Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Bebek & Çocuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hükmeden, içsel, ile, kenter, konuştuk, oyuncu, sanatı, ünlü, yıldız, üzerine, zamana, zeka

Sanatı İle Zamana Hükmeden Ünlü Oyuncu Yıldız Kenter İle İçsel Zekâ Üzerine Konuştuk

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sanatı İle Zamana Hükmeden Ünlü Oyuncu Yıldız Kenter İle İçsel Zekâ Üzerine Konuştuk






İçsel zekâ, insanın kendisini çok iyi tanıması, duygusal ve karakter anlamındaki özelliklerini bilmesi ve bunları yönetebilmesi olarak tanımlanıyor Bu açıdan bakıldığında, içsel zekâ mesleğinizde önemli bir yere sahip Kişisel gelişiminizde içsel zekâ yönünüzü destekleyen ne gibi olaylar, ortamlar ve kişiler vardı?

Bilmiyorum Çünkü ben niçin oyuncu olduğumu da bilmiyorum Uzun yıllar sonra mesleği biraz öğrendikten ve bu konuda kitaplar okuduktan sonra, niçin oyuncu olmak istediğimi düşünmeye başladım İlk faktör aşktı Aşksız hiçbir şey olamıyor Aşk olması içinde, mutlaka bir şey yapmam gerekiyor Dans etmem, bir şeyler söylemem, birisinin dikkatini çekmem, odak olmam gerekiyor Bunu bir zaaf olarak gördüm Bana baksınlar, beni dinlesinler, beni alkışlasınlar, beğenileyim, fark edileyim Evet, zaaf böyle bir şey… Özellikle beş kardeş olduğunuzda ve kardeşlerden daha az itibar gören olduğunuzda, o itibarı yakalayabilmek için bir çabaya giriyorsunuz Ben ne yaparım da bana da bakılır, ben de beğenilirim diye düşünüyorsunuz Burada bir rekâbet, fark edilme ve beğenilme arzusu var Bu insanı maskara edebilir ve ettiği zamanlar da olmuştur Ev camiasında, ev aile arasında tokat yediğim olmuştur Fakat öyle de, böyle de fark edilmişimdir Fark edilmenin bir zaaf olduğunu kabul edersek, bu yaptıklarımıza bakınca beni görsünler, bana baksınlar, beni alkışlasınlar bu tuhaf bir duygu Bu zayıflığı Suna Kan, İdil Biret, birçok sanatçı, ilim adamı ve yazar gibi belli bir ölçü ve disiplinle içten geleni aklınızla kontrol ettiğiniz zaman dönüştürebiliyorsunuz Maskara olmaktan kendinizi kurtarabiliyorsunuz Bu sayede zaafınıza itibar kazandırıyorsunuz ve onu güce dönüştürebiliyorsunuz Ben bunu böyle gördüm Zekâya gelince, ben zeki bir insan olduğumu sanmıyorum Aklımı kullanıyorum fakat zeki olsaydım, zekâm aklımı çok daha kıvrak bir hale getirirdi ve ben bazı meslektaşlarımın yaptığı gibi, bu kadar sıkıntılı bir duruma düşmeyebilirdim tiyatro yaparken Yani bugüne uygun bir zekâm yok benim Mesela ben borçtan harçtan bir türlü kurtulamadım Tiyatroyu yaptığımda herkesi ortak ettim, bu başıma iş açtı Zeki bir insan olsaydım başka türlü davranırdım Hayır, ben daha çok duygusal bir insandım Bu tiyatroyu yaparken herkes ortak olmalı kim varsa dedim Hepimiz el ele vermeliyiz en güzelini yapmalıyız diye düşündüm Bunlar hoş duygular fakat henüz yaşanmamış denenmemiş duygulardı Zamana meydan okumuş insanlara baktığımızda zekâ boyutlarının çok gelişmiş olduğunu görüyoruz İnsanlar karakter özelliği anlamında kendisini bilip, başka karakter özelliklerine esneme gösterdikçe, duygusal ve düşünsel boyutta daha iyi etkileşim söz konusu oluyor Sizce karakter özelliği konusunda insanın kendisini bilme durumunun, içsel zekâ ve oyunculuk yeteneği üzerindeki etkisi nedir?

Çok ilginç bir noktaya dokundunuz Ben her rolde hep kendimi oynarım Çünkü bende Lady Macbeth'in, Ofelya'nın, Juliet'in bütün özellikleri var Sizin özellikleriniz de bende var Yani insanlar yüz yüze gelip kendilerini çok iyi tanıdıkları zaman, başkalarını tanımaları çok kolay oluyor Başkalarını da tanıyınca, aldığınız yüzlerce oyundaki yüzlerce kişiyi de tanıyınca, bu da bana benziyor diyorsunuz Ben de böyle zayıf bir insanım, böyle güçlüyüm, ben de bu kadar korkağım, ben de bu kadar cesurum, her insan böyledir diyorsunuz Evrensele ulaşmak demek zaten buradan kaynaklanıyor Herkesteki ortak yönü yakalayıp, çaprazdaki insanı belirlemek… Seyirci de böyle yakalanıyor değil mi?

Böyle yakalanıyor Bazı yazarların oyunlarındaki insanlara baktığınız zaman, dünyanın neresinde oynarsanız oynayın, belli yerlerde aynı tepkileri alıyorsunuz Antep ile İstanbul, Mersin ile Trabzon bir mi? Tüm farklı özelliklere karşın ortak özellikleri de var O ortak özellikleri yakaladığınızda herkes birbirine benziyor aslında Bence farklılığı doğuran dış etkenler, coğrafi etkenler Karadeniz yöresinin insanı çarpan havası, çabuk hareket etmeye iten, konuşmalarında ve hareketlerinde, koreografilerinde Doğunun ağır, durağan hiçbir yeri kıpırdamadan konuşan yapısı var Ama o monoton müziğin inanılmaz bir gücü vardır Ege, Orta Anadolu farklıdır Ama hepsi bir yerde birleşir İnsandırlar, acıkırlar, benzerler, karınlarını doyurmak için her şeye başvurabilirler, öldürürler, çoğalmak, beğenilmek, fark edilmek isterler, acı çekerler İnsanlar birbirine benzer ama hepsi de birbirinden farklıdır Coğrafyadır bu farkı oluşturan ama dikkat ederseniz bu farklılık dünya küçülmeye başlayınca yok olmaya başladı Keyifli bir yemek yerken zor durumdaki bir çocuğu görüyorum ekranda, bütün iştahım kaçıyor Bir öğrencime sen hiç acı çektin mi?diye sordum Ben hiç acı çekmedim diye yanıt verdi Yani ailende kimse hastalandı mı falan? Hayır dedi Peki, başkaları için? dedim O kadar garip gelmişti ki öğrencimin bu tavrı, belki de ilginç olmak için yapıyordu Çünkü bir başkasının acısından etkilenmemek mümkün değil bir insan için Tiyatronun gayesi bu etkileşimi sağlamak Çok güzel tanımladınız Çocuk sahibi olmak biyolojik faktörlerin ötesinde bir şey Çünkü tüm çocuklar insanlığın Bizler yeryüzünde yaşayan her çocuktan dolayı anne ve baba sıfatı ile sınavdayız adeta

Şaşıyorsunuz, iki aile kavga ediyor Gidiyor aileden bir fert öbür ailenin çocuğunu dövüyor, yaralıyor, öldürebiliyor Bu nasıl bir şey? İnsan olamamış daha Hayvan bile yapmaz bunu Ben çok hayvanların arasında büyüdüm Evimiz küçük ve paramız yoktu Beş çocuk var evin içinde ve bir sürü hayvan; kediler, köpekler Bir sürü farklı insan bizim evimizde kalmıştır Ben çocukken daha sonra mülteciler bizim evimize geldiler Çok insan tanıdık daha küçücükken, değişik insanlar tanımaya başladık Evimizin içinde yaşayan insanlar tanımaya başladık Bizim evimizde çok şükür Allah'a ki din ön planda değildi Annem Hıristiyan, babam Müslüman'dı Ama her ikisi de dinlerini ön planda tutmadılar, bizim evde akıl, vicdan ve vefa vardı Annemin bize öğrettiği ilk şey, bugün kendini mutlu edecek ne yaptın? oldu Bugün iyilik yaptın mı kimseye, bugün derste başarılı oldun mu? Oldunsa neden, olmadınsa neden? Böyle sorular sorup ve beni kendimle karşı karşıya getiren ilk insan annem oldu Yani ben ilk tiyatroculuk derslerimi böylece annemden almış oldum Ama annem, Türkiye'de tiyatroya girmemi istemedi Çünkü öyle yerlerde oturuyorduk ki, Boşnak Mahallesi Nerede ucuz yer varsa oraya gidiyorduk Babam işsizdi Hariciyeci olduğu için karısından boşanması istenmişti Yeni bir kanun çıkmıştı Annem boşa demiş ama babam boşamamıştı Maddi anlamda çok sıkıntılı bir çocukluk geçirdik ama Allah'tan mutlu bir çocukluk yaşadık Evrensel anlamda insanlara mesaj verebilen biri olmak sadece eğitimle olmayacak bir durum aslında Bunun için insanın kendisini sürekli keşfetmesi gerekmiyor mu?

Eğitimle ortaya çıkacak, eğitimle gelişecek, deneyimle gelişecek, aşkla büyüyecekSanat; sezgisel kimliği beslerken, basın, günümüzdeki teknoloji anlayışı ve mantıksal değerleri tutmaya çalışıyor Aslında mantıkla sezgi birbirini çok iyi dengelemeli Bilgisayar ve televizyon bu anlamda iyi kullanılamıyor diye düşünüyorum Sezgiselliği besleyecek en önemli etkinlik, iletişimken bu etkileşim, pasif olmaya ve hiç konuşmayan insan figürünü ön planda tutmaya başladı

Bilgisayar büyük, fakat beni korkutan bir evren Çocukları doğadan, havadan, sudan ve kırlardan, ağaçlardan, çiçeklerden uzaklaştırıyor Bu teknolojik araçların başında beden şekil değiştirmeye başlıyor Yani dar omuzlar, geniş kalçalar, göbek falan oluşmaya başlıyor genç yaşlarda Öte yandan teknoloji inanılmaz bir iletişim ve öğrenim kaynağı Gençlere bakıyorum bunun içine doğanlar ne kadar çabuk adapte olabiliyorlar Ben bu yaştan sonra öğrenmeye çalışıyorum Mektuplarımı yazıyorum, basıyorum, yolluyorum ama öyle acayip bir dünya ki, onun içine doğmak lazım çocuklarımız gibi kavrayabilmek için Ben doğayı seviyorum Doğaya alışkınım, kendime doğa çocuğuyum diyebilirim Biz beş kardeş, hep dışarıda büyüdük Bunun için ben yürüyüş yapmazsam, temiz hava almazsam hastalanmaya başlıyorum Sizin içsel zekânızı besleyen ne türlü etkenler var?

Bütün sanatlar içinde sanıyorum tiyatro en kapsamlı olanı Neden tiyatro deyince, söz var Söz olunca şiir var Şiir olunca felsefe ve müzik var Müzik olunca dans var Dans olunca mekân var Mekân olunca dünya var Onun için tiyatro yapmak demek, öyle herkesin televizyona çıkıp ben de yaptım oldu Bende oyuncuyum demesiyle olmuyor Türkiye'de popülarizmin sanatsalın önüne geçtiği bir dönem yaşıyoruz Tiyatroda metin etkiliyor en çok Düşündükçe bu metni bir müzik oluşuyor kafanızda O müziğe göre hareketleriniz oluşuyor Yani kendi müziğinizi bir yerde kendiniz besteliyorsunuz


Hayal kurmak, içsel zekâyı en çok besleyen etkenlerdin biri Hayal kurmaya bakış açınız nedir?

Yaşamak için düş kurmaya mecbursunuz Bunun için sanatçı olmak gerekmiyor Ölçü; yani matematik, sanatta ve yaşamın her alanında çok önemlidir Tiyatro matematiksel değilmiş gibi gelir insana Hayır, bir metni doğru deşifre etmek için, o metnin matematiğini çok iyi kavramanız lazım Hangi nokta nereye neden dolayı nasıl bağlanıyor ve oradan nerelere sürükleniyor Yoksa bir bütün oluşturmanız mümkün değil Müzikte de deşifre çok önemlidir İnsan yetenekleri anlamında var oluş nedeniyle uygun meslekle buluşursa, insanlığa üst açılımlar kazandıran kişi konumunda oluyor diye düşünüyorum Bu anlamda sizin var oluş nedeniniz tiyatro diyebilir miyiz?

Katılıyorum size Ben dayak yiye yiye gittim konservatuara, çok acı çektim, çok çalıştım Yalnız tiyatrocu oldum Bu kadar acıların yanında o kadar çok seviyorum ki tiyatroyu, her şeye rağmen çok mutlu oldum İnsan bazen kendisiyle buluşabilmek için yalnız kalmalı diye düşünüyorum Sizce içsel zekâyı yalnızlık besler mi?

Yalnızlığın zaman zaman çok iyi bir şey olduğunu biliyorum Bunu hissediyor ve istiyorum zaman zaman Anne ve babalara çocuklarının içsel zekâlarının ve sezgisel özelliklerinin gelişimi konusunda neler yapmalarını önerirsiniz?

Ben bu konuda da acemiydim Öyle bir mesleğim var ki, beni çok meşgul etti Annemin çocuğuma zaafı onu bir süre benden koparttı Bir burs kazandım, gidip Amerika'da okumam gerekiyordu Çocuğumun bütün masraflarını veriyorlardı Annem kıyameti kopardı Öyle bir şey oldu ki; ben gittim çocuğumu bıraktım Babam öldü, annem yalnız kaldı Leyla olmasaydı çok kötü olacaktı Böyle garip şeyler oluyor insanın hayatında Ama kızımı bıraktığıma çok pişmanım mesela Zaten bir buçuk senede kestim bursumu, bıraktım geldim Yahut da annemi getirtmeliydim oraya ama ona da imkânım yoktu Bazen koşullar insanı zorluyor Sn Yıldız Kenter'e Anneyiz Biz ile paylaşımlarından dolayı teşekkür ederiz
Dikkat: Bu röportajın tüm hakları AnneyizBiz'e aittir İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz [/b]

? Diğer röportajları okumak için tıklayınız


Kaynak: Anneyiz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.