Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hücreden Bir Canlıya Yolculuk: Doğum Mucizesi
Bir hücrenin, iki yüz trilyon kadar bölünerek çoğalması ve bir o kadar da ağırlığının artması sonucunda, harika bir varlık ortaya çıkıyor: İnsan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Prof Dr İsmail Çepni: “Bu muhteşem canlı, mucizevi bir yolculuk ile dünyaya merhaba der ” diyor ve merak ettiğimiz bu süreci bize anlatıyor İşte doğum mucizesinin ayrıntıları ve sürecin safhaları;
Doğum mucizesinin başlangıcı
En son gördüğünüz adet kanamasının bi tim tarihi, gebeliğinizin başlangıcı olarak kabul edilir Normal bir hamilelik süresi 280 gün, yani 9 ay 10 gün veya 40 haftadır 37 haftayı karnınızda tamamlayan bebeğiniz, artık dışarıda yaşayabilir olgunluğa erimiştir 37 haftadan önce, bebek dışarı çıkmak isterse ve bunu başarırsa, bu tür doğumlara, erken doğum ya da prematüre doğum denir
Doğum sürecini hangi etkenin başlattığını hala tam olarak bilmiyoruz Bazı araştırmacılar, salgılanan hormonların doğumu başlattığını söylerken; bazıları ise, bebek yeterli büyüklüğe eriştiğinde, rahme uyguladığı basınç sonucunda doğumun başladığını savunurlar ama bütün bunlar teori olarak kalmış ve doğum sancılarının tam olarak neden başladığı tespit edilememiştir Bu nedenle de doğumunuzun ne zaman başlayacağı bilinmemektedir  
Evde başlayan sancılarınız
Gebeliğinizin son aylarında rahim, göğüs kafesinize kadar yükselir ve bu dönemde nefes almakta zorlanırsınız Doğumunuzdan 1–2 hafta önce, bebeğinizin başı, doğum kanalına yerleşir ve bu süreçte rahim kanalı aşağıya iner Bu durum, daha rahat yemenizi ve nefes almanızı sağlar
Gebeliğinizin 7 ayından itibaren zaman zaman yalancı sancılarınız gelmeye başlar Yalancı sancıların tanımını yapmak gerekirse; elinizi karnınıza koyduğunuzda, düzensiz aralıklarla kasılmalar, sertleşmeler hissedersiniz ve beraberinde hafif sancılar yaşarsınız Bunları sakın normal doğum sancısı sanıp, telaşa kapılmayın; çünkü sadece yalancı sancılarınızdır Hemen bavulunuzu kapıp hastaneye koşmamalı ve bu sancılardan ürkmemelisiniz; çünkü bu sancılar sizi doğuma hazırlar Gerçek doğum sancılarının başlaması ise, düzenlidir, her durumda devam eder, istirahat etmeniz ile geçmez ve giderek sıklaşarak çoğalır Önceleri 15–20 dakikada bir gelip kısa süren sancılarınız, gittikçe daha da sıklaşır ve uzun sürmeye başlar Bu sancılar rahim ağzının açılmasını sağlar ve doğum, sizin için artık başlamış demektir
Sancılar başladığında ne yapmalısınız?
Öncelikle sakin olmalısınız Doğumun başladığından emin olduğunuz andan itibaren, hiçbir şey yememelisiniz; çünkü bu, doğum esnasında kusmanıza neden olabilir Eğer anestezi almanız gerekirse, mideniz boş olmalıdır ki; anestezi gördükten sonra ayıldığınızda, çok şiddetli mide bulantıları yaşamayın
Sancılarınız başladığında, hastaneye koşmak için telaşa kapılmayın; çünkü sancılarınızın başlangıcıyla, doğumun gerçekleşmesi arasında yeterli zamanınız olacaktır Bu nedenle hemen değil, sancılarınız sıklaştığında, hastaneye gitmeye kara vermelisiniz Hastaneye gittiğinizde, yanınızda mutlaka daha önceden yaptırdığınız tahliller ve bebeğinizle kendiniz için gerekli eşyalar almalısınız Hastaneye giderken, yanınıza almanız gereken eşyaların, sizin için bir listesini çıkarttık;
Doğum belirtilerinin ilk işaretleri
• Nişanenin (kanla karışık akıntı) gelmesi (rahim ağzındaki tıkacın atılması ),
• Su gelmesi (amnios mayii),
• Düzenli ağrıların başlaması Düzenli ağrılar: İlk başlarda 10-15 dakikada bir gelip 15-20 saniye sürer, doğum yaklaştıkça 2-3 dakikada bir gelip, 1 dakika süren ağrılar şeklindedir
Doğum sürecinin üç aşaması
Doğumun birinci aşaması; doğum eyleminin başlamasından, rahim ağzının tam açılmasına (on santim) kadar olan kısmıdır Bu kısım, aktif ve pasif dönemlerden oluşur
Pasif dönem
Doğumun ve birinci evrenin en uzun süren dönemidir Bu dönemde ağrılarınız seyrek ve daha hafif olur Eğer ilk doğumu gerçekleştiriyorsanız, bu evrede sancılarınız daha uzun sürebilir Doğum süreciniz birkaç saat, belki de, bir iki gün kadar uzayabilir Bu dönemde eğer başka bir belirtiniz yoksa hastaneye gitmeniz gerekmez
Aktif dönem
Rahim ağzının, yaklaşık üç santim açıklığa ulaştıktan sonraki dönemidir Ağrılarınızın sıklaşmaya ve şiddetinin artmaya başladığını fark edersiniz Sancılarınız yaklaşık 5 dakikada bir gelmeye başlar Bu evreden sonra hastaneye gitmek için hazırlanmanızın zamanı gelmiştir, ancak suyunuzun fazla geldiğini, kanamanızın olduğunu ya da normal olmayan herhangi bir durum fark ettiğinizde, ağrıların sıklığını önemsemeden hemen hastaneye gitmelisiniz
2 Aşama da; rahim ağzının tam açılmasından, bebeğin doğumuna kadar geçen evredir
3 Aşama ise, bebeğin doğumundan, eşin (plasenta) ve zarların atılmasına kadar geçen süredir
Doğum anının tüm ayrıntıları
Doğumun gerçekleşmesinde; üç temel öğe olan itici güçler (rahim kasılmaları ve doğumun 2 evresinde ıkınma), doğum kanalı (kalça kemiklerinin durumu ve yumuşak dokular) ve bebek, büyük rol oynar Bunlardan herhangi birindeki anormallik, doğumu güçleştirir ve hatta bezen imkânsızlaştırır
Bebeğin başının, ön-arka çapı daha uzundur Dolayısıyla doğum kanalına bebeğinizin başının girebilmesi için, başının ön-arka çapının sizin doğum kanalı girişinizin çapına uyması gerekir Doğumun olabilmesi için bebek doğum kanalında ilerlerken, bir yandan da burgu hareketi ile başın en uzun olan ön-arka çapını pelvis çıkımının, ön-arka çapına uydurması gerekir Normalde, çıkıma geldiğinde başın arkası, annenin ön tarafında olmalıdır Bu durumda çıkıma gelen bebeğiniz, rahmin kasılmaları ve ıkınmalarınız ile başını geriye doğru atarak çıkımdan kurtulur
Görüldüğü gibi, bebek doğum kanalından, bir tünelden geçer gibi rahatlıkla geçemez, kendini kanala uydurabilmek için bir takım manevralar yapmak zorundadır Bu manevraları yapabilmesi için, itici gücün yukarıdan bebeği aşağıya doğru zorlaması gereklidir Bebek de, bu itici güç karşısında doğru yolu ve pozisyonları kendiliğinden bulur ve gereken manevraları yapar Eylemin1 evresinde, sadece rahim kasılmaları, 2 evresinde ise, annenin ıkınması bu güce katkıda bulunur
Bebek çıktıktan sonra sıra plasenta ve eklerinin çıkmasına gelmiştir ki, bu evre, eylemin 3 evresi veya “halas” olarak adlandırılır Genellikle, kısa bir süre plasentanın kendiliğinden çıkması beklenir ve sonrasında gerekirse yardımcı manevralarla plasenta ve beraberinde zarların çıkması sağlanır
İlk çığlık
Bebeğinizin başı gözüktükten sonra doktorunuz, önce bir omuzu ve sonrasında diğerini çekerek, vücudunun geri kalan kısmını sorunsuz şekilde geri kalan çıkarır Bebeğiniz doğar doğmaz ilk nefesini alır ve ilk çığlığını atar Bu tarif edilmesi çok güç olan ve dokuz aydır beklenilen mutluluk anıdır Hayatınızın en önemli süreçlerinden biri olan bu deneyimi, iki şekilde gerçekleştirebilirsiniz;
1 Normal doğum
Normal doğum; belli bir kiloda, ilk olarak başı ile gelebilen bebeğin, normal doğum zamanında (38–42 haftalar arasında) dünyaya gelmesi durumudur Bu doğum şekli genellikle, 4–6 saat sürer ve doğuma dışardan hiçbir müdahale yapılmaz
2 Müdahaleli doğum
Vaginal yol ile çocuğun çıkartılması için, kaşıklar (forseps) veya vakum (vantuz) kullanılması yoludur Suni sancı verilmesi ve bebeğin vajenden çıkışını kolaylaştırmak için, epizyotomi (dikişli doğum) dediğimiz kesimin yapılması da, müdahaleli doğum olarak değerlendirilir
Vaginal yol ile doğumun olamayacağı ya da risk taşıdığı durumlarda gerçekleştirilen sezaryen ile doğum şeklidir
Doğum sürecinde yaşanabilecek aksilikler
Günümüzdeki gebelik ve doğumlarda, bebek kaybı ve çok nadir de olsa anne ölümleri görülebilir Hemen hemen bütün sorunlar, kontrolsüz ya da yetersiz takip edilmiş hamileliklerde ortaya çıkar Bu nedenle, sağlığınız için gebeliğinizin ilk döneminden başlayarak, planlı olarak kontrollere gitmeli, doğumun iyi koşullarda yapılması ve yenidoğan bebek bakımının yeterli düzeyde olması için, gerekli tedbirleri almanız tehlikeleri en aza indirmenizi sağlar Bu şekilde tehlikeleri en aza indirebilirsiniz Sizin açınızdan en önemli riskler; kanama, tansiyon yükselmesi ve mikrop bulaşmasına bağlı iltihaplanmadır Doğum normal ilerlerken, meydana gelebilecek en ufak bir değişiklik bile olumsuz sonuçlar doğabileceğiniz unutmayın Bebeğiniz için ise en önemli tehlikeler; oksijensiz kalması, erken doğum ve mikrop bulaşmasıdır
Doğum şeklinize karar veremiyorsanız
İşte, siz anne adaylarının karar vermekte, hekimlerinse cevaplandırmakta zorlandığı, doğum şekillerinin, olumlu ve olumsuz yanlarını, sizler için ele alıyoruz Özellikle son yıllarda anestezi ve cerrahi tekniklerindeki gelişmeler, sezaryenle doğumu bir altenatif haline getirmiştir Her iki yöntemin de, birbirine göre bazı avantaj ve dezavantajları vardır Bunlar dikkate alınarak karar verilmelidir Şimdi her iki yöntemin avantaj-dezavantajlarını ortaya koyalım:
Normal doğumun avantajla
• Doğal olan doğum şekli budur
• İlk doğumlarda biraz zorluk çekilmesine karşın, sonraki doğumlar çok daha kolay olmaktadır
• Doğum sonrasında çok daha kısa sürede toparlar, bebeğinizle ve kendinizle daha rahat ilgilenebilirsiniz
• Anestezi almanız gerekmez
• Hastanede kalış süreniz daha kısadır
• Sezaryene göre daha ekonomiktir
Dezavantajları
• Zamanını tam olarak kestiremezsiniz
• Sancılar esnasında, bebeğin sıkıntıya girmesi ya da doğumun ilerlememesi gibi bazı nedenlerle, normal doğumdan sezaryene dönülmesi gerekebilir
• Özellikle zor, iri ve çok doğum yapan kadınlarda genital organlardaki sarkmadan dolayı, sonraki yıllarda operasyon gerekebilir
• Bebeğin doğumu esnasında yapılan perine kesisinden dolayı, birkaç gün otururken ağrı ve rahatsızlık hissi olur
Sezaryenle doğumun avantajları
• Doğum sancılarını hissetmezsiniz
• Nispeten daha stressiz doğum şeklidir, herşey kısa sürede biter
• Zamanını önceden belirlemek mümkündür
• Genital organlarda sarkma meydana gelmez
Dezavantajları
• Doğum sancılarını hissetmeseniz de, işlemden sonra bir miktar ağrınız olacaktır, çünkü sonuçta bu bir operasyondur
• Bir kez sezeryan olunca, daha sonra normal doğum oldukça risklidir
• Yaklaşık 4–5 gün, sürekli olmasa da, yatak istirahatine ihtiyaç duyarsınız
• Normal doğuma göre daha pahalıdır
Karar aşamanız için öneriler
• Nasıl doğuracağınızı, son iki aydan önce düşünmeye başlamayın Henüz gebeliğin başında nasıl doğuracağınızı düşünmek, sizi gereksiz strese sokar Ayrıca bazen sizin düşündüğünüzden farklı gelişmeler olabilir Örneğin, normal doğuma karar vermişken, bebeğinizin ters gelişi nedeniyle, sezaryen olmanız gerekebilir
• Daha önce normal doğum yapmışsanız, bu defa tıbbi gerekçe yok ise sezaryen ile doğumu düşünmeyin
• Karara eşinizi de dâhil edin, ama kendi fikrinizi asla ihmal etmeyin
• Normal doğumun en zor yanı, bu doğum şekline karar vermektir
• Hangi doğum şekline karar verirseniz verin, onun sizin için en uygun yol olduğunu düşünün
• En önemlisi; doğum stresine girmeyin Doğumdan ziyade, doğum sonrasında bebeğinizle geçireceğiniz güzel zamanları hayal edin ve benim hastalarıma sık sık söylediğim şu sözü aklınızın bir köşesinde tutun: “Eğer doğum o kadar yaşanılmaz bir olay olsaydı kadınlar sadece bir kez doğurur, bir daha bunu asla denemezlerdi ”
|