İnfantil Kolik |
07-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnfantil Kolikİnfantil Kolik İnfantil Kolik Süt çocukluğu döneminin en sık rastlanan rahatsızlığı olan infantil kolik (İK), halen gizemini koruyan, aileyi ve hekimi çoğu zaman sıkıntıya sokabilen, maddi ve manevi birçok kayıplara neden olabilen bir sendromdurFarklı tanımları olmasına karşın Wessell'in tanımı en çok kabul görendir Buna göre; gelişimi normal olan, sağlıklı 0-3 aylık bebeklerde görülen, en az üç hafta süreli,haftada üç günden, günde üç saatten fazla ve başka bir nedenle açıklanamayan biçimde huzursuzluk, ajitasyon ve ağlamaların olduğu tabloya İK denilmektedir Gaz sancısı olarak bilinen infantil kolik 3 ayın altındaki bebeklerin % 10-30unda görülmektedir Genellikle 3-4 haftalıkken başlar ve 3 aya kadar devam eder Kimi yazarlar, yaşamın ilk üç ayında ailenin yakınmalarına neden olacak düzeyde olan, nedeni açıklanamayan yineleyen ağlamaları pratik olarak İK biçiminde tanımlamaktadır Ağlama nöbetleri özellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde olmaktadır Bebeklerin yalnizca %47'sinde belirtiler üç ay içerisinde kayıp olmaktadır Yüzde 41'inde altıncı aya kadar, geriye kalan %12'sinde ise 12 aya kadar sürmektedir Bugün için kesin bir tedavi yöntemi yoktur Uygulanan tedaviler bazı çocuklarda yararlı olabilir Klinik Klinik tablo hafif, orta ya da ağır olabilir Hafif tipte; bebekte yalnızca akşamları nedensiz bir huzursuzluk söz konusu iken, orta ve ağır formda ise, tamamen sağlıklı bir bebekte genellikle akşama doğru, yüzde kızarma ve kaşlarını çatma ile başlayan, ardından bacakların karına doğru çekilmesı ve şiddetli ağlama nöbetleri birkaç dakika sürdükten sonra sonlanır Birkaç dakika sonra aynı nöbet yinelenir Bu biçimdeki nöbetler yaklaşık 2-3 saat sürer ve bu tablo bağırsak guruldaması, gaz ve gaita çıkarımı ve ardından sakinleşme biçiminde biter Ağlamayı açıklayabilecek bir neden yoktur Bu sendrom genellikle yaşamın ikinci haftasında başlar, gittikçe şiddetlenerek 4- 8 haftalarda pik yapar ve yavaş yavaş azalarak üçüncü ayın sonunda kaybolur Etyoloji İK'yı açıklayabilecek kesin bir neden henüz ortaya konamamıştır Ancak, nedeni açıklamaya yönelik bazı teoriler vardır Bunlar: 1 Besin alerjisi ya da intoleransı: Çoğu anne, yedikleri bazı besinlerin anne sütü alan bebeklerinde koliğe neden olduğuna inanmaktadır İnek sütü antijeni, anne sütünde bulunabilir Bu yüzden herhangi bir yolla daha önceden sensitize olmuş bebek (plasenta, anne sütü ya da antijen içeren formül mama ile beslenme yoluyla) beslendiğinde bağırsakta alerjik reaksiyona neden olarak kolik yapabilir Bir çalışmada turpgiller (turp, lahana, karnıbahar,brokoli), inek sütü, çikolata ve soğan tüketilmesi ile kolik arasında yakın bir ilişki bulunmuştur Ayrıca annelerin sigara içmesi ve aşırı kave tüketimi, anne sütü ile beslenen bebeklerde huzursuzluğa neden olabilmektedir 2 Anormal peristaltizm ya da aşırı gaz Bir çalışmada kolikli bebeklerin ekspire ettikleri hidrojen, açlıkta ve fruktoz içeren besinlerle beslenme sonrasında kolik sorunu olmayan bebeklerden daha fazla bulunmuştur Ancak laktozsuz beslenme ile ne hidrojen testi ne de bebeğin kolik durumunda bir değişiklik görülmemiştir Laktoz alımının azaltılmasına karşın, karbonhidrat malabsorbsiyonu ve kolik sürmektedir Anne sütü ve inek sütü oligosakkaritler içermektedir Bu şekerlerin immünolojik işlevleri vardır ve değişmeden bağırsaktan emilmektedirler Bu durum belki de aşırı hidrojen çıkarımının kaynağını oluşturmaktadır 3 Aşırı duyarlılık Bebeklerin nörolojik sistemi henüz gelişmemiştir Duyu sinirleri bağırsak distansiyonuna daha duyarlıdır ve ağrı reseptörleri de daha çabuk uyarılmaktadır Bazı bebeklerde, normal distansiyon hissi, ağrı olarak algılanabilir Ayrıca, frontal lobları henüz yeterince gelişmediği için, zararlı ve hoşa gitmeyen stimuluslar da ağrı olarak algılanabilir Bebeklerin rahatsızlıklarını gösterebilecekleri seçenekleri sınırlıdır Bu yüzden çoğu hoşnutsuz oldukları durumları ağlayarak gösterirler 4 Ailedeki gerilim ve stres Hamilelik sırasında çok sık psikososyal stresle karşılaşan, doyumsuz ve doğum sürecinde kötü duygular içerisinde olan annelerin bebeklerinde daha fazla infantil kolik görüldüğü bildirilmiştir 5 İnterreaksiyonel model Bebekten kaynaklanan duyarlılığın artması, kişilik yapısı gibi içsel (intrinsik) etmenler ile ailedeki anksiyete ve çevresel etmenler gibi dışsal etmenlerin etkileşimi bebekte kolik oluşumuna neden olabilir Yaklaşım İK tanısı koymada en önemli araç "öykü"dür Öyküden; - Ağlama ve huysuzluğun sıklığını, süresi ve şiddetini doğruya yakın bir biçimde öğrenmek için (varsa) annenin güncesinden yararlanılabilir - Kusma, ishal ve ateş gibi belirtilerin olup olmadığı, - Gebelik ve doğum öyküsü, - Sosyal öykü-geçim durumu, - Annenin ilaç alma, sigara içme ve kahve tüketim öyküsü, - Annenin beslenme alışkanlığı ve bebeğin beslenme biçimi sorgulanmalıdır Fizik inceleme: Bebekte başka bir patoloji bulunup bulunmadığını ve bebeğin büyüme gelişmesinin normal olup olmadığını göstermeye yöneliktir İK'de fizik inceleme tümüyle doğaldır Laboratuvar: İdrarın mikroskobik incelemesi ve kültürü dışında ender olarak gereklidir Tedavi Günümüze kadar farmakolojik ve nonfarmakolojik birçok tedavi biçimi denenmiş, ancak etkili ve aynı zamanda güvenli bir tedavi biçimi henüz bulunamamıştır Nonfarmakolojik tedavi yaklaşımlarını şöyle sıralayabilirz: -Bebeğin fiziksel ve gelişimsel olarak normal olduğunun kanıtlanması ve ailenin buna ikna edilmesidir -Bebeği mümkün olduğunca rahat, sakin ve gürültüsüz bir ortamda bulundurmak gereklidir Anne sigara içiyorsa, olanaklı ise bırakmasını, en azından günde 10'un altına indirmesini, bırakmıyorsa, evin dışında ve bebeğini besledikten sonra içmesini öğütlemeliyiz - Aşırı kahve tüketen annelere günde üç fincandan az içmesini öğütlenmelidir - Emziren annenin turunçgillerden, soyadan ve baharatlı yiyeceklerden uzaklaştırılması denenebilir -Annenin beslenmesine dikkat etmesi gereklidir Kısa bir süre için (bir hafta) anne diyetinden yumurta, inek sütü ve ürünlerinin çıkarılması denenebilirBunun dışında annede gaz yaptığı bilinen bazı yiyeceklerden (kuru fasulye, barbunya, bulgur, mercimek vb) de kaçınılmalıdır - Bebek anne sütü almıyorsa hekimin önereceği inek sütü bazlı olmayan ve demir katkısı olmayan formüllerle beslenmeli, - Altı aydan önce katı gıda ile beslenmemeli, -Bebeği ağladığı zaman kucağınıza alarak yalnız olmadığını hissettiriniz Bebeği daha sık beslemek ve emzik kullanmak da denenebilir Emme ile bebeğin gaz çıkarması kolaylaşabilir Yine bebeğinizin karnına ılık havlu (yakmayacak sıcaklıkta olmasına dikkat ediniz) koymak ve yüzüstü yatırarak sırt ve belini okşayarak masaj yapmak yararlı olacaktır -Bebeğin kucakta ya da beşikte zarar vermeyecek biçimde sallanması, bebek arabası ile dolaştırılması, hafif müzik dinletilmesi, belirli ritmdeki seslerin dinletilmesi (kurutma makinası, vb), bebeğin loş ve sessiz bir ortamda tutulması rahatlamasına neden olabilir - Hekim, anne-babaya karşı sempatik ve optimistik davranmalı, - Zamanla geçeceği ve plasebonun etkisinin fazla olduğu bilinmeli İki tip ilaç tedavisi vardır: Birincisi bebeğe zararlı olmayan, yan etkisi pek görülmeyen ilaçlardır Bu grupta en sık kullanılanı simetikon dur Piyasa da METSİL veya ithal formu SUB-SİMPLEX ismiyle bulunmaktadır Metsil damla günde 4 defa 8 damla ya kadar verilebilmektedir Etkinliği ancak birkaç günlük düzenli kullanımdan sonra görülür Yine çocuklar için hazırlanmış karbonatlı formüllerde vardır NURSE HARVEYs bunlar içinde en sık kullanılanıdır Bazı çocuklarda her iki ilacın da hiçbir yararı olmayabilir İkinci grup ilaçlar arasında ise barsak hareketlerini azaltan bazı ilaçlar bulunmaktadır Ancak bunlar ciddi ilaçlar olup önemli yan etkileri bulunmaktadır Çok ciddi vakalar için sadece doktor kontrolünde kullanılabilir Prognoz İK'nin birkaç hafta ya da ayda, bebekte herhangi bir hasar bırakmadan geçeceği akıldan çıkarılmamalıdır Ayrıca, bu bebeklerde ileriki yaşamlarında kulak enfeksiyonu, astma ya da gastrointestinal sorunlara neden olabilecek alerjik sorunlar gelişebileceği akılda tutulmalıdır Kaynak: Pediatriportal |
|