07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Arap Saray Yaşamı
islam öncesi arap kültürü - zengin arapların yaşamı - sofu arap müslümanların yaşamıKabilelerin ve bireylerin gösterdikleri yiğitlikleri anlatan şiirler, İslam öncesi Arap kültürünün önemli bir bölümünü oluşturmuştu Hazreti Muhammed, tanrısal esinle söylediği sözlerdeki şiire rakip olarak gördüğü bu şiirleri hiç hoş karşılamadı Bununla birlikte, Peygamber’e karşın Arap savaşçılar, bu şiirlerden ve dizemli (ritmik) düzyazılardan tat almaya devam ettiler Bu tür şiirlerde dile getirilen savaşçı ülkü, yeni uyruklardan toplanan vergilerle yaşamaya başlayan ilk Arap kuşaklarının yararlandığı rahatlık ve boş zamanın sağladığı olanaklarla daha da güçlendi
Bunun sonucunda Arap savaşçıları arasında, sofu Müslümanların ülküleriyle bilinçli bir karşıtlık içinde olan bir saraylı beyefendi yaşamı ortaya çıktı Örneğin, Hazreti Muhammed tarafından yasaklanmış olmasına karşın, şarap içmek bu yaşam biçimini düzenleyen görgü kurallarının bir gereğiydi Daha genel olarak, bu dünyanın tensel hazlarına gösterilen düşkünlük, davranışların kibarlaşması, onur, nefret ve aşk konularında duyguların incelmesi, Allah’ın buyruklarına eksiksiz uymayı amaçlayan sofuluğa hiç de uyan davranışlar değildi Laik, boş zaman gerektiren ve özünde aristokratik olan böyle bir yaşam biçimi, ancak yüksek siyasal çevrelerde ve daha çok da halifenin sarayında özgürce gelişme olanağı bulabildi
İslamlığın enerjik sofu savunucuları önünde inatla tutunabilen geçmişten gelme bir davranış da kurgucu düşünceydi Yunanlar arasında büyük önem verilerek geliştirilen insan aklının kurgucu (spekülasyoncu) düşünce alışkanlığının tümüyle bastırılması olanaksızdı Ulema, dinsel konularda kurgucu teoloji sorunlarından yararlanmayı büyük bir kararlılıkla ve genel olarak başarıyla reddederek kurgucu düşüncenin kendisini baştan çıkarmasına karşı koyabildi Bir insanın bilmesi gereken her şeyin Kur’an’da ve Geleneklerde (Sünnet) bulunduğu düşüncesi, doğruluğunun araştırılması gerekmeyen apaçık bir gerçek olarak görüldü
Bununla birlikte Müslümanların -ya da hiç değilse zengin Müslümanların- vazgeçemedikleri ve profesyonel uzmanlarca karşılanan iki gereksinimleri vardı: Astrologların gelecekle ilgili kehanetleri ve doktorların hastaları iyileştirmeleri Bilindiği gibi astroloji ve tıp, Yunan düşüncesiyle iyice kaynaşmıştı Bu yüzden Müslümanlar, bu mesleklerle birlikte Yunan kültür birikiminin hatırı sayılır bir bölümünü de, ister istemez benimsemiş oldular
İslam düşüncesi, bir kere nesnelerin nedenleri üzerine kafa yormaya başlayınca kolay kolay durdurulamazdı Bilimsel merak, çok geçmeden, tıpla ve astrolojiyle doğrudan herhangi bir ilişkisi olmayan öteki alanlara da yayıldı Hatta bazı Abbasi halifeleri, bilginlerin koruyucusu oldular; Yunan ve Hint bilim ve felsefe yapıtlarının sistemli biçimde Arapçaya çevrilmesi işini düzenlediler Yunan bilgisinin çoğu ve Hint bilgisinin bir bölümü (örneğin sayıları onlu yerleştirme sistemi) Araplara geçti ve bir avuç saray adamının ve ilgili mesleklerden olanların meraklarını uyandırdı
Aritmetikte ondalık sisteminin sağladığı kolaylık ve kesinlik, Arap matematikçilerin, Arapça adıyla “cebir” olarak bildiğimiz aritmetik süreçleri ve ilişkileri ortaya koymalarına yol açtı Bu buluş, sayıların matematik anlayışını, Yunan matematik düşünüşünün geometriye bağlı biçiminden uzak ve tümüyle yeni yönlerde geliştirdi
Bilimsel merakın yöneldiği bir başka verimli alan, simya idi Simyacıların düşüncelerinin birçoğu ve becerilerinin bazıları Çin’de Taoistler arasından çıkmış görünür Fakat Araplar, filozof taşını bulmak için tutkuyla çalışmaya başladılar ve sıradan madenleri altına dönüştürmek için uzun, zorlu çalışmalar yaptılar Bu çalışmalar sırasında damıtma, kızdırma, ergitme ve maddenin fizik durumunu değiştiren öteki yollar bulunup geliştirildi Kimyasal değişmelerin oluşması konusunda temelde son derece yanlış düşüncelere dayanılmasına karşın, birçok kimyasal bileşiği elde etme başarısı sağlandı
Arapların, Yunanlarca bilinen her şeyi aştığı bir başka bilim dalı, matematiksel optik idi Bu alanda Müslümanların becerisi, belli matematik ölçülere göre yapılan cam mercekler yontma başarısını gösterdi Ancak bu gelişmeler, tıpta Galen, astronomide Ptolemeus gibi yazarların genel yetkelerini sarsamadı Arap bilimi, matematik dışındaki temel ilkelerde hep Yunan yazarlara bağlı kaldı ve ancak ayrıntılarda onlardan ayrıldı
alıntı
|
|
|