07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Maliye Bakanlığının 1 Temmuz 2007 Tarihli Tebliğine Ttd Görüşü
Maliye Bakanlığının 1 Temmuz 2007 tarihli tebliğine TTD görüşü
Türk Tabipleri Birliği Başkanlığına,
Maliye Bakanlığının 1 Temmuz 2007 tarihli tebliğine ilişkin olarak Türk Toraks Derneği &nin görüşünü ilişikte sunuyoruz:
T C Maliye Bakanlığının 1 Temmuz 2006 tarihinde yürürlüğe koyduğu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği ile ayaktan yapılan tetkik ve tedavilerin bedellerinin ödenmesinde sağlık kuruluşlarına vaka başı ödeme esasına geçilmiştir Bu uygulama ile onkolojik ve acil vakalar dışındaki tüm ayaktan görülerek tetkik ve tedavi edilen hastalar için tıp branşına ve tedavi merkezi özelliklerine göre değişen sabit bedeller ödenecektir
Temmuz 2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bu tebliğ hekimlik mesleğini ve sanatını kısıtlayıcı, hekimin hasta için en doğru tetkikleri istemeye çalıştığını gözardı eden ve tıp etiği ile uyuşmayan bir uygulamadır Tebliğ ile branşlara ve tedavi merkezi özelliklerine göre sınıflama yapılarak ödenecek miktarlar belirlenmiş, aynı tıp branşına çok farklı hastaların gelebileceği göz ardı edilerek hepsine aynı miktar ödeme yapılmasına başlanmıştır Hekimlerin, hastaların tanı ve tedavileri için gerekli olan tetkikleri isteyip yaptırmaları beklenmekte, ancak yapılanların bedelinin önerilen miktarı aşması durumunda ödeme yapılmamaktadır Tebliğ ile belirlenen miktarı aşan tanı ve tedavi harcamaları hastaneler tarafından karşılanacaktır Böylece hekimler gerekli olabilecek kimi tetkiklerden vazgeçmek zorunda kalabilecek, tanı ve tedavi kurumları tasarruf yapma yoluna gidebilecek bunun sonucunda da hizmet kalitesi kaçınılmaz olarak düşecektir
Her ülkede olduğu gibi ülkemizde de sağlık harcamalarının tutarı artmaktadır Bu hem hizmetlerin çeşitlenmesinden hem de yeni tıp teknolojilerinin daha pahalı olmasından kaynaklanmaktadır Sağlık harcamalarının denetlenmesi gereklidir, ancak sağlıktan tasarruf yapılmamalıdır, bu uygulama en çok halk sağlığına zarar verir
Ödenen vaka başı fiyatlar değişmekle birlikte tüm tanı ve tedavi basamaklarında kısıtlama getirilmiştir Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin hepsi bu uygulamadan etkilenmektedir Hekimlerin çoğu hastanın daha ileri değerlendirilebilmesi için gerekli olan tetkikleri istemekten bu uygulama ile caydırılmakta, böylece daha fazla tanı ve tedavi hatasının ortaya çıkmasına yol açıdır Hasta ile hekimin karşı karşıya gelmesi hasta-hekim ilişkisini ve güvenini zedeleyici, her iki tarafında zarar gördüğü bir durumdur
Tebliğde hastanın bir başka sağlık kurumuna sevki durumunda sadece 5 YTL ödeme yapılacağı belirtilmektedir Bu doğrudan daha ileri tetkik ve konsültasyon sistemini engelleyici bir maddedir Hastanın daha kapsamlı ve tedavisinin sağlanması için yapılan konsültasyonların engellenmesi ile çoğu hasta daha kapsamlı ve elbette daha hızlı tedavi edilebilme şansını yitirebilecek, yanlış ya da eksik tedaviler artabilecektir
Tebliğin bir diğer yönü aynı düşük bedellerin çok az bir farkla araştırma ve eğitim hastanelerine de uygulanmasıdır Üniversite hastanelerine ödenen miktarlar % 50 daha fazla görünmesine karşın, örneğin Göğüs Hastalıkları için 20 YTL daha fazladır Daha sorunlu ve ileri araştırmaya gerek duyulan hastaların yönlendirildiği eğitim ve araştırma hastanelerinde verilen hizmet kalitesinin bu ödeme miktarları ile sürdürülmesi imkansızdır Tebliğ tarafından belirlenen ödeme miktarlarını aşan tetkik ve tedavi masraflarının hastaneler tarafından üstlenilmesi sürdürülebilir ve gerçekçi bir yaklaşım değildir Bu uygulamanın devamı kimi hizmetlerden vazgeçilmesine, hizmet kalitesinin hızla düşmesine ve hastaların daha çok mağdur olmalarına yol açacaktır
Sonuç olarak önerilerimiz;
Ayrıca, Ek-2 tabloda yer alan harcama kalemlerine; Göğüs Hastalıkları branşında ayaktan hastalara uygulanan ancak bu tebliğ ile ödeme güçlüğü oluşturacak olan bronkoskopi ve bronkoskopik biyopsiler/tedaviler, plevra ponksiyon ve biyopsisi, alerjik testler, ergometri, diffüzyon testi ve statik volümleri ölçülmeleri, bronkodilatasyon ve bronkoprovokasyon testlerinin bedellerinin de gerçekçi olarak belirlenerek tabloya eklenmesi gerekir
Kısa dönemde bu tebliğin yaratacağı sorunları önlemek üzere branşlara göre tek tip ödeme şekli yerine vakanın özelliklerine, tanısına göre ödeme miktarlarının belirlenmesi daha doğrudur Sık görülen hastalıklar konusunda Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan tanı ve tedavi algoritmaları kitabı bulunmaktadır Bu kitap bakanlık tarafından sağlık kurumlarına dağıtılmıştır Kitaptaki algoritmalar incelendiğinde yapılması istenen / beklenen tetkiklerin Tebliğ tarafından belirlenen fiyatlar ile karşılanmasının mümkün olmadığı görülecektir Dolayısı ile yapılması gereken Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan bu Tanı ve Tedavi Algoritma kitabına ve değişik uzmanlık derneklerini yayınladığı tanı ve tedavi rehberlerine göre her olgunun tanısına yönelik tanı ve tedavi bedellerinin daha gerçekçi olarak yeniden hesaplanmasıdır
Ancak asıl yapılması gereken sağlık harcamalarının kapsamlı ve detaylı olarak denetlenmesi ama sağlığın bir tasarruf kalemi olarak görülmesi yaklaşımının terk edilmesidir
Doç Dr Çağlar Çuhadaroğlu
Genel Sekreter
Prof Dr Eyüp Sabri Uçan
Genel Başkan
Kaynak: toraks org tr
|
|
|