Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
davranışta, kontrast

Davranışta Kontrast Nedir?..

Eski 07-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Davranışta Kontrast Nedir?..



öğrenme psikolojisi - edimsel davranışlar - davranış topoğrafyası - batıl davranışlar - davranışı etkileyen değişkenler - tepkisel koşullama

Öğrenme psikolojisinin konusu; davranışta meydana gelen değişmelerdir

Edimsel psikolojide, bir organizmanın davranışına neden olan çevresel koşullarla, sözkonusu davranış arasında ilişki kurduğumuzda davranışı açıklamış oluruz Eğer organizma bir davranış yapıyorsa, bu davranışa etki eden mutlaka çevresel koşullar vardır

Davranışı açıklamamızın nedeni:

1-Davranışı anlamak kolaylaşır

2-Davranışı yordamak kolaylaşır

3-Davranışı kontrol altına almak mümkün olur

Edimsel koşullanma; Bir davranışın kendi sonuçlara bağlı olarak değişikliğe uğraması sürecidir

Edimsel psikoloji, önceleri davranış bilimi olarak ortaya çıkmışsa da sonraları genel bir yaklaşım biçimine dönüşmüştür

Edimsel psikolojide iki temel kavram var; ‘uyarıcı’ ve ‘davranım’

Uyarıcılar; organizmanın duyu organlarını uyaran enerjidir

Davranım ise organizmada meydana gelen her türlü faaliyettir

Genel olarak edimsel davranışlar üçlü bir ilişki içindedir:

Ayırt edici uyarıcı(davranıştan önce olup, davranışın yapılmasına zemin hazırlıyorlar) è Edim è Pekiştirici uyarıcı (davranıştan sonra meydana gelen ve davranışın ilerde yapılma sıklığını artıran uyarıcılardır)

Örneğin; sınavdan önce dağıtılan sınav kağıtları, ayırt edici uyarıcıdır Sınav sonunda alınan yüksek not ise pekiştirici uyarıcıdır

Ayırt edici uyarıcıların görevleri:

1-Bu uyarıcılar, davranıştan önce ortamda vardırlar ve davranışın yapılmasına zemin hazırlarlar

Olumlu pekiştireç için düşünürsek; bir ayırt edici uyarıcı durumunda, organizma belli bir davranışı yaptığı taktirde, pekiştirecin gelme olasılığı yüksek demektir Organizma belli bir ayırt edici uyarıcı sayesinde, belirli bir davranışı yapmayı öğrenir

2-Ayırdedici uyarıcı, olumsuz pekiştirmede de sözkonusudur Burada ayırt edici uyarıcı iki değişik görev alır:

a)İtici uyarıcının başlayacağını gösterir

b)İtici uyarıcı zaten ortamdadır Bir davranış yapılırsa itici uyarıcı ortamdan kalkar

3-Ceza için ayırt edici uyarıcı, ortamdadır Organizma, bir davranış yaparsa ceza ile karşılaşacak demektir

Olumlu pekiştireç; organizmanın bir davranış sonucunda ortama yeni bir uyarıcı katılıyor Bu uyarıcı o davranışın ilerde yapılma sıklığını artırırsa buna olumlu pekiştireç denir

Olumsuz pekiştireç; organizmanın yaptığı bir davranış sonucunda ortamdaki bir uyarıcının etkisi, azalıyor ya da ortadan kalkıyor Bu uyarıcının ortamdan kalkması, sözkonusu davranışın yapılma sıklığını artırırsa buna da olumsuz pekiştireç denir

Uyandırıcı uyarıcılar:

Daima davranıştan önce ortamda vardırlar ve bir tepkinin ortaya çıkmasına yol açarlar Yani bir refleks olayını başlatırlar Öneğin; ışık azakdıkça gözbebeği küçülür

Uyandırıcı uyarıcının her verilişinde tepki ortaya çıkar Oysa ayırt edici uyarıcıda davranışın olasılığı artar

Uyandırıcı uyarıcının açığa çıkardığı tepkiye; ‘tepkisel uyarıcı’ denir

Davranışı kontrol etmeyen ya da etki etmeyen uyarıcıya ise ‘nötr uyarıcı’ denir

Birincil ya da şartsız pekiştireç; doğrudan doğruya organizmanın fizyolojik durumuna hitap eden pekiştireçlerdir Öğrenme olmadan davranışı kontrol etme olanağına sahiptirler

Örneğin; su, hava, yemek gibi pekiştireçlerdir Öğrenilmelerine gerek yoktur Çünkü, doğuştan getirilen özelliklerdir

İkincil ya da şartlı pekiştireç; davranışı kontrol etme sonradan öğrenilmiştir Başlangıçta nötr olan bir uyarıcı, şartlı pekiştireç olabilmektedir

Örnek:

Çalışıp para kazanıyor (SD) à Gidip döner alıyor(P) à Para kazanıyor(SR) àDöner alıyor(P) à SR / SD

SR; önceki P için, şartlı pekiştireçken sonraki P için, ayırt edici uyarıcıdır

SD; ayırt edici uyarıcı

SR; pekiştirici uyarıcı

P; davranış

İkincil pekiştireç; kendisinden önce gelen davranış için pekiştireç rolünü, kendisinden sonra gelen davranış içinse ayırt edici rolünü oynar

Davranışın şekillenmesi; organizmanın repertuarındaki davranışları şekillendirilerek, repertuarında olmayan yeni bir davranışın (örneğin, pedala basma) ortaya çıkarılmasıdır Yani amaç, davranışın ortaya çıkması için uygun davranışların şekillendirilmesidir

Davranış topoğrafyası; bir davranışın yapılması için hangi kasların kullanılacağının öğrenilmesidir

Edimsel koşullanmada birinci şart, davranışın topoğrafyası değil, belli bir davranışın açığa çıkarılmasıdır Örneğin; önce yazı yazması öğretilir daha sonra yazıyı sağ elle yazması öğretilir

Devamlı pekiştireç; organizma istenilen davranışı yaptığı zaman her seferinde bir pekiştireç alıyor yapmadığı zamansa alamıyor Buna devamlı pekiştireç denir

Batıl davranış; organizmanın istenilen davranışı yapsa da yapmasa da aynı pekiştireci alması olayıdır Bu durumda öğrenme olmaz Çevresel değişiklikler, organizmanın davranışından bağımsız olarak meydana geliyor demektir Yani organizma herhangi bir davranış yaparken bir pekiştireç verilmesi, pekiştirecin verildiği an yapılan davranışın sıklığını artırır, buna da batıl davranış denmektedir Örneğin; bireyin çalışsa da çalışmasa da iyi not alması vs

Edimsel bir davranışın kazanılması demek, bir davranışın sıklığının artırılması demektir Bu davranış, hiç gözlenmemiş ya da ara sıra gözlenen bir davranış olabilir Tepkisel davranışların, uyandırıcı uyarıcıları vardır Uyandırıcı uyarıcı, ne zaman verilirse sözkonusu tepki ortaya çıkar

Fakat edimsel davranışların uyarıcıları yoktur Bu nedenle edimsel davranışlar, sonuçlarıyla kontrol edilebilirler Bu yüzden de davranışın, organizma tarafından yapılması beklenir Pekiştireç de davranıştan sonra ortaya çıkmaktadır

Davranışın sönmesi; pekiştirilen bir davranışın, pekiştirilmeyip sıklığının azalmasına denir

Sönmeye direnç; bir davranış pekiştiricisiz olarak kaç defa ve ne kadar süreyle yapılıyor ona denir

Sönmeye direnci etkileyen değişkenler:

1-Pekiştirme tarifeleri; örneğin, sönme direnci en fazla olan tarife, ‘değişken oranlı tarife’dir (VR): En az olansa ‘sabit fasılalı tarife’dir(FI)

2-Organizmanın yaşantısı; geçmişte sönme yaşantısı olmayan organizmanın yaşantısının sönmesi daha zor olurken, yaşantısında sönme olayı varsa daha kolay olmaktadır

3-Pekiştiricinin şiddeti ve miktarı, sönmeye direnci etkilemektedir Şiddetliyse kolay, şiddetsizse de daha kolay sönmektedir

Kendiliğinden geri gelme; sönmüş davranışın tekrar gözlenmesidir Eğer bir davranış bir kez söndükten sonra hiç geri gelmiyorsa o davranış tamamen sönmiş demektir Devamlı geri geliyorsa, organizma o davranışa çok dirençli demektir

Ayırt edici uyarıcıların iki işlevi vardır:

1-Genelleme:

a)Uyarıcı genellemesi; bir davranışın değişik ayırt edici uyarıcılarla görülmesi olayıdır

b) Davranım genellemesi; bir ayırt edici uyarıcı durumunda değişik davranışların ortaya çıkması olayıdır

2-Ayırt etme; organizmanın bir uyarıcı durumunda o davranışı yapması başka bir uyarıcı durumunda o davranışı yapmaması

Ayırt etmenin olması için, bir davranış sadece belli bir ayırt edici uyarıcı durumunda pekiştirilmeli, diğer durumlarda pekiştirilmemelidir

Davranışta kontrast; bir ayırt edici uyarıcı durumunda, davranışın pekiştirilmesiyle davranışta artma, pekiştirilmeme durumunda azalma görülmesidir

Bir organizmanın belirli bir davranışı yapmamasını nasıl engelleriz?

1-Söndürürüz,

2-Cezalandırırız,

3-Organizmayı ortadan kaldırırız,

4-Organizmanın o davranışla elde edeceği sonucu başka davranışlarla elde etmesini sağlarız,

5-Doygunluk sağlarız

Ceza; organizmanın istenmedik bir davranış yapması sonucu, bir itici uyarıcıya maruz kalması ya da olumlu pekiştireçten yoksun kalmasıdır

1-Ceza, verildiği sürece etkilidir Ceza için ayırt edici uyarıcı, ortamdan kalktığı anda davranış, eskisinden daha sık bir şekilde ortaya çıkar Bu yüzden, ceza için ayırt edici uyarıcının her zaman ortamda bulunması gerekir

2-Eğer bir davranış cezalandırılıyorsa, her seferinde cezalandırılmalıdır

Kaçma; itici bir uyarıcıya maruz kalan organizmanın bir davranış yaparak bu uyarıcıdan kutulması ya da bu uyarıcının etkisinin azalmasıdır Örneğin; başağrısı başladıktan sonra ilaç almak

Genellikle kaçmayı, kaçınma izler

Kaçınma; organizma itici bir uyarıcıya maruz kalmadan, sözkonusu muhtemel itici uyarıcıyı, geciktirici davranıştır

Örneğin; başağrısı gelmeden önce ilaç alarak başağrısını başka bir itici uyarıcıya kadar geciktirmektir

Zamanlı kaçınma koşullama; organizmanın itici uyarıcının gelmesine yakın sürelerde yüksek davranış göstermesi ve davranışa son vermesidir

Pekiştirme tarifeleri:

Pekiştirme tarifeleri; bir davranışın ne zaman ya da kaçıncı tekrardan sonra pekiştirileceğini gösteren tarifelerdir

Pekiştirme tarifeleri ikiye ayrılmaktadır:

1-Oranlı tarifeler,

2-Fasılalı (aralıklı) tarifeler

Oranlı tarifeler; organizmanın pekiştirici olabilmesi için birden fazla davranım yapması gerekir

Fasılalı tarifeler; organizmanın pekiştireç alabilmesi için belirli bir süre beklemesi ve o sürenin bitiminde de uygun davranışı yapması gerekir

Oranlı tarifeler:

a)Sabit oranlı tarifeler (FR), b)Değişken oranlı tarifeler (VR)

Fasılalı tarifeler:

a)Sabit fasılalı tarifeler (FI), b)Değişken fasılalı tarifeler (VI)

Sabit oranlı tarife (FR); organizmanın pekiştireç alabilmesi için tamamlaması gereken davranış sayısı her seferinde aynıdır

Örneğin; organizma üç davranışta bir pekiştireç alıyorsa, tekrar pekiştireç olabilmesi için başa dönmesi gerekmektedir

Değişken oranlı tarife (VR); organizmanın pekiştireç olabilmesi için, tamamlaması gereken davranış sayısı her seferinde farklıdır

Burada sayılar, tamamen tesadüfidir Matematiksel bir ilişki kurulmaz Kurulursa sabit oranlı olur Sayılar düzenli olduğunda, organizma bunu anlıyor ve davranışın topoğrafyası belirlenmiş oluyor

Oranlı tarifelerde tarife zayıfladıkça (daha fazla sayıda davranışa pekiştireç verilmesi), davranım sayısı artar

Zayıf tarife; davranım sayısının gittikçe artırılarak pekiştireç verilmesidir Yani organizmanın, pekiştireç alabilmesi için davranış sayısını her seferinde artırması gerekir

Zorlanma; oranlı tarifelerde, oranın aniden yükseltilmesi sonucu davranışta görülen duraklamadır

Davranışı en güçlü sürdüren; ‘değişken oranlı tarife’dir Bu tarife en zor sönen tarifedir Sönmeye direncin en düşük olduğu tarife; ‘sabit fasılalı’dır

Sabit fasılalı tarife; organizmanın pekiştirici alabilmesi için beklemesi gereken süre, her seferinde aynıdır

Değişken fasılalı tarife; organizmanın pekiştireç alabilmesi için beklemesi gereken süre, her seferinde farklıdır

Örneğin; organizma üç dakika bekledikten sonra uygun davranışı yapıyor ve pekiştireci alıyor

Ardaşık tarife; bir tarife diğerine eklendiği zaman meydana gelen ‘katışık tarife’ye denir

Davranışın sıklığını etkileyen değişkenler:

1-Tarifenin cinsi; davranışın hangi tarife ile pekiştirildiğidir

2-Tarifenin zayıflığı; özellikle oranlı tarifelerde tarife zayıfladıkça, organizmanın davranış sıklığı artar

Fasılalı tarifelerde, batıl davranışın ortaya çıkışını engellemek için sürenin sonunda organizmanın uygun davranışı yapması ve pekiştirecin verilmesi gerekir

Uygun davranışı yapmayıp beklediği süre, tarifenin süresi değildir

Davranımlar arası süre ya da IRT: (İki davranım arasında geçen süre)

Oranlı tarifelerde, kısa IRT ler ayrımlı olarak pekiştirilir IRT ler kısaldıkça, organizmanın pekiştirici olma olasılığı artar IRT ler uzun olduğu zaman, organizmanın davranım sayısı düşüktür Dolayısı ile pekiştireç olma olasılığı düşüktür

Oranlı tarifelerde, davranışın sıklığını etkileyen bir değişken de oranın kendisidir Bu tarifelerde bir davranış, kendinden önceki bir davranış için ayırt edici uyarıcıdır Bu nedenle oranlı tarifeler; şartlı, ikincil pekiştireçlerdir

Oranlı tarifelerde, davranışın sıklığını etkileyen değişkenleri toparlarsak:

1-Kısa IRT lerin, ayrımlı olarak pekiştirilmesi

2-Oranın kendisi, şartlı pekiştireç haline gelmektedir

3-Davranım sayısı

Fasılalı tarifelerde ise organizma pekiştiriciyi aldığı an, davranışı kesiyor sonra yavaş yavaş tekrar davranışta bulunur

Tepkisel koşullama:

Tepkisel davranışlar, bir anlamda refleks tepkilerden oluşuyor Bunlar, içgüdüsel olarak ortaya çıkan davranışlardır Yani doğuştan getirilen davranışlardır

Tepkisel koşullama; herhangi bir tepkiyi, başlangıçta nötr olan bir uyarıcının kontrolü altında tutma olayıdır

Koşulsuz uyarıcı ise bir tepkiyi, herhangi bir koşula bağlı olmadan ortaya çıkartma özelliğine sahip uyarıcıdır Buna bağlı olarak, açığa çıkan tepki ise koşullu tepkidir

Koşullu uyarıcı; başlangıçta nötr olan ve koşulsuz uyarıcıyla birlikte bulunma sonucu, koşulsuz tepkiyi ortaya çıkarmaya başlayan uyarıcılara; koşullu uyarıcı denir Bu uyarıcıya bağlı olarak ortaya çıkan tepkiye ise ‘koşullu tepki’ denir

Örneğin; şiddetli ışık à gözbebeğinin büyümesi


Bir nötr uyarıcı nasıl koşullu uyarıcı haline getirilebilir?

a) Zamandaş koşullama; önce koşullu uyarıcı verilmeye başlanır Bundan en geç, 5 saniye sonra koşulsuz uyarıcı verilir

b) Gecikmeli koşullama; teknik olarak zamandaş koşullamayla aynıdır Fakat koşulsuz uyarıcı, koşullu uyarıcının başlamasından en az 5 saniye sonra verilir Zamandaş koşullamadan farkı; sürededir

c) İzli koşullama; koşullu uyarıcı verilip bittikten sonra koşulsuz uyarıcı veriliyor Bu işlem, defalarca yapıldıktan sonra koşullu uyarıcıyı yalnız verdiğimizde, bittikten sonra koşullu tepki ortaya çıkıyor İki uyarıcı arasında süre; yarım saniyedir

d) Ters koşullama; önce koşulsuz sonra koşullu uyarıcı veriliyor Bu yüzden, davranışı kontrol edici özellik taşımaz

e) Zamanlı koşullama; bir koşullu uyarıcı yoktur Koşulsuz uyarıcı tek başına defalarca verilir Arada geçen zaman, koşullu uyarıcı haline gelir Ve bir süre sonra koşulsuz uyarıcının verilmediği durumlarda, tepki ortaya çıkar Bu tepki de koşullu tepkidir İki uyarıcı arasında geçen süre 3 saniyedir

Tepkisel koşullamanın özellikleri:

1-Herhangi bir organizma, tepkisel koşullamada kullanılabilir

2-Organizma, koşullu ve koşulsuz uyarıcılar arasındaki zaman ayırt etmeyi öğrenebilir

3-Hemen her zaman her türlü uyarıcı, koşullu uyarıcı olarak kullanılır

4-Koşulsuz uyarıcının niteliği, koşullu tepkinin niteliğini belirler Örneğin; koşulsuz uyarıcı ‘yemek’ ise koşullu tepki de bununla ilgilidir (Salya salgılamak gibi)

5-Koşullu ve koşulsuz uyarıcının zaman bakımından yakınlığı önemlidir Bu ikisi arasındaki zaman süresi artarsa, koşullu uyarıcı etkinliğini kaybeder

6-Koşullu uyarıcının şiddeti, koşullanmayı etkiler Özellikle itici uyarıcılar (şiddetli elektrik şoku gibi), koşullu uyarıcılar olarak kullanılacaksa bunların şiddeti çok önemli hale gelir Çünkü genel olarak, organizmalarda refleks hiyerarşilerinden sözedilir Refleks hiyerarşilerinin, üst basamaklarındaki refleksler hem çabuk olarak ortaya çıkmakta hem de vücudun her tarafında gözlenir Yani bir koşulsuz uyarıcı, birden fazla tepki ortaya çıkarmaktadır Bu refleks, ‘üstün bir refleks’tir

Oysa şiddetli bir ışık karşısında sadece gözbebekleri büyür Üstün bir refleksin koşulsuz uyarıcısı daha aşağı düzeydeki bir tepki için, koşullu uyarıcı olarak kullanılamaz

Üstün refleks; bir koşulsuz uyarıcının, birden fazla tepki ortaya çıkarmasıdır

Karşıt koşullama; güçlü refleksin koşulsuz uyarıcısını, zayıf refleks için koşullu uyarıcı yapılmak isteniyor Ancak bu işlem yapıldığında, işlem tersine dönüyor Yani zayıf refleksin koşulsuz uyarıcısı, güçlü refleks için koşullu uyarıcı durumuna geliyor

Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.