Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beyin, duygunun, kalp, merkezi

Duygunun Merkezi Kalp Mi, Beyin Mi?

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Duygunun Merkezi Kalp Mi, Beyin Mi?




Bir insanın kan dolaşımı ve solunum çalışsa da beyin ölümü gerçekleştiğinde, o kimse ne korkuyor, ne seviyor ne de duyabiliyor Eğer duyguların merkezi kalp olarak kabul edilirse kalbi çalışan kimsenin bunları yaşamaya devam etmesi gerekirdi

İşte bu noktada duyguların yönetiminden sorumlu beyin alanlarının varlığı ortaya çıkıyor Mesela, konuşma sırasında gramer ile ilgili özellikler beynin sol tarafında işlenirken, anlam özellikleri sağ tarafta gerçekleşiyor Kalem dediğimizde, kalemin hangi harflerden oluştuğu beyindeki sol loba yazılırken, fonksiyonları sağ loba yazılıyor Kalemle alakalı duygular ise beynin amigdala bölgesine, yani daha iç ve daha derin taraflarına kaydediliyor

Demek oluyor ki insan birşey konuşurken, beyninin her alanı harekete geçiyor İşte aslı beynin sağ tarafına kaydedilmiş duyguların analizi de yine bu bölümde gerçekleşiyor Bazı epilepsi hastalarında beyindeki amigdala bölgesi çıkarıldığında bu hastalarda duygusal körlük oluşuyor Böyle kimseler çok güzel cümleler kursalar da, robot gibi hiçbir şey hissetmeyen insanlar olup çıkıyorlar

Sezgiler

Bir insanı doğruya götüren dört tane yol vardır Birincisi pozitif bilim, deney ve gözlem yani ampirik yaklaşımdır 'Ateş yakar, arsenik zehirler' gibi Bundan sonra akıl yürütme yöntemleri gelir Bu yöntemlerde dağın ardından çıkan ateşi gördüğümüzde 'ateş olmayan yerden duman çıkmaz Duman çıktığına göre ateşte vardır' diye düşünürüz

Üçüncüsü sezgilerdir ki; bu doğuştan kadınlarda daha güçlüdür Kadınların bazı şeyleri sezebilmesi, duygusal farkındalık ile ilgilidir Meselâ, romatizmalı bir kişi eklemlerindeki duyarlılıkla yağmurun geleceğini birgün önceden nasıl hissederse, duygusal farkındalığı olan kadınlarda bazı sıkıntıları, iç sesleriyle daha erken ve daha fazla hissedebilirler Meselâ, erkek bazen bir riske girer ve eşi bununla alâkalı korku hisseder Çoğu zamanda korktuğu konuda haklı çıkar

Teknoloji ve Duygular

İnsandaki duyguların gözardı edilmesi, ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor Bu çağın en büyük özelliği olan vakit sıkıntısı ve insanların kendilerini zaman fakiri gibi hissetmeleri, onları duygusal bakımdan mekanikliğe itiyor Bazı kimseler duygularını moda, sergi, sanat faaliyetleri gibi değişik yöntemlerle ifade etmeye çalışsalar da bunu herkes yapamıyor Elektriğin bulunmasıyla beraber gecelerin kullanılır olması ve gelişmiş teknoloji dahi hiçbirimizi zaman yoksunu olmaktan kurtaramıyor Eskiden işlediği kilimin desenlerine, bir oyanın motiflerine, ördüğü bir kazağın ilmeklerine duygularını aktaran kadın şu anda bunlardan uzak bir şekilde kendisine terapi yolları arıyor

Duyguların Uyarılması

İnsan beyninde yeniliği arama geni vardır Bu gen fizikî görünüm noktasında da geçerlidir Yenilik ihtiyacı kadındaki estetik kaygı ve beğenilme hissiyle birleştiğinde ortaya moda denilen kavram çıkmıştır Kadının duygusallığını okuyup, analiz eden modacılar duyguları modanın bir unsuru olarak kabul etmişlerdir

Tabii burada, kent kültürünün etkisinden de bahsetmek gerekecektir Köy kültüründe yetişmiş kimse için estetik kaygılar çok fazla önemli değilken şehirli kadın içinde yaşadığı sosyal çevrenin de etkisiyle işlevsellikten öte bir güzellik endişe taşır Bu düşünce satın aldığı bir mendilde dahi kendini gösterir Ancak köylü kadında tıpkı şehirde yaşayan kadın gibi her şeye zevkini yansıtmak ister Yani yaratılış gereği erkek güzellik, kadın işlevsellik duygusundan uzaktır Kadınlar birşey alırken 'ne kadar işe yarar, amaca ne derece hizmet eder?' düşüncesinden ziyade hangi oranda güzel olduğuna bakarlar

Böyle düşündükleri içinde alıp kullanılmadıkları pekçok eşyaları vardır Erkekler ise, beyinlerindeki modülün uyarımı gereği, 'Güzellik de neymiş? Mühim olan bir şeyin ucuz ve kaliteli olması, işe yaramasıdır' diye düşünürler Erkek aldığı bir nesnenin rengine, kadın da fiyatına bakmayı bilmez Oysa duygusal farkındalığın oluşabilmesi için her ikisinin de bu öğelere dikkat etmesi gerekir Çünkü hayatta sahip olduğumuz şeylerin fonksiyonel, kaliteli ve estetik olması esastır Akıllı erkek yaptığı işe güzellik katmayı, akıllı kadında mantık katmayı becerebilirse durum dengelenmiş olacaktır

Kıskançlığın Kimyası

İnsan kıskançlık hissettiği zaman, kendisine ilk olarak 'Neden kıskandım?' sorusunu sormalıdır Bu soru ile kıskançlık sebebi mutlaka ortaya çıkacaktır

Eşini öldürmek isteyen paranoid bir kadın hastam vardı Kendisini psikolojik açıdan incelediğimde, ortaya 'Eşim beni aldatıyor' düşüncesi çıktı Aslında eşi kendisini aldatmıyordu Onu bu düşünceye yönelten, eşinin cinsel ilgisinin eskisi gibi olmamasıydı Bu halin, kendisinin aldatıldığını düşünmesi için geçerli bir sebep olmadığını söylediğimizde ise, 'Beni aldatmıyorsa, cinsel açıdan neden bana eskisi gibi ilgi göstermiyor?' diye cevap verdi Elindeki tek delil buydu

İşte hasta, bu delilden hareketle oluşan şüphe sonunda eşinin her davranışını buna göre yorumlamaya başlamıştı Küçük bir delili büyük bir kanıt gibi değerlendirmiş, eşine bir bayan selam verdiğinde bile, 'İşte bu olay da, beni doğruluyor' diye düşünmüştü Eşinin cep telefonuna işiyle ilgili, basit bir mesaj bile gelse, olayı hemen abartmıştı

Bütün bunlar beyindeki yargı mekanizmasının bozulması sonucunda oluşur Erkek, eşine güvenmeyen ve her fırsatta saldıran bir kadın karşısında, 'Bıktım bu kadından' diyerek başka kadınlara yönelir Aslında kadın, farkında olmadan eşini başka kadınlara ittiği halde, 'Bak haklıymışım, bu adam zaten beni sevmiyordu' diye düşünür Fakat kadın daha başlangıçta, 'Eşimin bana olan cinsel ilgisi azaldı, acaba bu neden oluyor ?' diye sorabilir, yanlış bir yargıdan kaçınırsa ve kendinde değişiklikler yaparsa, olay başlamadan bitecektir

Basit kıskançlıklar haset, gıpta gibi bir takım kavramlarla açıklanır Fakat kıskançlıkta asıl önemli olan sebebi bulabilmektir Basit kıskançlıktaki savunma mekanizmalarını tanımalıdır Meselâ; karşı cinsle olan kıskançlıkta cinsel imaj öne çıkar Fakat hemcinslerin birbirini kıskanmasında, değer verilen şeye özen ön planda olur; sahip olduğu şeyi kaybetme korkusu vardır

Bazı insanlar 'ben asla kıskanmam' der, ama asıl kıskanç olanlar onlardır Çünkü kıskançlık, asla kabul edemeyecekleri ve kendilerine yakıştıramayacakları en olumsuz duygudur Kıskanma, negatif duygular içinde en çok gizlenen ve utanılanıdır Fakat rahatsızlık duyulması gereken şey, kıskanma değil, onun karşısında gösterilen davranışlardır

Bir insan başarılı birini kıskanıyorsa, bundan utanç duymamalıdır Çünkü kişinin özen gösterdiği bir değer vardır ve kıskançlık onun, bu değerle ilgili hassasiyetidir Fakat insan, 'Kıskançlık esnasında yaptığım doğru mu?' sorusunu kendisine ısrarla sormalıdır

Meselâ; iyi evliliği çok önemseyen biri, başkalarında gördüğü güzel evliliği kıskanabilir, ama sonradan bunu reddedip, 'ben kıskanç değilim' diyebilir Fakat 'ben iyi evliliğe önem veriyorum, o sebeple bu duyguları yaşamam normal' diye düşünmelidir İnsanlar iyi şeylere layıktır; ancak iyi özellikler layık olanlara gelir Bunun için kişi, kendisini kötülüklerden arındırmalı ve sürekli gelişme çabası içinde bulunmalıdır Gönlümüze güzelliklerin misafir olmasını istiyorsak, önce güzellikleri iten olumsuzlukları ortadan kaldırmalıyız

İnsanın gördüğü bir güzellik karşısındaki ilk tepkisi, özenmek ve 'benim de olsa' diye bu özeni ifade etmektir Kişi, kıskandığı kimsenin kişiliği ile kıskandığı 'şey'i birbirinden ayırabilmelidir Yâni başkalarının kişiliği değil, kişiliğindeki iyi özellikler kıskanılabilir Örneğin, kıskanılan insan çalışkansa, kıskanan kişi onun bu özelliğinden ders çıkarabilmelidir Yani olayları ayrıştırarak düşünmeyi başarmalıdır Yoksa insan, kıskançlığı başkalarının kişiliğine indirgerse, ego çatışması yaşar

Kıskançlığın basamaklarından biri de, gıpta duygusudur Bu duygu insanı olumsuza yaklaştırır 'Benim de olsa' düşüncesi doğaldır; ama gıpta duygusunda 'keşke' vardır 'Keşke benim de olsa, ama artık olamayacak O şanslı, ben şanssızım' Bu düşünce tarzı insana acı çektirir

Ayrıca kıskançlık hisseden kişi, niçin kıskandığı konusunu aydınlatır ve alternatif çözüm yollarına yönelirse, kıskançlık gibi olumsuz bir duygu bile insanı geliştirir Tabi kişinin bu kabiliyetini geliştirmesi için düşünme yeteneğini de ilerletmesi lâzımdır Günlük hayatımızda karşılaştığımız problemleri çoğu zaman düşünerek değil, çocukluğumuzda öğrendiğimiz tepkilerle çözmeye çalışırız Oysaki insan, kendini analiz ederek kemale erer Yapılması gereken, Yaratıcı tarafından insana verilen, irade ve seçme yeteneğini gerektiği gibi kullanmaktır

Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Âzam'ın, yolda giderken karşısına bir öküz çıkar Bunun üzerine İmam yolunu değiştirir Kendisinin bu davranışını görenler şakayla karışık sorarlar: 'Hocam öküzden mi korktunuz?' İmam Âzam, 'Onun boynuzları var, benim de aklım' diye cevaplar İnsanın *****ı akıldır İnsanlar akıllarını yeterince kullanabilirlerse, pek çok yanlıştan kurtulabilirler

ProfDrNevzat Tarhan

Kaynak : Baypostacom

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.