırlık taşıyabileceği anlamına geliyor Köprü antik dönemin trafiğine göre büyük oranda güvenlik payı konarak tasarlanmıştır


Yapı Gövdesi
Çift kemerlerin iskelelenmesi ve örülmesinde muhtemelen kullanılmış olan yöntem

Kırk Göz Kemeri, Tuğla, kesme taş ve yığma taştan oluşan kompozit bir yöntemle inşa edilmiştir
Kerpiç Kemeri
Harçla tutturulmuş çift katlı kerpiç kemeri

Segment kemerlerinin tuğlaları, içine ince tuğla tozu katılan sarı-kırmızı kilden oluşmaktadır Dikdörtgen biçimindeki plakalar 40 x 50 cm ebadında olup yakl 5 cm kalınlığındadır ve kısa tarafı dik gelecek şekilde kemere yerleştirilmişlerdir Bu şekilde çift katlı olarak örülen kemerlerin toplam kalınlıkları 80 cm olmaktadır 4 cm genişliğindeki derzlerde kullanılan malzeme ise içine kaba tuğla tozu ve ince çakıl katılmış horasandırKöprünün yarım daire biçimindeki iki kemeri biraz daha küçük tuğlalarla örülmüş, yer yer yıkılan kemerlerin orijinal tuğlaları da kullanılmıştır Üzengi taşları, kemer başlangıcına dayanak olarak meyilli dayak yüzeyleri bulunan, düz işlenmiş kireçtaşı bloklarıdır

İki katlı beşik tonoz yapısı, şablon iskelelerin etkin bir şekilde kullanılmasına izin vermiştir Henüz sadece alt tuğla sırası tamamlandıktan sonra iskele bir sonraki kemer açıklığına getirilerek kurulabilmekteydi:

"Çift katlı tuğla kemerlerinin iki safhada örülmesinin iki avantajı vardı İlk safhada iskelenin sadece alt kemer sırasının ağırlığını taşımak zorundaydı, dolayısıyla daha hafif olabiliyordu İkinci safhada ise, üst sıranın ağırlığı henüz alt sıra tarafından taşınabiliyordu, bu sayede iskele bir sonraki kemer boşluğunda kullanılmak üzere hazırdı"


Duvar Kaplaması
12 kemerin kuzey tarafı

Görülebildiği kadarıyla, köprü 2 ile 21 kemeri arasında üzerinde harçla tutturulmuş yığma taş tabakasının bulunduğu 4 kat tuğla ile kaplanmıştır22 ile 26 kemer arasında ve her iki köprü çıkışında duvarlar kesme taşlardan oluşmaktadır[20] Onarılmış olan 27a ve 27b kemer kısımları onarımda kullanılan taşların ebadı ve düzensiz konuan tuğlalar açısından köprünün batı tarafındaki tuğla ve yığma taş kaplaması ve doğu tarafındaki kesme taş kaplamasından çok farklıdır26 kemerin altında çıkıntı halindeki şablon iskele dayanağı görülebilir

Kemer ve sütun seviyesinin üzerindeki köprünün içi, kireçli harçla tutturulmuş, yığma taş ve akarsu çakılından oluşan bir karışımdan oluşmaktadır
Yol Sathı

Kemerlerin tepe noktasının sadece 30-40 cm üzerinde büyük ve düzensiz ebatlardaki kireçtaşı plakalarından oluşan ve her iki tarafta 10'ar cm kadar köprü gövdesini aşan yol sathı bulunmaktadır Yol sathı malzemesi olarak küçük akarsu çakıl taşlarının kullanılmış olması, burada da iki yarım daire kemerde yapılan onarımlara işaret eder Köprü yolunun genişliği 3,55 ile 3,70 m arasında değişir ve köprü uçlarında 4,30 m'ye kadar genişler

Tarihleme
3 kemerin üzerindeki çıkma desteği

Kırk Göz Kemeri'nin tarihlenmesi, Roma mimarisi içindeki özel yeri ve Roma döneminden kalma benzeri köprüler üzerinde yapılmış olan çalışmaların azlığı nedeniyle oldukça zorlaşmaktadır Tarihleme için Wurster ve Ganzert köprünün aşağıdaki karakteristik özelliklerini yaklaşım olarak ele almaktadır:

Köprü başlıklarında hafif rampalı yatay köprü yollu aynı genişlikte birden fazla kemerli yapı
Çift katlı, kavis biçiminde dizilen tuğla tonozlardan oluşan oldukça yassı segment kemerleri
Harçla tutturularak örülmüş duvar yapısı
Ekseriyetle kırma taştan oluşan kiremit katkılı dış katman, kısmen eşit ebatlı küp halinde kesme taş duvarları
Oldukça geniş formatlı taş plaka yol sathı

Bu özelliklerden farklı olarak çoğu Roma köprüleri küp kesme taşlarla kaplanmış kama biçimli taşlardan oluşan kemerlerin üzerine kurulmuştur Bu yapı türü Likya'daki tonoz yapımında da uzun zaman yaygındı Roma mimarisi için tipik özellikte kalın ve yüksek yarım daireli kemer köprülerinden farklı olarak, Kırk Göz Kemeri yassı gerilmiş segment kemerleri ile belirgin ölçüde daha alçak ve yayvan görünümündedir Bu nedenle Wurster ve Ganzert "deneme amaçlı" olarak yapının, tuğla-taş kombineli yapıların yapımının belgelenebildiği İmparator I Justinian dönemine (6 yüzyıl) tarihlenmesini önermektedir

Diğer yandan bu kombineli yapı tekniği aynı zamanda köprüye yakın bir yerde bulunan ve MS 3 yüzyıla tarihlenen Aspendos Viyadüğü'nde de kullanıldığı [30] ve Romalıların bu iki mimarlık tarihçisi üç ayrı örnekte gösterdiği gib segment köprü yapımını bildikleri için, köprünün daha yakın bir tarihte, 2 yüzyılın sonlarına doğru veya 3 yüzyılda yapılmış olması ihtimali de vardır Hatta bu erken tarihleme bugünkü bilgiler ışığında daha makuldür, zira aradan geçen zaman içinde Roma dönemine ait yedi tane segment kemerli köprü daha tespit edilebilmiştir

Aynı şekilde 3 yüzyıla tarihlenen ve yapısal benzerlikleri arz eden Kemer'de bulunan Roma köprüsünün kalıntıları, Xanthos nehrinin geçtiği bir sonraki ovada bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.