Bir Destandir Canakkale |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Destandir CanakkaleÇANAKKALE BİR DESTANDIR! Çanakkale Zaferi, yokluk ve yoksulluk döneminin başarısıdır Maddi ve siyasi açıdan devletin tıkandığı bir dönemde meydana gelmiştir Maddi imkânların neredeyse tabana vurduğu, düşmanların ise çok güçlü bulunduğu bir savaştır Bu gerçeğe rağmen Çanakkale Savaşları nasıl zaferimizle sonuçlandı? Bu zaferin bir tek doğru izahı vardır O da Mehmetçiğin imanıdır "Ölürsem şehit, kalırsam gazi!" dedirten iman, askerimizi kahramanlaştırmıştır Kana, kine ve inanılamaz bir ateş sağanağına rağmen Mehmetçik, adının ilham ettiği imanı hiç unutmamış, bir gül bahçesine girercesine şehadete koşmuştur Yine bu imanladır ki, fedakârlığın her türlüsüne, açlığa, susuzluğa, yara bere ile yaşamaya sabırla katlanmış, yılmamış, yıkılmamıştır Mehmetçiği ayakta tutan güç, düşmanlarını şaşkına çevirmiştir Zira böylesine bir direnci onlar değil düşünmek, hayal bile edememişlerdi Düşman cephe, her ihtimali hesaba katmıştı, ama bu imanın kahramanlaştırma derecesini bilememişti Ateş püsküren çeliğe karşı Mehmetçik, iman dolu göğsünü siper etmişti Hem de onca kana, kine ve acımasızlığa rağmen insanlığından bir şey kaybetmiyor, düşmanının seviyesizliğine asla düşmüyor, böylece savaşa güzellik getiriyordu Hastaya, hastaneye, silâhsıza, teslim olana ateş etmiyor, esire misafir muamelesi yapıyordu İmanından kaynaklanan merhameti öyle coşkundu ki, onu "tek dişi kalmış medeniyet"in acımasızlığı bile söndüremedi Bu merhametten düşmanı da yararlandı Kendisini tehlikeye atarak, yaralı düşmanını sırtlayıp siperine ***ürdü Mehmetçik, Çanakkale'de binlerce insanlık dersi verdi Şimdi, daha aradan bir asır bile geçmeden, bırakın düşmanlarını, dostları, hatta çocukları ve torunları dahi o insanlık örneklerine yabancılaştı! O güzelim insanlık tabloları unutuluverdi Mehmetçiğin Çanakkale'de yaşattığı insanlığa bütün dünya, şimdi daha çok muhtaçtır Çünkü, açık ve örtülü savaşlarda yine acımasızlıklar, sömürüler, bencillikler ve yaşanıyor;yine insanlar, küçük çıkarlar uğruna, açlığa ve ölüme terk ediliyor;özellikle de Müslümanlar, yine dünyanın her yerinde kana, gözyaşına, acıya boğuluyor İşte bu sebeple, Çanakkale'de Mehmetçiğin sergilediği insanlığı samimi olarak yaşatacak bir imana şiddetle ve çok acele ihtiyaç vardır Bu imanı yaşa*****, dünyada insanlığın, sevginin, hoşgörünün hâlâ var olduğuna insanları inandırmak gerekiyor Aksi halde zayıfın ezilip sömürüldüğü, zenginin daha da zenginleştiği bir maddeci zihniyet, çölleşmedik gönül bırakmayacaktır Dünyayı yeniden ve bir daha merhametle, vicdanla, sevgiyle, şefkatle kim tanıştıracak? Bu insanlık görevi, herkesten önce, Çanakkale dehşetinde bu güzellikleri yaşayanların torunlarına düşmez mi?Yani bize, size, hepimize düşen ve alternatifi olmayan bir görevdir bu ![]() ![]() İnsanlık ya yeniden ve bir daha kendine gelerek yaratılış gayesini hatırlayıp dünyaya yaşanılacak bir hayatı gösterecek ya da gelişini hızlandırdığı kıyameti bekleyecektir Mehmetçiğin güzelliklerin kaynağı yüreğindeki imandı O, imanın başka adreslerde aranmaması gerektiğini, adıyla da bütün âleme göstermekteydi Çünkü o, Mehmetçik idi![]() ![]() Adı, sahibinin güzelliklerine sahipti Bütün imkânsızlığına, çaresizliğine ve bilgi eksikliğine rağmen, güzelliğin adresini biliyordu Güzelliğin kaynağından fazla uzaklaşmamıştı Gönlü, Güzeller Güzeli'ndeydi![]() ![]() Bu millet, onu o kadar çok seviyordu ki, bu muhabbetle onun adını askerine ad olarak almıştı Böylece dünyada, peygamberinin adını kendisine ad olarak alan tek ordu olmuştu Hem de bu adı alışta, benzersiz bir incelik göstermiş, asla onun gibi olamayacağını bilmenin ve aşkının derinliğini göstermenin idrakı içinde Muhammed'i Mehmet'e çevirmiş, onu da küçülterek askerine isim yapmıştır İşte Çanakkale, bu askerin zaferidir Çanakkale'yi diğer zaferlerimizden ayıran bir üstünlüğü de, Osmanlının son döneminde, daha doğrusu çöküşü sırasında kazınılmış olmasıdır Bu zafer, "Çöktü, bitti,öldü" denildiği zamanda Osmanlı insanının ne olduğunu bir kez daha bütün dünyaya göstermiştir, Osmanlı insanını bütün olumsuzluklara rağmen güçlü ve üstün kılan İslâm imanını dosta düşmana tanıtmıştır O günden sonra düşmanlarımızın asıl hedefi imanımız olmuştur Çünkü onlar da iyice anlamışlardır ki, yüreklerde bu iman olduğu sürece bu millet ne sürü olur, ne de sömürülür![]() ![]() Bugün ülkemizin içinde bulunduğu bütün darboğazların sebebi, bizi biz yapan, kimlik ve kişiliğimizi oluşturan değerlerimizden uzaklaşmamızdır Çanakkale'den aldıkları dersle, düşmanlarımız, neremize vuracaklarını öğrenmişlerdir Biz ise, tam tersine, bir gaflet ve tembellik içine düşüp sürekli düşman oyunlarına gelmişiz İşin en acı yanı da, maddi ve manevi varlığımızı borçlu olduğumuz İslâm imanından ve onun kazandırdığı ahlâktan uzaklaşmış olmamızdır İslâm imanından uzaklaşmak demek, sahip olduğumuz temel hayat damarını koparmak demektir Çünkü bu millet, bin senedir, sahip olduğu bütün güzellikleri o imana borçludur;bütün kahramanlığını, güzel ahlâkını, sevgisini o imandan ve o imanın en yüksek temsilcisi olan Güzeller Güzeli'nden almıştır Bu gerçeği görenler, bu milleti zayıflatmak ve yenmek için doğrudan doğruya her vesile ve vasıta ile imana saldırıyor, bu konuda netice almak için her yolu, daha doğrusu her yolsuzluğu deniyorlar;ilmi gerçekleri saptırıyor, tarihi tahrif ediyor, güncel olayları tersine çeviriyorlar Bütün mesele, İslâm'la güçlenmiş, kahramanlaşmış olan bu milleti tarih sahnesinden silmektir Çanakkale'de çok ümitlendiler;maddi sebeplere, silâh ve asker üstünlüğüne, Osmanlı askeri ve bürokratik çözülmesine bakınca da hemen harekete geçtiler Ancak Mehmetçik bütün bu olumsuzlukları tersine çevirircesine şahlandı Bu şahlanış , bütün plânları, entrikaları, ince ayar hesapları alt üst etti 1916 yılının şartları iki yıl sonra değişti, çünkü Mehmetçik, elinden geleni, hatta gelmemesi gerekeni de yapmıştı Ancak askeri ve sivil bürokrasi, kendisinden ve silâh arkadaşlarından kaynaklanan sebeplerle çaresiz kaldı ve devlet çöktü Mehmetçik çökmemişti; zira hâlâ aynı imanın sahibiydi ![]() ![]() Gün, düşünülen yerden kalkmanın günüydü Tekrar, yegâne gücümüz olan Mehmetçiğe iş düştü Bu defa bütün millet yediden yetmişe Mehmetçikti![]() ![]() Yeni savaşın adı "İstiklâl Savaşı" idi İstiklâl "bağımsızlık" demekti Daha iki asır önce dünyaya bağımsızlık armağan eden devlet, şimdi son vatan parçasında kendi bağımsızlığını kurtarmaya çalışıyordu Yine imkânsızlık vardı ![]() ![]() Yine düşman çoktu ve güçlüydü![]() ![]() Biraz yorgun ve yaralı da olsa, yine karşılarında kahraman Mehmetçik vardı İstiklâl Savaşı, Çanakkale'nin verdiği tecrübe ve moralle kazanıldı Mustafa Kemal Paşa'dan Ali Çavuş'a kadar aynı kadro, bir kez daha cephede saf tuttu Çanakkale Zaferi, hem Balkan Savaşlarındaki acı yenilgimizin hüznünü giderdi, hem de İstiklâl Savaşımıza güç verdi Söylemesi biraz zordur;ama Çanakkale Zaferi, günümüzdeki olumsuzluklardan bile sorumludur!Çünkü Çanakkale Savaşı, sekiz buçuk ay içinde, ülkemizin en iyi yetişmiş, en kaliteli insanlarını, gelecek vaat eden parlak gençlerini de alıp ***ürmüştür Zira Çanakkale bir "subay savaşı" olmuştur İstanbul'un ve Anadolu'nun en seçkin liselerinin öğrencileri, gönüllü olarak Mehmetçiğin imdadına koşmuş ve büyük bölümüyle de burada şehit olmuşlardır "Biz Çanakkale'ye bir darülfünün(üniversite) gömdük!" sözü Atatürk'e aittir En kaliteli insanımızın Çanakkale'de dünyasını değiştirmesi, günümüze kadar uzayıp gelen bir kaht-ı ricale(adam kıtlığına) sebep olmuştur Bununla beraber Çanakkale, milletimizin hafızasına kazınmış, hatıralarının en canlısı ve en etkilisi olarak ibretlerle dolu durmaktadır Çünkü neredeyse her üç evden biri, Çanakkale'ye evlâdını göndermiştir Hem de Çanakkale'de, bugün çok muhtaç olduğumuz müthiş bir birlik ve beraberlik yaşamışızdır İstanbul'dan Ankara'ya, İzmir'den Adana'ya, Samsun'dan Selanik'e, Antep'ten Tunceli'ye, Maraş'ten Diyarbakır'a, Medine'den Bağdat'a, Kudüs'ten Trablusgarp'a, Üsküp'ten Saraybosna'ya kadar bütün Osmanlı coğrafyasından insanımız, yan yana omuz omuza düşmana karşı durmuştur Bu birlik, gönül birliği idi, iman birliği idi, din kardeşliğinin verdiği beraberlik idi Şimdi "son vatan parçası" olan Anadolu'da bile, bir avuç insan, Çanakkale'deki birlik ve beraberliği gösteremiyorsa, burada durup düşünmek gerekmez mi? Evet, bu noktada durup düşünmek ve "Acaba biz nerede yanlış yapıyoruz?" diye kendimizi hesaba çekmek icap etmez mi? Çanakkale'nin o zor ve çetin günlerinde var olup da bugün kaybettiğimiz ruh, nasıl bir şeydi? İşte, elinizdeki eser, o ruhu, Çanakkale heyecanını yeniden bulmakta bir nebze işe yararsa, mutluluğumuz sonsuz olacaktır İnanıyoruz ki, yeniden Çanakkale ruhunu kazanırsak, bir daha Kuva-yı Milliye aşkını yakalarsak, maddeten ve manen çok güçleneceğiz; önümüz açılacak ve biz, bir daha dünyaya insanlık nedir, gösterebileceğiz Ümitsiz değiliz O güzel insanlara ve hatıralarına lâyık olmaya çalışıyoruz Onları anlayan, seven ve yollarını yol bilen güzel gençler yetişiyor O güzel gençlere, erkekliğiyle kızıyla, güneylisiyle kuzeylisiyle, doğulusuyla batılısıyla hepsine sevgiler, saygılar sunuyorum Vehbi VAKKASOĞLU Kaynak: Bir Destandır Çanakkale-Vehbi Vakkasoğlu-Nesil Yayınları Bir destandir canakkale, bu kitabi okumanizi tavsiye ediyorum arkadaslar elinizden birakamiyacagizin bir Kitap |
|
Bir Destandir Canakkale |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Destandir CanakkaleÇANAKKALE destanının günümüze vuran sırlı yansımaları! Şehitler Ölmez! Ölü demeyin! Faruk Demir anlatıyor: ''Makam arabamın arka koltuğunda bir göreve gidiyorum Yol uzayınca, elimdeki gazetenin hatıralar bölümünü okumaya başlıyorum Okuduğum yazının bana ilham ettiği birkaç cümle dökülüyor ağzımdan: '''Yahu bu millet gerçekten çok büyük bir millet ![]() ![]() ' ''Şöförüm Ünver'le göz göze geliyoruz dikiz aynasından ![]() ![]() Onun bakışları sorduğu için hemen ekliyorum: ''' Okuduğum hatıra beni çok duygulandırdı Manevi gücü hafif görmemek lazım ' ''Okuduğum hatırayı kısaca özetletledim Nerden bilebilirdim ki, buna benzer bir hatırayı da şöförümün bizzat yaşadığını?![]() '''Efendim, o dediğiniz benzer bir hadiseyi ben Çanakkale'de yaşadım ' '''Çanakkale Savaşlarında mı? Yahu senin yaşın ne ki Çanakkale'den hatıran olsun?' '''Hayır efendim ![]() ![]() Çanakkale Savaşlarıyla ilgili, ama o tarihten değil ![]() ![]() Çok sonralara ait![]() ![]() ' ''Bu defa beni bir merak alıp sardı Başımı öne doğru uzatıp emir verir gibi rica ettim: '''Anlat bakalım, bizzat yaşadığın o hatırayı! Nezmiş biz de bilelim ![]() ![]() 2 ''Şöförüm Ünver sunları anlattı: '''Ben askerdeyken oldu Bir deniz astsubayı ile birlikte jeep içerisinde Çanakkele'nin Kirtepe Köyüne gidecektik Bir akşamüstü karargahtan çıktık Kirteppe Köyü yakınlarında yolda giderken, jeepin farları karşıma acayip bir müfreze çıkardı Nasıl heyecanlandım, nasıol frene bastım, bende bilmiyorum " ' Jeep zınk diye durunca, astsubayım neredeyse camdan fırlayacaktı Döndü, bana biraz da sertçe sordu: " 'Ne var, neden durdun? " 'Elim ayağım tir tir titriyordu Dedim ki: " ' Komutanım, siz görmüyormusunuz? Önümüzde tüfekli, teçhizatlı bir manga asker, yolu bölmüş gidiyor Bakınız, hemen ilerde![]() ![]() " 'Bu askerlerin kıyafetleri şimdiki gibi değildi Ben kim olduklarını, ne oldklarını anlamadığım için aptallaşmışken, astsubayım gözlerini ovuşturup yerinden kalktı, oturdu ve mırıldandı: " 'Çanakkale Harbindeki askerlerin kıyafetleri bu ![]() ![]() Başlarında fes var; hepri poturlu![]() ![]() " ' Siz de gördünüzmü komutanım? " ' Görmez miyim? Nizami adımla karşıya geçiyorlar Biz rüya görmüyoruz, değil mi? " ' Hayır komutanım! Görevdeyiz; Kirtepe Köyüne gidiyoruz " ' Ama ben hayal gördüğümü sanıyorum Sen de görüyor musun? " ' Görüyorum komutanım, görüyorum Nedir bu böyle?![]() " ' Hiçbir şey söylemeden müfreze geçene kadar bekledik Yolun karşısına geçip ağaçlık arazide bir sis bulutu gibi kayboldular " ' İkimiz de donduk kaldık Jeepi hareket ettirip ilerlemeye başladık, ama ikimizin de benzi kül gibi![]() ![]() Kirtepe Köyüne vardığımızda, bizim şoke olmuş halimizi gören kahveden yaşlı bir amca, yarı muzip gülerek halimizi hatırımızı sordu: " ' Ne o komutanım, nöbet mangasına mı rastgeldiniz yoksa? " ' Şeyyy, evet ![]() ![]() Nedir bu, anlatır mısınız? Siz de mi gördünüz yoksa? " ' İhtiyar adam, ah komutanım, ah, diye başladı söze ve şöyle devam etti: Bu manga, Çanakkale Savaşında nöbet tutan mangadır Fransızlar bu bir manga askeri şehit etmişler o zaman![]() ![]() Ama bu şehit manganın askerleri, ne hikmettir bilinmez, her akşam güneş battıktan sonra görevini yerine getirmek için gidiyormuş gibi uzaklardan gelirler, yolu karşıdan karşıya geçerler, ormanın içine yürüyüp kaybolurlar![]() ![]() Nöbet mangası onlar ' " Faruk Demir Bey, bu hatıranın sonunu şöyle bağlıyor: "Şöförüm Ünver, bu askerlik hatırasını anlatırken, o nöbet mangası gözlerimin önünde canlandı Gönlüm yoğunlaşarak gözlerimden damla olup aktı, yanağımdan göğsüme doğru![]() ![]() "Bu millet gerçektenyücedir, çok yücedir; çoook ![]() ![]() " Vehbi Vakkasoğlunun kitabından alıntıdır ![]() ![]() Kitabın adı: BİR DESTANDIR ÇANAKKALE![]() |
|
Bir Destandir Canakkale |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Destandir CanakkaleŞEHİTLERİMİZ 2 1915-Çanakkale Savaşında Şehit Olan Subaylarımızdan Bazıları ADI MEMLEKETİ 1 Bnb Saffetoğlu Raşit Gelibolu 2 Bnb Hüseyinoğlu İ Hikmet Kanlıca 3 Yb Dursunoğlu Cemil Batum 4 Yb Salihoğlu Tevfik Dersaadet 5 Yb Süleymanoğlu Mehmet Gemlik 6 Yb İsaoğlu H Sabri Manastır 7 Yb Alioğlu Seyfettin Vodina 8 Ütğm Hasanoğlu A Tevfik Yemen 9 Bnb İshakpaşaoğlu Rıfat Dersaadet 10 Yzb Abdullahoğlu Abdülkadir Şam 11 Yzb Mehmetoğlu M Rıza Samsun 12 Yzb Zekeriyaoğlu M Sami Üsküp 13 Bnb Hüsnüoğlu Şefik Şemni 14 Yzb Ziyaoğlu Y Cemal Gelibolu 15 Yzb S Mahmutoğlu Hasan Sungurlu 16 Bnb Mehmetoğlu H Zihni Tiran 17 Bnb İsmailoğlu M Sabri Edirne 18 Alb Nuranoğlu M Faik Vorça 19 Bnb İbrahimoğlu Halil Hırkaişerif 20 Bnb İbrahimoğlu A Hulusi Kudüs 21 Yb Yusufoğlu A Fahri Drama 22 Bnb H Mehmetoğlu A Ulvi Trablusgarp 23 Bnb Selimoğlu M Nuri Hadim 24 Yb Saimoğlu Rauf Girit 25 Üstğm İsmailoğlu Ali Rıza Ünye 26 Ütğm Mehmetoğlu İbrahim İşkorda 27 Ütğm Ahmetoğlu M Kazım Zeyrek 28 Ütğm Hayrioğlu Alisbarı Trablusgarp 29 Tğm İ Ethemoğlu H Furat Selanik 30 Ütğm A Rızaoğlu H Sabri Silistre 3 1915-Çanakkale Savaşı' nda Şehit Olan Neferlerimizden Bazılar Adı Doğumu Ş Yaşı Memleketi 1 Mesutoğlu Mehmet 1893 (1309) 22 Adana-Ceyhan 2 Himmetoğlu İsa 1893 (1309) 22 Adıyaman-Besni 3 MusaoğluŞehmus 1892 (1308) 23 Adıyaman-Gerger 4 Yaşaroğlu Yusuf 1896 (1312) 19 Afyon-Dazkırı 5 Mesutoğlu Salih 1893 (1309) 22 Ağrı-Merkez 6 İsmailoğlu Atilla 1890 (1306) 25 Amasya-Merkez 7 Seyfioğlu Nizam 1896 (1312) 19 Ankara-Merkez 8 Arifoğlu Salih 1893 (1309) 22 Antalya- Alanya 9 Şerefoğlu Namık 1892 (1308) 23 Artvin-Ardanuç 10 Niyazioğlu Sadık 1895 (1311) 20 Aydın-Merkez 11 HüseyinoğluAhmet 1896 (1312) 19 Balıkesir-Merkez 12 Rızaoğlu Durmuş 1890 (1306) 25 Bilecik-Merkez 13 Şehmusoğlu Şifo 1893 (1309) 22 Bingöl-Karlıova 14 Şabanoğlu Şakir 1894 (1310) 21 Bitlis-Merkez 15 Durmuşoğlu-Ali 1896 (1312) 19 Bolu-Merkez ŞEHİTLİKLERİMİZ VE ANITLARIMIZ İsimsiz Yüzbaşı Şehitliği: Çanakkale savaşlarını kanları ile tarihe yazan kahraman şehitlerimizin isimsiz yüzbaşı şehitliği;Eceabat'tan Kilitbahir'e giderken oradaki milli park yol kenarındadır İsimsiz topçu Yüzbaşı Şehitliği: Eceabat ile Kilitbah ir arasındaki Değirmen Burnundadır Havuzlar şehitliği: 21 Haziran 1915'te Kerevizde de yapılan savaşlarda 6 000 tane kahramanımız şehit olmuştur Bu şehitlerimizin kemikleri toplanarak havuzlar mevkine getirilerek buraya gömülmüştür Çanakkale Şehitlerine yardım derneği tarafından 1961/1962 de anıt yapılmıştır Sargı Yeni Şehitliği: Akıtepe köyündedir Seddülbahir bölgesi savaşlarınd yer alan 18bin askerimiz tedavi görürken İngilizlerin saldırısına ve ayrıca İngiliz donanmasının bombardımanına maruz kalarak şehit olmuşlardır 1995'te Sargı Yeri Şehitliği yapılmıştır Harfiyat sırasında çıkan şehitlerimizin kemikleri mezarlara konmuştur Burada 300 er ve 60 subay olmak üzere toplam 360 şehidimizin isimleri mezar taşlarına yazılmıştır Son ok Anıtı: Alçıtepe köy mezarlığının yanındadır 3 kirte alçıtepe savaşında şehit düşen 9 000 şehidimiz adına yapılmıştır Nuri Amut Anıtı: 28 Haziran 1915'te Sığındere savaşlarında şehit edilen 10 000 şehidimiz adına Gelibolu 2 kolordu komutanı Nuri Yamut tarafından yapılmıştır Saroz Körfezine hakim bir tepededir![]() Çanakkale Şehitleri Anıtı Şehitliği: Vatan,namus,din uğruna canlarını vermek pahasına imparatorluğun dört bir yanından Traslusgarp, Cezayir,Silistire, Şam,Selanik, İşkodra, Kudüs, Üsküp'ten gelen kahramanlarımız adına mayıs 1992 de yapımı tamamlanan bu şehitlikte 600 tane şehidimizin adları vardır Çanakkale Şehitleri Abidesi: Çanakkale şehitler anıtı Türk'ün tükenmezliğinin simgesi, birlik ve beraberliğimizin kanıtıdır Çanakkale savaşlarında şehit düşen yaklaşık 253 bin şehidimizi simgeleyen abidelerin en görkemlisidir Bu anıt, hepimizin gönlünde geleceğe güven yansıtan, Türk milletinin en zor döneminde bile yedi düveli dize getirebileceğini ve yüz binlerce şehit pahasına vatan topraklarını ebediyen koruyacağını gösteren anıtımızdır Bu anıtımız ilk olarak Gelibolu Yarımadasında Alıçıtepe'de yapılması planlanmış ancak arazinin bozuk olması ve denize uzak olmasından dolayı vaz geçilmiştir Daha sonra Hisarlık burnunda Morto'ya hakim 50 metre rakımlı olan Hisar Burnuna yapılmıştır 1952'de yapımına karar verilmiştir 19 Nisan 1954'te temeli atılmıştır Ancak çeşitli nedenlerden dolayı (müteahhitlerin yolsuzlukları, yeterli miktarda para bulunamaması gibi) birkaç defa yapımı durmuştur ve nihayet 15 Mart 1958'de sadece gövde kısmı yapılabilmiştir Bu anıtımız 1960'da tamamlanmıştır 25x25 m kaide üzerine 4 ayak üzerine oturtulmuş ve 41 70 metre yüksekliğindedir İlk Şehitler Şehitliği ve Anıtı: 3 Kasım 1914'te İtilaf devletleri donanmasından 6 kruvazörün yapmış olduğu bombardıman sonucunda bir mermi kale içi cephaneliğine isabet etmiş ve infilaklar sonunda 5 subay ve 81 erimiz şehit olmuşlardır Bunlar Çanakkale savaşlarının ilk şehitleridir Bu şehitlerimiz adına Seddülbahir Kalesi önünde 1986 yılında anıt yapılmıştır Yahya Çavuş Şehitliği ve Anıtı: 25 Nisan 1915 Ertuğrul koyundan çıkartma yapan düşman kuvvetine 63 kişilik takımı ile karşı koyan Ezineli Yahya Çavuş güneş batana kadar karşı koymuştur İngilizler buradaki mücadelede de Generalleri Napier'i kaybetmişlerdir Yahya Çavuş Şehitlik anıtı Ertuğtul koyuna hakim bir tepeye yapılmıştır Gözetleme Tepe Şehitliği ve Anıtı: Saroz körfezine hakim bir tepede gözetleme yaparken şehit olmuşlardır ve bunlar adına 1939 da anıt yapılmıştır İsimleri belli olmayan üç tane mezar vardır Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı: Kanlı sırta çıkarken sağ taraftadır 1995 te yapılmıştır Hikayesi şudur;Kanlı sırtta yapılan siper muharebelerinde süngü taarruzu devam ederken 8-10 m mesafeli olan Türk ve düşman siperleri arasında saha bir anda şehidi ölü ve yaralıları toplama antlaşmaları yapılır Bir süre sonra sakin olan sahaya Mehmetçiğimiz ızdırap çekmekte olan Anzak subayını bir ana şefkatiyle kucaklar ve düşman siperleri üzerine bırakarak geri döner O kahraman Mehmetçiğin cesareti,insan sevgisi,centilmenliği günlerce savaş alanlarında konuşulmuştur Kanlı Sırt Anıtı Kanlı sırta çıkarken sağ taraftadır Bu sırtlarda çok şiddetli çarpışmalar yapılmıştır 1520 şehit ve 4750 yaralı vermemize rağmen kanlı sırt kahramanca savunulmuştur Arıburnu Şehitliği: Bomba sırtında savaşırken şehit olan 628 kahraman şehidimiz adına 12 Aralık 1932'de yapılmıştır Bu şehitliğimizin yapımı sırasındaki kazılarda İngiliz Yüzbaşı Waiters ve 57 alay 6 bölük komutanı Erzincanlı üst teğmen Mustafa Asım beyin iskeletleri yan yana ve yanlarında mataraları ile bulunmuşlardı Bu şehitlerimiz bulunduğu gibi gömülmüştür Mehmet Çavuş Anıtı: Mehmet Çavuş ve takım arkadaşlarının üstün başarıları sonucunda bu tepeyi kahramanca savunmuşlardır Bu tepe onların anısına cesarettepe olarak anılır![]() Conk Bayırı Anıtları: Savaşlarının en şiddetli ve kanlı cephelerinden biridir Çok sayıda Mehmetçiğimiz şehit olmuştur Burada yapılan kahramanlıklar ve şehitlerimiz adına 5tane anıt dikilmiştir 1 Anıt: M Kemal Atatürk 25 nisan 1915 sabahı Conkbayırı'na doğru ilerleyen düşmana karşı 57 p alayı ile taarruz başlarken: "ben size taarruzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum,biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir,başka komutanlar hakim olabilir"emrini vermiştir Bu coşku ile şahlanan Mehmetçikler donanmanın yoğun ve etkili ateşi altında yılmadan sürdürdükleri taarruzlarıyla düşmanı esaret tepeye kadar geri atmışlardır (anıt yazıtı) 2 Anıt: 10 Ağustos 1915 sabahı Türk karşı taarruzu siperler yakın olduğu için süngü hücumu ile başlamıştır Düşman donanma topçunun yoğun ateşi altında cehennemin bir alan Conbayırı' ndaki muharebeler sırasında gözetleme yerinden bir an bile ayrılmayan Anafartalar Grup komutanı albay Mustafa Kemalin bir şarapnel misket ile parçalanan cep saati hayatını kurtarmıştır,ve düşman bu taarruz sonunda Ağıl Deresinde kadar geri atılmıştır (anıt yazıtı) 3 Anıt: Düşman kuvvetlerinin;Gelibolu Yarımadasının en önemli bölgesi ve doruk noktası olan Conbayırı ele geçirerek Türk kuvvetlerini ikiye bölmek ve Çanakkale boğazını ele geçirmek amacı ile giriştikleri devamlı saldırıları kahraman Türk askerinin büyük cesaret ve gayretle yaptığı savunma karşısında başarısızlıkla sonuçlanmıştır Bu bölgedeki cereyan eden muharebelerde Türk ordusu 9200 şehit düşman 12000 kayıp vermiştir (anıt yazıtı 4 Anıt: Arı burnundaki düşman kuvvetleri aldıkları takviyeyle daha da güçlenmiş olarak 6 Ağustos günü Conkbayırı'nda doğru yeniden taarruza başlamışlardır Gece gündüz aralıksız devam eden kanlı muharebeler sonunda iki tarafta ağır kayıplar vermiş,Türk askeri düşmanı 9 Ağustos 1915 akşamı Conkbayırı tepeler hattına 25 m mesafede durdurmayı başarmıştır (anıt yazıtı) 5 Anıt: 19 Piyade Tümen komutanı kurmay yarbay M kemal Atatürk 25 Nisan 1925 günü düşmanın Arıburnu'na çıkartma yaptığını öğrenince kendi insivatiyle 57 piyade alayını bölgeye sevk etmiş bu arada kıyı örtmesi yapan cephanesi bitmiş çok az sayıda ere yaptıkları süngü hücumu ile kazanılan zaman içinde yetişen alaya mevzi aldırarak düşmanı conkbayırı'na ulaşmadan durdurmayı başarmıştır (anıt yazıtı) Kemal Yeri Anıtı: Conkbayırı ile Kemal yeri arasında bir yerdedir Bu anıtta Atatürk'ün askerlerine verdiği emir bulunmaktadır "Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur Uyku,dinlenme aramanın bu dinlenmeden yalnız bizim değil,bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına neden olacağını hepinize hatırlatırım"M Kemal Atatürk (anıt yazıtı) Kabatepe Arıburnu Sahil Anıtı: Takım komutanı asteğmen Muharrem adına Kabatepe sahiline dikilmiştir Üzerindeki yazı şudur; "27 piyade alayının 8 bölüğünden 1 takım 25 nisan 1915 günü sabaha karşı Anzak kolordusunun 1500 kişilik ilk kademesine ağır kayıplar verdirerek kıyının dik yamaçlarına sığınmak zorunda bırakmıştı "(anıt yazıtı) İngilizce Türk Anıtı: Çanakkale savaşlarından sonra 1934'te ölülerini ziyarete gelen yabancı ailelere hitap etmek üzere Atatürk'ün kaleme aldığı "Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar,burada bir dost vatanın toprağındasınız,huzur ve sükun içinde uyuyunuz Sizler Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar,göz yaşlarınızı dindiriniz,evlatlarınız bizim bağımızdadır,huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır "(Atatürk) Yusufçuk Tepe Anıtları: 1 Anıt: Arıburnu cephesindeki Türk kuvvetlerini kuşatmak için 7 Ağustos 1915 günü Anafartalar limanına çıkan düşman kuvvetleri zayıf gözetleme birlikleri zayıf gözetleme birlikleri karşısında İsmailoğulları ve Yusufçuk tepelere kadar ilerlediler (anıt yazıtı 2 Anıt: Anafartalar grubu komutanı Albay Mustafa Kemalin komutasındaki Türk kuvvetleri 9-12 Ağustos 1915'te yapılan 1 Anafarta Muharebesi sonucunda düşman kuvvetlerini yenerek kireç tepe ve mest an tepe hattına attı (anıt yazıtı) 3 Anıt: İki tarafın daha büyük kuvvetleri ile 21-22 Ağustos 1915 günü yapılan 2 Anafarta Muharebesi sonunda düşmanın Sivri Tepe ve Mestan Tepe hattında taarruz gücü kırıldı Bu muharebelerde Türkler 8155 şehit düşmanda 19 850kayıp verdi (anıt yazıtı) Kireçtepe Anıtı: 6-8 Ağustos 1915'te Gelibolu ve Bursa Jandarma Taburları'nın kahramanca çarpışan üç bölüğü iki tugay gücüne ulaşan İngiliz kuvvetlerini Karakol Dağı ve Kireçtepe'de durdurup Anafartalar grubunun kuzey yanını korumuştur "(anıt yazıtı) Büyük Kemikli Anıtı: 1915 yılının 25 Nisan sabahı Arıburnu'na 6-7 Ağustos gecesinde Anafartalar limanına çıkan düşman kuvvetleri aylar süren muharebelerden sonra Gelibolu yarımadasındaki Türk savunmasının geçilemeyeceğini anla***** 20 Aralıkta bu cepheleri boşalttı (anıt yazıtı Yarbay Halit Bey ve Yarbay Ziya Beyin Mezarları: 11 Ağustos 1915'te Bomba Sırtında Şehit olan 20 Alay komutanı yb Halit bey ile 11 Ağustos 1915'te Ama derede şehit olan 21 alay komutanı yb Ziya beyin mezarları ana fartalar köyü mezarlığındadır Akbaş Şehitler Anıtı: 1915 yılında Çanakkale savaşlarında şehit olan 7 tümen hatırasına Akbaş köyünde 1945 yılında yapılmıştır Hastana Bayırı Şehitliği: Çanakkale savaşlarında ağır olarak yaralanan askerlerimiz Hastane bayırındaki hastaneye getirilmişler Ancak kurtarılama***** şehit olmuşlardır Bu şehitliğimiz Çanakkale'nin Anadolu yakasında Hastane bayırındadır Hasan Mevsuf Şehitliği: 18 Mart 1915 deniz savaşında bu bataryanın gözetleme yerine isabet eden bir düşmanın mermisi ile şehit olan Bataryası kumandanı Hasan ve tarassut subayı Mevsuf ve dört erimiz şehit olmuştur Bunlar anısına Çanakkale Dardonos'ta denize hakim bir tepede anıt yaptırmıştır Hamidiye Şehitliği: 18 Mart 1915 te ölen Türk şehitleriyle birlikte Alman ölüleri de vardır Almanlar kendi ölülerinin kemiklerini topla***** İstanbul'a getirmişler ve Alman Elçiliğinin bahçesine gömmüşlerdir Kumkale Şehitliği: 25 Nisan 1915 sabahı Anadolu sahillerine çıkan düşman kuvvetlerine karşı koyan ve 28-30 Nisan 1915'te düşmanın denizden açtığı ateş sonucu şehit olan 14 batarya personelinin mezarı vardır Şehitlik İntepe'dedir ve 1983'te yapılmıştır Lapseki Çardak Arıburnu Şehitliği: 1915'te Çanakkale savaşlarında yer alan askerlerimiz getirildikleri Çardak Harp Hastanesinde kurtarılama***** şehit olmuşlardır 2030 şehidimiz bulunmaktadır İsimleri belli değildir Bunlar anısına 1940'ta anıt yapılmıştır Anıt Çanakkale Biga yolu üzerinde Çardak kasabasındadır Biga Namazgah Şehitliği: 1915 Çanakkale savaşlarında Biga'da bulunan 1850 yataklı Harp hastanesinde sevk edilen ve ancak kurtarılama***** şehit olan 173 askerimizin mezarları vardır Şehitliğimiz Biga'dadır Vatanı, namusu, dini için imparatorluğun dört bir yanından gelerek kahramanca ölmek var dönmek yok diyerek canlarını bu vatan uğruna seve, seve veren kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve huzurlarında saygıyla eğiliyoruz Ruhlarınız şad olsun! KAYNAKÇA 1- İslam Ansiklopedisi: 3 Cilt Çanakkale Maddesi 2- Prof Dr Abdurrahman Güzel; Türk Edebiyatında Çanakkale Zaferi, Çanakkale, 18 Mart 1996 3- Fehmi YILMAZ: Ög Kd Alb , Çanakkale Muharebeleri 75 yıl Armağanı, Gn Kur ATEŞE Bşk lığı 1 AS T Krl Bşk 4- Şemseddin ÇAMOĞLU; Çanakkale Boğazı ve Savaşları, İstanbul 1962 5- Salih Zeki ULUARSLAN; Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi, Çanakkale 2001 6- Ekrem BOZ; Adım Adım Çanakkale Savaş Alanları, Çanakkale 1998 7- Aksiyon Dergisi; 13 Mart 1999, sayı 2 |
|
Bir Destandir Canakkale |
|
|
#4 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Destandir CanakkaleÇanakkale Savaşı’nın inanç analizi Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslümanlık gittikçe yayılarak Avrupa merkezine kadar gelerek, hıristiyanlığa büyük üstünlükler sağlamıştı Birçok defa Avrupa Birleşik Güçleri Papa’nın emrinde birleşerek Haç savaşları yapılmış ama bunların yaklaşık olarak hemen hemen hepsi başarısız kalmıştır Çanakkale Savaşı’nın derinliklerinde, Türk ve İslam inançlarının durdurulması, Avrupa’dan dışa atılması ve Orta Asya’ya kadar takibi yatmaktadır Bu savaşlar bu dini inanç ve ideolojisi üzerine inşa edilmiştir Bu savaşın kökeninde de keza, ekonomik petrol zenginlikleri ve doğal gaz enerji kaynaklarının kendi ellerine geçmesi de vardır Savaşa katılanların kimin ölüp gideceği, kimin yaralanıp sakat kalacağı kesinlikle bilinmemektedir Birçok yeni asker, hatta korunmasını sadece tabii zekasıyla yapan nice askerler savaşı bitirerek evlerine dönmüş, çok bilgili iyi korunan ve çok tecrübeliler ise savaş alanında kalmışlardır Bu durum tamamen; Takdiri ilahidir Bunun başka türlü yorumlanması ise mümkün değildir Savaş teknikleri inanç ve ruhi dengeler Türk askerleri ayrıca savaş tekniğinin en basit olanlarını gayet iyi bildiklerini burada da ispat etmişlerdir Mevzilenme ve siper savunması bunların en başında gelmektedir Çanakkale savaşlarında, düşmanlarda en modern teknik ve silahlar, en geniş imkanlara sahip askerler vardı Onlara karşı Türkler ise cesaret, inanç, vatanperverlik, disiplin ve askeri bilgilerle karşı ko***** muvaffak olmuşlardır Çanakkale savaşları ölümle hayatta kalmanın kavşak noktası olmuştur Genel ilke ise şudur: “Milletimizin yaşaması, bizim ölümü tercih etmemize bağlı olmaktadır Biz burada ölümü göze alamazsak bu millet yer yüzünden tamamen yok olabilir ” Cesaret ve inançın değeri, müttefiklerin güçlü donanmasındanki en büyük gemilerin batırılmasında açıkça görülmüştür Mesela; müttefiklerin Goliath muhteşem zıhlısı, basit ve küçük bir hümcumbotun torpilleri ile batırılmıştır Çanakkale Savaşı (Çanakkale Zaferi) I Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devleti'nin, Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen İtilâf kuvvetleriyle yaptığı savaşlar (1915) Bahriye Nazırı Churchill'in teklifleri ve İngiltere'nin ısrarıyla İtilâf devletlerince girişilen harekâtın amacı, Rusya ile doğrudan temasa geçmek, onlara silâh ve malzeme yardımı yapabilmekti Bu yolla, Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki Türk baskısı da kaldırılmış olacak; savaşa katılmak istemeyen Balkan devletleri, İtilâf devletleri yanında yer almağa zorlanacaktı Yapısı bakımından, savunmaya elverişli olan boğaz, Türkler tarafından mayınlanmıştı Tabyalar, toprak ve taştandı Zırhlı veya betondan tabya yoktu; ayrıca birçok sahte mevzi yapılmıştı Savunma düzeni, dış, orta ve iç bölgeler olmak üzere üçe ayrılmıştı Bunların kumandası Miralay Cevdet Bey'de idi Savaş ilânından birkaç gün sonra, 3 Kasım 1914'te İngilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular 19 Şubat 1915'te boğazın dış tabyaları tahrip edildi Ayrıca, karaya çıkarılan askerler, tahrip işini tamamladılar Bu harekâtta Türkler, 19 top kaybetti Dış savunmanın düşmesi, bazı ülkelerde büyük yankılara yol açtı Bulgaristan, çekingen bir durum aldı İtalya, İtilâf devletlerine meyletti Yunanlıların İstanbul'a girmelerini istemeyen Ruslar, 40 bin kişilik yardımcı bir kuvvet göndermeyi teklif etiler Bunun üzerine İngilizler ve Fransızlar, boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler Bundan sonraki büyük taarruzun, Marmara Denizi'ne geçmek amacıyla, Fransız ve İngiliz savaş gemileri tarafından, 18 Mart 1915'te yapılması planlandı Orta savunma tabyaları, sürekli olarak bombardıman edildi Dış hatlara komandolar çıkarıldı Boğazdaki mayın tarama ve temizleme işi başarıyla yürütüldü Fakat 7-8 Mart gecesi, Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki Nusret mayın gemisi, karanlık limana, sezdirmeden tekrar mayın döşedi İtilâf kuvvetlerinin 16 harp gemisi, 18 Mart 1915'te boğaza girerek, tabyaları ateşe tuttular Gerek mayınlar ve gerekse bataryaların atışları ile İtilâf kuvvetleri birçok gemi kaybederek geri çekildi 18 Mart hücumu, Çanakkale'nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi Bunun üzerine, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan (Avustralya, Yeni Zelanda ordusu) kurulan 70 000 kişilik kuvvet, 25 Nisan 1915'te Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinde karaya çıkarıldı Düşman kuvvetleri, 109 harp ve 308 nakliye gemisi ve özel çıkarma araçlarıyla denizden desteklenmekteydi Bu çıkarmaya karşı savunma görevi, 5 Orduya verildi İlk çıkarmalar Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale'ye yapıldı Bazı yerlerde başarı kazanan düşman, kesin sonuca gidemedi Seddülbahir ve Arıburnu'nu almayı başaramadı Binbaşı Mahmud Bey idaresindeki Türk kuvvetleri, düşmanın içi bölgelere sızmasını engelledi İlk çıkarma günü, 19 Tümen kumandanı Mustafa Kemal Bey (Atatürk), 17 Piyade Alayını, Conkbayırı'na vaktinde yetiştirerek, Kocaçimen tepesinin düşman eline geçmesini önledi Düşman, 25 Nisan 1915 harekâtında, büyük kayba karşılık küçük bir köprübaşı elde edebildi, orada tutundu Türk kuvvetleri, gecenin karanlığından faydalanarak düşmanı denize dökmek istediyse de, bu harekâtta yer alan Arap askerlerinin başarısızlığı ve çıkarttıkları gürültü, buna imkân vermedi Öte yandan, 15 000 kişilik Anzak kuvveti de karaya çıkarılmıştı Aynı günlerde düşman Saros Körfezi'ne, Beşike Limanı'na gösteriş çıkarmaları yaptı Sonraki günlerde de Alçıtepe ve Arıburnu'nda Kocaçimen tepesini elde etmek için harekete geçti Fakat, 5 Ordu kuvvetleri, büyük kayıplara rağmen, düşmanı püskürttü Bu arada yapılan Seddülbahir, Arıburnu ve deniz savaşları çok kanlı geçti Düşman, Seddülbahir'e 26 Nisan günü, top ateşiyle hücuma başlamıştı 1 Mayıs gecesi ve daha sonraki günlerde, 17 000 kişilik Türk kuvveti karşı saldırıya geçti Fakat, bunda başarı kazanılamadı ve Türkler, 16 000 kayıp verdiler İngilizlerin kaybı, 14 000 kişiydi Düşmanın ikinci hücumu, 6-8 Mayıs arasında, Alçıtepe'yi ele geçirmek oldu Birkaç kere siperlere giren Fransızlar püskürtüldü Sadece birinci hat siperleri, düşman elinde kaldı 26 Nisan'da ve daha sonraki günlerde denizde savaşlar oldu Türklerin Nurulbahir adlı gemisi battı Gülcemal vapuru yara aldı Buna karşılık, İtilâf kuvvetlerinin Goliath zırhlısı batırıldı 14 Mayıs'ta İngiliz harp komitesi, savaşa devam kararı aldı ve İngiliz kabinesinde bazı vekiller değiştirildi 18 Mayıs'a kadar nemli çarpışma olmadı Haziran ayında, kanlı siper muharebeleri yapıldı 4 Haziran'da 50 000 kişilik İngiliz ve Fransız ordusu, 25 000 kişilik Türk ordusu üzerine, top ateşi desteğinde taarruza geçti Taarruzda zırhlı araçlar da kullanıldı Bu hücum, Çanakkale'deki en kanlı muharebe oldu Düşman, bazı Türk siperlerine girdi 9 Temmuz'da Seddülbahir kumandanlığına Vehip Paşa getirildi Biraz sonra Kerevizdere savaşları başladı Çıkarmanın başlamasından 70 güne kadar Türk ordusu, 100 000 kayıp verdi Her şeye rağmen düşman ilerlemeyi başaramadı, yeni bir çıkarma yapmaya karar verdi Amaç, Anafartalar platosunu ve Kocaçimen'i ele geçirmekti Taze kuvvetler, Ağustos başında Suvla kıyılarına, baskın halinde çıkarma yaptılar Bunun üzerine Mustafa Kemal'in emriyle 28 ve 41 alaylar, 10 Ağustos'ta hücuma hazırlandı Kumandanın kısa bir konuşmasından sonra, süngü hücumu başladı Düşman, siperlerinde bastırıldı Türkler, Şahinsırt'a kadar ilerledi Savaş sırasında, Mustafa Kemal'in göğsüne bir şarapnel parçası çarptı Düşman, Mustafa Kemal'in yönettiği bu harekâtla, ağır kayıplar vererek püskürtüldü 1915 yılının sonbahar ayları, kanlı fakat sonuç alınamayan çarpışmalarla geçti Türk başkumandanlığı, 1 Orduyu Gelibolu'ya yolladı Böylece Türk ordusu, 21 tümene çıktı Başlangıçta üç gün içinde Çanakkale Boğazını geçeceklerini sanarak giriştikleri savaşı bir an önce sonuçlandırmak isteyen İtilâf Devletleri, yeni kuvvetler sağlamağa çalıştılarsa da sonuç alamadılar General Charles Monroe, Çanakkale'nin boşaltılması gereğini belirten bir rapor verdi Bunun üzerine, 5 Aralık tarihinde iki İngiliz tümeni, Selânik'e gönderildi Kasım ayında başlayan yağmur ve kar fırtınası, siperlerde birçok askerin boğulmasına sebep oldu Bu felâkette düşmanın kaybı da çoktu Limanda birçok küçük gemi battı Neticede çıkarma sahaları, düşman tarafından boşaltıldı Gizlice yapılan boşaltma harekâtı sonucu, Ocak 1916'da Gelibolu yarımadası tamamen bırakılmış oldu Bu arada bazı çarpışmalar da oldu Anafartalar ve Arıburnu çekilmesi sırasında dikkati dağıtmak için, düşman, 19 Aralık günü Seddülbahir bölgesine saldırdı Buraya döşenmiş olan mayınlar, Türklerin düşmanı takibine imkân vermedi Çanakkale, I Dünya Savaşında Türkiye'nin çarpıştığı on cepheden biriydi Türk kara ordusu, savaş araç ve gereçleri bakımından çok zayıftı Burada görev alan Türk deniz kuvvetleri, 1911-1912 İtalyan ve 1912-1913 Balkan savaşlarında yıpranmış durumdaydı Savaş sırasında Türkiye, müttefiklerinden beklediği yardımı göremedi Sadece Alman subayları, Türk subayları yanında görev aldılar Avusturya'nın yardımı, iki bataryadan ibaret kaldı Beklenen silah ve malzeme yardımı sağlansaydı, sonuç çok daha farklı olabilirdi Çanakkale savaşları, 8,5 ay sürdü Türk ordusunun karşı koymasıyla, Çanakkale, Irak, Filistin cephelerinde bir milyona yakın İngiliz ve Fransız askeri, batıdaki ana cephelerinden uzak tutulmuş oldu Savaşlar, iki taraf için de büyük kayıplara sebep oldu İtilâf devletleri, Çanakkale'ye önce 70 000 kişi göndermişlerdi Sonradan bu kuvvet 500 bin kişiye çıkarıldı Bunun 400 000'i İngiliz, 79 000'i Fransız ordusundandı İngilizlerin kaybı, 115 000'i ölü, yaralı, esir ve memleketine gönderilen, 90 000'i hasta olmak üzere 205 000 idi Fransızların kaybı 47 000'di Türklerde ise şehid, yaralı ve hasta sayısı, 252 300'ü buldu![]() |
|
Bir Destandir Canakkale |
|
|
#5 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Destandir CanakkaleÇanakkale Şehitlerine Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer Yedi iklimi cihânın duruyor karşına da, Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ ![]() ![]() Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz ![]() ![]() Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer ![]() ![]() Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler ![]() ![]() Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi; 'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi Asım'ın nesli ![]() ![]() diyordum ya![]() ![]() nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar ![]() ![]() O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi ![]() ![]() Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb ![]() ![]() Seni ancak ebediyyetler eder istiâb 'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana ![]() ![]() Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran ![]() ![]() Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın ![]() ![]() Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât ![]() ![]() Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber Mehmet Akif Ersoy |
|
|
|