Prof. Dr. Sinsi
|
Artuklu Beyliği
Artuklu Beyliği (1101-1409)
Kültür ve sanatıyla iz bırakmış uzun ömürlü beyliklerden biri Artuklu Beyliği'dir Oğuzların Döver boyundan ünlü bir Türkmen Beyi olan Artuk Bey, Anadolu'nun fethi sırasında büyük hizmetler görmüştü Fakat, Tutuş'la Süleymanşah'ın arasındaki savaşta Tutuş'tan yana olarak savaşı ona kazandırmış ve Süleymanşah'ın intiharına sebep olmuştu Tutuş, Artuk Bey'in yardımına karşılık olarak onu Kudüs valisi yapmıştı Ölüm yılı olan 1091'e kadar bu görevde kaldı
Artuk Bey ölünce Kudüs Fatımî'lerin eline geçti Fakat Artuk Bey'in oğulları Sökmen ve İl-Gazi, Selçuklu hükümdarı tarafından kendilerine verilen bölgelerde beylikler kurdular Artuk Bey'in oğulları tarafından kurulan bu beylikler üç kol halinde gelişti
1 Hısn Keyfâ ve Âmid,
2 Mardin ve Meyyâfârıkîn,
3 Harput'da, üç kol halinde hüküm sürmüş bir Türkmen sülâlesidir
Artuk Bey, önce Sultan Alp Arslan'ın hizmetinde bulunmuş ve Malazgirt savaşına da iştirak etmişti 1071 Anadolu'nun Türklere açılmasında rol oynayan emîrler arasında Artuk Bey de bulunuyordu Daha sonra Artuk Bey, Sultan Melikşâh tarafından kendisine iktâ edilen Huvân'a çekildi Ahsâ ve Bahreyn Karmatîlerini itaat altına almak görevini başarıyla sonuçlandırdı Artuk Bey'in bir süre sonra Sultan Melikşâh'a küskünlüğü, Suriye Selçuklu Meliki Tutuş'un hizmetine girmesine yol açtı Tutuş da ona Kudüs ve havalisinin valisi yaptı (1085-6
Artuk Bey, 1091 yılında bu şehirde öldü Ancak oğulları Sökmen ve İlgazî Kudüs'ü muhafaza edemediler Emîru'l-cüyûş Efdal kumandasındaki bir Fâtımî ordusu kırk günlük bir kuşatmadan sonra şehri aldı (1098)
Mu'îneddîn Sökmen, Cezîret-i İbn Ömer sahibi Çökürmüş tarafından kuşatılan Musul hâkim Mûsâ'nın yardımına koştu ve bu hizmetine karşılık 10 000 dinar ve Hısn Keyfâ kalesini aldı Böylece Sökmen, Artukluların "Hısn Keyfâ ve Sökmeniyye" denilen ilk şubesini kurmuş oldu (1102) Eyyûbî hükümdarı Melik Kâmil önce Âmid'i sonra da Hısn Keyfâ'yı zapt ederek Artukluların Hısn Keyfâ kolunu ortadan kaldırmıştı (1231-2)
Necmeddîn İlgazî, Nisan 1105'de Bağdad şahneliğinden azledildikten sonra Mardin'e gelerek bu şehre hâkim olmuş ve burada Artukluların "Mardin veya İlgaziyye" denilen şubesini kurmuştur (1108) İlgazî yavaş yavaş bu bölgedeki Selçuklu topraklarına hâkim oldu, 1117'de Haleb'i ele geçirdi Beraberinde Bitlis ve Erzen hâkimi Togan Arslan'ın bulunduğu 20 000 kişilik ordu ile harekete geçerek Tell Afrin savaşında Antakya persi Roger'in kumandası altındaki Haçlılara karşı büyük bir zafer kazandı (1119) Bunu Tell Danis'de Kral II Baudouin'e karşı kazanılan takip etti Selçuklu sultanı Mahmûd ise İlgazî'ye Meyyâfârıkîn şehrini iktâ etmişti (1121) Daha sonra Mardin Artukluları bazan Eyyûbîlere bazan da Tükriye Selçuklularına tâbi olarak varlığını sürdürdü Kara Arslan el-Muzaffer (1260-1292) ise, Moğolların hâkimiyetini kabûl ederek barış yaptı
O bu sayede hanedanın devamını sağladığı gibi Mardin şehrini de bir felaketten kurtarmıştı Bu kolun son hükümdarı Melik el-Sâlih Mardin'i müdafaa edemeyeceğini anlayınca bu şehri Karakoyunluların reisi Kara Yûsuf'a teslim etti (1409) Bu suretle Artuklular Devleti sona erdi
Artukluların üçüncü kolu 1185 yılında Harput ve havalisinde kurulmuşsa da fazla uzun ömürlü olmamıştı Sultan I Alâ ed-Dîn Keykubâd 1234 yılında Harput'u zabtederek, Artukluların bu koluna son vermişti Artuklular büyük Türkmen kitlelerine dayanan bir Türk devleti idi Bu sebepten millî teşkilât ve ananelerini muhafaza etmişlerdi Alp, İnanç, Kutlug gibi eski Türkçe unvanları kullanmakla da bu ananelerini koruduklarını göstermişlerdir Artuklular devlet anlayışında eski Türk hukukuna göre devletin hanedanın ortak malı olduğu görüşün de uyguladılar İlgazî ve Belek gibi kudretli şahsiyetlerin mevcudiyeti Artuklu Devleti'nin siyâsî birliğini sağlayabilmiş, aksi takdirde ayrı beylikler halinde hüküm sürmüşlerdir
Artuklu hükümdarları, gerek Müslüman ve gerekse Hıristiyan halka adâletle hizmet etmişler, idareleri altındaki ülkelerde düzen ve emniyeti sağlamışlardı Ayrıca ticarî ve iktisadî hayatın gelişmesine büyük ölçüde yardımcı oldular Bu maksatla bazı şehirlerdeki ticarî vergileri kaldırmışlardır Bu iktisadî gelişme mimarî eserlerden de anlaşılmaktadır Artuklular, bir kısmı bugüne kadar mevcudiyetlerini koruyan, birçok mimarî eserler sözgelişi; külliyeler, câmiler, medreseler, hamamlar, köprüler, sivil ve askerî yapılar yapmışlardır Onların devrinde mimarîde görülen gelişme sebebiyle bugün güney-doğu Anadolu bölgesinde her önemli eser Artuklulara bağlanmak istenmektedir
Artuklu ülkesindeki Meyyâfârıkîn, Âmid ve Mardin gibi şehirler birer ilim ve kültür merkezi haline gelmişti Bu hanedana mensup hükümdarlar ilim ve sanat adamlarını himâye etmişler, bunun neticesinde de onlar adına bazı eserler yazılmıştır
Bu beyliğe, Ermenşahlar Beyliği, Sökmenliler Beyliği de denir Sultan Melikşah'ın amcasının oğlu olan Kutbeddin İsmail, 1080 yılında Azerbaycan genel valiliğine tayin edilmişti Kutbeddin İsmail'in kumandanlarından olan Sökmen, Büyük Selçuklu sultanı Melikşâh'ın amcası Yâkûtî'nin oğlu olan Kutbeddîn İsmâ'il'in gulâmı (yardımcı-hizmetli) idi Kısa zamanda kendini göstermiş ve süratle yükselerek kumandan olmuştur Adâleti ve iyiliği ile şöhret kazanan Sökmen, Mervânîlerden Ahlat'ta hâkim olan emîrin halka kötü davranması sonucu bu şehre davet edildi Sökmen askerleri ile Ahlat'a gelerek, şehri teslim aldı Burada bir hükümet yani beylik kurdu Aileye de bundan sonra Ahlat Şahları (Ahlatşahlar) ve Ermenşahlar denildi
Sökmen Bey, 1108'de Meryafarikin'i ele geçirdi ama onun ölümünden sonra bu şehri Artuklular aldılar (1121) Ahlatşahlar komşu beyliklerle (Artuklu, Saltuklu, Mengücek beylikleriyle ) nüfuz çekişmeleri içinde geçen sürelerde güçlerini korudular XII yüzyılın ikinci yarısında hakimiyet sınırlarını Kars'a kadar genişlettiler Fakat 1207 yılında, İzzettin Balaban'ın beyliği sırasında, Eyyûbîler bu beyliğe hakim oldu
Melik Muhammed Tapar'ın başarılı hizmetlerinden dolayı Ahlat ve Van çevresini ona iktâ etmesiyle Ahlatşâhlar Beyliği kurulmuş oldu (1100) Sökmen daha sonra Haçlılara karşı yapılan savaşlara iştirak etti ve Haçlılar üzerine tertip edilen bir sefer sırasında öldü Bu beylik emîrlerinden II Sökmen (1128-1185)'in çocukluk yıllarının buhranlı geçmesine rağmen, daha sonra Ermenşâhlar Devleti onun zamanında en parlak devresini yaşamıştır Selahaddîn Eyyûbî'nin genişleme siyâseti Doğu Anadolu devletleri için bir tehlike teşkil ediyordu II Sökmen komşu beylerle bu tehlikeyi önlemeğe çalıştı Diğer taraftan Artuklu İlgazi'nin ölümü üzerine (1184), yerini, küçük yaştaki oğlu Hüsâmeddîn Yavlak Arslan almıştı II Sökmen, Yavlak Arslan'ın dayısı olması sebebiyle Artuklu ülkesinin idaresine de karışıyordu
Eyyûbîler ise Doğu Anadolu'daki Türk devletlerini hâkimiyetleri altına almak fikrinden vazgeçmiyorlardı Nitekim bir süre sonra II Sökmen'in kölelerinden İzzeddîn Balaban, beyliğin idaresini ele geçirmek isterken meydana çıkan karışıklıktan yararlanmak isteyen Meyyâfârıkîn hükümdarı Necmeddîn Eyyûb, Ahlat üzerine yürüdü Balaban ona karşı Erzurum Melîki Tuğrul-şâh'dan yardım istedi Bu iki hükümdar Necmeddîn'i mağlûp ettiler Ancak Tuğrul-şâh'ın da bu ülkede gözü vardı ve bu sebeple Balaban'ı öldürdü, fakat halk onu Ahlat'a sokmayarak Melik Evhad Necmeddîn Eyyûb'u davet etti Bu suretle Eyyûbîlerin arzuları gerçekleşmiş ve Ahlatşâhlar Beyliği ortadan kalkmış oluyordu
|