İrtica İle Mücadele Eylem Planı |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İrtica İle Mücadele Eylem PlanıTürkiye Cumhuriyeti Yasaları - Eylem planı Hakkında - Genelkurmay Başkanlığı - Islak imza davası - Erzincan davası - Ergenekon Tarihi İrtica ile Mücadele Eylem planı, Ergenekon zanlısı Mustafa Levent Göktaş'ın yine aynı soruşturma kapsamında tutuklanan avukatı Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen ve 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinde manşetten verilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı belge ve bu belgenin uygulanmaya konulmasından dolayı açılan davalar Dursun Çiçek'in imzaladığı ileri sürülen belge Adalet ve Kalkınma Partisi ile Gülen hareketine (belgede FG’ciler) yönelik sahte bayrak ,kara propaganda, komplo ve yıpratma planları içermekteydi 12 Haziran 2009 tarihli Taraf gazetesi manşeti: "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı" Bu belgede mavi renkli yazılar Dursun Çiçek tarafından hazırlanarak mahkemeye delil olarak sunulmuştur Dursun Çiçek'e göre gerçek bir eylem planının yazımı gösterilmiştir: Siyah metin iddia edilen belgede yazılanlar Kırmızı yazılar: Askeri yazım kurallarına uymayan şekil ve ifadeler Mavi yazılar ise normal bir askeri yazışmada olması gereken hal Eylem planı Ele geçirilen belgedeki eylem planları şunlardır: AKP mensubu kilit haberleşmecilere kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyor algısı yaratmak Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılması Ermenistan ve Yunanistan ile ilgili kamuoyunda tepki uyandıracak haberler sürekli gündemde tutularak milliyetçi partilerin tabanının genişletilmesi Askerî suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb materyal bulunması sağlanarak, FG grubunu "Silahlı Terör Örgütü" kapsamına aldırmak İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra, FG’ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, MOSSAD, Moon Tarikatı, Humeyni vb) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlamak Ev baskınları kapsamında Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin bulunmasını sağlamak Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğinin yitirilmesinin sağlanması Tepkiler Ergenekon savcısı Zekariya Öz, iddia edilen olayın gazetelere yansıması üzerine soruşturma başlattı 17 Haziran 2009 Çarşamba günü savcılıktan yapılan açıklamada parmak izlerinin incelenmesinin ardından Albay Dursun Çiçek'in ifadesinin alınacağı duyuruldu Sivil toplum kuruluşları Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok belge hakkında Bu belge Genelkurmay tarafından hazırlandıysa korkunç bir şey şeklinde açıklama yaptı AK Parti Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olayın üzerine gidileceğini söyledi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise, savcılığa başvurulacağını söyledi 16 Haziran'da Başbakan Erdoğan dönemin Genelkurmay Başkanı Org İlker Başbuğ Ankara'daki makamına çağırarak Taraf'ın iddiaları hakkında bir görüşme yaptı 17 Haziran'da Ak Parti kurmayları, Ak Parti adına İrtica ile Mücadele Eylem Planı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular Genelkurmay Başkanlığı Belgenin reddi Haberden birkaç gün sonra Genelkurmay yaptığı basın açıklamasında "konunun ciddi görülmesi üzerine, aynı gün derhal Genelkurmay Askeri Savcılığına konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri verildiğini ve belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamadığını" duyurdu 24 Haziran 2009 günü; yaptığı incelemenin ardından kararında, söz konusu belgenin Genelkurmay'da hazırlanmadığını ve imzanın Albay Çiçek'e ait olup olmadığının tespit edilemediğini belirterek takipsizlik kararı veren askerî savcılık, belgenin kaynağının kim olduğunun belirlenmesi konusunda görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiAskerî savcılığın kararının ardından Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ düzenlediği basın toplantısında "Bugün biz bu kâğıt parçasının birileri tarafından TSK'yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz" açıklamasını yaptı Çiçek’in askerî savcılığa verdiği ifadedeki imzanın, daha önce silah ruhsatı, kredi kartı sözleşmesi, pasaport ve alım satım sözleşmeleri gibi 20 resmî belge üzerinde bulunan imzasından farklı olması dikkat çekmiştir Belgenin kabulü 1 Mart 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı, belgenin gerçek olduğunu doğrulayacak yeni delillerin elde edildiğini duyurdu Yapılan basın açıklamasında askerî savcılık tarafından Dursun Çiçek'in tutuklamasının talep edildiği fakat askerî mahkemenin talebi reddetiği belirtildi Jandarma Kriminal Dairesi de imzanın Dursun Çiçek'in elinin ürünü olduğuna dair bir tespitte bulundu Islak imza davası Kamu adına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karşı 2008/623 ve 2009/188 sayılı iddianame sanıkları İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi Islak imza davası İddia Silahlı terör örgütü kurmak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs İrtica ile Mücadele Eylem planını uygulamak Hakim Karar 30 Haziran 2009 günü Ergenekon soruşturması savcıları tarafından sorgulanan Çiçek, İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla tutuklanarak Hasdal Cezaevine kondu Albay Dursun Çiçek avukatı tutuklama kararına itiraz etti Bu sırada konu ile ilgili bir dizi gelişme yaşandı Tutuklama kararını veren 14 Ağır Ceza Mahkemesinin izinde bulunan bir hakimin yerine 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görevli hakim Faik Saban, 14 Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçici görevle atandı 14 Ağır Ceza Mahkemesi geçici görevle getirilen Faik Saban'ın katılımıyla Çiçek'in avukatlarının yaptığı itirazı görüşmeye başladı Ergenekon savcılarından itiraz ile ilgili mütalaa istendi Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Murat Yönder ve Ercan Şafak, mütaalalarında Albay Çiçek’in tahliye edilmesine karşı çıktı Savcıların mütaalasından sonra 14 Ağır Ceza mahkemesi yeni görevlendirlen hakim Faik Saban'ın da katılımıyla 6 saat süren bir değerlendirme toplantısı yaptı Bu oturumun sonunda 18 saat önce 2'ye 1 tutuklama kararı veren 14 Ağır Ceza Mahkemesi bu defa 2'ye 1 oy çokluğuyla Albay Çiçek’in ‘İkametgahına göre kaçma şüphesi yok’ gerekçesiyle tahliyesine karar verdi Böylece Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in 18 saat süren tutukluluk hali sona erdi Soruşturma sürerken, Dursun Çiçek; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargâh binası dışında bulunan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu'nda geçici olarak görevlendirildi 4 Eylül 2009'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhına atandı 2009 Ekim ayında Genelkurmay Karargahı'nda çalıştığı belirtilen bir subay tarafından eylem planının ıslak imzalı orijinali olduğu söylenen belge bir ihbar mektubuyla beraber soruşturmayı yürüten savcılara gönderildi Söz konusu belge Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi'nde görevli biri profesör ve ikisi uzman doktor olan üzere üç adli tıp uzmanı tarafından incelendi Adli Tıp raporunda "Dursun Çiçek’e atfen atılı basit tersimli imza ile Dursun Çiçek’in basit tersimli, polimorf mukayese imzaları arasında tersim tarzı, işleklik derecesi, istif, eğim, doğrultu, hız, seyir, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik saptandığından, inceleme konusu belgelerdeki söz konusu imzanın Dursun Çiçek’in el ürünü olduğunun kabulü gerektiği" ifadesine yer verildi Bunun ardından Albay Dursun Çiçek, Ergenekon savcıları tarafından 5 saat kadar sorgulandıktan sonra mahkemeye sevkedilmiş ve 11 Kasım 2009 tarihinde ikinci kez tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir Çiçek, avukatları tarafından tutuklama kararına yapılan itirazın kabul edilmesi üzerine ikinci kez tutuklandıktan 44 saat sonra tekrar tahliye edildi Daha önce üç adli tıp uzmanı tarafından incelenen belge Çiçek'in talebi üzerine üst kurula gönderildi Adli Tıp Genel Kurulu, 5 Şubat 2010 günü 4'e karşı 7 oyla imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna karar verdi Çiçek'in ikinci kez ifade vermesinin ardından Genelkurmay, askeri savcılığın ıslak imzalı belgeyi 4 kez istemesine rağmen İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın belgeyi göndermediğini açıklad Orijinal belge Genelkurmay Askeri Başsavcılığı'na 2010 Şubat ayında gönderildi 1 Mart 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı, belgenin gerçek olduğunu doğrulayacak yeni delillerin elde edildiğini duyurdu Yapılan basın açıklamasında askerî savcılık tarafından Dursun Çiçek'in tutuklamasının talep edildiği fakat askerî mahkemenin talebi reddetiği belirtildi Jandarma Kriminal Dairesi de imzanın Dursun Çiçek'in elinin ürünü olduğuna dair bir tespitte bulundu Çiçek, hakkında düzenlenen "Ergenekon iddianamesi" İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29 Nisan 2010 günü kabul edildi İddianamede "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ile suçlanan albay Çiçek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi Aynı gün İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılan Çiçek, ertesi gün İstanbul Adliyesine gelerek teslim oldu ve üçüncü kez tutuklandı Maddedeki bilgiler, olayların gelişimine göre sık sık güncellenebilir Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı karşı 2008/623 ve 2009/188 sayılı iddianame sanıkları Erzurum 2 Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 11 Ceza Dairesi Erzincan Ergenekon yapılanması davası İddia Silahlı terör örgütü kurmak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs İrtica ile Mücadele Eylem planını Erzincanda uygulamak Hakim Ersan Ülker Yargıtay 11 ACD Mustafa KaratayErzurum 2 ACM Karar Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 3 Ordu Komutanı Saldıray Berk, Erzincan MİT Bölge Başkanı Şinasi Demir, Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu[29][30], İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ertanözel'in İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı Erzincan ve bölgede uygulamaya koymak suçları ile suçlaması ve tutuklansı ile başlayan ve Yargıtay 11 Ceza Dairesi tarafından 2 kişi hariç diğer 21 kişinin tahliye edildiği, davası mahkemece kabul edildiği halde sanıklar hakkında paralel bir soruşturmanın açıldığı , MİT yasasına göre Başbakanlıktan izin alınmadan MİT elemanlarının tutuklandığı[30] Yargıtay tarafından istenildiği halde dosyasının gönderilmediği ve ilk defa bir dosya ile dosyanın CD'si üzerinden birleştirme kararı verilen soruşturma ve dava süreci HSYK, ilgili yasa maddeleri gereği yetki aşımı sebebi ile; başsavcılar hakkındaki soruşturmanın müfettişler tarafından yürütülmesi ve davanın da Yargıtay’da açılması gerektiği gerekçesi ile savcı Osman Şanal ve Erzurum Başsavcıvekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı'nın Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250 maddesi kapsamındaki yetkilerini kaldırdı Sanıklar #↓ Sanık↓ Notlar↓ Gözaltı↓ Durumu↓ Kaynak↓ Islak İmza iddianamesi 1 Bedrettin Dalan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Firarî 2 Dursun Çiçek Deniz Kurmay Albay Tutuklu 3 Serdar Öztürk Emekli astsubay, avukat Tutuklu 4 Ufuk Akkaya Ulusal Kanal istihbarat şefi Tutuksuz [34] 5 Mehmet Deniz Yıldırım Aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni Tutuklu 6 İlhami Ümit Handan Dalan'ın Özel Kalem Müdürü Tutuksuz 7 Özel Yılmaz MİT İzmir Bölge Başkanı Tutuksuz Erzincan iddianamesi 8 Saldıray Berk Orgeneral, 3 Ordu Komutanı Tutuksuz 9 İlhan Cihaner Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Tutuksuz 10 Ali Tapan Erzincan Jandarma Komutanı Tutuksuz 11 Recep Gençoğlu Eskişehir Jandarma Komutanı Tutuksuz 12 Nedim Ersan Tutuksuz 13 Şinasi Demir Tutuksuz 14 Ersin Ergut Tutuksuz 15 Orhan Esirger Tutuksuz 16 Şenol Bozkurt Tutuksuz 17 Murat Yıldız Tutuksuz 18 Kıvılcım Üstel Tutuksuz 19 Sadri Barkın İnce Tutuksuz 20 Ahmet Saraçlar Tutuksuz 21 Yaşar Baş Tutuksuz |
|