07-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Asr-İ Saâdet
Peygamberimiz Hz Muhammed'in (ASM) peygamber olarak dünyada bulunduğu devir (Bu sıdk ve kizb; ***** ve iman kadar birbirinden uzak Asr-ı Saadet'te sıdk vâsıtasıyla Muhammed'in (ASM) âlâ-yı illiyyine çıkması ve o sıdk anahtarıyla hakaik-ı imaniye ve hakaik-ı kâinat hazinesi açılması sırrıyla, içtimaiyat-ı beşeriye çarşısında sıdk, en revaçlı bir mal ve satın alınacak en kıymetli bir ' hükmüne geçmiş Ve kizb vasıtasıyla Müseylime-i Kezzâbın emsâli, esfel-i sâfiline sukut etmiş Ve kizb o zamanda küfriyat ve hurafatın anahtarı olduğunu o inkılâb-ı azîm gösterdiğinden, kâinat çarşısında en fena, en pis bir mal olup; o malı satın almak değil; herkes nefret etmesi hükmüne geçen kizb ve yalana, elbette o inkılâb-ı azîmin saff-ı evveli olan ve fıtratlarında en revaçlı ve medâr-ı iftihar şeyleri almak ve en kıymetli ve revaçlı mallara müşteri olmak fıtratında bulunan Sahabeler; elbette şüphesiz bilerek ellerini yalana uzatmazlar Kizb ile kendilerini mülevves etmezler Müseylime-i Kezzâb'a kendilerini benzetemezler Belki, bütün kuvvetleriyle ve meyl-i fıtriyeleriyle en revaçlı mal ve en kıymettar ' ve hakikatların anahtarı Muhammed'in (ASM) âlâ-yı illiyyîne çıkmasının basamağı olan sıdk ve doğruluğa müşteri olup, mümkün olduğu kadar sıdktan ayrılmamağa çalıştıklarından, ilm-i Hadisce ve ulema-i şeriat içinde bir kaide-i mukarrere olan "Sahabeler, daima doğru söylerler Onlardaki rivâyet, tezkiyeye muhtaç değil Peygamberden (ASM) rivayet ettikleri Hadisler bütün sahihtir" diye ehl-i şeriat ve ehl-i hadisin ittifakına kat'î hüccet bu mezkûr hakikattır H)
|
|
|