Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aldanmayın, güneşine, kış

Kış Güneşine Aldanmayın

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kış Güneşine Aldanmayın





Kış hastalıkları denilince akla ilk olarak bu mevsimde iklimsel& , sosyal& ve fiziksel& değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan veya sıklığı artan hastalıklar gelmektedir

Bu hastalıkların çoğunluğu enfeksiyon& , yani mikrobik& hastalıklar olup;
Kış aylarında havanın soğuması
Hava kirliliğinin artması
Toplu ve sıkışık ortamlarda yaşanılması ve
Özellikle çocukların maruz kaldığı soğuk algınlığının sürekli bulaşması sonucunda
hastalıkların oranı artmaktadır

Vücuda etki eden değişiklikler sonucu enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlara eğilim artmakta; metabolizma kötü yönde etkilenip, mikroplar kolayca vücuda girmektedir Vücut direncini kıran bu değişiklikler şöyle sıralanabilir:
Sıcak havalara göre fiziksel stresin daha fazla görülmesi
Soğuğa bağlı olarak cildin kuruması
burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması
Koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması
Beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelim
Hareketsizliğin artması

Sebepleri ve belirtileri itibari ile birbirine benzemekle birlikte; farklı özelliklere sahip olan kış hastalıklarının her birinin tedavisi farklı olup, önlem alınmadığı takdirde bu hastalıklardan bazıları ölümcül olabilmektedir

SOĞUK ALGILIĞI
Soğuk algınlığı deyip, geçmeyin!&
Soğuk algınlığı, farklı virüslerin neden olduğu; burun ve boğazda yerleşen hafif bir enfeksiyondur Genellikle 1 haftayı bulan hastalığın süresi; çocuklarda, yaşlılarda ve başka rahatsızlığı olan kişilerde uzayabilir Doktorlara başvuru nedenleri arasında ilk sırada yer alan soğuk algınlığı; erişkinlerde en sık eylül-mayıs ayları arasında ve yılda 2 ilâ 4 kez görülebilmektedir Küçük çocuklarda görülme oranı ise yılda 6 ilâ 8 arasında olabilmektedir Bulaşıcı olan hastalık, virüsü içeren damlacıkların teması yoluyla yayılmaktadır

Hastalığın belirtileri
burun akıntısı
Hapşırık
Tat ve koku alma duyularında azalma
boğazda gıcık hissi
Öksürük
bebeklerde ve çocuklarda sıklıkla ateş
Sigara kullananlarda yakınmalar

Hastalığın tedavisi
Yakınmalara yönelik olarak planlanan hastalığın virüslere yok edici ilaç tedavisi yoktur antibiyotikler, soğuk algınlığına eklenen bakteriyel enfeksiyonların varlığında kullanılmaktadır Tedavi sürecinde; kafein içeren kahve, çay veya kolalı içecekler ile ***** kullanımından kaçınılmalıdır Çünkü kafein ve ***** istenilenin aksine, susuzluk yaratacaktır Eğer sigara kullanılıyorsa, bırakılmalı ve sigara kullanılan ortamlardan uzak durulmalıdır Yatak istirahati, hastalık süresinin kısaltılmasında etkili olmaktadır

Ağrı kesici ve ateş düşürücü
Ağrı yakınmasını kontrol etmekle birlikte; mide rahatsızlığını önleme ile astım ya da ülser hastalarını etkilememesi açısından tercih edilmektedir

Dekonjenstan ve antihistaminkler
Öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığın giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır

Hastalıktan korunma
Özellikle hastalığın ilk birkaç günü, soğuk algınlığı olan kişilerden uzak durulmalıdır
Soğuk algınlığı olan kişi ile teması sonrasında eller yıkanmalıdır
Hasta olan kişi eğer çocuk ise oyun sonrası, çocuğun oyuncakları da yıkanmalıdır
Fark edilmeden alınmış olabilecek virüslerin bulaştırılmaması için parmaklar, burun ve gözlerden uzak tutulmalıdır
Banyoda sağlıklı kişiler için ikinci bir havlu bulundurulmalıdır
Sinüslerinizin kurumaması için yaşanılan ortamın nemine dikkat edilmelidir
Soğuk algınlığından korunmaya yönelik henüz bir aşı geliştirilmemiştir Yapılan çalışmalar, pek çok soğuk algınlığı tipi için tek bir aşı geliştirmeye yöneliktir

Eğer soğuk algınlığı var ise
Öksürme veya hapşırma sırasında ağız-burun mendil ile kapatılmalı ve ardından mendil çöpe atılarak, eller yıkanmalıdır
astım veya kronik akciğer hastalığı gibi hastalığa duyarlı kişilerden uzak durulmalıdır

Hastalığın komplikasyonları
En sık görülen komplikasyonlar; sinüs enfeksiyonları ile devam eden öksürüktür Eğer soğuk algınlığı yakınmalarında; çok şiddetli yüksek ateş, kulak ağrısı, şiddetlenen öksürük ile kronik akciğer hastalığında alevlenme gibi etkiler görülüyorsa, mutlaka doktora danışılmalıdır

GRİP
Neden her yıl grip aşısı olmalıyız?&
İnfluenza virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur 3 tip influenza virüsü olup bu virüsler; A Tipi, B Tipi ve C Tipi olarak adlandırılmaktadır A ve B Tipi virüsleri çok şiddetli olmakla beraber; bu virüslerin yapıları sürekli değişmekte ve her yıl farklı tipleri ile belirebilmektedir Vücudun doğal savunma sistemi, bu değişikliklere ayak uyduramadığı için grip aşısı her yıl tekrarlanmaktadır Çok hafif olan C Tipi virüsler ise yakınmaya neden olmadığı gibi halk sağlığını tehdit eden özelliklere de sahip değildir Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemi zayıf kişilerde hastalık ölümcül olabilmektedir

Hastalığın belirtileri
grip belirtileri, soğuk algınlığında görülen belirtilerden daha şiddetli olup; belirtiler aniden başlamaktadır

Erişkinlerde belirtiler:
Yüksek ateş
Öksürük
Baş, boğaz, vücut ve kas ağrısı
Halsizlik



Çocuklarda belirtiler:
Okul çağı çocuklarındaki ve gençlerdeki yakınmalar, erişkinlerdekilere benzer ancak bebeklerde tanı koymak zordur Çünkü belirtiler, diğer virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar gibidir

Hastalığın seyri
İyileşme süreci 1-2 hafta içerisinde tamamlanır Özellikle yaşlılarda halsizlik, kuvvetsizlik gibi yakınmalar, iyileşmenin ardından da uzun süre devam edebilir

Hastalığın tedavisi
Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir

Rahatlatıcı tedavi
Parasetamol, dekonjestan, antihistaminik kullanımı
Oral sıvı ve beslenme desteği
Yatak istirahati

Hastalıktan korunma
En iyi korunma yöntemi grip aşısı olup; en uygun uygulama zamanı ekim başı ilâ kasım ortasındadır grip aşısı, her yıl tekrarlanmalıdır

Kimler grip aşısı olmalıdır?
50 yaş ve üzerindekiler
Huzurevinde yaşayan veya kronik bakım altındaki kişiler
kalp ve akciğer hastaları ile astım gibi kronik hastalığı olanlar
6 ay 18 yaş arasında uzun süreli aspirin tedavisi gören çocuklar
Kronik hastalık nedeniyle son 1 yıldır hastanede yatan veya tedavi görenler
HIV pozitif virüsü taşıyanlar
Kalabalık ortamlarda yaşayan öğrenci ve askerler ile diğer meslek gruplarındakiler

Hastalığın komplikasyonları
Hastalığın en yaygın komplikasyonu, zatürre gelişimine neden olmasıdır Nefes darlığı ve öksürükle birlikte göğüs ağrısı görülmesi durumunda; ayrıca sarı-yeşil renkte veya kanlı bir şekilde balgam geliştiğinde, mutlaka doktora danışılmalıdır

ZATÜRRE (PNÖMONİ)
Önlem alınmadığı takdirde zatürre ölümcül olabilir!&
akciğerdeki hava keselerinin iltihap ve sıvı ile dolması neticesinde kana oksijen ulaşamadığı için vücut hücreleri düzenli çalışamaz akciğerlerde ciddi bir enfeksiyona yol açması nedeniyle zatürre ölümcül sonuçlar doğurabilir

Hastalığın nedenleri
bakteriler, virüsler ve mikoplazmalar ile iltahaba sebep olan mikroplar
Mantar vb çeşitli kimyasal maddeler

Hastalığın belirtileri
Ani ve şiddetli ataklarla gelen kuru öksürük
Ateş ve titreme
Bulantı ve kusma
Halsizlik

Hastalığın tedavisi
Genç, bağışıklık sistemi güçlü kişiler ile erken tanı konulan vakalarda ayrıca enfeksiyonun lokal olduğu kişilerde tedaviye yanıt alınmaktadır Doktorun önerisiyle uygun antibiyotik belirlenerek; hastalığın seyrine göre kullanılmaktadır İyi bir terleme ve gereken durumlarda oksijen alımı ile destek tedavisi sağlanır Yakınmalar, 7 ilâ 10 gün içerisinde azalsa da tamamen iyileşme sağlanması haftalar sürebilir Hastalığın tekrarını önlemek için yeterli sürede istirahat gerekmektedir





AKUT BRONŞİT
Akut bronşit tedavi edilmez ise zatürre gelişebilir!&
Bronşit, bronş adı verilen hava yolarında salgı artması ve diğer değişimlikler ile ortaya çıkan inflamasyondur En sık rastlanan tipleri, akut ve kronik bronşittir Akut bronşit hava yollarının salgı zarlarının yangısıdır

Hastalığın nedenleri
Akut bronşit çoğunlukla bakteriler ve/veya virüslere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır Genellikle günlük aktiviteleri kısıtlamayacak şekilde hafif seyreder ve tamamen geçer Akut bronşit üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarından ya da soğuk algınlığından sonra ortaya çıkar Kronik sinüzit ve/veya alerjisi olan hastalarda da görülmekte olup; hastalığın ardından zatürre gelişebilir

Hastalığın belirtileri
burun akıntısı
Fenalık hissi
Titreme
Hafif ateş
Kas ağrısı
boğaz ağrısı
Başlangıçta kuru öksürük
Daha sonraları balgam çıkarma

Hastalığın tanısı
Akut bronşit tanısı, hastalığın öyküsünün alınması ve fizik muayene ile koyulmaktadır ancak tanıyı kesinleştirmek için aşağıdaki tetkikler de gerekebilir:
akciğer grafisi
kan tahlilleri
kandaki oksijen miktarının ölçülmesi
burun/boğaz salgısından kültür
akciğer fonksiyon testleri

Hastalığın tedavisi
Tedavi; hastanın yaşı, genel sağlık durumu, tıbbi geçmişi, ilaçlara karşı toleransı ile hastalığın diğer hastalıklar üzerine oluşabilecek etkisi göz önünde bulundurularak düzenlenmektedir Akut bronşit çoğunlukla virüs enfeksiyonlarına bağlı oluştuğundan, antibiyotik tedavisi genellikle gereksiz olup; destek tedavisi yeterlidir
Ateş düşürücüler
Ağrı kesiciler
Öksürük şurupları
Sıvı alımının artması

SİNÜZİT
Sinüzit baş ağrısına neden olabilir ancak günlük yaşamda karşılaşılan baş ağrılarının küçük bir kısmını sinüzitler oluştur!&
kafatasının daha çok ön bölümüne bulunan içi hava dolu boşluklar olan sinüslerin görevlerini normal olarak yerine getirebilmesi için kanalların açık, salgı yapısının normal ve bunları taşıyan tüylü hücrelerin de sağlıklı olması gerekmektedir Sinüslerden biri, birkaçı ya da hepsinin iltihaplanması durumunda da sinüzit oluşmaktadır

Hastalığın belirtileri
Yüzde ağrı
burun tıkanıklığı
İltihaplı akıntı
Koku alma bozukluğu
ağız kokusu
dişlerde ağrı
Öksürük
Ateş ve halsizlik

Bu belirtilerin hepsi ile her zaman karşılaşılmayabilir

Sinüziti diğer hastalıklardan ayıran belirtiler
Sinüzit nadir olarak bronşit ile bir arada görünebilir Hastalar, burun ve sinüslerdeki dolgunluk ve tıkanıklıkta olduğu gibi baş ağrısını da sinüzit olarak yorumlayabilmektedir Günlük yaşamda karşılaşılan baş ağrılarının aslında küçük bir kısmını sinüzitler oluşturmaktadır Sinüzite bağlı baş ağrıları, tipik olarak soğuk algılığı ile burun tıkanıklığının arkasından gelmektedir Sinüzitte daha çok alın, göz çevresi ve yüzde ağrı oluşmakta ve ağrı yere eğilmekle birlikte artmaktadır Sinüzitte, migrende olduğu gibi bulantı oluşmamakta ve ağrı krizler halinde gelmemektedir

Sinüzitte burun akıntısı, hem yapışkan hem de iltihap nedeniyle sarımsı yeşil renkte olabilir Alerjik burun hastalıklarında ise akıntı, bol miktarda ve su gibidir Sinüzit nadiren komşu olduğu göz ve beyinde enfeksiyonlara neden olabilir

Hastalığın nedenleri
Koruyucu mekanizmaların bozulması sonucu sinüzit oluşmaktadır Bu mekanizmaların en önemlisi tüylü hücrelerin yaptığı temizliktir Hücrelerin çalışması daha çok soğuk algınlığı denilen virüslerle bulaşan hastalıklar sırasında bozulmakta; bu esnada ayrıca sinüslerin içini döşeyen örtü de kalınlaşmaktadır Bu durum, sinüslerin burunla bağlantısını sağlayan kanalların tıkanmasına yol açmaktadır Tıkanıklığın ardından bakteriler sinüs içerisinde çoğalarak, sinüzite neden olmaktadır Her zaman bakteriler ile oluşmayan hastalığa, virüsler ve mantarlar da neden olabilmektedir

Sinüzitin sık görüldüğü durumlar:
Sıklıkla soğuk algınlığı geçirenlerde
Polipleri olanlarda
Sigara kullananlarda
Alerjisi olanlarda
Salgı yapısı çok yapışkan olanlarda
Septumlarda (burun orta bölmesinin, sinüs kanallarının olduğu yerlerde çıkıntı yapması)
Hava kirliliğinde

Soğuk algınlığı bulguları olmayan tek taraflı sinüzitlerin, diş hastalıkları ile diş çekiminden kaynaklanma olasılığını akla getirmektedir Basit bir soğuk algınlığında görülen şikâyetler ortalama 1 hafta sürmektedir Bu süreden sonra devam eden şikâyetler, doktora başvurmayı ve sinüzit tedavisini gerektirmektedir

Hastalığın tanısı
Özel durumlarda sinüs kanallarından gelen akıntı, bakteri araştırması için laboratuvara gönderilebilir Şikâyetlerin 2 ay kadar devam etmesi veya sık sık tekrarlanması durumunda ise kronik sinüzit söz konusudur Bu durumda sinüslerin yapısını ve hastalık nedenlerini ayrıntılı olarak görebilmek için bilgisayarlı tomografi tetkiki yaptırılmalıdır

Hastalığın tedavisi
Sinüzit tedavisinde; sinüslerin havalanmasını kolaylaştıran dekonjestanlar (tablet, süspansiyon ve burun damlası şeklinde) ile antibiyotikler kullanılmaktadır Eğer belirlenen durumun ilaçlarla tedavisi mümkün olmayacaksa; cerrahi tedavi önerilmektedir Son zamanlarda yaygın olarak kullanılan Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS), kronik sinüzitlerin tedavisinde eskiye oranla daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir

Kaynak : Baypostacom

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.