Ergenlik Çağı Ne Zamandır ? - Ergenlik Çağı |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ergenlik Çağı Ne Zamandır ? - Ergenlik ÇağıErgenliğin ne zaman başlayıp ne zaman sona erdiği çeşitli görüşlere göre tartışmalı ve değişiktir Kabaca söylenecek olursa, ergenlik buluğ ile başlar ve gencin erişkinliğe varmasıyla da biter Ama, bu gerçekte ne zamandır? 1889''da İngiliz yazarı Thomas da Quincey şöyle diyordu: "Erkeklik ne zaman, hangi testle, hangi işaretle başlar? Fiziksel olarak bir ölçüye, yasal olarak bir ölçüye, ahlak açısından bir üçüncü, düşünsel açıdan da bir dördüncü ölçüye göre başlar, oysa hiç biri de kesin değildir" Aslına bakılırsa, bu deyişte büyük gerçek payı vardır Çocuk büyüyüp de fiziksel, biyolojik olgunluğa erince 13-14 yaşlarında biyolojik bakımdan erişkin fonksiyonlarını yapabilecek duruma gelmiştir En azında cinsel fonksiyon söz konusu olduğunda bu böyledir Buna rağmen, bu yaşta hatta daha sonraki yaşlarda bu genç insan bazı toplumsal kurallar ve yasalar açısında erişkin işlevlerine yetkili sayılmamaktadır Örneğin; kişi bazı ülkelerde 18, bazılarında 21 yaşına gelmeden reşit sayılmaz Bankadan parasını çekemez Yasal açıdan özerk değildir Nerede oturacağına kendisi karar veremez Yasal işlemler karşısında bir veli tarafından temsil edilir Bugün biyolojik ve psikolojik olarak erinlik çağını 10-12 yaşalar ile 16-18 , hatta bazı hallerde 20 yaşlar arasındaki dönem olarak kabul ediyoruz Ne var ki, yüzyıl önce Thomas de Quincey''in de dertlendiği gibi, bu sınırları hala kesin olarak çizemiyoruz Ergenlik (Adölesans) jenerik adı altında anılan bu çağ içinde bir arada tanımlana ama bir birinden oldukça ayrıcalıklar gösteren bir kaç gurubu buluyoruz aslında Bu konudaki geniş çapta bilimsel yayınlar, konuyu derinlemesine araştırmaya çalışmakla birlikte daha henüz bu ayırıma tam bir açıklık getirememişlerdir Ergenlik çağını kendine özgü görevleri, istekleri ve uyum olanakları olan üç belirgin döneme ayırıp, ayrıca her dönemi de kendine öz cins, ırk ve sosyal sınıf ayrıcalıkları bakımından incelemek yararlı olur Ergenlik evrenindeki bu ayırım yetersizliği aslında bu kavramın yeniliğinden gelmektedir Ergenliğin kültürel açıdan tanınması endüstri devriminin bir yan ürünüdür Endüstri devriminden önce artık biyolojik açıdan çocuk olmayan, fakat erişkin rolüne de, özellikle iş ve meslek bakımından, hazır olmayan böyle bir ara sınıf yoktu Eskiden kişi biyolojik değişimiyle birlikte yavaş yavaş çocuklukta erişkinliğe geçer ve bu her iki dönemde birbiriyle sürer giderdi Ayrıca, erişkinliğe hazırlıkta yavaş yavaş hatta daha çocukluk yıllarından başlayarak ilerler ve çocuklar ilerde benimseyecekleri erişkin rolleri doğrudan doğruya gözlemleyerek öğrenirlerdi Bazı ilkel gruplar da bir takım törenler ve sınamalar da bulunup çocukluktan erişkinliğe geçişi belirlerlerdi Doğa koşullarına sıkı sıkıya bağımlılık içinde ve insan gücüne dayanan yaşam örneklerinde gencin bedensel gücü, cesaret gösterileri acıya dayanıklılık dereceleri bu büyümeyi saptayan ölçüler olurken, daha sonraları mistik ve dinsel bazı törenler de artık simgesel nitelikte bile olsa, günümüzde bu ilkel törenlerin izlerini taşımaktadırlar Örneğin; Hıristiyanlık'' taki konfirmasyon ya da Museviler''deki barmitzva törenleri kişinin çocukluktan çıkıp o toplumun erişkinler grubuna katılmasının erişkinliğin sorumluluklarına hazır olmasının başlangıcını belirten simgesel davranışlardır Ne var ki, günümüzün endüstrileşmiş toplumlarında bu törenler asıl anlamlarını çoktan yitirmiş simgeler olarak kalmakta ve ergenin oluşumu içinde bulunduğu toplum koşullarına göre süregitmektedir Toprakla uğraşan ve geniş aile geleneğinin hala egemen olduğu kırsal kesim toplumlarında ergenlik başlı başına psikolojik ya da sosyal bir olay olmazken, endüstrileşmiş tüketici, kentsel kesim toplumlarında ergenlik çağı sorunları önemli boyutlara ulaşmış olarak belirmektedir Ortalama insan yaşamının hemen hemen 1/10''unu kapsayan bir dönem olan ergenlik çağı kişinin yaşamının önemli değişikliklerini içeren bir çağdır Ergenliğin başlangıcında kişinin biyolojik durumunda, sonunda ise, psiko-sosyal durumunda bir değişiklik bulunmaktadır Böylece bu dönemin başlangıcı da, sonu da birer kişisel kriz demektir Dolayısıyla, bugün artık oldukça uzun bir süre içinde kabul edilen ergenliği "erken", "orta" ve "geç dönem"ler olarak ayırt etmek olasıdır (Koptagel-İlal, 1991) A) Bedensel Özelliklerini Kabul Etmek ve Bedenini Etkili Biçimde Kullanmak: Ergenlik, bir dizi hızlı bedensel değişimle biyolojik olarak başlar; Bu değişimler büyük ölçüde bir insanın yetişkin boyuna, ağırlığına, bedensel ve cinsel özelliklerine kavuşmasını sağlar Bunun sonuçlarından herkes hoşnut kalmaz Bir kız ya da erkek çocuk, kendini çok kısa ya da çok uzun bulabilir Umduğu kadar yakışıklı ya da güzel olmadığını düşünebilir Buradaki gelişim görevi bedensel özelliklerini kabul etmeyi ve onları en iyisi sanmayı öğrenmektir B) Eril Ya da dişil Bir Toplumsal Rolü Gerçekleştirmek : Hala değişen bir dünyada bu görev bir ergenin bugün yapmak zorunda olduğu dönemlerin en önemlilerinden birini oluşturmaktadır Bu davranış tarzını açıkça eril, diğerini açıkça dişil olarak etiketlediğimiz, yıllarda "bir erkek ya da kadının en uygun davranışı nedir?" sorusunu yanıtlamamız kolaydı Oysa bugün bir çok kişi cinsler arasındaki benzerlikleri farklılıklardan daha fazla vurgulamaktadır Kumaş pantolonlar, blucinleri, unisex saf kesimlerini düşünelim Kuşkusuz en büyük değişimler kadın rollerinde ortaya çıktı Ama herkes aynı yönde hareket etmemektedir Kimileri, toplumsal rollerini geleneksel çerçevede gerçekleştirme, kimileri eşitliği ve birbiriyle örtüşen davranışları savunmakta, kimileri aşırı uçlar arasındaki yerini korumaktadır Anlaşılır bir biçimde ana-babaların, öğretmenlerin ve ergenlerin kendilerini, yakın geçmişten kesinlikle farklı olan bir şimdiki zamandan köklü biçimde ayrılan bir geleceğe hazırlanma konusunda kafaları karışmaktadır C) Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurmak : İlk ergenliğin büyük ölçüde aynı cinsten arkadaşlardan kurulan yaşıt grupları şimdi yerini daha olgun erkek kadın ilişkilerine bırakmalıdır Ergen, karma bir grupta gülüşmeden, kızarmadan, terlemeden ne söyleyeceğini ve nasıl söyleyeceğini, yetişkinlere özgü çeşitli toplumsal etkinliklere nasıl katılacağını öğrenmek zorundadır Kültür, bu toplumsal ilişkilerin ne olduğunu büyük ölçüde belirler; bir toplumdan diğerine ve sınıflar arasında değişiklik gösterir D) Ana-babadan ve diğer Yetişkinlerden Duygusal Bağımsızlığı Gerçekleştirmek : Ana-babadan özellikle davranış, tutum ve ilgiler bakımından bağımsız olmaya girişen ergenler, genellikle önceden izin almadan, ardından da, ayrıntılı rapor vermek zorunda kalmadan bir şeyleri arkadaşlarıyla birlikte yapmak isterler Daha çok çöplüğe benzeyen yatak odasının kapısına "özel mülkiyet", "uzak durun" levhaları astığını belli sürelerde anımsarsınız Fakat, bağımsızlığın getirdiği özgürlükle birlikte, ana-babaya ve diğer yetişkinlere duyulan sevgi ve saygıyı veren bir başka boyut daha vardır Bu boyut, vermeyi ve almayı her iki tarafı da anlamayı gerektirir Havınghurst''un (1972) belirttiği gibi ergenler, ana-babalar, onların üzerinde otorite kurmaya kalkıştığında sıklıkla baş kaldırırlar Ama ana-babalar onların sorumlu yetişkin gibi davranmaya yüreklendirdiğinde, bağımlılık göstermeye çalışırlar Burada da kültür, önemli bir rol oynar Bağımsızlık görevi alt sınıftan orta sınıftakinden daha kolay yerine getirilmektedir Orta sınıf uzayan eğitimi, ekonomik desteği, geçilmiş olan evliliği, daha fazla kazımayı, özellikle ergen kızları vurgulamaktadır E) Evliliğe ve Aile Yaşamına Hazırlanma : Bu gelişim görevi, bir çok açıdan, az önce tartışılan yönü, dördüncü görevlerde ilerlemeler kaydedilmiş olmasına bağlıdır "Deneme evliliği", "birlikte yaşama" gibi toplumsal geleneklerdeki değişimler belki bu gücü çağdaş ergenler için daha zor ergenlerin çoğu büyük olasılıkla sonunda evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı beklemektedir Ancak, Havıghurst''un belirttiği gibi bazen ergenler evliliği ve aile yaşamını zevkle beklerler Bazıları ise, düşmanlık ya da korku hissederler Açıkça bir bireyin bu alandaki tutumu, başarısı ya da başarısızlığı hem kültürden ve sosyo-ekonomik düzeyden hem de aile deneyimlerinden etkilenir Bir çok ergen fazla düşünmeden ya da hazırlanmadan ve çoğu zaman ev işleri ya da çocuk yetiştirmek için gerekli olan becerilere sahip olmadan evlenmekte ve çocuk yapmaktır Bu olduğunda, lise veya üniversite düzeyinde gerekli kurslara ve rehberliğe baş vurularak daha fazla çaba harcadığını görmekteyiz Kaynak: Cinsel Sağlık |
|