Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bağlı, bitkisel, çözüm, görme, kaybına, yaşlılığa

Yaşlılığa Bağlı Görme Kaybına Bitkisel Çözüm

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaşlılığa Bağlı Görme Kaybına Bitkisel Çözüm




Sarı nokta (yaşa bağlı makula dejenerasyonu) olarak bilinen göz hastalığının ilerlemesi, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında geliştirilen ve halk arasında "kılıç otu" ya da "mayasıl otu" olarak bilinen sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yöntemiyle büyük oranda durdurulabildi

GATA göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof Dr Tabip Albay Güngör Sobacı nın geliştirdiği yöntemle, ağızdan tedavi gören vakaların yüzde 64 ünde, damardan tedavi görenlerin ise yüzde 87 sinde körlük engellenebildi

Tıptaki adı "yaşa bağlı makula dejenerasyonu" olan "sarı nokta" hastalığıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Dekanı ve Eğitim Hastanesi Baştabibi Prof Tabip Tümgeneral M Zeki Bayraktar, ortalama ömrün uzamasına bağlı olarak göz dibindeki "sarı nokta" adı verilen bölgedeki rahatsızlıklardan kaynaklanan görme kayıplarında büyük artış olduğunu söyledi

Küre şeklindeki gözün arkasında ve merkezinde, karşıdan gelen ışığın üstüne düştüğü noktanın "sarı nokta" olarak adlandırıldığını anlatan Bayraktar, 400-500 mikron çapındaki bu alanın görmenin en değerli kısmı olduğunu söyledi Bayraktar, bunun etrafındaki 3 milimetrelik bir alanın ise gözün arka kısmındaki kenar kısımlara göre daha yüksek görme gücüne sahip bir bölge olduğunu belirtti Bayraktar, bu bölgelerde herhangi bir rahatsızlık ortaya çıkması halinde görmede ileri derecede kayıp meydana gelebildiğini bildirdi

"Sarı nokta" hastalığının yaşın ilerlemesine bağlı olarak daha sık görüldüğünü kaydeden Bayraktar, hastalığın ortaya çıkmasında genetik faktörlerin yanı sıra sigara, hipertansiyon, damar sertliği, açık renkli göz ve güneşe fazla maruz kalmanın da etkili olduğunu bildirdi

Bayraktar, hastalığın 50-55 yaş arasında yüzde 5-10 oranında, 75 yaş üstünde ise her 3 kişiden birinde görüldüğünü anlattı

Bu hastalığın yüzde 90 ının "kuru tip" adı verilen tarzda ortaya çıktığını belirten Bayraktar, hastalığın bu türünde tam görme noktasındaki hücrelerde harabiyetin söz konusu olduğunu ifade etti Bayraktar, geriye kalan yüzde 10 luk dilimi oluşturan "yaş tip" yaşa bağlı sarı nokta harabiyetinde ise hastalığın çok hızlı bir şekilde ilerleyerek görme kaybına yol açtığını söyledi

HASTALIKLA MÜCADELEDE HEDEF, KAYBI DURDURMAK

Şikayetlerin hastalığın türüne bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Bayraktar, kuru tipte belirtilerin, bakılan noktanın görülememesi ya da bu alanın ortasında bir leke görülmesi şeklinde yavaş yavaş geliştiğini bildirdi

Bu türde hastalık yavaş geliştiği için hastaların daha çok görme kaybının ardından hekime başvurduklarına dikkati çeken Bayraktar, bu nedenle bu tür belirtilere karşı duyarlı olunması gerektiğini söyledi Bayraktar, görme noktasındaki çok hızlı bir harabiyetin söz konusu olduğu "yaş tip"te ise şekillerin çarpık ya da düz ve uzun nesnelerin eğri göründüğünü belirtti

Bu tür belirtiler ortaya çıktığında hemen bir hekime başvurulması gerektiğini kaydeden Bayraktar, "Çünkü bu hastalığın tedavisinde genellikle kaybedileni kazanmak söz konusu değildir Hastalıkla mücadelede hedef, kaybı durdurmaktır" diye konuştu

Hastalıkla mücadelede yaşam tarzı değişikliklerinin de gerekli olduğunu ifade eden Bayraktar, sigara alışkanlığından vazgeçilmesi, hipertansiyon ve damar sertliği ile mücadele, kan yağlarının normal seviyede tutulması, beslenmeye özen gösterilmesi ve kahverengi tonda güneş gözlüğü kullanılmasının önemine işaret etti

HASTALIĞIN TEDAVİSİNDEKİ KLASİK YÖNTEM

GATA göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Doç Tabip Yarbay Hakan Durukan da, son yıllarda en fazla başvurulan en klasik tedavi yöntemlerinden birinin "fotodinamik" tedavi olduğunu söyledi

Durukan, bu tedavi yöntemiyle özel bir boyanın enjekte edildiği sarı noktanın altında gelişen anormal damarların tıkanarak küçültüldüğünü ve böylelikle hastanın görme duyusunun korunduğunu anlattı Bu tedavide tek seansta sonuç alınmasının mümkün olmadığını kaydeden Durukan, 1-2 yıl devam eden tedavi sürecinde yılda ortalama 4-6 kez enjeksiyon yapılmasının zorunlu olduğunu bildirdi

DÜNYADA İLK KEZ GELİŞTİRİLEN TEDAVİ YÖNTEMİ

GATA göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof Tabip Albay Güngör Sobacı tarafından dünyada ilk kez geliştirilen, sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yönteminde ise hastalığın ilerleyişinin durdurulmasında büyük başarı elde edildi

2000 yılından beri yürüttüğü çalışmasında hastalara bu bitkinin ağız ya da damar yoluyla verildiğini kaydeden Sobacı, bu tedavinin klasik yönteme göre zaman ve maliyet avantajı olduğunu belirtti

1-2 yıl süren klasik tedavide yılda 4-6 seans uygulanmasının gerekli olduğuna dikkati çeken Sobacı, geliştirdiği yöntemde ise toplam 3 seansın yeterli olduğunu söyledi İlacın verilmesinden 6 saat sonra hastanın gözündeki sarı noktada oluşan damarların lazerle kurutulduğunu anlatan Sobacı, 3 ayda bir kontrol edilen hastanın bu süre içinde günde 3 kez ilacı almaya devam ettiğini kaydetti Sobacı, bunun hem yeni damarların oluşmasını engellediğini, hem de hastanın psikolojik açıdan rahatlamasını sağladığını bildirdi

Klasik tedavi yönteminin seansının maliyetinin en az 2 bin YTL, bu yöntemin seansının maliyetinin ise 30 YTL olduğunu kaydeden Sobacı, ayrıca geliştirdiği yöntemin yan etkilerinin diğer yönteme göre "yok denecek kadar az" olduğunu anlattı Sobacı, ağızdan uygulanan tedaviyi alan hastaların 3 yıldır izlendiğini ve 4 yıla girildiğini belirterek, bu hastaların yüzde 18 inde görme artışı, yüzde 20 sinde görme kaybı olduğunu, yüzde 64 ünde ise görme düzeyinin korunduğunu söyledi

Sobacı, damar yoluyla tedavi uygulanan hastaların takibinde 3 yıla girildiğini belirterek, bu vakaların yüzde 65 inde görme artışı, yüzde 65 inde görme kaybı olduğunu, yüzde 87 sinde ise görme düzeyinin korunduğunu kaydetti

Sobacı, henüz bilimsel çalışma aşamasında olan yöntemin Sağlık Bakanlığından gerekli iznin alınmasından sonra yaygınlaştırılabileceğini belirtti

SARI KANTARON

Çok eskilerden beri içinde pek çok iyileştirici ve doğa üstü güçler olduğuna inanılan sarı kantaron, halk arasında "kanom", "kılıç otu", "mayasıl otu", "yara otu" gibi adlarla biliniyor

Dümdüz ayakta duran ve 90 santimetreye kadar yükselebilen bitkinin sarı çiçekleri, ezildiğinde kırmızı bir sıvı salgılıyor

Sarı kantaron, 2 bin 200 metreye kadar yüksekliğe sahip çayırlıklarda, orman ve tarla kıyılarında yetişiyor

Bitki çay olarak sinirsel rahatsızlıklara, histeriye ve düzensiz adet kanamalarına karşı da kullanılabiliyor

kantaron yağının ise dıştan kullanımda yaralara, çatlaklara, lumbago ağrılarına ve güneş yanığına karşı çok etkili olduğu bildiriliyor

Kaynak : Baypostacom

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.