07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anneme Açık Mektup
Sevgili Anneciğim;
Ne garip; yeni yeni farkediyorum ki, çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler  Ve insan, zamanın nasıl insafsız bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların "Bundan sonra ağır kaldırmak yok" müjdesinden beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı  
Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca değişti herşey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin
Kimbilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar ortak üretiyor, tüketiyoruz
Yolboyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin, yeteneklerimizi abarttık karşılıklı; toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik  Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense tarihin en iyi annesi  Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım
Sevginle donandım  
Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi: Büyüdüm  
Senin kollarında "sen"den habersiz, bambaşka bir "ben" çıktı ortaya Bazen o eski "ben"e hiç benzemeyen bir "ben"  Çünkü farkettim ki anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun, ben her yalanda burnumu yokladım Şaşırdım Bostandaki lahanaların, ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin modasının geçtiğini gördüm sokakta  
Söyleyemedim sana  
"Yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin artık eskisi kadar geçerli olmadığını" anlatan kitapları salonun ortasında açık bıraktım, açıp okuyasın diye  
Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden: "Devir de amma değişti" diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim Bir yerim yaralandığında "Anam görürse ne kadar üzülür" diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin? Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını  
Oysa ne çok acılar paylaştık seninle  Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber  Nasıl dar günlerde yardıma koşup, kaç şenliğine ortak olduk birbirimizin? Lakin artık kafesten uçma vaktiydi "Danaların girdiği bostan"da ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu
Yargıladık birbirimizi bir dönem  Sorguladık  Sen bana eş dost çocuklarını örnek gösterdikçe, ben seni eş dost ebeveynleriyle kıyaslar oldum Sen her sohbete "Bizim çocukluğumuzda  " diye başladıkça ben, değişen takvim yapraklarını koydum önüne  Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun  
  Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor Sonrası kah bir kapı zili beklentisi, kah bir mektup, kah bir telefon sesi  Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi  
Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları  Yazılarla konuştuk öyle zamanlarda  Bakışlarla anlaştık Ağlaştık birbirimizden gizleyerek acılarımızı  Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk Ben büyürken seni de büyüttüm
Şimdi çok daha iyi anlıyoruz birbirimizi  Çünkü küçücük bir el saçlarımı kavrıyor geceleri  Karyola başlarında uykusuz geceler geçiriyorum Pastoral ninnilerle büyütüyoruz oğlumu; yalancı çocukların burunları uzuyor masallarda, öpülen kurbağalar prens oluyor
  Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin geçersizleştiğini anlatan kitapları kaldırıyoruz salondan gizli gizli  O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye devam ediyor Zaman, öğütüyor kuşakları  
İnsan ancak mahrum kalınca anlıyor sevginin değerini  Bense sevginden mahrum kalmaya fazla dayanamayacağımı biliyorum O yüzden bu Anneler Günü nde sana upuzun bir ömür diliyorum
Hem biliyor musun? "Seni çok seviyorum"  
Yazar : Can DÜNDAR
Kaynak : Bayposta com
|
|
|