07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pargalı İbrahim Paşa’Nın Hayatı
damat ibrahim paşa hatice sultan - damat ibrahim paşa hayatı - damat ibrahim paşa kimdir - damat ibrahim paşa nasıl öldü - makbul ibrahim paşa kimdir - pargalı ibrahim hayatı - pargalı ibrahim kimdir - pargalı ibrahim nasıl öldü

İşte Pargalı’nın dillere destan yaşam öyküsü…
Pargalı Damat İbrahim Paşa, Maktul ya da Makbul İbrahim Paşa olarak da bilinir, (1493, Parga [bugün Yunanistan'da]- 15 Mart 1536, İstanbul) Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 1523?-1536 yılları arasında sadrazamlık yapmış, önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamıştır
Kökeni Bugün Yunanistan’da kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu Değişik kaynaklarda doğumunda Rum ya da İtalyan kökenli olduğu belirtilmektedir
Babası bir balıkçıydı (İbrahim Paşa’nın anne ve babasını sadrazamlığı sırasında İstanbul’a getirttiği kayıtlara geçmiştir) 6 yaşında korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa’da köle olarak satıldı!
Kanuni şehzadeliği sırasında Manisa’da karşılaştığı ve arkadaşlık kurduğu İbrahim’i maiyetine aldı İbrahim onun can yoldaşı olmuştu!
Balıkçının fakir oğlu sadrazamlığa yükseldi
Kanuni’nin maiyetinde idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca onun yakın arkadaşı ve danışmanı oldu Kanuni padişah olduktan sonra onunla birlikte İstanbul’a geldi ve Osmanlı Devleti’nde Sadrazamlık, Anadolu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik (1528-1536) dahil olmak üzere en üst düzeylerdeki görevlerde bulundu
Kanuni’nin Padişah olması ile birlikte ilk önce Hasodabaşılık görevine atanarak bu noktadan sonra kendi yetenekleri ve Kanuni ile aralarındaki sıradışı güven ilişkisi sayesinde hızla yükseldi
1521′de Belgrad’ın Fethinde görev aldı 1522′de Rodos seferine katıldı Bu durum,1523′te sadrazamlığa getirildi
Kanuni onu öyle sevdi ki ailesine de aldı 1524′te Pargalı, Kanuni’nin kızkardeşi Hatice Sultan ile evlendi Ancak Pargalı devlet adamı olarak sergilediği başarılara rağmen hem kendisini hem de eşini bekleyen kötü kadere doğru yol alıyordu…
Mısır’da asayişi sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Mısır Beylerbeyi unvanı verildi Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşının kazanılmasında önemli rol oynadı
Daha sonra Anadolu’daki Alevi-Türkmen isyanlarını bastırmakla görevlendirildi Anadolu’da aldığı kanlı tedbirlerle isyanları sona erdirdi I Viyana Kuşatması ile sonuçlanan 2 Macaristan seferine katıldı
Avusturya İmparatorunu Osmanlı Sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli İstanbul Antlaşması’nın müzakerelerini yürüttü Safevilere karşı düzenlenen Irakeyn seferine katıldı Tebriz’i aldıktan sonra Kanuni’nin kuvvetleri ile birleşti ve Bağdat’ın fethinde görev aldı
İktidarı
İbrahim Paşa’nın dönemindeki gücünü ortaya koyacak en önemli veri; Kanuni tarafından Seraskerlik makamına getirildiğinde İmparatorluğun o güne dek dört tuğa simgelenen gücünün yedi tuğa çıkarılması ve İbrahim Paşa’nın da altı tuğ taşımaya yetkili kılınmış olmasıdır Kanuni’den eksiği sadece Hilafet tuğudur Osmanlı imparatorluğunun o dönemde bilinen dünyayı şekillendiren dominant dış politikasının kontrolü tamamen İbrahim Paşa’nın elindedir
Ayrıca Avusturya İmparatoru Ferdinand da Avusturya – Osmanlı barış anlaşması sırasında İbrahim Paşa’yı eşiti tanımış ve Osmanlı İmparatorluğu nezdinde temsilcisi olmasını istemiştir Venedik diplomatlarının İbrahim Paşa’ya Kanuni’ye atıfla “Muhteşem İbrahim” dedikleri kayda geçmiştir Fransa ile yürütülen işbirliğinde önemli rolü vardır
Pek çok tarihçi, yabancı elçilerin İbrahim Paşa’yla görüşmelerine ilişkin hazırladıkları raporlarından yola çıkarak onun iktidar hırsıyla pek çok kararı kendi başına buyruk verdiği savında bulunmaktadır Bu nedenle, 1536 yılında gücünden kaygılanan Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile öldürüldüğü iddia edilmektedir
İbrahim Paşa’nın krallara yaraşır büyüklükteki serveti Hatice Sultan’dan olan oğlu Mehmet Bey (1525-1528) çok genç yaşta öldüğü için hazineye kaldı İbrahim Paşa’nın öldürülmesinin ardından dul kalan Hatice Sultan (1498-1582) öldüğünde babası Yavuz Sultan Selim’in yanındaki türbeye gömüldü
Geride Bıraktıkları
İbrahim Paşa Sarayı, Sultanahmet, İstanbul 13 sene sadrazamlık yapan ve Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca bilen İbrahim Paşa, bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan İbrahim Paşa Sarayından başka, İstanbul, Mekke, Selanik, Hezergrad (Razgrad) İbrahim Paşa Camii ve Kavala’da Cami, Mescid, Mektep, Medrese Zaviye, Hamam ve Çeşme gibi eserler inşa ettirmiş ve bunlara vakıflar tahsis ettirmiştir Önemli bir sanat ve özellikle edebiyat hamisidir
İbrahim Paşa’nın idamında birkaç faktör etkili oldu
En önemlisi İbrahim Paşa’nın iktidarda ulaştığı güç ve bu gücün yarattığı kişisel hırs ve iktidar sarhoşluğudur İbrahim Paşa’nın Kral Ferdinant’ın elçilerine söylediği aktarılan şu sözler onun bu hırsını ortaya koyar: “Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam yapılmış olarak kalır; zira bütün kudret benim elimdedir Memuriyetleri ben veririm eyaletleri ben tevzi ederim verdiğim verilmiş ve reddettiğim reddedilmiştir Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği veya ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam gayr-ı vaki gibi kılınır Çünkü her şey; harb servet ve kuvvet benim elimdedir ” Ve İbrahim Paşa’nın Serasker Sultan ünvanını kullanmakta ısrar edişi de bir tür meydan okuma olarak alınmış olabilir
Pargalı İbrahim İdamında Hürrem Sultanın Etkisi
Bir başka faktör Kanuni’nin eşi Hürrem Sultan ile aralarındaki çekişmedir Özellikle İbrahim Paşa’nın taht için Kanuni’nin ilk eşinden olan en büyük oğlu Mustafa’yı (Kanuni tarafından 1553′te boğdurularak idam ettirilmiştir ) açıkça destekliyor oluşu ve Kanuni üzerindeki Hürrem Sultan ile yarışan etkisi bu çekişmeyi yaratmıştır İbrahim Paşa’nın Bağdat’ın Fethinin ardından Defterdar İbrahim Paşa’yı idam ettirmesi ve buna onay veren Kanuni’nin daha sonra duyduğu pişmanlık da İbrahim Paşa’nın gözden düşmesinde etkendir
|
|
|