09-17-2007
|
#1
|
Ergenekon
|
İncinin Öyküsü

Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su uzerinden akip gecsin diye, kabugunu açmış Su icinden gecerken, solungacları yiyecek toplayıp midesine gonderiyormus Aniden, yakınındaki bir balık, bir kuyruk darbesiyle kum ve camur fırtınası yaratmış Istiridye de kumdan nefret edermis; zira kum oylesine pürüzlüymüş ki kabugunun icine kacarsa son derece rahatsız olurmuş Istiridye derhal kabugunu kapamış ama cok gec kalmış; Sert ve pürüzlü bir kum tanecigi iceri girip, ic derisi ile kabugun arasına yerlesmis Kum tanesi istiridyeyi ne cok rahatsiz ediyormus Ama, kabugunun icini kaplaması icin kendine verilmis olan salgı hucresini hemen çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış; ta ki, nefis, parlak ve duzgun bir örtü oluşana kadar  Istiridye, yıllar yılı, minik kum taneciginin üstüne katlar eklemeye devam etmis ve sonunda muthiş güzel, parlak ve son derece degerli bir inci oluşmuş
Karşı karşıya oldugumuz problemler bu kum taneciğine benzer, bizi rahatsiz ederler ve niye bize bu derece eziyet cektirip asabilestirdiklerine şaşarız fakat ;   azmin getirdigi cesaret ve kuvvetle, sorunlarımızın ve zayıflıklarımızın üstesinden geliriz   daha alçak gönüllü , isteklerimizde daha israrlı, cevremizdekilere daha yakın, daha akıllı ve sorunlarımıza karşı daha dayanıklı hale geliriz   gizli gücümüzle, hayatımızdaki pürüzlü kum taneciklerini, bize kuvvet veren ümit ve ilham kaynağı olan degerli incilere dönüstürürüz   
ümitsiz olmayın ümit siz olun  
|
|
|