Büyük Olmak İçin…

Türlü acayipliklerin yaşandığı bu coğrafyanın üzerinde yakın tarih içinde bir federasyon kararı, belirli kesimlerde yargılanıp, sorgulanıp duruyor Kararın adil olup olmadığı, işin içinde hemşericilik olup olmadığı, torpil olup olmadığı sorgulanıyor

Büyük Olmak İçin…

Atatürk’ün böyle başlayan ve Cumhuriyet Yöneticisi’ni tariflendiği sözlerine kaç defa atıfta bulunduğumu artık ben bile hatırlamıyorum Ama bildiğim bir şey var, o da bu sözlerin hala güncelliğini koruduğu

Önce hatırlayalım:

"BÜYÜK" olmak için;
Hiç kimseye iltifat etmeyeceksin,
Hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır;
Fakat sen buna karşı direneceksin
Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır
Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak,
Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın
Bundan sonra sana "BÜYÜK" derlerse;
BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN!

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Hepimizin hafızasına nakşolunmuş sözler bunlar Peki, bu sefer bu sözleri neye bağlayacağız?

Türlü acayipliklerin yaşandığı bu coğrafyanın üzerinde yakın tarih içinde bir federasyon kararı, belirli kesimlerde yargılanıp, sorgulanıp duruyor Kararın adil olup olmadığı, işin içinde hemşericilik olup olmadığı, torpil olup olmadığı sorgulanıyor Hatta sorgulama faslı çok hızlı geçiştirildi, şimdi infaza başlandı bile

Büyük bir sabır gösterecek ve sözde “kamu vicdanı” olarak yapılan bu yargılama ve infazın tamamen haklı olduğu varsayımıyla beraber fikirler üreteceğiz Burası yabancı mekân değil, haydi diyelim ki şeytanın avukatlığını yapacağız

Ne acıdır ki memleketimizde, şeytanın avukatlığını yapmak oldukça kolay oluyor Dedik ya acayiplikler coğrafyası diye İşte acayiplik ve çifte standart bu kadar yoğun olunca, şeytanın avukatlığını yapmak da o derece kolay oluyor

Dedik ya, varsayıyoruz ki alınan karar ve söylenenlerin hepsi haklı olsun Peki, o zaman, yani bu daracık bakışın görüş açısından şunlar kaçmıyor mu?

- Çokça sorgulanan konuların başında gerekçeli kararda hakemin Sivassporlu oyunculara kırmızı kart göstermek zorunda olduğunu bilmesi ve bunu YAPMAK İSTEMEDİĞİ için sahaya çıkmadığı söyleniyor Alınan karar hemşericilik ve torpille değerlendirilirken, bir hakemin bir takım oyuncularına kart göstermekten bu kadar sakınması neden hiç sorgulanmadı?

- Aynı hakem çok iyi bildiğimiz bir başka maçı bitirmişti, lig tarifesine göre 6-7 hafta önce öyle değil mi? O zaman bazı kafalar da nasıl olsa malum bir takım ZATEN önde olduğu için maçın bitirilmesine, sonuna kadar oynanma inadına içerlemişlerdi Peki eğer o maçta GS 2-0 önde olsaydı, o zaman da maç niye tatil edilmedi diyebilecekler miydi? Bu cevabı çok belli, ama öyle olsa da afakî, muğlâk bir soru O zaman bunu şimdilik “es” geçelim

- Sahada Trabzonsporlu futbolcular şaraplık üzüm gibi ayaklar altından ezilip dururken kart çıkaramayan hakemcağızın, Sivaslı oyunculara kart göstermedeki çekincesi bir defa bile sorgulandı mı?

- Trabzonspor 5 (yazı ile BEŞ) maç ceza alınca mükâfatlandırılmış mı oluyor?

- Peki, olaya karışanların kaçı Trabzonsporlu, kaçı Sivassporlu oyunculardı?

- Peki, belgeli, ispatlı teşvik ve şike hadiseleri ortada gözümüzün içine baka baka dururken bunlara “haydi canım ne alakası var” diyebilme pişkinliğini gösteren medyamızın güzide mensuplarının, bugün bu Trabzonspor – Sivasspor maçındaki olaylara “etik” değerler açısından bakıp eleştirme hakkı ne derece var?

- Maçın oynanmasına engel olan Sivassporlu “DARP” edilen oyuncuların maçın sonunda taraftarın elinde “satır” gördüğünü ve ağır yaralandıklarını söylerken ne derece samimi olduklarını sorgulayan “etik” yazarlar gördünüz mü?

- Olayı “Arap – İsrail Savaşı’na” çeviren Sivasspor Başkanı’nın, bu iddialarının doğru olmadığı ortaya çıktığında, bir ceza aldığını gördünüz mü? Bunu eleştirdiniz mi?

- Hakemin kart gösteremeyeceği için sahaya çıkmaktan çekindiği adamlar, hani şu darp edilenler, satırla kovalananlar ceza almadı diye, bu işte bir çifte standart var diyen duydunuz mu?

- Sivasspor’un, üstüne elzem olmayan bu mevzuda Sivas’ın Misak-ı Milli’nin kabul edildiği bir hoşgörü şehri olduğunu iddia eden teknik direktörüne diri diri yakılan 37 aydının da aynı şehirden çıktığını hatırlatmaya cüret edecek tek bir yazar duydunuz mu? Duymazsınız, onlar o günden itibaren Trabzonspor ve olası bir tekrar kararı verecek diye federasyona yüklenme hazırlığı peşindeydiler çünkü

Trabzonspor Taraftarı zannetmesin ki, bu söylenenler Trabzonspor’a bir komplo düzenlendiği için oluyor Biz de biliyoruz ki, Trabzonspor Yönetimi bu sene sadece kendini Aralık’a kadar taşıyacak bir kadro kurdu, o kadar Yani şampiyonluk hesabı falan yapıldığı yok Öyleyse Trabzonspor’a neden komplo kurulsun?

O güne kadar İstanbul takımlarının yaptığı edepsizlikleri görmezden gelmek zorunda kalan, yapılan vergi kaçakçılığı ve mafya ile ortak iş yapmak da dahil türlü şike, teşvik, alavere, dalavereye sesini çıkaramamış medya nasıl “etik”leşecek? İşte bunun için Trabzonspor biçilmiş kaftan Hem büyük takım, hem de medyada sesi soluğu çıkmadığı için cahil cühelan kamuoyuna istendiği gibi lanse edilecek bir oyun hamuru

Biz bu komiklikleri yemiyoruz, haberiniz olsun

Yazının başındaki büyüklük tarifi ne ola ki, o zaman?

Kayserisporlular, Beşiktaş maçında pankart açmışlar: Sivasspor’un Yanındayız” diye Ne zaman açmışlar? Beşiktaş ile berabere kaldıklarını kutlarken İşte beyler, bu yüzden büyük olamıyorsunuz İşte bazı Anadolu Takımları kendini sürekli olarak küçüklük komplekslerine sıkıştırıp kaldığı için büyük olamıyor Türkiye’nin her yerinde hemşerileri oluyor ama büyük olamıyorlar Trabzonspor’dan daha iyi takım kurup, daha iyi stadyumlarda oynuyorlar ama büyük olamıyorlar; çünkü büyüklük bir sıfattır ve bu sıfat iki galibiyet, bir kupayla alınmıyor

Bak Mecnun, bak Bülent,

Hani o Sivas’ta Kongreyi toplayan Atatürk ne demiş:

"…
Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır
Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak,
Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın
Bundan sonra sana "BÜYÜK" derlerse;
BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN!"

İşte bu yüzden biz 40 senedir gülüyoruz, siz ise medyaya her çıktığınızda ağlıyorsunuz


Tunga LİMAN