Prof. Dr. Sinsi
|
Gagavuz Türkleri
gagavuzların geçmişteki ve günümüzdeki önemi - gagavuz türklerin geçim kaynakları
Asya’dan Avrupa’ya uzanan büyük Türk coğrafyasının içerisinde küçük bir topluluk olan Gagavuz Türkleri , yaklaşık iki yüzyıl yakın çevrelerindeki hiçbir topluluğun Türkçe konuşmadığı bir coğrafyada güçlü ana dilleri sayesinde yok olmadan günümüze kadar gelmişlerdir
Gagavuz Türkleri, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden Moldova Cumhuriyeti’nde ‘’Gagavuz Yeri’’ adıyla özerk bir cumhuriyet kurmuşlardır Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle Latin alfabesine geçmişlerdir Dil ve Edebiyatın günden güne gelişme göstermekte olduğu Gagavuz Yeri’ndeki okullarda dil ve edebiyat dersleri Türkçe yapılmaktadır
Gagavuzlar genellikle Ortodoks Hıristiyan olup günümüzde, başta Moldova sınırları içerisindeki özerk cumhuriyetlerinde olmak üzere Aktyubinsk, Semiplatinsk, Furunze(Bişkek), Taşkent, Bulgaristan, Ukrayna ve Romanya’nın çeşitli bölgelerinde yaşamaktadırlar 1989 nüfuz istatistiklerine göre Gagauz Yeri’nde 197 764 kişi yaşamaktadır Bulgaristan nüfus istatistiklerine göre Gagauzlar hakkında bilgi verilmediği için bu ülkede yaşayan Gagavuzların sayılarını tespit etmek mümkün olmamıştır Belirtilen diğer coğrafyalarda da az sayıda bulunmakla birlikte nüfus istatistikleri mevcut değildir Gagavuzların büyük çoğunluğu Hıristiyan olmakla birlikte, Hıristiyanlardan farklı olarak kurban kesmekte, Divanü Lügati’t_Türk destanlarında önemli bir yer tutan ve Türk kavimlerince kutsal kabul edilen ‘’Kurt’’ için ‘’Kurt Bayramı’’ kutlamaktadırlar Gagavuzlar genellikle cennet, cehennem, hac, oruç, Allah gibi islami terminolojiye ait kelimeleri kullanmaktadırlar
Gagavuzların kökeni hakkında birçok görüş mevcuttur Bazı araştırmacılar onların kökenlerini Uzlara, bazıları Karakalpaklara, bazıları Kumanlara, bazıları XIII Yüzyılda Bizans İmparatorluğuna sığınmış olan II İzzettin Keykavus’u takiben Rumeli’ne geçmiş olan Selçuklu Türlerine bağlamaktadırlar Birkaç Bulgar Tarihçi de Gagavuzların Türkleşmiş Bulgarlar olabileceğini söylemektedir
Tarihçilerin genel görüşü, Gagavuzların tarihini yalnız Selçuklulara veya tek başına kuzeyden gelerek Kuzey_Doğu Bulgaristan’la Balkanların çeşitli bölgelerine yerleşmiş Oğuz, Peneçek ve Kuman Türklerine bağlamanın doğru olmayacağı, bu coğrafyaya X ve XIII Yüzyıllar arasında yüz binlerce kişilik Türk göçünün olduğu, bunların büyük bölümünün Slavlaşarak Türklüklerini kaybettiklerini, bir kısmının Hıristiyanlaşmasına rağmen ana dilleri sayesinde milli kimliklerini korudukları yönündedir Bu yüzden Gagavuzları Türk kütlelerinin üst üste oluşturduğu Oğuz aralıklı bir katman olarak görmek doğru olacaktır Dili ciddi bir ölçü kabul edersek Gagavuz ağızları içinde yer alan Kıpçakça unsurların da böyle izah edilmesi gerekmektedir
1989 nüfus istatistiklerine göre eski Sovyetler Birliği sınırları içinde sayıları 197 164'tür Bulgarlar, Gagauzları "Türkleşmiş Bulgar" kabul ettikleri için Bulgar istatistikleri bu konuda sessiz kalmakta, bu sebeple de bunların oradaki sayılarını tespit etmek mümkün olmamaktadır Ama Gagauzlar bütünü hesap edildiğinde, bunların tahminen 250 bin olduğunu söylemek mümkündür Gagauzlar, din, dil ve kültürel özellikler bakımından kendine has bir Türk topluluğudur Gagauzya=Gagauz yeri diye anılan Güney Moldova başta olmak üzere Ukrayna'nın Odesa ve eski bir Baserabya toprağı olan Bolgrad'dan başka Kabardina-Balkar, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Yunanistan ve Romanya'da yaşamaktadırlar
Bugün halâ halis bir Rumeli Türkçesi konuşan Gagauzlar Ortodoks Hristiyanlardır Günümüzde Moldova, Bulgaristan, Ukrayna, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan ve hatta Arjantin'e yayılmış bir coğrafyada yaşamaktadırlar Gagauzlar menşe'i ve buna dayalı olarak da Gagauz adı üzerinde faraziye ileri sürülmüştür Bunlardan "Gagauzların İslâmiyeti kabul etmemek için Orta Asya'dan Avrupa kıtasına kaçmış olan Türklerin torunları olduğu" gibi, tamamen gayri ciddi ve mantık dışı olanlarını da bir yana bırakırsak, diğerlerini şöylece sıralamak mümkündür
1 Gagauzların Uz (Oğuz)ların torunları olduğu Gagauz adının da Gök Uz'dan geldiği
2 Gagauzların Selçuklu Sultanı II İzzeddin Keykavus'u takiben Sarı Saltuk liderliğinde Dobruca'ya gelip yerleşen Anadolu Selçuklu Türklerinin torunları olduğu, Gagauz adının da "Keykavus'tan geldiği"
3 Gagauzların "Türkleşmiş Bulgar" oldukları
Günümüz genç Gagauz araştırmacıları, Gagauzların, Oğuzların torunları olduğunu kabul etmekte, Gagauz adının da Hak Oğuz'dan geldiğini ileri sürmektedirler Gagauzların, Oğuzlardan geldiği tezine katılmakla birlikte, Gagauz adının Hak Oğuz'dan geldiğini kabul etmek mümkün değildir Bir kavmin adını (Gagauz) kendi dilinde bulunmayan bir kelime ile ifade etmesi mümkün değildir
Sonuç itibariyle en aklî ve tarihî gerçek, Gagauzların, Peçenek, Uz (Oğuz) ve Kıpçaklarla Anadolu Selçuklu Sultanı II İzzeddin Keykâvus (1236-1276)'u takiben Dobruca'ya yerleşen Selçuklu Türklerinden olduklarıdır
Bu Türk topluluğu tarih boyunca Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Bulgar, Romen ve Rus egemenliğinde kalarak, dil, din, kültürel yabancılaşmalara ve baskılara karşı koyma mecburiyetiyle yaşamıştır Ayrıca Bulgaristan'da Provadya yakınında, Varna bölgesinde köylerde, Dobruca ve Kavarna ile Bulgaristan'ın güneyindeki Yanbol ve Topolovgrad çevresinde de Gagavuzlar yaşamaktadırlar
VII yüzyıl ortalarında batı Göktürk devletinin çözülmesi sonucu batıya başlayan ve ilkini Peçeneklerin meydana getirdiği göç dalgası Türk tarihinin önemli olaylarından birini meydana getirir Türk illerinde başlayan iç mücadeleler sonunda Peçenekler batıya doğru hareket etmiş, 860-880 yıllarında Don-Kuban nehirleri havalisine gelmişlerdir Daha sonraları bu hareketlerini sürdüren Peçenek kitleleri Don'dan Tuna'ya kadar uzanan bozkırları işgal edip Kiev Rusyası ile komşu olmuş, 948 yılında da Kive'i kuşatarak Knez Svyatoslav'ı öldürmüşlerdir
Peçeneklerin bu sahada bulunmaları Ruslarla düşman olmaları, Rusların Karadeniz'e inmelerini engellemesi yanında, Peçeneklerin Bizansla dost olmasını sağlamış ve bu andan itibaren Peçenek-Bizans ilişkileri başlamıştır Bu sırada Peçeneklerin doğu sınırına hücumlarını artıran Uz (Oğuz)lar, Peçenekleri sıkıştırdılar Bir yandan Oğuz kitlelerinin, diğer yandan Rusların baskısı sonucu Peçenek reisleri arasında anlaşmazlık çıktı 1046 yılında Belçer Oğlu Kegen 20 bin Peçenek ile Kağan Turak'a karşı ayaklandı Bu zor durumda kurtulmak isteyen Kegen, Bizans İmparatorluğuna sığınmaya karar verdi Hristiyanlığı kabul etti
Bizans İmparatorluğu'ndan Kegen'in iadesini isteyen Turak, isteğinin reddedilmesi üzerine, kendisine bağlı kuvvetlerle Tuna'yı geçerek Bizans ülkesini yağmalamaya başladı Fakat aralarında çıkan salgın hastalık ve Turak'ın durumu iyi değerlendirememesi sonucu Turak'a bağlı kuvvetler yenildi Bunlardan 140 Peçenek büyüğü İstanbul'a getirilerek Hristiyan edildiler Esir edilen diğer Peçenekler ise Sofya-Niş arasındaki ovalık bölgelere yerleştirildiler Diğer kalanlar ise Makedonya'ya iskan edildiler Sofya-Niş arasına yerleştirilen Peçenekler, birkaç defa Bizans'a başkaldırdılarsa da başarılı olamadılar Ve 29 Nisan 1091 yılında Kıpçak-Bizans ittifakı sonucu mağlup edilen Peçenekler askeri güç olmaktan çıktılar Bunların da bakiyeleri Balkanların değişik yörelerine yerleştirildiler
Bizans ordusuna da pek çok Uz alınmıştır İşte bu Uzlar daha sonra Bizans tarihinde önemli rol oynayacak olan Türkopol adlı askeri kıtaları meydana getirmişlerdir Bu kıtaların 1071 Malazgirt Meydan muharebesindeki hizmetleri bir gerçektir
Uzların diğer bir kısmı ise, geriye dönerek Rusya'ya sığınmış, onların sınır muhafızlığını yapmışlar ve Karakalpakların teşekkülünü sağlamışlardır Rusların etkisi ile Hristiyanlaşan bu Oğuzlar, 1233 yılında Ruslarla-Kıpçaklardan müteşekkil ordunun Moğol tarafından imhası üzerine kitleler halinde göç etmeye mecbur kalarak ikinci defa Tuna nehrini geçmiş ve Türk kitlelerinin yoğun olarak bulunduğu Dobruca'ya yerleşmişlerdir Günümüzde ise Romanya'da sadece birkaç Gagauz köyü bulunmaktadır İstilalara ve sürekli değişen yönetimlere bağlı olarak sık sık göç etmek zorunda kalan Gagauzlar'ın etnik çekirdeği de değişime uğramıştır
Kültür, edebiyat, gelenek ve görenekte Anadolu Türkleriyle birçok benzerlik taşıyan Gagauz Türkleri bugün uzun mücadeleler sonucunda Maldova Cumhuriyeti içinde ve Moldova Anayasasına eklenen bir maddeyle sağlanan Özel Hukuki Statüye istinaden Gagauz Yeri Özerk Cumhuriyeti çatısı altında varlıklarını sürdürmektedirler
Gagavuzlar-Gagoğuzlar ya da Gökoğuzlar,
bugün Moldova Cumhuriyetinde,Gagağuzeli Özerk Devletinde ve kuzeydoğu Bulgaristan'da ve Ukrayna'da yaşayan, Hıristiyanlık inanışında olan bir Türk topluluğudur Gagağuzların çoğunluğu Ortodoks mezhebine bağlıdır Ancak ortodoks olmayan bir kısım gagağuz da vardır Ortodoks olmayan Gagağuzlar, Katolik ve Subbotnik, Avengelistlerden oluşmaktadır Subbotnikler domuz eti yemez ve şarap içmezken, bir kısım Ortodoks Gagavuzun da domuz eti yemediği ve ayrıca bir kısmında erkek çocuklarda sünnet gibi etkinliklerin de olduğu bilinmektedir Ortodokslar komünizm sonrası, diğer eski sovyet halklarında olduğu gibi, inançlarını daha rahat uygulayabilir hale gelmişlerdir
Gagoğuz sözcüğü dil-bilimsel açıdan Gök Oğuz'dan gelmiştir (Gagaouz/Goakaouz/Gökouz/ İstanbul Türkçesi ile Gökoğuz) Boy kökenleri ile ilgili türlü görüşler bulunuyor ise de, en baskın görüş, Oğuz boyundan olduğudur Gagağuzlar ogurlar (onogur) ve oğuzlar (onoguz) olmak üzere, ana iki dala ayrılmış olan Türk boylarından, Onogur Türk boyları yerleşim/yayılım bölgesi içerisinde olup da, (tatarlar, kıpçaklar, bulgarlar v d ), ogur olmayan, oğuz boylarının alt kümesidir (Bu duruma sıklıkla rastlanmaktadır Örneğin, Anadoluya'da oğuzlar ile birlikte onogur boyları da gelmiştir) Gagoğuzların Balkanlara ve (Aşağı) Ukrayna'ya göç tarihi konusunda ise tarihçiler özellikle 11 yüzyıla odaklaşmaktadırlar 11 yüzyılda Asya'dan, Balkanlara göçtükleri, Peçeneklerle aynı soydan geldikleri ve Uz (Oğuz) Türklerinden oldukları bilinmektedir Hristiyan inanışlı olan gagauzlar, dış görünüm-çehre olarak ve lehçe diyalekti olarak daha ziyade Anadoludaki müslüman inanışlı Yörüklere çok benzemektedirler
Gagaoğuz Türkçesi, bulundukları bölge nedeniyle, Slav ve Romen dillerinin etkisine maruz kalmakla birlikte, çok büyük ölçüde Türkiye Türkçesine yakındır ve diyalekt/ağız olarak da Balkan Türkçesi ağzına/diyalektine benzer Esasen Gagoğuzlar, Moldova Cumhuriyetinde, Gagouzeli adında özerk bir yönetime sahiptirler Buradaki Gagavuzların sayısı 200 000 dolaylarındadır Ve ayrıca, gagouzlar,Dobruca (Kuzeydoğu Bulgaristan), Besarabya (Ukrayna) ve dağınık olarak Bulgaristan'ın dağlık bölgelerinde yerleşiklerdir ve de sayıları bilinmemekle birlikte, Yunanistan'ın kuzey kesimlerinde de Torbeş/Pomak Türklerinin yaşadıkları bölgeler çevresinde de gagouzların varlığından bahsedilmektedir Osmanlı döneminde, Osmanlı imparatorluğu sınırı içerisinde yer alan Gagouzların, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile birlikte de, Türkiye ile sıkı ilişkilerinin devam ettiği görülmüştür Yeni kurulan Türkiye devletinin kurucusu M K Atatürk'ün Gagauzların sorunlarını çözmek üzere, Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türkiye'den görevliler gönderdiği de bilinmektedir Bu yakın ilişkiler, günümüzde de, hem Gagauzeli Özerk Yönetimi ile ve hem de Gagauzeli'nin içinde yer aldığı Moldova Cumhuriyeti ile devam etmektedir
|