![]() |
İnkılâplar |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İnkılâplarAtatürk İnkılâplarının Amaçları 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() şeklinde sıralanabilir ![]() Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) Saltanatın kaldırılmasıyla; • TBMM, Abdülmecid Efendi’yi halife seçerek, halifeliğin devam ettirilmesini sağlamıştır ![]() • Milli egemenliğin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır ![]() • Saltanatın kaldırılmasıyla devletin lâikliği konusunda ilk aşama gerçekleştirilmiştir ![]() • İtilâf Devletleri’nin Lozan Konferansı’nda ikilik çıkarma planları sonuçsuz kalmıştır ![]() Cumhuriyetin İlânı 29 Ekim 1923'te TBMM anayasa değişikliğini kabul ederek yeni Türk Devleti’nin bir Cumhuriyet olduğunu onayladı ![]() Cumhuriyetin İlân Edilmesinin Sonuçları • Yeni Türk Devleti’nin yönetim şeklinin Cumhuriyet olarak belirlenmesiyle 1921 Anayasası’nda esaslı değişiklikler yapılmıştır ![]() ![]() • Cumhuriyetin ilanı ile devlet rejiminin adı belirlenmiş, bu konudaki tartışmalar sona erdirilmiştir ![]() • M ![]() ![]() ![]() • Cumhurbaşkanı’nın seçilmesiyle devlet başkanlığı sorunu çözüme kavuşmuştur ![]() • Meclis hükümeti yerine kabine sistemi getirilerek, yürütme işlerinin gecikmemesi sağlanmıştır ![]() • Milli Mücadelenin başından beri amaçlanan ulusal egemenlik düşüncesi başarılı olmuş, çağdaşlaşma yolunda da önemli bir adım atılmıştır ![]() • Cumhurbaşkanı seçimini Meclisin yapacağı kesinleşmiştir ![]() Halifeliğin Kaldırılması Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri • Saltanatın kaldırılması ve Vahdettin’in ülkeyi terketmesinden sonra TBMM, Abdülmecit Efendi’yi halife seçti ![]() ![]() ![]() • Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyetin ilanından sonra eski rejim taraftarlarının sığınabilecekleri tek güç olarak halifelik kalmıştı ![]() • Bazı TBMM üyeleri, halifeyi milletin üzerinde görmeye başlamışlar, “TBMM Halifenin, Halife de TBMM’nindir ![]() ![]() • Türkiye, çağdaşlaşma yolunda olduğuna ve laikliği amaçladığına göre halifeliğin böyle bir rejimde yeri yoktu ![]() Bütün bu sebeplerden dolayı 3 Mart 1924 günü alınan bir kararla halifelik kaldırıldı ![]() • Şer’iye ve Evkâf Vekâleti kaldırıldı ![]() ![]() ![]() • Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti Kaldırıldı ![]() ![]() • Osmanlı Hanedanı’nın Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarılması kararlaştırıldı ![]() Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları • Halifeliğin kaldırılması laikliğe geçişin en önemli aşaması olmuştur ![]() • Halifeliğin kaldırılması Türkiye’de inkılâp sürecini hızlandırmış ve inkılâplar için elverişli bir ortam hazırlamıştır ![]() • Türkiye’de ümmetçilik arayışları sona ermiştir ![]() Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri Müdafaa-i Hukuk Grubu ve Halk Fırkası’nın Kurulması (9 Ağustos 1923) TBMM 1 Nisan 1923'te tarihi görevini tamamlayarak seçimlerin yenilenmesini kararlaştırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ordunun Siyasetten Ayrılması Mustafa Kemal Paşa, daha II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Mustafa Kemal Paşa’da mecliste demokrasinin yerleşebilmesi için yeni bir partinin kurulmasını gerekli görüyordu ![]() ![]() Muhalif milletvekilleri hazırlıklarını tamamladıktan sonra 17 Kasım 1924'de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular ![]() ![]() Şeyh Sait İsyanı İsyanın Nedenleri • Yenilik hareketlerinin hızlanması • İngiltere’nin kışkırtmaları • Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın çalışmaları • Hilafet ve Saltanatı geri getirme düşünceleri Şeyh Sait Ayaklanması 13 Şubat 1925'te Diyarbakır’da başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyh Sait Ayaklanması’nın Sonuçları • Doğu Anadolu Bölgesi’nde bozulan huzuru sağlamak amacı ile Takrir-i Sükun Kanunu çıkartıldı (4 Mart 1925) ![]() ![]() • Türkiye Cumhuriyeti yıprandığı için İngiltere Musul sorununun kendi lehine çözülmesinde büyük avantaj sağlamıştır ![]() • Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan bastırılmıştır ![]() • Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası isyanda rolü olduğu gerekçesi ile kapatılmıştır (5 Haziran 1925) ![]() • Türkiye’de çok partili hayata geçiş için yapılan ilk deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır ![]() • Şeyh Sait isyanı, Türkiye’de çok partili hayata geçiş için ortamın uygun olmadığını ve henüz demokrasinin tam anlamıyla uygulanamayacağını göstermiştir ![]() Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Menemen Olayı Mustafa Kemal Paşa’nın onayıyla kurulan Serbest Cumhuriyet Partisi’ni kurdular (12 Ağustos 1930) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kendi kendini feshetmesinden sonra Menemen Olayı meydana geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hukuk Alanındaki İnkılâplar Hukuk İnkılâbının Nedenleri • Milliyet, din, mezhep ve tarikat farklılıklarından dolayı ülkede hukuk birliğinin sağlanamaması • Halkın evlenme, boşanma ve miras gibi konularda kendi dini kurallarını uygulaması • Ceza hukukunun şahısların güvenliğini sağlamada yetersiz kalması ve modern ceza hukukuna uymaması • Mahkemede tek yargıçın (kadı) bulunması • Kadın haklarıyla ilgili kanunların yetersiz kalması • İktisadi ve ticari hayatı düzenleyen kuralların yetersiz kalması • Müslüman olmayan azınlıkların kişisel hukuk ve aile hukukuna ait sorunları kendi dini kurallarına göre çözmeleri • Eski hukuk sisteminin çağın gelişmeleri karşısında yetersiz kalması • Türkiye Cumhuriyeti’nin Batı medeniyetine katılmayı hedeflemesi • Devletin lâik bir karakter kazanmasının gerekliliği Medeni Kanun’un Kabulü TBMM, 17 Şubat 1926'da yeni Medeni Kanunu kabul etti ![]() ![]() Medeni Kanun’un Kabulünün Sonuçları • Kadınlarla erkekler arasında toplumsal ve ekonomik alanda tam bir eşitlik sağlanmıştır ![]() ![]() • Evlilik, devlet kontrolü altına alınarak resmi nikâh zorunluluğu kabul edilmiştir ![]() • Çok kadınla evlenme yerine tek kadınla evlilik kararlaştırılmış, Medeni Kanun ile modern Türk ailesi kurulmuştur ![]() • Mirasta kız ve erkek çocuklar arasında eşitlik sağlanmıştır ![]() • Boşanmada serbestlik kaldırılarak belli şartlara bağlanmıştır ![]() • Toplumsal hayat çağdaş gelişmelere göre düzenlenmiştir ![]() • Kabul edilen kanunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına uygulanır hale getirilmiştir ![]() ![]() • Türkiye’deki Müslüman olmayan topluluklar, Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdıkları haktan vazgeçtiklerini ve Türk Medeni Kanunu’na uymak istediklerini bildirdiler ![]() ![]() ![]() • Hukuk birliği sağlanmıştır ![]() Türk Kadınlarına Siyasal Hakların Verilmesi 1930 yılında kabul edilen Belediye Kanunu ile kadınların belediye seçimlerine katılmaları sağlandı ![]() ![]() ![]() ![]() Eğitim Alanındaki İnkılâplar Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924) Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla; • Bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır ![]() • Azınlık ve yabancı okulların dini ve siyasi amaçlarla öğretim yapmaları önlenmiştir ![]() • Yabancı okulların ders programlarına Türkçe kültür dersleri konmuş ve bu derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulması sağlanmıştır ![]() • Devlet eğitimin her çeşidiyle uğraşmaya başlamış, Milli Eğitim Bakanlığı bütün eğitim ve öğretim işlerinin tek sorumlusu haline gelmiştir ![]() • Medreseler kapanmıştır ![]() • Eğitimin lâikleşmesi alanında önemli bir adım atılmıştır ![]() Lâtin Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928) Meclis, 1 Kasım 1928'de yeni harflere dair çıkardığı kanunla Arap harfleri yerine Lâtin alfabesini kabul etmiştir ![]() Batı dünyası ile yakınlaşma yolunda önemli bir adım atılmıştır ![]() Çağdaşlaşmada önemli bir engel oluşturan yazı meselesi çözümlenmiştir ![]() Okuma-yazma oranı sürekli artarken, basılan kitap sayısında da büyük bir artış meydana gelmiştir ![]() Yeni Tarih Anlayışı Atatürk, Türk tarihinin sadece İslâm ve Osmanlı tarihleriyle sınırlı olmasını kabul etmiyordu ![]() ![]() ![]() Türk Dilinin Geliştirilmesi Atatürk, dil çalışmalarının planlı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla Türk Dil Kurumu’nu kurdu (12 Temmuz 1932) ![]() Dil inkılâbıyla ; • Türkçeyi, Osmanlıların halk tarafından benimsenmemiş kelime ve kurallarından arındırmak • Yabancı kelimeler yerine halk arasında kullanılan ya da yazılı kaynaklarda yer alan yeni kelimeler türetmek • Türkçenin zenginliğini ortaya koymak • Türkçenin bilim dili konusunda da gelişmesini sağlamak amaçlanmıştır ![]() Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'nun kurulması milliyetcilik ilkesi doğrultusunda yapılmıştır ![]() Toplumsal Hayatın Düzenlenmesi Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925) 30 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan bir kanunla tekke, zaviye ve türbeler kapatılmıştır ![]() ![]() ![]() Kılık - Kıyafetin Düzenlenmesi 25 Kasım 1925 tarihinde şapka Kanunu çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Kılık-Kıyafet düzenlenmesi çalışmaları çağdaşlaşma ile işgilidir ![]() Ölçüler ve Takvimde Değişiklik Batılı devletlerle olan münasebetlerini geliştirmesi için takvim ve ölçülerin de düzenlenmesi gerekiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı ülkesinde uzunluk ve ağırlık ölçüleri de geleneklere göre düzenlenmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batılı ülkeler pazar günü tatil yapmaktaydı ![]() ![]() ![]() Soyadı Kanunu’nun Kabulü (21 Haziran 1934) Kişilerin toplumsal hayatta kolaylıkla tanınmaları amacıyla 21 Haziran 1934'te Soyadı Kanunu kabul edildi ![]() ![]() ![]() ![]() 1934 yılında çıkarılan diğer bir kanunla “ağa, hacı, hoca, hafız, hocaefendi, bey, paşa, hanım, hanımefendi” gibi eski toplum zümrelerini belirten ünvanlar kaldırıldı ![]() ![]() Ekonomi Alanındaki Gelişmeler İzmir İktisat Kongresi (18 Şubat - 4 Mart 1923) İzmir İktisat Kongresi’nde; 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() ![]() Milli Ekonominin Kurulması Tarım Osmanlı İmparatorluğu döneminde köylü, ağır vergiler altında eziliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Köylüye yardım etmek amacı ile tohum ıslah istasyonları, numune çiftlikleri kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sanayi Kurtuluş Savaşı’nın sonunda İstanbul, İzmir ve Adana’da birkaç dokuma fabrikası ile İstanbul’da bir askeri fabrika ülkenin sanayi gücünü meydana getiriyordu ![]() ![]() Sanayi kuruluşlarını teşvik amacıyla 28 Mayıs 1927 tarihinde “Teşvik-i Sanayi Kanunu” çıkarıldı ![]() ![]() ![]() Yeni devletin kuruluşundan 1933'e kadar geçen dönemde sanayileşme istenilen seviyede gerçekleşmemiştir ![]() • Gelir seviyesinin çok düşük olması • Özel sektörün yetersiz olması • Teknik bilgi yetersizliği • 1929'a kadar sanayinin dışa karşı himaye edilememesi • Özel sektörün Teşvik-i Sanayi Kanunu’na rağmen yapabildiği yatırımların miktar ve çeşit itibariyle yeterli olmaması 1929 dünya ekonomik bunalımının olumsuz etkileri gibi nedenler önemli rol oynamıştır ![]() Ülkemizde 1934 yılında ilk defa planlı ekonomiye geçildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni dönem, sanayi alanındaki hizmetlerin doğrudan devlet tarafından gerçekleştirildiği Devletçilik politikasının uygulandığı bir dönem olmuştur ![]() |
![]() |
![]() |
|