Çocuk Edebiyatına Bakış |
11-12-2007 | #1 |
Özlem
|
Çocuk Edebiyatına BakışÇOCUK EDEBİYATI “Çocuk edebiyatı” kavramını açıklayabilmek için, bu söz öbeğini meydana getiren “çocuk” ve “edebiyat” sözcüklerinin anlamlarına bakmak gerekir Türkçe Sözlük’te “çocuk”, bebeklik çağı ile erginlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan; “edebiyat” ise, olay, düşünce, duygu ve imajların dil aracılığı ile biçimlendirilmesi sanatı olarak tanımlanmaktadır Tamlamayı oluşturan sözcüklerden de anlaşılacağı üzere, “çocuk edebiyatı” deyimiyle, 2 - 14 yaşları arasındaki kimselerin ihtiyacını karşılayan bir edebiyat alanı anlatılmak istenmektedir "Çocuk edebiyatı” deyimi, çocukluk çağında bulunan kimselerin hayal, duygu ve düşüncelerine yönelik sözlü ve yazılı bütün eserleri kapsar Masallar, hikâyeler, romanlar, anılar, biyografik eserler, gezi yazıları, şiirler, fen ve doğa olaylarını anlatan yazılar vb bu çerçeve içine girebilir (Oğuzkan, 1987: 12) Çocuk kitaplarının yazılması çocuk eğitimindeki arayışların sonucudur Çocukların yapmacık hayvan hikâyeleri ve boş fantezilerle dolu kitapları okumalarının zararlı olacağını ileri sürenler, çocuklar için ayrıca kitap yazılmasına karşı çıktılar Buna karşılık, Batı’da çocukların, yetişkinlerin kitaplarına yönelmesi bir yarışı başlattı Çok az sayıda basılan efsane, masal, ortaçağ hikâyeleri ve özellikle peri masalları çocukların kitaba duyarlı olduklarını göstermesi bakımından önemli bir gelişme sayılabilir Tartışmaların başladığı bu dönemde, Batı’da kilise, çocuğa dinî yayımlar dışında kitap okutulmasına karşı çıkıyordu Çocuklar ise, puriten (dinî) çocuk kitaplarını sıkıcı buluyor ve bu kitapları okumak istemiyordu (Şirin, 2000: 15) 16 yüzyıla kadar çocuklar için yazılmış kitaba rastlanmamaktadır Bu yüzyıla kadar çocuklar, edebiyat gereksinimlerini halk edebiyatı ürünleriyle ya da yetişkinler için yazılmış kitaplarla gideriyorlardı İlk resimli çocuk kitabı, Johann Amos Comenius tarafından 1637’de yayımlanan “Orbis Picturs (Resimlerle Dünya)” adlı eserdir Ülkemizde çocuk edebiyatı üzerine yazılar, düşünce ve öneriler, ilk olarak İkinci Meşrutiyet döneminde görülür 1908’de “Şûra-yı Ümmet” gazetesinde Ali Nusret imzasıyla yayımlanan bir yazıda, ilk kez çocuk edebiyatının önemine değinilmiştir İstanbul’da 1910 yılında çıkmaya başlayan “Tedrisât-ı İptidaiye Mecmuası (İlköğretim Dergisi)”nın bir sayısında da, tanınmış eğitimcilerden Sâtı Bey, küçük okul çocuklarının kendileri için yazılmış şiir ve şarkılardan yoksun olduklarını belirterek zamanın şair ve bestecilerini göreve çağırmıştır Yörükoğlu, iyi çocuk kitaplarında aranacak nitelikleri şöyle sıralamaktadır (1985: 68): 1 Çocuk kitapları, çocuğun gelişme düzeyine uygun konuları işlemeli, dili yalın, kavramlar açık olmalıdır 2 Konular ilgi çekici biçimde sunulmalı, eğlendiricili, öğretici ve düşündürücü olmalıdır 3 Konunun işlenişi bilim verilerine ve insanlık değerlerine uygun olmalıdır İnsanı ve çevresini gerçekçi açıdan tanıtmalı, yurt sevgisini, insan sevgisini ve yardımlaşma duygusunu güçlendirici olmalıdır 4 Denemeci, araştırıcı, eleştirici, kısacası özgür düşünceli insan yetiştirme amacı göz önüne alınarak yazılmalıdır 5 Çocuğun kendini tanımasına, kişiliğini geliştirmesine katkıda bulunmalıdır Çocuk kitaplarında aranılacak nitelikleri ayrıntılara girerek daha da uzatabileceğimizi belirten Yörükoğlu, ancak, bunun yazarın elini kolunu bağlamak gibi bir sakıncası olduğunu belirtir Yaratıcığı bir noktadan sonra yaratıcılığıyla baş başa bırakmak daha doğrudur Bunun yerine, çocuk kitaplarında nelerin sakıncalı olduğunu belirtmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır: 1 Çocuk kitapları her türlü kör inanç ve önyargılardan arınmış olmalıdır Irk üstünlüğü, din ayrılığı, bağnazlık dolaylı ya da doğrudan aşılanmamalıdır 2 Yurt sevgisi, ulusal değerler ve Türklük bilinci işlenirken evrensel değerler bir kenara itilmemeli, ülkeler arasında düşmanlık ve öcalma duyguları körüklenmemelidir 3 Yiğitlik abartılmamalı; çocuklara, yanılmaz insan, üstün insan, her şeyi bilen insan örnekleri sunulmamalıdır Başka bir deyişle, etiyle, kemiğiyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla insan tanıtılmalıdır Çocuk kitaplarında çelişkileriyle, değişen düşünce ve duygularıyla insanı görmeli; başkalarında kendisine benzerlikler bulabilmelidir Katı ahlâk kuralları içinde sıkışıp kalmamalı, hoşgörü ve esneklik kazanmalıdır 4 Alın yazısı, yazgı gibi insanın boynunu büktüren, savaşım gücünü köstekleyen inanışlara yer verilmemelidir 5 Her kitap bir dizi ahlâk yargısıyla sonuçlandırılmamalıdır “Köprü Altı Çocukları”, “Öksüz Ayşe” türünden acıma duygusunu sömüren kitaplar en azından yararsızdır Polianna gibi tanınmış bir çocuk öyküsü de bu kötü örnekler arasında yer alır Bu öyküde, çevresindekileri mutlu etmek için insan üstü çaba gösteren bir kız çocuk anlatılır Ne üzüntü, ne kırgınlık, ne de öfke duymayan böyle bir kahraman nasıl benimsenir? Olsa olsa erişilmez bir yaratık olarak okuyucuda bir küçüklük duygusu yaratır Okul öncesi çağda çocuklar için yazılmış kitapçıklara şöyle bir göz atmakla, ülkemizde çocuk eğitiminin önemli bir aksaklığını saptayabiliriz Bu resimli öykülerde usluluk, söz dinlerlik aşılanmakta; yaramazlık yapan, anasının sözünden çıkanların başına gelen korkunç sonuçlar sergilenmektedir Kısacası anadan ayrılanı kurtlar kapmakta, girişkenlik yerine tam bağımlı davranmanın yararları vurgulanmaktadır Alıntıdır |
|