11-15-2007
|
#1
|
[KAPLAN]
|
Trabzonspor Olmasaydı ?...
 Geçen hafta tabiri caizse bir komplo teorisinden bahsetmiştik Gelen tepkiler büyük çoğunlukla olumluydu, sadece birkaç arkadaş ihtiyatla yaklaştı O zaman da söylediğimiz gibi elimizde sağlam duyumlar, kesin veriler yok Bizimki belki tahmin yürütme ama herhalde büsbütün evham da değildir Türkiye’de bu tür toplum mühendisliği çalışmaları bugüne kadar görüldü, kuvvetle muhtemel bundan sonra da görülecektir Doğu-Güneydoğu takımlarının malûm sebepten ötürü ligde tutulması, mahkeme kararıyla onaylanan şike olaylarının görmezden gelinmesi, dünyaca ünlü bir teknik adamın ülkede kalması için bir İstanbul takımının şampiyonluk yolunda ayan beyan arkadan itilmesi, havuz sistemi ve şifreli yayına geçildikten sonra muhtemelen sistemin yerleşmesi için daha fazla cihaz satılması amacıyla şampiyonluğun neredeyse silah zoruyla bir takımdan alınıp bir başkasına verilmesi… Eğer bunların hepsi hayal mahsulüyse, ben de boşuna kafa yoruyor, kalem oynatıyorum demektir Bugünlerde ülke yönetiminde geçmişte söz sahibi olmuş kişilerden arka arkaya itiraflar geliyor ve geçmişin sır perdesi bir nebze de olsa aralanıyor Günün birinde bu olayları da biri çıkıp itiraf ederse biz de gerçeği anlarız
Bu hafta yine bağlantılı bir konudan bahsetmek istiyoruz Bizi daha yakından ilgilendiren ve daha hayati bir konudan… Kurbağa deneyi uygulamasının ilerleyen aşamalarında, Trabzonspor taraftarının İstanbul’un üç kulübüne meyletmesi hedeflenmektedir diye düşünüyoruz Yine durup dururken bu kanıya varmadık elbette Halihazırda bizim taraftar arasında İstanbul kulüplerine duyulan nefret, Trabzonsporluluk derecesiyle doğru orantılı kabul edildiği için kimse çıkıp kolay kolay açıktan “Canım, biz şampiyon olamıyorsak varsın filanca İstanbul kulübü şampiyon olsun Öteki(ler) fi tarihinde bize böyle böyle kötülük yapmıştı ” diyemiyor ama zannımca işin aslı öyle değildir Herkes değilse bile bir çok taraftar bu kulüplerin birinden diğerlerine göre daha az nefret etmekte, onun başarısından fazlaca rahatsızlık duymamaktadır (Nefret tabiri ağır kaçtıysa öfke duymak, hazzetmemek de diyebiliriz) İşte toplum mühendislerinin gözden kaçırma ihtimallerinin bulunmadığı zayıf nokta burasıdır ve paragrafın başındaki iddiamız da bu tesbite dayanmaktadır
Geçen sene, üç Trabzonsporlu arkadaş koyu bir sohbetten kalkmak üzereyken bir tanesi birden bire “Acaba Trabzonspor olmasaydı hangi takımı tutardık?” diye bir soru ortaya atıp, üstüne bir de kendi tercihi olarak İstanbul kulüplerinden birinin adını zikretmeseydi, ben de bu konu üzerine böyle afiyet kaçıran yazılar yazmazdım
Başarı odaklı bir taraftarlık anlayışının bu tuzaktan kendini sakınması kısa vadede değilse bile uzun vadede zorlaşabilir Pekâlâ, Trabzonsporlular olarak bu sinsi tehlikeyi nasıl savuşturabiliriz? Son derece basit Eski yazılarımda ona da değindim “Trabzonspor, Trabzon'a rastgele düşmüş bir meteor ya da şehrin üzerinde asılı duran bir Zeplin balonu değil, binlerce yıllık birikimin nadide ürünlerinden biridir ” dedim Eğer o birikime sahip çıkarsak, benimsersek, Trabzonspor’a da bir şeycik olmaz, biz de uzak gelecekte kendimize başka takımlar seçmek durumuna düşmeyiz
Herhalde kültüre nasıl sahip çıkacağımızı sormayacaksınız Birkaç gün önce televizyonda hafiften bir kemençe sesi duyan 6 yaşındaki yeğenimle 3,5 yaşındaki oğlum hemen ele ele tutuşup horon oynamaya başladılar İşte bu kadar… Herkes en azından bunu temin etmeye çalışsın, gerisi kendiliğinden gelir Trabzon kültürü dominant kültürdür, Trabzonlu biriyle başka memleketten birinin 5-6 saat süren düğününde yaklaşık 4 saat horon oynanır bu ülkede Toplum mühendisleri Trabzon’u bu durumu bilecek kadar yakından tanımazlar, tanısalar zaten boşuna uğraştıklarını anlar ve niyetlerinden vazgeçerlerdi
Bülent ŞİRİN
BordoMavi Net
|
|
|