07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hürrem'in Oğlu Şehzade Mehmet'in Ölümü
Şehzade Mehmet'in Ölümü - Şehzade Mehmet Neden Öldü - Hürrem Sultanın Oğlu - Şehzade Mehmet Nasıl Öldü
Tarih 16 yüzyılın başları, mekan İstanbul´dur
Şehzade Mehmet, Sultan Süleyman´ın en kıymetli varlığıdır Daha minnacık bir çocukkken hastalıkların pençesine düşer Koca Sultan, dumanlarla, kan gölleriyle kaplı savaş meydanlarından gelip sabahlara kadar, kinin yutturulan oğlunun başında ateşlerinin soğumasını bekler Şifa bulunca İstanbul´un meydanlarında şenlikler yaptırır, şehirde aç susuz tek bir insanın kalmaması için buyruklar verir
Şehzademiz, büyüyene kadar bir ölür bir dirilir Hastalandığında yemeden içmeden kesilir, belindeki kılıcı bile taşıyamayacak kadar mecalsiz düşer Sonra iyileşir, yüzüne kan, bileğine kılıç tutacak kadar bir kuvvet gelir Yüzündeki güneş gah açar, gah bulutların arasında kaybolur Gün gelir devran döner ve Şehzademiz büyür
Kudreti ve haşmeti pek sevmez Ve aslında tahtta taçta gözü de yoktur Biraz nazenin yetiştiği ve şair ruhlu olduğu için, değil savaş meydanlarına çıkmak, sürek avlarına bile gitmemiştir Önünde bir hayvan kesilemez çünkü onu kan tutar Koskoca Şehzade, kan gördü mü cümle alem içinde küt diye düşüp bayılıverir Musikiyle arası iyidir, Kanuni´nin (buradaki ´kanuni´ kanun koyucu anlamına gelir) oğlu çok iyi kanunidir (buradaki ise bir enstrumandır), geceler boyu gazeller içinde uyur, sabahları beyitler ortasında uyanır
Abileri nazenin şehzadeye kin güder Sultanın sevgisini kıskanıp, sarayın loş koridorlarında, kurdukları kumpaslarla Mehmet´i ortadan kaldırmanın yollarını ararlar Ama, bir müddet sonra anlarlar ki bu lanetli işi Kanuni baştayken yapmak imkansızdır Kanuni yaşarsa da fitnenin başını çeken büyük birader tahta geçemeyecektir Büyük sarayın kalın taş duvarları, mermer döşemeleri odalarda dönen fitne fısıltılarını, Sultan´ın yakut, zümrüt, akik ve firuzeden yapılma tahtı revanına kadar taşır Osmanlı sarayında sırları küplere koysanız da kar etmez, padişahın her yerde gözü ve kulağı vardır Zaten saltanatını ve canını korumanın başka yolu da yoktur
Kanuni Sultan Süleyman, sıcak bir temmuz akşamı fitne başı büyük oğlunu, tahtına göz diktiği gerekçesiyle boğdurur Sultan Süleyman, tahtını, tacını, kılıcını ve şanını canından çok sevdiği küçük oğlu Şehzade Mehmet´e bırakmak istemektedir Memleketin en iyi hocalarından dersler alarak yetişen Şehzade Mehmet, Fransız ve İtalyan hocalardan da yabancı dil, Avrupa görgüsü ve kültürü üstüne eğitim almıştır Haris değil, mütevazidir Nazenindir ama sözünü dinletir Oturmasını kalkmasını, saltanatın adabını ve töresini bilir Ve Sultan´ca çok sevilir
Ama yağmurlu bir sonbahar günü, Manisa´da yataklara düşer ve bir daha asla kalkamaz Bir seferden dönmekte olan Kanuni acı haberi Edirne´de duyar ve rivayet odur ki kendini dışarı atıp kafasını toprağa gömerek saatlerce ağlar Takvimler, 18 Şaban 950´yi (16 Ekim 1543) göstermektedir
Daha sonra adı Şehzade Külliyesi olan eserin yapımına Mimar Sinan, Sultan´ın emriyle bu kara günlerin arefesinde başlamıştır Cenaze namazı sonrası Kanuni, çok sevdiği oğlunun türbesinin bu külliyede yapılmasını ve külliyenin adının Şehzade olmasını buyurur
Diğer bir rivayete göre Mahidevran Sultan Şehzade Mehmet'in ölümü ile alakası olduğu söyleniyor
|
|
|